onedio

HDP Haberleri

HDP ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. HDP ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

CHP'nin Trans Adayı Öykü Evren Özen'e LGBTİ Örgütlerden Tepki
Cumhuriyet Halk Partisi'nin Osmangazi Belediye Meclis Üyesi olarak aday gösterdiği trans birey Öykü Evren Özen için LGBT (Lezbiyen,Gey, Biseksüel ve Transeksüel) örgütleri bir basın açıklaması yayınladı. Özen'in kendilerini temsil etmediklerini dile getiren LGBT örgütler,'Cumhuriyet Halk Partisi'nin de şiddeti birçözüm aracı olarak gören bir kişiyi, LGBTİ hareketini temsil eden bir aday şeklinde sunma yanılgısına düşmemesini umuyoruz'dediler. İŞTE O AÇIKLAMA Basına ve Kamuoyuna, Türkiye'de yaşayan LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans,interseks) bireyler ve seçmenler olarak uzun yıllardır özlemimiz olan'LGBTİ adaylar'a 2014 yerel seçimleriyle birlikte nihayetkavuşuyoruz. Öncelikle Barış ve Demokrasi Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi veHalkların Demokratik Partisi'ni aday listelerinde LGBTİ adaylara da yer vererekhaklı mücadelemizi yerel seçimlerde görünür kıldıkları için tebrik ediyor veseçimlere katılan tüm LGBTİ adaylara başarılar diliyoruz. Bizler LGBTİ hareketi bileşeni örgütler olarak LGBTİadayların seçimlerdeki varlığını sevindirici bir gelişme olarak görüyor, ancakbir adayın salt eşcinsel, biseksüel ya da trans olmasının yeterli kriter olamayacağınıve LGBTİ mücadelesinin geride bıraktığı yıllar boyunca en önemli ilkelerindenbiri olan 'şiddetsizlik' ilkesinin aday belirleme sürecinde tümpartilerce gözetilmesinin vazgeçilemez önemde olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple,CHP Bursa Osmangazi Belediye Meclis Üyesi adayı Öykü Özen ile ilgili zorunluolan bu açıklamayı kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Öykü Özen, geçmişte kurum içi ve dışı ilişkilerinde şiddetibir çözüm aracı olarak görmüş, 2007 yılında Bursa Gökkuşağı LGBT Derneği'ndedernek üyelerine fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamıştır. Öykü Özen'inbizzat kurucusu ve başkanı olduğu bu derneğin üyesi olan trans bireyler dernekiçerisinde insan haklarına aykırı birçok kural ve para cezası uygulaması olduğusuçlamasıyla Özen'e karşı dava açmıştır. Özen tüm bu süreç sonunda 'Suç işlemekiçin örgüt kurmak', 'Tehditle insanları fuhuşa zorlamak' gibi çeşitligerekçelerle ceza almıştır. Süreç içerisinde diğer LGBTİ örgütlerinin özeleştiri talebini reddetmiş ve bu nedenle diğer örgütler Bursa Gökkuşağı LGBTDerneği'ni tanımadıklarını ilan etmişlerdir. 2007 yılından bu yana hiçbir LGBTİoluşumu ya da örgütü Öykü Özen'le herhangi bir çalışma yürütmemiştir. Şeffaf ve demokratik siyaset için uygun bir aday olmaktanuzak bir kişi olarak Öykü Özen'in ne LGBTİ bireyleri ne de bu ülkede yıllardırzorlu ve onurlu bir mücadeleyi şiddetsiz yöntemlerle yürüten LGBTİ örgütlerinitemsil edebileceğini düşünüyoruz. Adaylığını trans kadın kimliği üzerinekurmasının, LGBTİ hareketinin desteğini aldığı yanılgısını uyandıracağındanendişeliyiz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin de şiddeti bir çözüm aracı olarakgören bir kişiyi, LGBTİ hareketini temsil eden bir aday şeklinde sunmayanılgısına düşmemesini umuyoruz.  Saygılarımızla, Hêvî LGBTİ İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Keskesor LGBTİ Diyarbakır Lambdaistanbul LGBTİ Dayanışma Derneği MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu ZeugMadi LGBT
