Güzin Abla'dan Bayrağı Devraldık! Sorunu Sor, Ne Yapman Gerektiğini Söyleyelim
Gel seninle bir güzel dertleşelim ne dersin?
Sen sor Onedio cevaplasın.
Biraz zaman!
Senin biraz zamana ihtiyacın var. Haklısın, bu lafı duymaktan epey yoruldun. Fakat bir ilişki yaşadıktan sonra bunun kalbinden, aklından bir anda silinmesi mümkün değil. Maalesef hayatın gerçekleri bu... Sana tavsiyem, işine/okuluna her zamankinden daha fazla yoğunlaşman. Eğer kafanı önemli şeylerle meşgul edersen onsuz yaşayabileceğini bu şekilde de mutlu olabileceğini görebilirsin. Elbette acı çekip üzüleceksin ama emin ol her şey geçtiğinde gülerek hatırlayacaksın bu zamanlarını. Ayrıca şunu unutma: 'Yaşadığın her acı, başına gelecek güzel şeyin kıymetini daha iyi bilmen için gerekli olan anahtarlardır.'
Unutmayacaksın ama kabulleneceksin!
Hayatında yaşadığın hiçbir şeyi unutamazsın, yalnızca kabullenir ve alışırsın. O yüzden ilk olarak bu soruyu hayatından çıkarmakla başla işe. Yani sana iyi gelecek şey unutmak değil. Hem bu da bir tecrübeydi, iyi ya da kötü neden unutasın? Bu tecrübenin de elbet sana kattığı bir şeyler var zamanı gelince daha iyi anlayacaksın bu sözlerimi. Zaman geçtikçe yeni insanlar tanıdıkça ve bir gün yeniden aşık olunca bile unutmayacaksın onu. Fakat hislerin bitmiş olacak. Hatta başka birine o kadar çok aşık olacaksın ki, seni bu yeni aşkına iten geçmişine teşekkür edeceksin.
Nefret etmekten vazgeç!
Bunun tek bir çözümü var. O da nefretini bir kenara bırakman... Çünkü nefretini tetikleyen aslında aşkın. Sen onu sevmekten vazgeçemiyorsun ki. Ona olan hislerin hala bitmediği için kendine, ona kızıyorsun. Nefretin de bu yüzden. Bırak, yeni insanların hayatına girmesine izin ver. Bir daha sevemeyeceğini sanıyorsun değil mi kimseyi? O hiç öyle olmuyor işte. Biri giriyor hayatına bir bakmışsın o ölüp bittiğin aşkın meğer bomboş ve yalan bir sevdaymış. Kendine bunu hatırlat sürekli. En önemlisi de hayatını sanki sana o vermiş gibi, sanki bir boşluktaymışsın gibi hissetmekten vazgeç. Bu hayat senin sahip olduğun en güzel şey fakat hayatını güzelleştirmek ya da kötüleştirmek senin elinde.
Henüz değil!
Daha her şey belli ki çok taze. Yani karşı tarafın sana olan siniri geçmiş değil. Onu terk ettiğin için sana çok kızgın. Sen de bunu yaptığına çok pişmansın ama olmuş bir kere. Ona biraz zaman vermen gerekiyor. Siniri biraz geçsin, seni özlemeye başlayacak işte sen de tam o anda iletişime geçmelisin onunla. Zaten barışmak gibi bir niyeti varsa sana bunu bir şekilde belli eder. Ortak arkadaşlarınızın tavırlarından ya da sosyal medya paylaşımlarından bunu anlayabilirsin aslında. Fakat iletişime geçmeden önce, onu neden terk ettiğini bir hatırlamanda fayda var. Belki de senin için bir alışkanlık bu ilişki, o yüzden barışmak istiyorsun. Şunu unutma, barıştığınızda hiçbir şey daha farklı olmayacak. Yine o problemleri yaşayacaksınız. Kimse değişmez bunu hep hatırlat kendine.
Sakın yalvarma!
Mutlaka dikkat etmen gereken bir şey var bu aşamada. Tamam terk etmiş seni ya da karşılıklı bir anlaşmazlık olmuş ve ayrılmışsınız. Sen onu hala unutamadın ama o senden vazgeçmiş olabilir. Bunu hep göz önünde bulundur. Hatta hayatında bir başkası da olabilir şu an. Zaten biriyle beraberse üzgünüz ama seni belli ki çoktan bitirmiş. Daha da kötüsü seni unutmak için biriyle beraber de olabilir şu an. Sence bu davranışı sana aşık birinin yapabileceği bir şey mi? Seni unutmak için başkalarını kullanması onun karakterini bize baya iyi özetliyor. Kendini tutamayıp bir kere şansını deneyebilirsin. Fakat sakın üstüne gitme, bunu yaparsan kendinden soğutursun onu. Sen onun üstüne gittikçe o senden sıkılmaya başlar. Zaman ver, zaten bir barışma olacaksa bir şekilde gerçekleşir. Bu işlerde taktik olmaz bunu da unutma.
Gurur yapmayı bırak!
Madem barışmak istiyorsun yapman gereken şey çok açık değil mi sence de? Eminiz insanlar sana şu anda 'sakın yazma, sosyal medya hesabında çok mutluymuşsun gibi paylaşımlar yap' falan diyordur. Öncelikle etrafında sürekli seni ve ilişkinizi çok iyi biliyormuş gibi gereksiz konuşan insanlardan uzak dur. Bu sorunun cevabı kendi içinde çünkü. Kimse senin hislerini, yaşadıklarını senden iyi bilemez. Barışmak istiyorsan düz düşün, taktikle falan uğraşma. İlişkinizde hep taktikle uğraştığın için bu durumda değil misin zaten? Al telefonunu eline ve hissettiklerini söyle ona. Kimden korkuyorsun, neyden çekiniyorsun? Gururun sana ne kazandırdı şimdiye kadar? Evet belki ters bir tepki alabilirsin ama bu bilinmemezlikten iyidir. En azından onun hislerini öğrenmiş olursun. Tabii bu durum bir kere için geçerli. Eğer bunu alışkanlık haline getirdiysen ya da getireceksen hiç alma o telefonu eline. İşler daha daha kötüye gitmesin...
Bekle!
Biz kadınlar değişime bayılırız. Özellikle söz konusu saçlarımız ise bir kere boya işine bulaştık mı bir daha kopamıyoruz. Senin de durumun bu. Hal böyle olunca o saçların bu işlemlerden baya zarar görmüş tabii. Madem tekrar boyatmak istiyorsun öncelikle saçların için gerekli bakımları yapmalısın. Yani saçına boyaya hazırlamalısın. Bunun için de birazcık sabretmen gerekiyor. Sana ufak bir tavsiye; hindistan cevizi yağı, saf zeytinyağı ve e vitaminiyle hazırladığın maskeyi haftalık olarak saçına uygulayabilirsin. Bu sayede saçların biraz toparlanır. Daha sonrasında da boyayla değişikliklere devam edebilirsin :)
Sabret!
Saçlarına öncelikle güzel bir bakım yaptırmalısın. Kuaförde buna tonlarca para harcamana da gerek yok. Zarar görmüş saçlar için birçok doğal maske var. Sitemizde de mevcut hatta :) Sana tavsiyemiz, bir süre boyadan uzak dur. Saçlarının kopmasını istemezsin değil mi? Fakat bu süre içinde bakımını ihmal etme. Ayrıca saçlarının ucundan da biraz kestirmende fayda var. Saçların nefes alsın, güzelce bakıma ihtiyacı olduğu neme doysun. Sonra tekrar boya işlemlerine devam edersin :)
Egonu bir kenara koy!
Yakın arkadaşın dediğin kişi senin her zor zamanında yanında olmadı mı? Senin her davranışını yeri geldiğinde alttan almadı mı? Senin için her şeyi yapmaya da razıydı. Peki o seni bu kadar düşünürken sen suçlu olduğunu bilmene rağmen neden onun gönlünü almaktan bu kadar korkuyorsun? Ego arkadaşlık olsun aşk olsun her türlü ilişkiye zarar verir. Sevginin önüne geçer çünkü. Zaten arkadaşın seni o kadar seviyor o kadar iyi tanıyor ki sen onun yanına gittiğin an özür dilemeni bile beklemeden kalbini açacaktır sana. Git ve ona güzelce sarıl. Bir de özür dilersem süper olur tabii :)
Ufacık bir adım her şeyi düzeltecek!
O senin en yakın arkadaşın, neden geri adım atmak istemiyorsun? Zaten sen de kendi hatanı kabul etmişsin. Emin ol ego yapmanın hiç zamanı değil. Çünkü onun sana çok ihtiyacı var. Tıpkı senin de ona olduğu gibi. Şimdi telefonunu eline al ve bir mesaj at ona. Konuşup, görüşmek istediğini söyle. Ne var canım bunda bu kadar zoruna giden? O senden ona yalvarmanı falan beklemiyor ki. Dostun o senin, bir bakışınla bile affettirirsin kendini ona. Yeterince küs kaldınız, birbirinize anlatacağını şeyler de birikti hem. Hadi bakalım senin o güzel kalbine inanıyoruz. O mesajı atacaksın :)
Fazla değer veriyorsun!
