Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı Ve Eğitim Konferansı
Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı Ve Eğitim Konferansı
İSTANBUL (AA) - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Temel Eğitim Genel Müdürü Doç. Dr. Cem Gençoğlu, “Büyümek, gelişmek ve güçlü bir Türkiye için çocuklarımızın ve gençlerimizin topluma duyarlı ve bilinçli bir nesil olarak yetiştirilmesi hepimizin görevi.” dedi.
Gençoğlu, Sabri Ülker Vakfı’nca toplumda beslenme ve sağlıkla ilgili bilimsel farkındalık oluşturabilmek amacıyla düzenlenen Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı ve Eğitim Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin kalkınması, gelişmesi, refahı ve mutluluğunun çocukların iyi ve doğru bir şekilde yetiştirilmesine bağlı olduğunu söyledi.
Eğitime yapılan her türlü yatırımın, çocuklara kazandırılan her türlü doğru alışkanlığın geleceğe yapılmış en iyi yatırım olduğunu vurgulayan Gençoğlu, eğitim gibi dinamik ve sürekli yenilenmeyi gerektiren bir alanda kalitenin artırılmasının, toplumun tüm kesimlerinden iş birliklerinin sağlanmasının mevcudu daha da iyileştireceğini, geleceğe yapılan yatırımın kalitesini artıracağını söyledi.
Dünyada 2,3 milyardan fazla okul çağındaki çocuğun, zamanlarının üçte birini okullarda geçirdiğini aktaran Gençoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu nedenle okullar, çocukların ve gençlerin hayata olumlu bir bakış açısı geliştirmelerine ve sağlıklı yaşam tarzları oluşturmalarına yardımcı olacak bir ortam oluşturmak zorundadır. Sağlıklı beslenmede ve düzenli fiziksel aktivite yapmada çocukları ve gençleri desteklemede kritik bir rol oynayan okullar, sağlıklı yaşam politikalarını ve uygulamalarını müfredatlar ile bütünleştirerek sağlıklı davranışları pekiştirmek için öğrenme fırsatları sağlayabilir. Çünkü okullar, yaşam boyu sağlıklı yaşam bilinci oluşturmalarında onlara yardımcı olacak önemli bir rol üstlenmektedir. Sağlıklı öğrenciler, daha iyi öğrenirler ve bu akademik başarı için de önemlidir.”
- “Mutlu Çocuklar Güçlü Türkiye”
Doç. Dr. Cem Gençoğlu, 2023 Vizyon Belgesi'ni “Mutlu Çocuklar, Güçlü Türkiye” vurgusuyla tasarladıklarını belirterek, öğrencilerin, öğretmenlerin ve tüm okul personelinin sağlıklı okul yaşamları ve uygulamalarının, toplumun büyük bir kısmının da ruhsal, bedensel ve sosyal açıdan tam bir iyilik halinde olmasını sağlayacağını kaydetti.
Büyümek, gelişmek ve güçlü bir Türkiye için çocukların ve gençlerin, topluma duyarlı ve bilinçli bir nesil olarak yetiştirilmesinin herkesin görevi olduğunu ifade eden Gençoğlu, bu misyonla uzun soluklu bir yatırım aracı olan eğitimin 'Türkiye’nin gelişmesinde geleceğin garantisi' olduğu gerçeğinden yola çıkarak toplumsal kalkınmayı sağlayacak her türlü çalışmayı desteklediklerini aktardı.
Gençoğlu, tüm dünya ülkelerinin; öğrencilerin zenginleştirilmiş içerikler ile yüksek kaliteli öğrenme fırsatlarına sahip olmalarını sağlamak için eğitim sistemlerini hastalık, iklim değişikliği ya da doğal kaynaklı afetler karşısında krizleri karşılayabilecek biçimde güçlendirmesi gerektiğini vurguladı.
Salgın döneminin, eğitimde inovasyon için sektörler arası iş birliklerinin ortak hedefler doğrultusunda oluşturulmasının önemini gösterdiğini vurgulayan Gençoğlu, “Sağlıklı beden ve ruh sağlığının öneminin tartışmasız öncelik olduğu gerçeğinden yola çıkarak sosyal sorumluluk duygusu ile başlatılan tüm girişimleri destekliyoruz.” dedi.
