Görüş Bildir
Haberler
Kitap Okumayı Sevenlere Özel Farklı Konularıyla Yerli Ve Yabancı 15 Roman Önerisi

Kitap Okumayı Sevenlere Özel Farklı Konularıyla Yerli Ve Yabancı 15 Roman Önerisi

1. Ölü Ozanlar Derneği (Dead Poets Society) - N. H. Kleinbaum

1. Ölü Ozanlar Derneği (Dead Poets Society) - N. H. Kleinbaum

''Geleneklere olan bağlılığı ve katı disiplin kurallarıyla ünlü Welton Akademisi'nin öğrencilerinin okul ve yatakhane arasında geçen tekdüze hayatları yeni İngilizce öğretmenleri John Keating'in okullarına gelmesiyle bir anda değişir. İyi birer üniversiteye girmeleri için onları çok yoğun bir tempoda çalışmaya zorlayan öğretmenleri ve ebeveynlerinin aksine,bu ele avuca sığmaz adamın onlardan tek bir isteği vardır: Anı yaşamaları ve hayatlarını olağanüstü kılmaları. Byron, Shelly, Keats ve Shakespeare ile edebiyatın büyülü dünyasına dalan gençler Keating'in öğrencilik yıllarında üye olduğu gizli bir kulüp olan Ölü Ozanlar Derneği'ni de yeniden canlandırırlar. Ne var ki daha yeni kavuştukları özgürlüklerinin trajik sonuçları olabileceğini çok geçmeden farkına varacaklardır. 'Acaba Ölü Ozanlar Derneği'nin bu yeni nesil üyeleri hayallerini yıkmaya kararlı otoritelerin baskısından kurtulmayı başarabilecekler midir?'

İçeriğin Devamı Aşağıda

2. Veronika Ölmek İstiyor (Veronika Decides To Die) - Paulo Coelho

2. Veronika Ölmek İstiyor (Veronika Decides To Die) - Paulo Coelho

''Veronika, her istediğine sahip görünen, renkli bir yaşam süren, yakışıklı erkeklerle gezip tozan genç bir kadın olmasına karşın, mutlu değildir. Yaşamında bir şeylerin eksikliğini hissetmektedir. Başarısız bir intihar girişiminin ardından, kendine geldiği zaman bir akıl hastanesindedir. Üstelik çok kısa bir ömrü kaldığını öğrenir. Zaten ölmek isteyen Veronika bu süreçte, başka dünyaların insanlarını tanırken kendisini de keşfetmeye başlar.''

3. Yabana Doğru (Into the Wild) - Jon Krakauer

3. Yabana Doğru (Into the Wild) - Jon Krakauer

''Yabana Doğru toplum tarafından onaylanmış bir hayat idealini yansıtan tüm ölçütleri bir kenara bırakarak doğada yaşamaya giden genç bir adamın gerçek yaşam öyküsü. Sean Penn tarafından Eddie Vedder'ın unutulmaz müzikleri eşliğinde sinemaya da uyarlanan ve En İyi Yardımcı Oyuncu dalında Oskar adayı da olan Yabana Doğru, insanın arayışlarını, toplumun tuzaklarını, bireyin çıkmazlarını ve yaşadığımız hayatları bizlere sorgulatacak, akıllardan kolay kolay silinmeyecek gerçek bir öykü. 

Christopher McCandless, banka hesabındaki 25,000 doları bir hayır kurumuna bağışladı, arabasını çölün ortasında bırakıp sahip olduğu şeylerin çoğundan kurtuldu ve cüzdanındaki tüm parayı yakarak yola koyuldu. Alaska'ya gitti ve doğada tek başına olmanın türlü zorlukları karşısında yılmadan, kendinden başka kimseye tabi olmayacağı alternatif bir yaşam arayışına çıktı.

Paradan, kariyerden, ailevi sorumluluklardan, toplumsal yükümlülüklerden uzakta kendi yaşamını kendi kurmayı seçti. 

Dört ay sonra, çürümeye yüz tutmuş cansız bedeni bir geyik avcısı tarafından bulunacaktı. 

'…Birbirimizi yeniden görene değin aradan çok uzun zaman geçebilir. Ama Alaska'dan tek parça dönebilirsem, benden haber alacağına emin olabilirsin. Sana önerdiğim şeyi tekrarlamak istiyorum; yaşam tarzında köklü bir değişiklik yapmalı, daha önce hiç duymadığın ya da yapmakta kararsız kaldığın türden şeylerin tamamını yapmaya başlamalısın. Çoğu insan onları mutsuz eden koşullarda yaşıyor ve gene de bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmıyorlar. Çünkü güvenli, rahat, rutin bir hayata koşullanmış durumdalar. Tüm bunlar huzur veriyor gibi görünse de insanın içindeki maceracı ruh için kesin olarak belirlenmiş bir gelecekten daha yıkıcı bir şey düşünemiyorum. İnsanın yaşama arzusunun özünde macera tutkusu yer alır. Yaşamın keyfi yeni deneyimlerde yatar, bu yüzden sürekli değişen bir ufuktan daha büyük keyif olamaz.' 

'YAŞADIĞIM BU HAYAT BENİM SEÇİMİM.'

4. Fahrenheit 451 - Ray Bradbury

4. Fahrenheit 451 - Ray Bradbury

''Guy Montag işini seven bir itfaiyeciydi. On yıldır kitap yakıyordu. Gecenin bir yarısında yola çıkışlarını, alevlerin kitapları yutuşunu hiç sorgulamamıştı... Hiç sorgulamamıştı, insanların korkusuzca yaşadıkları bir geçmişi anlatan o 17 yaşındaki genç kızla karşılaşana dek... Montag'ın hayatındaki bütün yanlışlar doğrularla yer değiştirir o andan sonra... İşini, eşini, yaşayışını yeni bir gözle değerlendirir. Önünü alamadığı duyguları onu, asla tahmin edemeyeceği şeyler yapmaya iter. Sansüre, totaliter yönetimlere, kültür endüstrisine ve uzunca bir süredir sürdürdüğümüz yaşam tarzına yönelik en keskin eleştirilerden biri. Okuyun ve kendinizi yeni baştan kurun.''

5. Middlesex - Jeffrey Eugenides

5. Middlesex -  Jeffrey Eugenides

''Ben iki kez doğdum: İlkinde 1960 yılının Ocak ayında, Detroit için inanılmaz derecede dumansız bir günde kız olarak ve daha sonra tekrar 1974 yılının Ağustos ayında Petoskey'de bir acil kliniğinde, ama bu defa ergenlik çağında bir delikanlı olarak. 

Bu cümleyle başlıyor, içinde bulunduğumuz yüzyılın en büyük romanların biri olarak gösterilen Middlesex. Kuşaklar boyunca ondan ona geçip sonunda küçük bir kızın, Calliope Stephanides'in bedeninde çiçeklenen bozuk bir genin hikayesi bu. Genin yolculuğunun sonlandığı yerde, Calliope'nin kendi yolculuğu başlıyor, karşısında ise o yaman soru: Bizi biz yapan şey nedir; genlerimiz mi, seçimlerimiz mi? Ve böylece dinlemeye başlıyoruz Stephanides ailesinin Osmanlı Bursası'ndan Henry Ford'un Detroit'ine uzanan, çağın tüm gelgitlerinden nasibini almış seksen yıllık büyüleyici öyküsünü. Koza Han, İzmir yangını, hayalleri taşıyan dökük gemiler, fabrika dumanları altında kıpırdanan Detroit, içki yasağı, ayaklanmalar, onca hayal kırıklığına rağmen tükenmeyen olasılıklar… Sonunda birleşip Calliope Stephanides'i oluşturacak tüm parçalar. ''

6. Genç Werther'in Acıları - Johann Wolfgang von Goethe

6. Genç Werther'in Acıları - Johann Wolfgang von Goethe

''Genç Werther’in Acıları” yayınlandığı yıllarda bir intihar salgınına yol açınca, Goethe’nin yaşadığı yıllar içinde en çok baskı yapan ve başta Fransızca olmak üzere sırasıyla İngilizce ve İtalyanca’ya çevrilen bu kitabı farklı tepkilerle karşılanmıştır. Werther’in duygusal, içine kapanık, dış dünyadan yalıtılmış kişiliğinin sonucu olarak anlaşılan intihar ‘çözümü’ne karşı, sonu farklı biten “Werther”ler bile yazılmıştır. “Mektuproman” türündeki bu metin, kurmaca Werther figürünün genç Goethe ile özdeşleştirilmesi ölçüsünde bizi bir yazarın özgeçmişinin kurmaca metne yansıma ilişkisi üzerinde de düşündürmektedir.''

İçeriğin Devamı Aşağıda

7. Muhteşem Gatsby (The Great Gatsby) - F. Scott Fitzgerald

7. Muhteşem Gatsby (The Great Gatsby) - F. Scott Fitzgerald

''Yıllar önce daha iyi bir hayata sahip olmak için sevmediği bir adamla evlenen güzeller güzeli Daisy'yi bir türlü unutamayan Gatsby, kendini âşık olduğu kadını geri kazanmaya adar.

