"Yeşil Kahve" Gerçeği Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Yeşil Kahve Aslında Bir Yalandan mı İbaret ?

Bunu buradan bam diye yüzünüze karşı söylemek sizin için de bizim için de kolay değil biliyoruz ama artık birilerinin bunu söylemesi gerekiyor diye düşünüyoruz.

Sizi kandırdılar sevgili okuyucular. Evet hepimiz kandırıldık. Araştırmış iseniz bu ürünlerin satışını yapan bazı kişi yada şirketlerin - Kimseye atıfta bulunmak istemeyiz - ya bilmediklerinden yada dürüst görünmek amacıyla bunu söylediklerini görmüşsünüzdür. “Yeşil Kahve Farklı Bir Kahve Çeşidi Değildir” diye. Evet bu konuda haklılar çünkü yeşil kahve denilen şey aslında olgunlaşmamış, kurumaya terkedilmemiş, kavrulmamış, işlenmemiş ham kahvedir. İçtiğimiz normal kahvenin içinde bulunan kafein etken maddesinin zaten yağ ve protein yıkıcı bir madde olduğu uzun yıllardır bilinen bir bilgiydi. Bunu spor antrenörleri ve diyetisyenler zaten sade olması koşuluyla - kalp hastaları haricindeki kişilere - tavsiye ediyorlardı. Bir kahve çekirdeğinin kavrulması, kurumaya bırakılması yada endüstriyel işlemden geçmesi o çekirdeğin etken maddesini yitirmesine de sebep olmuyor. Yani kahve çekirdeğini olgunlaşmamışken içmenizle hasadı tamamlandıktan sonra içmeniz arasında hiç bir fark yok. Tabii Ekonomik etkenler dışında…

Peki Nedir Bu Ekonomik Etkenler ?

Bilindiği üzere dünyanın en büyük kahve ihracatçısı Brezilya’dır. Kolombiya ve bazı Afrika ülkelerinde kahve yetişse de bu artan nüfus hacminin kahve ihtiyacını sağlayacak türden bir üretim sayılmaz. Ancak geçtiğimiz yıllarda Brezilya nüfusun ihtiyacını karşılamakta zorlanmış ve bu konuyla ilgili kahve üreticileri bir açıklamada bulunmuşlardı. Dünya genelinde de gerek yüksek vergi alınması gerekse arz talep orantısı sebebiyle kahve uzun yıllardır EMTİA (Değerli Hammadde) piyasalarındaydı. Ve geçtiğimiz yıl Brezilya’yı vuran kuraklık kahve fiyatlarında %68’lik artışı da beraberinde getirdi. Ilıman ve yağışlı ortam seven kahve ağaçları kuruyor ve çekirdekler yeterli ölçüde olgunlaşamadığı için erkenden toplanarak satışa sunulması gerekiyordu. Fakat geleneksel kahve çekirdeğini de olgunlaşmadan satmak çok zordu. Kişisel bakım ve kozmetik ürünlerine artan rehabet ve kahve çekirdeğinin yağ, protein yıkıcı etkisi göz önüne alındığında bu işten sıyrılmanın çok da zor olmadığı açık ve netti. Kahve borsasını takip etmek ve gelecek günlerde nasıl bir strateji geliştireceklerini tahmin etmek için buraya bakabilirsiniz.

Dünya’nın önde gelen kahve üreticileri ve alternatif tıptan para kazanan uzmanlarının işe ne açıdan baktığını incelediğimizdeyse yanılmış olmadığımızı görüyoruz. Bu yolla kahve krizi atlatılmış ve kahve çekirdeği konusunda deyimi yerindeyse çığır atlanmıştır. Ülkemizde her geçen gün farklı bitki türlerinin bazı bilim adamları (!) tarafından satış odaklı tanıtıldığını fark etmemiş olmanız olası değildir sanırım.

Yeşil Kahve’nin iki kat fiyata satıldığını gördüğünüzde bu sebeple fazla şaşırmayacağınızı umuyoruz.