- “Ülkemizin her köşesinde pek çok çocuğa ve yetişkine ulaştık”
Sabri Ülker Vakfı Başkanı Talat İçöz de Türk gıda sektörünün duayeni Sabri Ülker anısına kurulan ve misyonunu merhum Sabri Ülker’in hayat felsefesinden alan bir vakıf olduklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Toplumsal gelişmeye katkı sağlayan birçok projeye öncülük eden ve topluma hizmet eden pek çok vakfın da kuruluşunda yer alan merhum Sabri Ülker, 70 yıl önce bile araştırma geliştirme çalışmalarına büyük önem verirdi. Bilimin gücüne inanan Sabri Ülker’in bu misyonunu vakıf olarak devam ettirmeyi kendimize görev addediyoruz. Bu doğrultuda çalışmalarımızı hem uluslararası hem de ulusal iş birlikleriyle yürütüyoruz. Avrupa Beslenme Vakıfları İletişim Platformu’nun Türkiye’den tek üyesi olarak 10 senedir dünya genelinde referans kabul edilen kurumlar ile iş birliği içinde Türkiye’nin referans kurumu olma hedefiyle yolumuza devam ediyoruz.”
İçöz, vakfın sağlıklı bir toplumun sağlıklı bireylerle inşa edilebileceğine duyduğu inancın, bilim dünyasıyla toplum arasında güçlü bir köprü olma sorumluluğunu da beraberinde getirdiğini vurgulayarak, “Bu sorumluluk biliciyle 10 yıl boyunca çok gayret sarf ettik ve çok değerli bilim insanlarımızın katkılarıyla birçok projeyi halkımızla buluşturduk. Ülkemizin her köşesinde pek çok çocuğa ve yetişkine ulaşarak doğru beslenme ve sağlıklı yaşam konularında bilinç düzeylerini bilimle destekleyip yükseltmek için tempomuzu her yıl daha da artırarak var gücümüzle çalıştık.” diye konuştu.
İçöz, sağlık okuryazarlığının önemine de dikkati çekti.
Sabri Ülker Vakfı Genel Müdürü Begüm Mutuş ise Türkiye’de sağlık ve beslenme alanlarında yaşanan bilgi kirliliğiyle mücadele ederek bilimsel bilginin yayılmasında referans kurum olma amacıyla çalışmalarına yenilerini eklediklerini bildirdi.
Toplum sağlığı, çocuklar ve sonraki kuşakların sağlığı için çalışmalar yürütmenin önemine inanan bir vakıf olarak 2011 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü ile birlikte yürüttükleri “Yemekte Denge Eğitim Projesi” ile bu konularda oldukça büyük yol katettiklerini anlatan Mutuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“4 ilde başlayan projemiz, şu anda öğrenci sayısı ve sınıf düzeyi açısından Türkiye’nin en kapsamlı ve sürdürülebilir beslenme eğitim projesi haline gelmiş durumda. 20 ilde 6 milyonun üzerinde öğrenci, öğretmen ve ebeveyne ulaşıyoruz. Yurt dışında beslenme dünyasının nabzının attığı kongrelerde en iyi uygulama örneği olarak gösteriliyoruz. Yemekte Denge Projesi ile çocuklarımıza dengeli beslenme ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını öğreterek farklılaştırılmış alıştırmalar, interaktif oyunlar, eğiticilerin derste kullanabilecekleri sunumlar, besin kartları ve posterlerle bu süreci pekiştiriyoruz.”
Mutuş, yeni modüllerle sürekli geliştirdikleri dinamik projenin 8’inci yılında hayata geçirdikleri “Aktif Yaşıyoruz” modülü ile çocukları fiziksel aktiviteye teşvik ettiklerini belirterek, “Sınıf içinde uygulanan 10 dakikalık fiziksel aktivitelerden oluşan Aktif Yaşıyoruz modülüyle projenin uygulandığı okullardaki öğrencilerin güne eğlenceli egzersizlerle başlamasını sağladık.” dedi.
Bu yıl proje ile ilgili çok heyecan verici bir haberi olduğunu, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile gıda israfı özelinde gıda okuryazarlığı eğitimi konusunda bir iş birliğine imza attıklarını bildiren Mutuş, projeye eklenecek yeni eğitim modülü ile çocuklara israf bilinci ve gıda içeriği okuma alışkanlığı kazandırmayı hedeflediklerini kaydetti.
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Eğitim Programları ve Öğretim Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hünkar Korkmaz, çocuğun beslenmesinin ulusal güvenlik ve beka meselesi olduğunu söyledi.
Beslenme bozukluklarının eğitim için önemli bir sorun oluşturduğunu vurgulayan Korkmaz, “Beslenme bozuklukları, çocuklarımızın okula devamını ve iyi olma halini olumsuz yönde etkiliyor.” dedi.
Yorum Yazın