Etrafındaki insanları o kadar fazla şımartmışsın ki sonucu bu. Kendinden bu kadar fazla ödün vermen çevrendeki insanları da rahatlatmış. Ne olursa olsun hep yanında olmuşsun onların. Onlar da seni kazanmaya değer görmemişler bu yüzden. Zaten hep ellerinde olmuşsun çünkü... Bu kesinlikle senin iyi niyetin ve kalbinin güzelliğinden. Fakat insanlar maalesef senin gibi değiller. Herkese bu kadar değer vermek yerine önceliğe kendini koymalısın. Sen kendini sever, kendine saygı duyarsan insanlar da sana böyle yakışır. Yani kaba tabirle anlatmak gerekirse, sen insanlara aptal olduğunu söylersen insanlar da sana aptalmışsın gibi yaklaşır. İşte bu yüzden onlara sevdiğin kadar sevilmeye de değer olduğunu göstermelisin!
Hak etmeyenleri sevmişsin!
Doğru kişileri mi sevdim diye sordun mu hiç kendine? Sevgi elbette çok güzel bir şey ama yanlış insanlara beslediğin sevgi hayatını cehenneme dönüştürebilir. Maalesef senin hatan da bu olmuş Doğru olduklarını nasıl anlayacağını da söyleyelim sana. Bu soruyu sana sordurtmayacak birilerini sevdiğinde anlayacaksın doğru olduğunu. Çünkü bahsettiğimiz şey aşk değil. Aşk her zaman karşılık bulmaz ama sevgi bulmalı, bulur... Şimdi etrafına iyice bak ve bunu hak etmeyen kim varsa çıkar hayatından. Sana daha fazla zarar vermelerine izin verme lütfen, olur mu?
Karşılık beklememelisin!
Hatan tam olarak verdiğin sevginin aynı oranda karşılığını beklemende. Yani tabii ki sevilmek güzel bir şey ama zaten sen sevilmiyor değilsin ki? Yalnızca insanlara verdiğin sevginin aynı şekilde karşılığını almak istiyorsun bu da doğru bir düşünce değil. Ayrıca aynı oranda olmadığını nerden biliyorsun? Sevgi ölçülebilir bir şey değil. Yani belki de senin kadar sevmediğini düşündüğün biri seni senden bile daha çok seviyor olabilir. Sevgisini herkes farklı şekilde gösterir. Sen anladığım kadarıyla bunu açıkça yaşayanlardansın ama karşındaki insanlar bunu daha farklı ve içe dönük yaşıyorlar. Bence bunu sorgulamak yerine kabullenmelisin. Seni sevmese yanında olmaz zaten değil mi?
Açık bir şekilde konuşmalısın!
Bu kadar yakın arkadaşınsa eğer belki de bir açıklaması vardır. Öncelikle bunun bir dedikodu olmadığından emin ol. Belki de başkaları aranızı açmak için böyle bir şey uydurmuş olabilir. Tabii elinde kanıtların varsa eğer, zaten belli ki bu kişi senin hiç yakının olmamış. Her insanın başına gelebilir bu tarz olaylar. Affedip affetmemek sana kalmış ama olay daha fazla uzamadan gidip konuşmalısın onunla. Böyle araya insanlar sokmakla, başkalarına anlatmakla çözüme ulaşamazsın. Git açıkça sor, doğruluğunu ya da nedenini. Tabii bunu bir kavgaya dönüştürme. Bırak yaptıysa zaten kaybeden o olmuş. Senin gibi bir dosta sahip olamayacak ve bunu hak etmeyen biri belli ki.
Doğruluğunu sorgulamalısın!
Başkalarından duyduğun şeylerle sakın hareket etme. Eğer bunu yaparsan ve duydukların yalnızca dedikoduysa dostunu kaybedebilirsin. Çünkü bu ona hiç güvenmediğini gösterir. Tabii durum böyle olunca o da sana kırılabilir. Elinde gerçekten seni inandıracak bir kanıt yoksa eğer bu düşünceleri aklında çıkar. Sorgulamaya bile değmez. Zaten yakın arkadaşın duyduğun gibi bir insansa elbet bir gün bir şekilde ortaya çıkar. Fakat emin olmadan hareket edersen eğer hatalı olan da üzülen de sen olursun.