Hiç bilmediği, zengin ve gösterişli bir dünyaya tutunmaya çalışan Gatsby, kirli ilişkilerden yakasını bir türlü kurtaramaz ve bu kırık aşk hikâyesi, kahramanlarını tahmin edilmesi güç bir sona doğru götürür…

20. yüzyılın en önemli yazarlarından F. Scott Fitzgerald'ın, I. Dünya Savaşı sonrasında lüksün, şaşaalı partilerin ve sınırsız eğlence anlayışının hâkim olduğu Amerika'da geçen unutulmaz romanı, topluma yöneltilen ciddi bir eleştiridir. Kendi kabuğuna çekilmiş zengin çevreyi arka planda ele alan yazar, gerçekleşemeyen Amerikan Rüyası'nın göz boyayan dünyasını Muhteşem Gatsby'de olağanüstü bir anlatımla ele alıyor.''

8. Saksı Olmanın Faydaları (The Perks Of Being A Wallflower) - Stephen Chbosky

8. Saksı Olmanın Faydaları (The Perks Of Being A Wallflower) - Stephen Chbosky

''Charlie, arkadaşları tarafından daima küçümsenen ve görmezden gelinen, kendi dünyasındaki kişisel sorunlarıyla boğuşmakta olan sorunlu bir gençtir. Gerek sınıf gerekse okul arkadaşlarının acımasızca alay ettiği Charlie, en yakın arkadaşının intihara teşebbüs etmesiyle iyice dibe batar. Aynı sene liseye başlar. Bu yeni okulda tanıştığı iki kardeş, Sam ve Patrick'in kendisini arkadaş olarak kabul etmeleri başlarda imkansız gibi görünse de kısa zaman içerisinde yakın arkadaş olurlar. İki kardeş, son derece çekingen bir genç olan Charlie'yi uyandırıp ona hayattan zevk almayı öğretmeye başlarlar. Charlie, her daim bir kenarda beklemekte olan çocukluk travmasıyla baş etmeye çalışacak; Sam ve Patrick aracılığıyla gerçek dünyayı tanımaya başlayacaktır. ''

9. Çavdar Tarlasında Çocuklar (The Catcher In The Rye) - J. D. Salinger

9. Çavdar Tarlasında Çocuklar (The Catcher In The Rye) - J. D. Salinger

''Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater'ı ve Ackley'i bile, sözgelimi. Sanırım o lanet Maurice'i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.

Çavdar Tarlasında Çocuklar, Salinger'ın tek romanı. Ergenlik çağının içinde, yetişkin dünyanın düzenine karşı isyankar bir çocuğun, bir Noel öncesi başına gelenler... Bu sürecin bir psikiyatri kliniğinde noktalanışı. Holden Caulfield'in masumiyet arayışının iç burkucu romanı.''

10. Metro 2033 - Dmitry Glukhovsky

10. Metro 2033 - Dmitry Glukhovsky

''Yıl 2033... Nükleer savaş sonrası enkaz haline gelen dünyada insan soyu neredeyse tükenmiş, radyasyon yüzünden kentler yaşanamaz halde... Hayatta kalan birkaç bin kişi yeraltına, dünyanın en büyük nükleer sığınağı olan Moskova Metrosu'na sığınıyor. Burası insanoğlunun son kalesi.

Yeraltındakiler için en büyük tehlike Karadelililer. İstasyonlar mini devletlere bölünmüş. İdealler, dinler, temiz su gibi nedenlerle bir araya gelmiş halklar. Duygular yerini içgüdülere bırakmış. Tek bir amaç var: Ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak.

Genç Artyom'a, yaklaşmakta olan karanlık tehlikeye karsı halkı uyarmak için Metro'nun kalbi, 'Polis' istasyonuna gitme görevi verilir. Metro'nun kaderi belki de tüm insanlığın kaderi Artyom'un elindedir artık...''

11. İntiharsızlık - Görkem Kızıldağ

11. İntiharsızlık - Görkem Kızıldağ

Hep derim 'Rüyalarımı bir yerlere yazayım.' diye ve evet, bunu hiç yapmam! Peki, şimdi benimle tek tekerlekli bisiklet mi konuştu yoksa palyaço mu? Umarım bisiklettir; zira palyaçolardan nefret ederim ve ayrıca gözüme vuran güneşten de! Yine sabah olmuş ve ben rüyasında dahi intihar etmeyi beceremeyen bir adamım. 

Zeus bir haftadır her akşam Poseidon'dan küveti doldurmasını rica ediyor, sonra küvete girip suyun içine yıldırımlar gönderiyordu. Ama nafile, hiçbir şey hissetmiyordu. Her defasında 'watt'ı arttırıyordu ama unuttuğu bir şey vardı. Kendisine yer altı dünyası verildiğinden beri Hades, Zeus'a karşı çokta iyi duygular beslemiyordu. Hades'ten izinsiz yer altı dünyasına geçemeyeceği için Zeus'un bu denemeleri yalnızca apartmanın elektriklerinin zırt pırt kesilmesinden başka bir işe yaramıyordu. Apartman sakinleri ise bu duruma pek tepki göstermiyorlardı. Bunun iki nedeni vardı: Birincisi Zeus'un apartman yöneticisi olması; ikincisi ise birikmiş aidat borçları. Bu buhrandan nasıl kurtuluruz adlı toplantımız ise meyve vermişti.

Görkem Kızıldağ dehası ve diliyle -intihar etmeyi isteyen ve bunu onlarca şizofrenik deneyimle birleştiren bir karakterin- yaşadıklarını konu alıyor. Birbirine benzer eserlerden sıkılanlar ve farklılığı deneyimlemek isteyenler için bir başyapıt.

İçeriğin Devamı Aşağıda

12. Lilith - Esra Pekin

12. Lilith - Esra Pekin

'Baktıkça hatırlamak, hatırladıkça acılanmak, acılandıkça nefes almak için…'

Adem'e başkaldırdığı için cennetten kovulan, artık pek hatırlanmayan ve belki de hep yanlış aktarılan Lilith'in hikayesi tarihin içinde kaybolmadı aslında, döne döne, başka yerlerde başka kimliklere bürünerek geri geldi hep. Dünyada lanetlenmiş ve önyargı duvarlarıyla etrafları sarılmış Lilithler yaşıyor hâlâ. Onlardan birinin, Lamia'nın hikayesini anlatıyor Esra Pekin.

Bir bütün olmayı geri dönülmez tehlikeli bir oyun haline getiren iki kardeşin ihanetleri, aşkları, çelişkileri, masumlukları ve kötülükleri; Lamia'nın içindeki intikamla, Lamia'nın gücüyle, güçsüzlüğüyle, suçuyla, cezasıyla çarpışıyor.

Tüketimin vazgeçilmez bir alışkanlık olduğu, seçim özgürlüğünün kelime anlamı içinde güdükleştirildiği, adaletin sözlükte bir kelimeden başka bir şey olmadığı bu dünyada eşitliği kendine bahşedilen güçle sağlamaya çalışan bir kadının hikâyesi Lilith. Şimdi, Önce, Daha da Önce ve Fi Tarihi olarak katman katman ilerleyen roman, tarihin ödüllendirdiği 'masumiyete', cezalandırdığı 'suçluluğa' çomak sokuyor. Bildiğiniz tüm öyküleri tersyüz ediyor.''

13. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku - İlhami Algör

13. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku - İlhami Algör

'Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?' dedi. 'Herif rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı.' 'Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku,' dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi. 'Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku,' dedi, arkasını dönüp gitti. Hikâyeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, eve sığmıyor... Bülbülün çilesi, yazarın zulası... İnceden sarma bir sigara, inceden bir bardak... Jak Danyel isimli bir şişe, Hicran isimli bir yara, tuhaf isimli bir roman. Kafamız iyi, açmayın kapağı, biz böyle iyiyiz.

İlhami Algör, alelacayip aşkların ve oyunbazlığın, hüzünlü dolambaçların yazarı. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, İtalyan Yokuşu'ndan aşağı, rüzgâra asılıp Tophane'ye inen roman. Avaramu! ''

14. Bizim Büyük Çaresizliğimiz - Barış Bıçakçı

14. Bizim Büyük Çaresizliğimiz - Barış Bıçakçı

''O yıl bahar bize eksik yanlarımızı, hiç tamamlanmayacak şeyleri hatırlatarak gelmişti. Yarım yamalak bulutlar, sahanda yumurta güneşi, neremizi ısıttığı belli olmayan bir sıcaklık. Burnumuzu mu, kalbimizi mi yoksa kasıklarımızı mı?

İki yakın arkadaşın aynı kadına âşık olması ve kahvaltıda peynirin üzerine reçel sürebilme iştahı.''

15. Posta Kutusundaki Mızıka - A. Ali Ural

15. Posta Kutusundaki Mızıka - A. Ali Ural

''Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.

Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz?''

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın