46 Yok Olan Dizisiyle Gündemimize Giren Şaman Ayinlerinin Halüsinojen İçeceği: Ayahuasca
46 Yok Olan dizisinde 5 yıldır komadaki kardeşini uyandırmak için ilaç üreten doktor Murat ilacında eksik olan maddenin Şamanizm ayinlerinde içilen içkinin içinde olduğuna inanır ve ormanda Şamanizm ayinine katılır. Şamanizm ayininde verilen içkiden alarak ilacın içine koyar ve kardeşi 5 yıl sonra ilk defa tepki verir. Pekii ayinde içilen bu şifa verici içecek nedir?
46 Yok Olan dizisi yayınlandığı ilk bölümden itibaren, orjinal konusu ve iyi oyunculuklarıyla dikkat çekmeyi başardı
Bu orjinal dizinin ilk bölümünde ekrana gelen Şaman ayini ve bu ayinde içilen içecek bir anda gündeme oturdu.
Dizide kız kardeşi Ezo'yu tekrar sağlığına kavuşturabilmek ümidiyle Murat Hoca bu bu içeceği kardeşine verdi.
Ezo, çocukluğunda ailesini kaybetmesi sonrası hiç konuşmamış ve ardından aşırı dozda antidepresan alarak komaya girmiş. 5 yıldır bitkisel hayatta ve Murat Hoca ömrünü onu tekrardan sağlığına kavuşturmaya adamış durumda. Şaman ayininden aldığı Ayahuasca çayını kardeşine enjekte ederek, DMT'nin salgılanmasıyla onu uyandırmayı umdu. Kardeşini parmağını oynattı ve gözlerini açtı.
Peru ve Brezilya'da yetişen Ayahuasca, şamanlar tarafından toplanıp çay gibi kaynatılıyor ardından da bazı başka bitkilerle karıştırılıyor.
Peru amazonlarına özgü bu bitkiyi ülkemizde bulmak imkansız. Ancak; bu bitkinin özelliği, yüksek miktarda dmt içermesi ve en yüksek dmt içeren bitkilerin başında da yem kanyaşı geliyor. Yani ülkemizde ki hemen her bataklık, göl veya serin nemli ortamların bitkisi. Onunla birlikte kullanılabilecek olan ikinci bitki ise üzerlik tohumu, onu da her yerde bulmak mümkün.
Bu içeceğin yerliler arasında bağırsak parazitlerini temizlemek amacıyla kullanıldığı iddia ediliyor.
Tabii ki doğru değil. Ruhun vücuttan ayrılıp yükselmesini sağlayan (bir nevi ölüm) ve uyanık rüyalar görülmesine neden olan halusinojenik etkili çay bu şekilde popüler olmuştur.
DMT, vücuda Ayahuasca içerek alındığında mistik zevk ve ruhani tecrübelere neden olup zihin açıcı, algı değiştirici, diğer âlemlerle iletişim kurucu tesirlere yol açıyor. Yani uyuşturucu gibi bir şey!
İçerdiği dimetiltriptamin (DMT) nedeniyle çoğu ülkede tıbbî zorunluluklar dışında kullanımı yasadışı.
Şamanların çok eskilerden beri şifa niyetine kullandığı Ayahuasca bitkisi İngiltere ve ABD’de şimdilik yasal olmamasına rağmen, önde gelen psikologlar, psikiyatristler ve bilim adamları tarafından inceleniyor, kullanılıyor ve tavsiye ediliyor.
DMT, hayatımızın bir film şeridi gibi gözlerimizin önünde geçtiği ölüm anında bunu sağlayan salgının adı.
DMT, beyin dolaylarındaki pineal bez tarafından uyku sırasında salgılanan bir çeşit halüsinojendir. Salgılanması rüyaların görüldüğü evreye denk gelir. Halk arasında 'üçüncü göz' diye tabir edilen yerin denk geldiği yer aslında DMT'nin salgılandığı pineal bezin tam üstüdür. Bir insanda en çok doğum ve ölüm anında salgılanır ve insan bilinci üzerinde çok etkilidir. Öyle ki, ruhun vücuda girip çıkmasını sağlayan hormon olarak adlandırılır.
Çayın etkileri 6-12 saat arasında geçmekle birlikte kişiyi günlerce etkisi altında tutabiliyor.
Çayın etkisi birkaç saat sonra kendisini göstermeye başlıyor. Deneyimleyenler, 'Ayahuasca insanı sanki başka bir ruhani boyuta geçiriyor. Bilinciniz yükseliyor, hem ruhunuza hem bedeninize yükseklerden bakmaya başlıyorsunuz' diyerek o anları anlatıyorlar. Bir haftada bir kereden fazla alınması ise sakıncalı olabiliyor.
Murat Hoca, Ayahuasca'yı içtikten sonra etkisi çok uzun sürdü ve halüsinasyonlar peşini bırakmadı.
Dizinin 2. bölümünde hiçbir şekilde hatırlamamasına rağmen cinayet bile işledi bu yüzden.
10 yıldır Peru ve Brezilya’da açılan Ayahuasca merkezlerinde düzenlenen seremoniler, binlerce insanı ağırlıyor.
İlk seremonilerde meditasyon teknikleri anlatıp belgeseller gösterilerek ziyaretçiler bilinçlendiriyor. Ardından önce kısa bir dua ediliyor ve çember şeklinde dizilip sessizce bir süre birlikte oturuluyor. Sonra da ritüele uygun müzikler eşliğinde şarkılar söyleniyor. Bu esnada bazı katılımcılar kusabiliyor fakat bu durum da ruhun arınması olarak kabul ediliyor.
Sonuç olarak Ayahuasca çayı üçüncü gözü açıp kişiye mistik aydınlatma sağlıyor.
ABD'li oyuncu ve model Lindsay Lohan da geçtiğimi aylarda bu aydınlanmayı yaşayanlardan.
Lindsay Lohan çayı içtikten sonra: 'Sanki ölüp, tekrar dirildim. Yaşamımdaki hataları gördüm ve artık hepsini geride bıraktım.' açıklamasında bulunmuştu.
Ülkemizden de son zamanlarda bu çayın seanslarına bir ilgi oluşmuş ve model Ece Sükan da bu seanslara katılmış.
Ece Sükan yaşadıklarını şöyle anlatıyor; 'Çayın tadı hayli fena. Etkisi içtikten 1-2 saat sonra hissediliyor. Böylece başlanıyor ve bir anda başka bir boyuta geçiyorsunuz deyim yerindeyse. 4-5 saat’lik deneyimde bilinciniz yüksek bir yerden hem size hem bedeninize hem de ruhunuza bakıyor. Benim de önce yüzleşmelerden sonra mutluluktan ağlayıp tüm sorularıma cevap aldığım, müthiş mutlu ve huzurlu hissettiğim, sevgi dolu iki seremoni geçti. Diğer ikisi kötü geçti diyebilirim.''
Yorum Yazın
Ya bari ayahuasca bize kalsaydı bari bunu herkes bilmeseydi özel ve güzel olan herşeyi ifşa ediyorsunuz türk milleti ne anlar ayahuasca dan müptezel espirile... Devamını Gör
Haklısınız meraklı istekli olan araştırıp öğrenseydi böyle saçma sapan yorumlar gözmezdik. Siz hiç içtiniz mi ? Bende katılmak istiyorum böyle bir ayine ama ... Devamını Gör
Türklerden böyle bir dizi çıkması ne kadar onur verici umarım Yayından kaldırılmadan devam eder.Çünkü bizim salak insanımız yengesine kayan görümcesine tecav... Devamını Gör
İçelim, güzelleşelim sayın abim.