Biz Ne Zaman Bu Kadar Kötü Olduk? Toplum Olarak İflah Olamayacağımızı Gösteren Kan Dondurucu Olaylar ve Paylaşımlar
Giderek daha da kötüleşiyoruz ve ne yazık ki farkına bile varamıyoruz...
1. Vicdanlarımızı çöpe attık, tarafsız olunması gereken olaylarda bile sessizliğimizi koruyamadık, acılara saygı duymadık.
Temmuz ayında Çorlu'da bir tren faciası yaşanmış, 24 kişi yaşamını yitirmişti. Yetkililere tepkiler dinmemiş, bakımsız raylar nedeniyle eleştiriler sosyal medyada yankı bulmuştu. Kazada yaşamını yitiren 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel'in annesi Mısra Öz Sel de Twitter üzerinden tepkilerini dile getirmiş, acısını yaşarken bir yandan da isyan etmişti. Kendini bilmez biri de genç annenin acısına saygı duymadan, vicdanının sesini dinlemeden çirkin yorumlar yapmıştı.
Biz ne zaman bu kadar kötü olduk?
3. Çocukların kaçırılmalarına, istismar edilmelerine, işkenceyle hayatlarının karartılmasına ve öldürülmelerine göz yumduk.
Hatırlarsınız; Ağrı'da dedesiyle bayramlaşmaya giden Leyla Aydemir, Polatlı'da arkadaşlarıyla dışarıda oynayan Eylül Yağlıkara, evinin önünde oynayan Irmak Kupal, sokakta oynayan Eylül ve adını sayamadığımız yüzlerce çocuğun kaybolduktan sonra istismara uğrayan ve yakılan, parçalanan bedenleri bulundu.
Son olarak, Kars'ın Kağızman ilçesinde kaybolan Sedanur Güzel'in cansız bedeni bulundu. Sahip çıkamadığımız gibi, çocuklarımızın cansız bedenlerine de seyirci kaldık.
5. Hayvanlara zarar vermek bir tarafa, cansız bedenlerine bile şiddet uyguladık, kendilerini savunma hakkı olmayan canlılara akla hayale sığmayacak işkenceler yaptık.
Bacakları ve kuyruğu kesildikten sonra ormanlık alana atılan köpek, tecavüz edilen kedi makatına silikon sıkılan köpek, çamaşır makinesine atılan kedi ve son olarak araçla çarpıldıktan sonra tekmelenen ayı...
Kastamonu'nun Devrekani ilçesinde, aracın çarptığı bozayı hayatını kaybetmiş, kazdan sonra ayının başına gelen bir kadın ise ölmüş ayıya beddua ederek 'Allah kahretsin seni. Arabam mahvoldu' demişti. Bir diğer kişi ise ayıyı tekmelemişti. Çok kötüyüz, çok...
7. Atalarımızın söylediği "Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli" sözünü unuttuk, acımasızca eleştirdik, bunları yaparken asla suçluluk hissetmedik.
Kocaeli'nin Körfez ilçesinde yaşayan ve uzun süredir maddi sıkıntılar çeken 45 yaşındaki İsmail Devrim, oğluna okul pantolonu alamamış ve pantolonu olmadığı için oğlu okuldan gönderilince intihar etmişti. İsmail Devrim'in ardından sosyal medyada fotoğrafları kullanılarak yorumlar yapıldı, intiharının nedeninin bu olamayacağı iddia edildi. Siyaset yaptığı konuşuldu, maça gittiği için eleştirildi, gezip dolaştığı için suçlu bulundu.
Yüzleri kızarmadan, suçluluk hissetmeden, vicdanlarını bir yerlerde unutarak yorum yapan bu insanlar adına biz çok ama çok utandık...
9. Yanı başımızda cereyan eden olaylara göz yumduk, yardım çığlıklarına duyarsız kaldık, "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" sözünü hayat felsefesi haline getirdik.
Sokakta şiddete uğrayan kadınları gördük ve müdahale etmedik, hayvanların işkenceye maruz kaldığına şahit olduk ve görmezden geldik, çocukların kaçırıldığını duyduk ama ses çıkarmadık. Çünkü bize dokunmadı...
Son olarak işitme engelli Yüksek Güzel, korna çalan kamyoneti geç fark edince şoför tarafından tartaklandı.
11. LGBTİ bireyleri sözlerimizle incittik, toplum baskısıyla yıldırdık, yaşamlarına son vermelerine göz yumduk, nefretimizle öldürdük.
İstanbul Beyoğlu’nda yaşayan trans kadın Esra Ateş, oturduğu apartmanın girişinde bıçaklı saldırıya uğradı ve yaşamını yitirdi.
İzmir’in Kınık ilçesinde, 17 yaşındaki trans erkek Okyanus Efe Özyavuz babasının 'Kendi kendini öldür, bize iş çıkarma' demesi üzerine daha fazla dayanamayarak kendini balkon demirine astı.
Balıkesir’in Edremit ilçesinde, 22 yaşındaki trans erkek Ayaz Utku Karakulak oturduğu binanın çatısından atlayarak yaşamına son verdi.
İstanbul’da yaşayan 22 yaşındaki trans kadın Hande Kader yakılarak öldürüldü.
Bitmedi, bitmiyor, bitecek gibi de görünmüyor...
13. Komşumuz açken tok yatmak bir kenara, ölmeleri için dua ettik.
Temmuz ayında Yunanistan'da, Doğu Attika'da çıkan orman yangınlarında binlerce dönümlük arazi, evler ve arabalar kül olurken 90'ı aşkın insan yaşamını yitirmiş, yüzlerce insan yaralanmıştı. 15 farklı yerde başlayan ve kontrol altına alınamayan felaket için dünyanın dört bir yanından yardım sesleri yükselmiş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Türkiye'nin de yardım için hazır olduğu açıklamasına rağmen sosyal medyadaki bazı yorumlar kan dondurmuştu.
14. Hastalıklara, özel hayata saygı duymadık, insanlara değer vermedik, sosyal medyadan ağzımıza geleni söyledik.
Bacağı kesilen, üçüncü kez kanserle savaşan ve herkese umut dağıtan Neslican Tay'ı bile kötülüğümüze alet etmeyi başardık.
15. Tarihimizi koruyamadık, restorasyondan bihaber olduğumuzu cümle aleme kanıtladık, hiçbir şeyden ders çıkarmadık.
Roma döneminden kalan ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Mersin Mamure Kalesi’ndeki restorasyon çalışmalarında PVC pencere, beton sıva ve mermerler kullanıldığı iddia edilmiş, kalenin içinde bulunan 7 asırlık tarihi caminin de cephesine zarar verilerek klima takıldığı öğrenilmişti.
Bir an önce kendimize gelmemiz dileğiyle...
Yorum Yazın
Bu galerinin altına bu kötülüklerden herhangi birini normalleştirecek bir cümle kurmayın.Lütfen yapmayın da birazcık umudumuz kalsın.Ne çok kirlenmişiz,ne bi... Devamını Gör
hep bu kadar kötüydük sadece sosyal medya olmadığı için farkında değildik.. yoksa 6-7 eylül'ü madımak katliamını yapanlar her zaman içimizdeydi ve her zaman ... Devamını Gör
"BİNDİK BİR ALEMETE GİDİYORUZ KIYAMETE" DEMİŞ CEM KARACA.