İzmir'e Suriyeli Mülteci Akını: Tek Umutları Avrupa'ya Gitmek...
Suriye’deki iç savaştan kaçarak İzmir’e gelen mülteci sayısında patlama yaşandı. Yetkililer göç dalgasıyla başa çıkmakta zorlanırken, göçmenlerin asıl hedefi Yunan adaları. İzmir’e gelen göçmenlerin büyük çoğunluğunu 18-35 yaş arası yalnız erkekler oluşturuyor. Nedeni ise bu yaşlardaki erkeklerin orduya alınıyor olması.
İzmir’in tarihi semti Basmane, uzun zamandır Suriyelilerle kaynıyordu. Ama son 10 günde Suriyeli sayısı inanılmaz boyutlara vardı. Yetkililer akınla başa çıkamazken, yüzde 80’ini gençlerin oluşturduğu yüzlerce Suriyeli, “Hem Esad’ın ordusundan hem IŞİD’den kaçıyoruz” deyip ekliyor: Ama kalıcı değiliz, hedef Yunan adaları...
Hürriyet'ten Banu Şen, izlenimlerini şöyle aktardı:
Basmane Oteller Sokağı, Gar Meydanı, Basmane Meydanı, Kültürpark Fuar’ın çevresi, bir aydır öbek öbek mültecilerle dolu. Ancak bu kalabalık özellikle 10 gündür artış gösterdi. Oteller tamamen dolarken, bazıları ek yatak ve ek oda yapmaya başladı. Otellerde yer bulamayanlar meydanlarda, kahvehanelerde, camilerde, sokak aralarında, duraklarda gruplar halinde geceyi geçiriyor.
Mülteciler ayrı gruplar halinde. Kobani’den geçenler bir yerde, Humus, Şam gibi şehirler ve çevresinden ateş hattını geçip gelenler bir yerde. Mülteciler konuşmaya da çekiniyor. Esad’ın muhbirleri ve IŞİD üyelerinin de sınırı geçerek bu kalabalıklara karıştığı kulaktan kulağa konuşuluyor.
ÇOĞU 18-35 YAŞ ARASI
Hürriyet, çoğu konuşmaktan kaçınan mültecilere İzmir’e son zamanlarda kontrol edilemeyecek şekilde Suriyeli akınının nedenini sordu.
Suriyeli gençler, “Kaçtığımız ordu. 18-35 yaş arası erkekler orduya alınıyor. Savaşmak istemiyoruz ondan kaçıyoruz. Ailelerimiz güvenli kentlerde. Evli-çocuklu olanlar ailelerini de yanlarına alıyor. Amacımız Türkiye’de kalmak da değil. Buradan Yunanistan’a geçmek için geldik” diyorlar.
‘BAŞKA ŞANSIMIZ YOK’
Bir haftadır bir duvarın dibinde yatıp kalkan 5 gence yaklaşıyoruz. Biri bilgisayar mühendisi, biri avukat, biri işletme mezunu, biri mühendis. İkisi Esad’ın ordusundan kaçmış. Fotoğraf çektirmek istemiyor, anlatıyorlar:
“Şam’da çalışıyorduk. Ama iki senedir ailemizin yüzünü göremedik. Orduya katılmamak için kaçtık. Suriye’de para konuşuyor. 300 doları verdin mi pasaport senin. Bir haftadır buradayız. İki kez Çeşme’den kaçarken Yunan askerleri tarafından yakalandık. Her şeyimize el koyup bizi Türk tarafına bıraktılar. Ama kaçana kadar deneyeceğiz. Bir ay içinde gidemezsek Türkiye bizi sınır dışı edecek. Bu da ordunun eline teslim etmek demek. Bu yüzden denizle riskli yolculukla geçmekten korkmuyoruz. Başka hiçbir şansımız yok.”
'KAZANIP KAÇACAĞIZ‘
Resepsiyonuna kadar dolmuş bir otelde bulduğumuz üç gencin yaşları 20, 22 ve 23. Üniversitede İşletme okumuş S., “Ben ve arkadaşlarım üniversiteyi bitirdik. Ordudan kaçtık. Savaşmak istemiyoruz. Önce Yunan adasına geçeceğiz. Arkadaşlarım geçti. Bu yüzden korkmuyoruz” diyor.
Üç çocuklu Imed ve ailesi, geceyi sokakta bir duvarın dibinde geçirmiş. Fotoğraf çektirmek istemiyorlar. Karısı parçalanmış ayaklarını ve ayakkabılarını göstererek anlatıyor:
“Köyümüz Humus yakınlarında. Son 15 gündür bombardıman arttı. Üç gün yol yürüdük. Bizim Yunan adasına geçecek paramız yok. Sadece 500 liramız var. Her şeyimizi bırakıp arkamıza bile bakmadan kaçtık. Burada bir süre berberlik yapıp para biriktireceğiz. O zaman belki Yunanistan’dan Avrupa’ya gidebiliriz.”
‘Ya Esad ya IŞİD! Onlardan kaçtık’
İsmini vermek istemeyen, ancak poz veren M.Y.’yi önce turist zannediyoruz. Şortu, gözlükleri ve Yunan stili hasır şapkasıyla adalara tatile giden bir turist görünümünde. Ama o da Suriyeli mülteci. Anlatıyor: “Burada gördüğünüz erkeklerin hepsi savaşmaktan kaçıyor. Orduya katılıp savaşmak istemiyoruz. Ya Esad ya IŞİD’e katılacaksın. Bu kalabalık kalmak için değil, Avrupa’ya geçmek için.”
‘HER ŞEYİMİZİ BIRAKTIK’
“Sınıra kadar saatlerce yürüyüp geldik. Türkiye bombardımanından sonra geçmek oldukça zorlaştı. Her şeyimizi bıraktık. Ama göze aldık. Türkiye’ye girdiğimiz ilk gün bugün ve hemen İzmir’e geldik. Muhtemelen de bugün Yunan adasına geçmek için bize haber gelecek. Onu bekliyoruz.”