İnsanlara güvenin kalmamış!
İnsanlar seni o kadar yormuş ki. Seni yalnızlığa iten en büyük sebep bu olmuş. Ne zaman birine şans versen hep kazık yemişsin. Sen onlara ne kadar iyilikle gittiysen onlar da sana o kadar kötülükle gelmişler. Herkes gibi sen de kalabalık bir arkadaş grubun olsun, hepsiyle mutlu, keyifli vakit geçireyim istiyorsun. Fakat bu bir türlü gerçekleşmiyor. Çünkü insanların yapmacık tavırlarından ve yalanlarından çok sıkılmışsın. Sen yine de umudunu kaybetme. Bir yerlerde seni senden daha çok sevecek doğru insanlar elbet var. Yalnızca biraz sabret...
Kalbin çok kırılmış!
İnsanlar sana neler yaptı böyle? Ya da sen onları fazla mı umursadın? Canın o kadar çok yanmış ki, birilerini tanımaya korkar hale gelmişsin. Kimseyi istemiyorsun hayatında, seni yine üzeceğini düşünüyorsun. Fakat bu doğru değil. Tamam kabul ediyoruz, canını çok yakmışlar çok üzmüşler seni. Haklısın böyle düşünmekte ama herkes aynı değil. Sen de bir gün bu yalnızlıkta kurtulup utlu olacaksın. Hatta yalnızlık sana bazen iyi de geliyor aslında...
Sahte kalabalıklardan nefret ediyorsun!
İnsanlar sosyal medya hesaplarında, ya da bir ortama girdiklerinde sürekli ne kadar mutlu olduklarını kanıtlamaya çalışıyorlar birbirlerine. Senin çok iyi bildiğin bir şey var ki, o da eğer kişi bir şeyi ne kadar göze sokmaya çalışıyorsa o konuda eksiktir. Bunu da en çok kendimizi yalnız olmadığımıza inandırmaya çalışarak yapıyoruz. Senin hiçbir zaman böyle bir çaban olmadı. Aksine yalnızlık sana keyif veriyor. Çünkü sana senden başka kimse daha fazla değer vermez. Bunu en iyi bilen kişilerdensin.
İlk tanıdığını seç!
Hayatına ilk gireni seçmelisin. Onun karakterinin çok iyi olduğunu hissediyorum. Sana karşı tavırları hep çok düzgün ve anlayışlı. Yalnız sen henüz ona çok bağlanamamışsın sanırım fazla iyi biri olması seni korkutmuş. Yani gerçek gibi gelmiyor sana ama yanlış düşünüyorsun. Bu kişiyle beraber çok mutlu olacağını söyleyebilirim ikincinin kafanı karıştırmasına izin verme!
Sonuncuyu seç!
Senin kalbin hayatına son giren kişi de. Zaten ilk tanıdığına bir şeyler hissetsen hayatına bu kişiyi almazdın. Belli ki ilkine karşı içinde arkadaşça hislerden başka bir şey yok. Yalnızca onu üzmemek için bu kararsızlığı yaşıyorsun ama böyle düşünmene gerek yok. Artık ona gerçeği söyle ve sonuncuyla mutlu bir beraberliğe başla :)
Hiçbiri!
İkilemde kalmışsın ama ikisi de senin için doğru insan değil. Kendini seçim yapmak zorundaymış gibi hissetme. Zaten birini sevseydin ona giderdin belli ki ikisini de sevememişsin. Daha fazla kendini yormadan ikisini de uzaklaştırmalısın hayatından.
Yanlış insanlardan sevgi bekliyorsun!
Bu soruyu düşünmene bile sebep olan kişi senin için yanlış demektir. Sevmek, sevilmek o kadar güzel şeyler ki... İnsanı mutlu etmesi gerekir. Fakat aksine sen üzülüyorsun. Demek ki sevdiğin insanlar senin için doğru kişi değiller. Sevgi aşktan farklı olan bir şeydir. Her zaman bir karşılığı olur çünkü vefa, sadakat ve vicdan da aslında sevgi köklü şeylerdir. Yani karşındaki insandan sen belli ki bunları göremiyorsun. Sen bu kadar doğruyken onların sana karşı umursamaz tavırlarını asla hak etmiyorsun. Şimdi kendine gel ve bu soruyu sana sordurtmayacak seni hak edecek insanları hayatına al. O zaman çok daha mutlu olacaksın.
Fazla iyisin!
Sen sevgini verdiğin insanlar için çok çok fazlasın. Onları sürekli düşünüyor ve kendinden önceye koyuyorsun. Bu o kadar ince bir davranış ki... Sana sahip oldukları için gerçekten çok şanslılar. Tabii maalesef onlar bunun farkında değil. O yüzden bir süreliğine senin için zor da olsa kendini hayatının merkezine koy. Bak göreceksin senin eksikliğini nasıl fark edecekler. Sevilmiyorum diye düşünüp kendini üzme. Onlar seni hak etmiyor diye başka insan mı kalmadı? Hem bu sayede etrafında senin istediğin şekilde seni sevecek insanların olduğunu fark edebilirsin. Gözlerini aç ve etrafında görmezden geldiğin o kişi ya da kişileri bulmaya çalış. Tüm dünyayı seni üzen insanlardan oluşuyor sanma. Çünkü bu hiç doğru değil...
Mutluluğunu sorgulamalısın!
Bu her insanın dönem dönem yaşadığı bir sıkıntı. İnsanlar genelde iyi bir maaş için hiç sevmedikleri işleri yapıyorlar. Bu da onları bir süre mutlu etse de sonrasında tam bir hayal kırıklığına sebep oluyor. O yüzden kendine sorman gereken ilk şey mutlu olup olmadığın. Diyelim ki maaşın beklentinin altında ama yaptığın işi çok seviyorsun. Böyle bir durumda işine biraz zaman vermen gerekir. Sen sevdiğin işi yaptıkça işine daha da sarılırsın ve sonucunda da üstlerinin memnuniyeti de doğru orantıda artar. Her girdiğin işte uçuk maaşlarla çalışamazsın zaten. Öncelikle kendini kanıtlaman gerekir. O yüzden eğer sevdiğin işi yapıyorsan biraz sabredip kendini göstermelisin. Sonrasında her şey iyiye gidecektir emin ol.
Kendini garanti altına almalısın!
İş konusu her zaman sıkıntılı olmuştur. Maaş beklentini karşılar ama mutlu değilsindir, ya da mutlusundur ama maaşın beklentinin çok altındadır. Bu dengeyi tutturabilmek pek kolay olmaz. Anladığım kadarıyla sen de bu çelişkide kalanlardansın. Fakat işini bırakmayı düşünüyorsan ilk yapman gereken kendini garantiye almak olmalı. Yani başka bir iş bulmuş olursan eğer kendine çok daha kolay olur bu aşamayı atlatmak. Eğer bunu yapmadan işini bırakırsan seni zor bir süreç bekliyor olabilir. Söylediğimiz şey sana klişe gelebilir ama bu hayatın gerçeği. Sen işten çıktığında sana kucak açıp bekleyen firmalar olmayacak. Yine her şey en başına dönecek ve çabalayacaksın. Tabii bu sefer daha kalifiye bir çalışan olarak arayacaksın yeni işini. O yüzden cesaretini topla ve eğer kararın kesinse yeni işini aramaya başla.
Bunu kendine sormalısın!
Maalesef bu soruna cevap veremeyeceğiz. Bu senin hayatını etkileyecek bir karar ve başkalarının aklıyla hareket etmen doğru olmaz. Bu yüzden bu konuda sorgulaman gereken kişi sensin. Önce kendine mutlu olup olmadığını sor mesela. Maaşının beklentini karşılayıp karşılamadığını sor en önemlisi de bu işi hayatın boyunca yapmak isteyip istemediğini... Bu sorulara cevap verdiğinde zaten sonuca ulaşacaksın. Arkadaşların ya da ailen yaşamıyor senin hayatını. Ne düşünüp ne hissettiğini yalnızca sen bilebilirsin. Eksileri ve artıları bir kenara yaz ve çoğunlukta hangisinin ağır bastığına karar ver. Kimsenin etkisi altında kalma...
Kıyaslama yapmayı bırakmalısın!
Sırf insanların saçma yargıları ve kalıplaşmış fikirleri yüzünden kendini sevmediğine o kadar eminim ki. Öncelikle yapman gereken başkalarıyla kendini kıyaslamayı bırakmak. Herkesin farklı yetenekleri vardır. Bunu şöyle düşün, herkes doktor, profesör olmak zorunda mı? Bu dünyada ressamlar, müzisyenler neden var? Herkes aynı şeyde başarılı olmak zorunda değil. Senin ilk yapman gereken ilgi alanını keşfetmek. Bir şeyler başardığında kendini sevmeye başlayacaksın. Yalnız başarılı olmaya çalışırken etrafından övgü almak için değil kendini mutlu etmek için yap bunu. Onlar neden iyi ben neden böyleyim gibi seni aşağı çekecek düşüncelerden uzak dur. Sen zaten çok özelsin çünkü senden yalnızca bir tane var. Güzel kalbin ve naifliğin bile harika bir insan olduğunu gösteriyor bize.
Başkalarının olmanı istediği kişi olmaya çalışma!
Kendini sevmiyorsun çünkü bu sen değilsin. Sürekli insanlar ne der, ne yapsam yanlış anlaşılma, ne yapsam beni severler diye düşünüyorsun. Senin buna ihtiyacın yok. Sen kendine özgü yeteneklerin ve kişiliğinle zaten mükemmel bir insansın. Kendini de en iyi sen tanıyorsun. Neden sürekli insanlardan takdir bekliyorsun? Eğer insanlar seni sürekli pohpohlarsa burada bir sorun var demektir. Çünkü içten içe herkes bencildir ve senin başarın takdir ediliyorsa demek ki o kadar da başarılı değilsin demektir. Anlayacağın kendine çok yanlış bir kitle seçmişsin. Başarı ya da sevgi kriterin kendin olmalısın. Yeteneklerini ve fikirlerini senden daha iyi bilemez kimse. Kendini mutlu etmezsen seni kimse mutlu edemez. Lütfen saçma insanların boş fikirlerine kulak asıp kendini işe yaramaz gibi görmekten vazgeç. Sen kendine bunu yaptıkça etrafındaki insanlar da sana saygı duymamaya başlar. Saygı duymakla başla işe. Bak göreceksin gerisi çorap söküğü gibi gelecek. Kendini sev çünkü sen sevilmeye değersin :)
Kendinden nefret etmek sana ne kazandırdı?
Biz cevaplayalım, hiçbir şey... Sen kendine vermediğin sevgiyi hep başkalarına verdin. Bunun sonucunda da hep üzülen taraf oldun. İnsanlar hep senin sevgini hor kullandılar, umursamadılar. İşte kendini sevmediğinde bunları yaşar insan. Çünkü kendini onlara sevilmeye değer biri olarak göstermedin. Sonra da onlara kızdın neden beni sevmiyorlar diye tabii sonra da kendine... Aslında her şey seninle başlar. Sen kendini seveceksin ki mutlu olasın. Hem ne bu nefret? Sen ne kadar özel ve farklı olduğunun nasıl farkında olmazsın? Senden yalnızca bir tane var. Bu dünyaya başka bir sen gelmeyecek. Şunu da unutma, kimse boşu boşuna bu düzende yer almış değil. Herkesin bir amacı var. En önemlisi hayallerin var. Düşünsene hayallerin gerçekleştiğinde seninle beraber mutlu olacak bir sürü insanı. Bu hayallerinin gerçekleşmesi için önce kendine inanmalısın, kendini sevmelisin. Gözlerini aç ve ne kadar özel olduğunun farkına var :)
Güçlü yönlerini bul!
Utangaçlık maalesef çağımızın en büyük sorunlarından. Fakat aşılamayacak bir problem değil. Aksine utangaç insanlar çok naif ve iyi kalpli olurlar aslında. Çok fazla da sevilirler. Yani bunun kötü bir şey olduğunu düşünme. Fakat bazı zamanlar var ki bunu aşmamız gerekir. Bazen utangaç olduğun için insanlar seni soğuk bulabilirler yani tanımayan insanlar seni yanlış bir şekilde tanıyabilir. Bu yüzden bunu aşmak için önce güçlü yönlerini bulmalısın. Hangi konuda iyisin ya da hangi konuyla gerçekten ilgilisin. İyi olman da gerekmez meraklı olman ve sevmen yeterli aslında. Konuşmaktan çekindiğinde ilgili olduğun hobilerin aklına gelsin mesela. Belki kitaplarla aran çok iyi, bu konuda aydınlatabilirsin insanları. Ayrıca konuşurken sürekli hayal kur. Sanki konuştuğun ortamda yalnızca sen varmışsın gibi düşün. Bu şekilde daha da rahat ifade edebilirsin kendini.
Başkalarını değil kendini hayatının merkezine koy!
Senin yaptığın en büyük hata sürekli başkaları ne der diye düşünmek. Bunu o kadar çok kafana takıyorsun ki bir ortama girdiğinde 'acaba yanlış bir şey der miyim?' diye düşünmekten kendini ifade edemiyorsun. Bu o kadar yanlış ki... Etrafındaki hiç kimse senden daha akıllı, daha yetenekli değil. Yalnızca kendilerinin farkındalar. Sen kendini ifade etmekten çekindiğin için sanki onların yanında önemsizmişsin gibi düşünüp kendini geri çekiyorsun. Senden yalnızca bir tane var, ne kadar değerli ve özel olduğunu unutuyorsun. Ayrıca etrafına bir bak insanlar ne konuştuklarını önemsemeden boş ya da dolu akıllarına her geleni rahatlıkla söylüyorlar. Ne kaybediyorlar? Herkes gülüyor ya da dalga mı geçiyor onlarla? Hayır.... Hem gülseler ne olur? Ne önemi var bunun. Başkaları için yaşamak seni hiç mutlu etmedi. Bırak kendin nasıl biri olmak istiyorsan öyle ol, kimin ne düşündüğünü de önemseme.
Mutluluk minimaldir!
Mutlu olman için büyük başarılara, büyük paralara ya da kalabalıklara ihtiyacın yok. Önce bunu kendine hatırlat. Her sabah kendi yatağında sağlıklı bir şekilde uyandığın için bile mutlu olabilirsin. Zenginlik insana mutluluk getirir diye düşünme. Nerede bir şeyden bol varsa o kadar fazla problem vardır. Karamsar olmanın sebebi de kendine sürekli bunu söylemekten kaynaklanıyor. Sen sürekli kendine mutlu olmadığını ve olamayacağını söylüyorsun. Bunun yerine her gün ne kadar güzel bir hayatın olduğunu söyle kendine. Aynanın karşısına geç ve senin ne kadar özel olduğunu hatırla. İnsanlar mutluluğun materyalde olduğuna inanır. Ne kadar da yanlış. Materyaller gelip geçer çünkü. Sana ait olan tek şey bedenin ve ruhun. Onlara iyi bak ve karamsar düşüncelerden vazgeç. Karamsarlık sana hiçbir şey kazandırmaz...
Mutsuzluğa sığınmaktan vazgeç!
Bunu kendine sen yapıyorsun. Karamsarlık sana doğuştan gelen bir şey değil? Ya da karakter özelliğin hiç değil. Sen mutsuzluğu çekiyorsun kendine. Ne olursa olsun sonu hep kötü olacak ya da bir gün illa ki kötü bir şey olacak diye düşünüyorsun. Mutluyken bile mutsuzsun. Suçu bir başkasında arama. Kendini sevmekle başla işe. Çünkü problem buradan başlıyor. Sürekli insanların hayatına bakıp kıyaslama yapman veya onlar mutlu olsun diye kendinden vazgeçmen sana ne kazandıracak? Bırak kim ne yaşıyorsa yaşasın, bize inan o senin para içinde yüzen ve her yaptığını mutluymuş gibi sosyal medya hesabında gösteren arkadaşların aslında en mutsuz olanlar. Sen de benim hayatım niye onlarınki kadar güzel değil diyorsun. Aslında senin sahip olduğun hayat en güzeli.
Beklemekten vazgeç!
Öncelikle artık hiçbir şey yapmama işini bir kenara bırak. Öyle oturduğun yerden aşkını izlersen hiçbir şey elde edemezsin. Cesaretini topla ve açıkça söyle her şeyi. Gizli gizli içinde bunu tutmanın sana bir faydası yok. Karşındaki insanın sen ona hiçbir şey belli etmeden seni anlamasını beklemiyorsun herhalde. Emin ol sonucu iyi ya da kötü ne olursa olsun gidip konuştuğunda içindeki rahatlama paha biçilemez oluyor. Sen geç kaldıkça ve bekledikçe onu da başkasına itiyorsun aslında. Tabii bu konuşmayı yapmadan önce kendini her duruma da hazırlaman gerekiyor. Sen seviyorsun diye karşılık alacaksın gibi bir durum yok. Elbette ki senin için temennimiz aşkının karşılık bulması ama eğer bulmazsa hayatına daha bir sürü insan gireceğini ve yeniden aşık olabileceğini unutma :)
Biraz gözlemle!
Bu mevzular baya karışık... Sana ilk tavsiyemiz, hoşlandığın kişiyi bir müddet gözlemlemen. Önce hayatında kimse olmadığında emin olmalısın... Daha sonra sana karşı olan tavırlarına bak. Sana da herkese davrandığı gibi davranıyorsa eğer burada bir problem var demektir. Zaten karşılık bulacak bir aşksa eğer seninki bunu sen onun yanındayken olan davranışlarından anlayabilirsin. En önemlisi de hislerin. Hisler asla yalan söylemez, bunu çok iyi biliyorsun. Tabii gözlem sürecini de çok uzatmaman lazım. Beklemek pek hoş bir durum değil. İnsan kendi kendini yemeye başlıyor. Gözlem sürecini bitirip olumsuz bir netlik görmediysen gidip konuşma vaktin geldi demektir. Umarız karşılık bulur aşkın, ama eğer olmazsa aşkın insanın başına sadece bir kez gelmediğini unutma :)
Ayrıntılara odaklan!
Bu işlerde senin de bildiğin gibi ayrıntılar çok önemli. Öncelikle hayatında biri olmadığından emin olmalısın. Eğer biri varsa üzgünüz ama bu yoldan geri dönmen gerekecek. Zaten aşık olduğun kişinin mutlu olmasını istersin, eğer mutluysa senle ya da sensiz olmasının bir önemi yoktur. Bu aşamayı atlattıysan eğer arkadaşlık ilişkinizi kankalık çizgisinden uzak bir şekilde yaşamaya dikkat etmelisin. Sonra işler çok yanlış yerlere gidebiliyor. Son olarak da sana olan tavırları en önemlisi de bakışlarına dikkat etmelisin. Hani klişe bir söz var ya aşkı gözler anlatır diye. Bu kesinlikle doğru. Aynı zamanda beden dili de çok önemli. Sana ilgi duyup duymadığını beden dilinden de çok iyi anlayabilirsin. Son olarak hepsi bir kenara belki de sana hiç o gözle bakmayan biridir ama ona duygularını açtığında ve seni tanımaya başladığında daha sonradan sana bir şeyler hissetmeye başlayabilir. Yani anlayacağın aşkta umut hiç bitmez. Sen ayrıntılara odaklan :)
Daha fazla kimse yıpranmasın!
İlişkiniz zaten ikinizi de yeteri kadar yıpratmış muhtemelen iki taraf da birbirinden bir adım bekliyor ayrılık konusunda. Çünkü bizim kafamızda ayrılmak isteyen hep kötü olmuştur. Böyle kodluyoruz onu nedense. Halbuki bu eğe ikinizin de daha mutlu olacağını gösteriyorsa size bir iyilik olur. Hem bu süreci ne kadar uzatırsan o kadar fazla üzersiniz birbirinizi. Aman söylemeyeyim böyle gitsin gittiği yere kadar düşüncesi çok yanlış. Aslında iki tarafı süründürüyorsun sen şu an. Açıkça düşüncelerini söyle ona. İçinde olmak istemediğin bir ilişki ne seni mutlu eder ne de onu. Sen bu konuşmayı yapmadıkça her şey daha da kötüye gidecektir. Bu ilişkiyi ne kadar can yakmadan bitirirsen o kadar iyi hatırlarsınız birbirinizi. İşler uzadıkça daha da çirkinleşir çünkü. Sonra bir bakmışsın birbirinizden nefret ederek ayrılmışsınız. Bunun olması da hiç hoş olmaz...
Kendine daha fazla işkence etme!
Karşı taraf üzülmesin diye bir ilişkiyi devam ettirmek iki tarafa da haksızlıktır. Sen ona yalanlar söyleyerek bir gün dayanamayıp bu ilişkiyi bitirdiğinde suçlanan olacaksın. Çünkü sevgin bitmesine rağmen cesaretini toplayıp ondan ayrılamadın ve onu kandırdın... Üzgünüz ama bunları söylemek zorundayız. Gerçekler her zaman can yakar haklısın ama yalanlar ortaya çıktığında arkanda toparlanamayacak bir enkaz bırakmış olursun. Bırak herkes gerçeklerle yüzleşsin. Kandırılmaktan iyidir bu. Cesaretini topla ve ona yaşadığınız şeyin ikinizi de ne kadar üzdüğünü göster. Tabii bu işi bir mesajla yapma. Karşına al onu ve her şeyi doğrusuyla anlat. Hislerinden bahset, yorulmuşluklarından bahset. Elbette her ikiniz de üzüleceksiniz ama bir yalana inanmaktan daha iyidir en azından.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
İnsanlara güvenin kalmamış!- klişe sorular ve klişe cevaplar.gene de fena değil.çalışır.
Aşk kalpten, dost sırttan vurur. Kalbin iyileşir ama sırtın hep kambur kalır.
Çalıştığım yerde mutluyum ama orada çalışmak istemiyorum (tipik entelektüel olduğunu sanan insan egosu işte.) Yurt dışına da çıkmak istiyorum ama çok borcum(... Devamını Gör