Görüş Bildir
Haberler
Büyükada'da Gerçekten Vampir Var mı ?

Büyükada'da Gerçekten Vampir Var mı ?

Vampir kültürü Babil'den kalan örneklere dayanır ve yüzyıllar boyunca değişimini inceleyen kapsamlı folklorik tarihsel araştırmalara konu teşkil eder. Tarihçiler vampir kelimesinin Sırpça, Lehçe ya da Türkçe ’den türetildiğini öne sürer. Yunanca Napay olarak bilinmektedir. Yani içmek. Kan emme ve öldükten sonra dirilme efsaneleri Orta Çağ’da yayıldı. Peki Büyükada’da gerçekten bir vampir var mıydı ?

İçeriğin Devamı Aşağıda

Hikaye, 1805 Yılının Ağustos Ayında Başlar.

Hikaye, 1805 Yılının Ağustos Ayında Başlar.

Kuyumcu eşrafının çocuğu olan Yorgo ile çocukluk arkadaşı Manolis’in yüzmek için sandalla açılması ile başlıyor. Sandal durmadan kıyıdaki kayalıklara atlayan Manolis başını kayaya çarpıyor ve beyin kanaması geçirerek ölüyor. Daha sonra hazin bir törenle adanın mezarlığına gömülür. Aradan bir süre geçtikten sonra Yorgo bir gece yarası Manolisi büyük ahşap evlerinin bahçesinde gördüğünü iddia eder fakat bu sözü dikkate alınmamıştır.

Adada Büyük Bir Panik Başlar.

Adada Büyük Bir Panik Başlar.

Bir süre sonra ada sakinleri ahırlarında bulunan hayvanlarını boğazları parçalanmış olarak bulmaya başlar. Bunun sebebinin vahşi bir hayvan olabileceği düşünülür, fakat bu tür bir eylemi gerçekleştirecek kadar büyük bir hayvan Büyükada da yaşamamaktadır. Olayı seyreden birkaç ay içerisinde adada ikisi kadın 3 genç ortadan kaybolur. Bu olaylar üzerinde ada da büyük bir panik havası başlar.

Vaiz Yardım İçin Yunanistan’daki Yüksek Ortodoks Kilisesine Mektup Yazar.

Vaiz Yardım İçin Yunanistan’daki Yüksek Ortodoks Kilisesine Mektup Yazar.

Vaiz Yunanistan’a gönderdiği mektupta tüm detayları açıkça anlatıyor fakat bu arada iki kişinin daha cesedi bulunuyor adada. Yunanistan’a ulaşan mektup dikkatle incelenir konunun bir vampir olayı olduğu düşünülür ve vampirlere karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiğini anlatan detaylı bir mektup ve bir vampir kiti gönderilerek vaize cevap verilir.

19. Yüzyılda Bu Adada Vuku Bulan, Gerçek Bir Hikaye ; Rum Yetimhanesi

19. Yüzyılda Bu Adada Vuku Bulan, Gerçek Bir Hikaye ; Rum Yetimhanesi

Yetimhane olarak 1903 yılında Sultan Abdülhamit’in ve dönemin patriği İoakim’in de hazır bulunduğu bir törenle faaliyete başlayan bu yıkılmaya yüz tutmuş Avrupa’nın en büyük ahşap yapısı, 206 oda, büyük bir mutfak, son derece yeterli bir kütüphane, yetimhane kısmı, yatakhane, ilkokul ve çeşitli meslek okullarını içinde barındırıyordu.

Olayın En İlginç Yönlerinden Birisi İse Bu Binayı Yaptıran Kişinin Gizemli Yönleri

Olayın En İlginç Yönlerinden Birisi İse Bu Binayı Yaptıran Kişinin Gizemli Yönleri

Kont Moris Bostari gerçekten ilginç ve esrarengiz bir kişi. Avrupa’da çoğunlukla da, Macaristan ve Romanya’da kiliseler ve dini yapılar inşa eden bir hayırsevere gibi duruyor. Bu iki ülke de tarihinde pek çok vampir söylencesi ve efsaneleri olması ile bilinir. Ulaşılan en önemli bilgilerden biri Kont Moris Bostari’nin aforoz edilmesidir. Kiliseler, manastırlar dini yapılar yapmakla ilgilenen bu hayırsever kişinin ne gibi bir günah işleyip de aforoz edildiği ise sırrını hala korumaktadır.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Yetimhanenin Arka Tarafındaki Ormanda Büyük Gizem Yatmaktadır.

Yetimhanenin Arka Tarafındaki Ormanda Büyük Gizem Yatmaktadır.

Bu ormanlarda yıllar içinde bir çok kişi kaybolmuştur. Kaybolan kişiler asla bulunamazken, tek bulunan kişilere ait olduğu düşünülen kıyafetler olmuştur. Ada halkı Kont Moris Bostari’yi vampir ilan eder ve kaybolan kişilerden onu sorumlu tutar.

Rum Yetimhanesi

Rum Yetimhanesi

Kayıtlara göre İstanbul'da en çok kayıp kayıtları yine adada bulunmaktadır. Eski ada halkı çocukları yaramazlık yaptıklarında bu hikayeleri anlatarak onları korkuturlarmış. Karar sizin, sizce Büykada'da gerçekten vampir var mı ?

Paranormal Saatler : Büyükada Vampirleri

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
2
2
1
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın