Görüş Bildir
Haberler
Tokyo Metrosu'nda Düzenlenen Sarin Gazı Saldırısı ve Aum Shinrikyo Tarikatı

Tokyo Metrosu'nda Düzenlenen Sarin Gazı Saldırısı ve Aum Shinrikyo Tarikatı

09.11.2021 - 07:30

'Aum Shinrikyo' tarikatı tarafından 1995 yılının Mart ayında düzenlenen 'sarin gazı saldırısı' hakkında bilinenleri sizin için derledik. İyi okumalar.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1995 yılının Mart ayında düzenlenen saldırı, 14 kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı.

1995 yılının Mart ayında düzenlenen saldırı, 14 kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı.
en.wikipedia.org

5500 kişinin yaralandığı, bine yakın kişinin görme bozuklukları yaşamasına neden olan saldırı, iş çıkışı saatinde gerçekleştirilmişti. Devlet binalarının yer aldığı Kasumigaseki ve Nagatachō bölgelerinden geçen trenlere yapılan saldırıda zehirli bir tür 'sinir ajanı' olarak tabir edilen ve sinir sistemini bozarak felçe sebebiyet veren sarin gazı kullanıldı.

Saldırı, 'Aum Shinrikyo' adlı tarikat tarafından gerçekleştirildi.

Saldırı, 'Aum Shinrikyo' adlı tarikat tarafından gerçekleştirildi.
www.bbc.com

Chizuo Matsumoto adlı bir eczacı tarafından meditasyon eğitimi verme amacıyla kurulan Aum Shinrikyo, 'kıyamet'in ABD ile Japonya arasında yaşanan bir savaş ile geleceğine, bu kıyametin kaçınılmaz olduğuna ve tarikat üyeleri dışındaki herkesin ölüp cehenneme gideceğine inanıyordu. Tanrı Şiva'ya tapınan tarikat kısa sürede büyüdü ve dünyanın çeşitli yerlerinde müritler edindi.

Tarikat büyüdükçe eylemlerindeki şiddetin dozu da artış gösterdi.

Tarikat büyüdükçe eylemlerindeki şiddetin dozu da artış gösterdi.
en.wikipedia.org

Aum Shinrikyo'nun inancına göre, tarikat üyeleri tarafından öldürülen insanlar cennetle ödüllendirilecekti. Kıyamet sonrasında sağ kalan tarikat üyeleri tarafından (Budizm öğretisinde yer alan bir tür spiritüel krallık olan) Shambhala krallığı kurulacaktı. Tarikatın kurucusu Matsumoto'nun akıl sağlığı da gün geçtikçe bozulmaktaydı. Ayrılmak ve yeni bir hayata başlamak isteyen mensuplar ortadan kayboluyor, çoğunun cesedine bile ulaşılamıyordu.

Tarikatın Tokyo Hükümeti tarafından tanınması, büyümesini hızlandırdı.

Tarikatın Tokyo Hükümeti tarafından tanınması, büyümesini hızlandırdı.

Tarikatın Tokyo Hükümeti tarafından dini kurum statüsünde tanınması, bazı vergi muafiyetlerini ve özgürlüğü beraberinde getirdi. Sonraki yıllarda tarikat üye sayısını katladı ve toplam serveti 1 milyar doları aştı. Adını Shoko Asahara olarak değiştiren tarikat lideri kendini peygamber ilan etti ve yapılacak parlamento seçimlerine tam 25 adayla girerek siyasi yönetime de talip oldu.

Tarikatın adı, avukat Tsutsumi Sakamoto ve ailesinin öldürülmesi olayıyla da duyuldu.

Tarikatın adı, avukat Tsutsumi Sakamoto ve ailesinin öldürülmesi olayıyla da duyuldu.

Tarikata karşı söylemleriyle bilinen ve lider Asahara'yı dava etmeye hazırlanan avukat Tsutsumi Sakamoto, 1989 yılında eşi ve 1 yaşındaki oğullarıyla beraber öldürüldü. Sakamoto, lider Asahara'nın iddialarının doğruluğunu araştırıyordu, hatta Asahara'yı (iddia ettiği gibi olağanüstü güçlere sahip olup olmadığının anlaşılması için) kan testi yaptırmaya ikna etmişti. Sakamoto, tarikat üyelerinin zorla üye yapıldığını ve bazı eşyaların değerinden çok daha pahalıya satılarak tarikata para kazandırıldığını iddia ediyordu. Bu iddialarını ispat etmesi, tarikatın maddi olarak çöküntüye uğraması anlamına geliyordu.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Tarikat üyeleri, metro saldırısından çok önce de kimyasal gazlarla çalışmalar yürütmekteydiler.

Tarikat üyeleri, metro saldırısından çok önce de kimyasal gazlarla çalışmalar yürütmekteydiler.

Tarikata üye olan kimyagerler ve biyologlar, yüksek tesirli kimyasal gazların üretilmesi ve depolanması için çalışıyordu. Bu gazların etkili olup olmadığının anlaşılması için fareler denek olarak kullanılıyordu. Başarısızlıkla sonuçlanan saldırılardan birinde, zehirli olduğu düşünülen tam üç kamyon gaz Amerikan deniz üslerinin ve rakip tarikat binalarının da aralarında bulunduğu bir dizi yerleşime gönderildi. Asahara bu sayede 'kıyamet'in fitilini ateşleyeceğini düşünüyordu, ancak şans eseri bu gazlar insanlara zarar vermedi.

Aum Shinrikyo'nun özellikle doksanların başlarında kimyasal silahlar üzerinde çalıştığı biliniyor.

Aum Shinrikyo'nun özellikle doksanların başlarında kimyasal silahlar üzerinde çalıştığı biliniyor.

Kimyasal silahların depolanması için fasiliteler kuran ve türlü bombaları çeşitli bölgelerde deneyen Aum Shirinyo, bu denemeleri kamuoyunda duyulunca yaşanabilecek bir polis baskınından çekindi ve bu tür faaliyetleri arka planda yürütmeye devam etti. Aum Shirinyo'nun kimyasal silah üretip depoladığı üslerinde LSD, PCP, metanfetamin ve siklosarin gibi maddeler mevcuttu. Hem kitlesel saldırılar için hem de tarikat üyelerinin beyninin yıkanması için kullanılan bu maddeler, tarikat aleyhinde çalışma yürüten kişilere düzenlenen saldırılarda da işe yarıyordu.

1995 yılına gelindiğinde, Aum Shirinyo büyük çaplı kitlesel saldırılar düzenleyebilecek güce ve kaynağa sahip olmuştu.

1995 yılına gelindiğinde, Aum Shirinyo büyük çaplı kitlesel saldırılar düzenleyebilecek güce ve kaynağa sahip olmuştu.

Aum Shirinyo üyeleri, 20 Mart 1995 gününün iş çıkış saatlerinde, günün en kalabalık vakitlerinde sade vatandaş kılığında bu saldırıyı gerçekleştirdi. Sarin maddesi sıvı haline getirilmiş, plastik şişelere doldurulmuş ve etrafına gazete sarılarak saldırganlara verilmişti. Saldırıyı gerçekleştiren beş üyenin her birinde birer litre sıvı sarin bulunmaktaydı. Vakit geldiğinde saldırganlar ellerindeki şemsiyelerin sivri uçlarıyla bu plastik şişeleri deldiler. Sarin, uçuculuk düzeyi en yüksek olan kimyasal madde olduğu için havada yayılıp soluyan vatandaşları etkilemesi de uzun sürmedi.

Saldırganlar plastik şişeleri delip gazı yaydıktan sonra metrodan inip kayıplara karıştı.

Saldırganlar plastik şişeleri delip gazı yaydıktan sonra metrodan inip kayıplara karıştı.

Saldırıların gerçekleştirildiği metro duraklarının çıkışında bekleyen araçlara binen beş saldırgan, hızla kayıplara karıştı. Saldırganlardan biri doktor, ikisi fizikçi, biri de bilgisayar mühendisiydi. Saldırı 5000'in üstünde vatandaşın hastanelik olmasına neden oldu. Görgü tanıkları, dehşet içinde kaçmaya çalışan vatandaşların görüntülerinin savaş alanını andırdığına dikkat çekiyordu. 17 kişinin durumu kritikti; 37 kişi ağır yaralanmış, 984 kişi geçici görme bozukluklarıyla karşı karşıya kalmıştı.

Saldırının ardından polis, tarikat binasına baskın yaptı ve sorumlular tutuklandı.

Saldırının ardından polis, tarikat binasına baskın yaptı ve sorumlular tutuklandı.

Sarin gazı saldırısı, Japonya'nın 2. Dünya Savaşı'ndan beri karşı karşıya kaldığı en ölümcül saldırıydı. Aum tarikatı yerel hükümet sayesinde elde ettiği statüyü kaybetti ve malvarlıklarına el konuldu. Tarikat üyelerinin büyük çoğunluğu liderlerini ve öğretileri bırakmayı reddetti. 2004 yılında tam 189 tarikat üyesinin yargılandığı dava sonucunda lider Asahara ve 12 müridi idam cezasına çarptırıldı. Asahara, 2018 yılında asılarak idam edildi.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Aum Shinrikyo tarikatı, 'Aleph' adıyla faaliyetlerini sürdürüyor.

Aum Shinrikyo tarikatı, 'Aleph' adıyla faaliyetlerini sürdürüyor.

Tüm bu olaylara rağmen bugün itibarıyla tam 2100 müride sahip olan tarikat, şiddet eylemlerini lanetlese de Asahara'nın öğretilerini yaymayı sürdürüyor. Dünyanın birçok yerinde terör örgütü olarak tanınan Aum Shirinyo'nun Japonya'daki hukuki varlığı hala tartışma konusu ve tarikatın tüm faaliyetleri devlet tarafından yakından izleniyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir!

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
9
7
5
2
1
1
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Resho

Gördüğümüz gibi konu yine 1 adam ve ilahi olan ve olmayan bir dini manipüle ve istismar etmesi. Hiç sekmiyor.