Aksaray'da 5 Bin Kişilik HDP Protestosunda Olaylar
Aksaray'da dün Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Başkanlığı açılışında laf atmayla başlayan olaylar bugün kitlesel gösteriye dönüştü. Çıkan olaylarda 30 kadar kişi yaralandı. HDP Eş Başkanı Sabahat Tuncel’in katıldığı dünkü tören sırasında zafer işareti yapan HDP’lilerle bir grup arasındaki olaylar sırasında partinin seçim otobüsü taşlandı. Polisin oraya girmesiyle olaylar yatışırken bugün akşam saatlerinde toplanan yaklaşık 5 bin kişi, HDP il binasına yürüyüşe geçti. Saldırı girişimine karşı önlem alan polis öfkeli kalabalığı dağıtmak için biber gazıyla müdahale etti ve ortalık savaş alanına döndü. Milliyet
HDP'ye Saldırılar Sürüyor
Türkiye en gergin yerel seçim arifesini yaşarken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) yetkililerine ve teşkilat binalarına yönelik saldırılar kaygı verici boyutlara ulaştı. Son olarak sosyal medyada örgütlenen yaklaşık bin kişilik bir grubun Muğla’nın Fethiye ilçesindeki ilçe örgütü açılış törenine saldırması, bugüne kadar HDP’ye yapılan diğer saldırıları gündeme getirdi. Hemen hemen her saldırıda, HDP’li yetkililerin de belirttiği üzere kamu görevlilerinin olayları engellemekte ‘zaafiyet’ göstermesi dikkat çekiyor.    ‘Kamu görevlileri kışkırtıyor’ HDP Eşbaşkanı ve Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Radikal’e verdiği demeçte, ‘ İzmir Urla’daki saldırıyı emekli bir özel harp görevlisinin, Ordu’daki saldırıyı üniversitede görevli bir okutmanın kışkırttığını, Fethiye’de ise belediye başkanı ve emniyet müdürünün saldırganların istediği yönde hareket ettiğini’ ileri sürdü. Bugüne kadar HDP’ye yapılan saldırılar şöyle: 8 Mart: Giresun’da HDP seçim otobüsü, polis eşliğinde Kürkçü’nün partililere sesleneceği Bulancak Cumhuriyet Meydanı’na gelirken kalabalık bir grup tarafından taşlandı. 7 Mart: Seçim çalışmaları için Ordu’ya giden Ertuğrul Kürkçü, parti binasındayken bir grup tarafından protesto edildi. Uzun süre büro önünden ayrılmayan protestocular yüzünden saatlerce içerde beklemek zorunda kalan Kürkçü’yü polis arka kapıdan taksiyle kaçırmaya çalıştı, ancak bu kez de protestocu grup taksiye saldırdı. Olaylar kitlesel gösteriye dönüşüyor 5 Mart’ta Aksaray’da İl Başkanlığı binası açılışında laf atmayla başlayan olaylar kitlesel gösteriye dönüştü, 30 kadar kişi yaralandı. 4 Mart’ta Keşan’da, HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in seçim otobüsüne yaklaşık 30 kişilik bir grup Türk bayrağı açarak taşla saldırdı.Seçim bürosu açılmadan taşlandı 23 Şubat günü İzmir’in Urla İlçesi’nde seçim bürosu açma hazırlığındaki HDP’lilere yönelik bin kişilik bir grubun saldırısıyla başlayan olaylarda dördü ağır dokuz kişi yaralandı. Aynı gün, İstanbul’da Kadıköy’de de HDP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan Adayı Sırrı Süreyya Önder’in katılımıyla gerçekleşen mitingin ardından parti seçim otobüsü saldırıya uğradı. 27 Şubat: Yaklaşık 300 araçlık bir konvoyla Urla’ya gitmek isteyenHDP’liler polis engeliyle karşılaştı. HDP’liler polis eşliğinde ilçeden ayrılırken, ilçe girişinde bekleyen HDP’lilere de polis tazyikli suyla müdahale etti. Kaynak: Diken
‘Tampon’ mu, ‘Güvenli Bölgeler’ mi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye'nin IŞİD’e karşı “askeri destek verebileceğini” söylemesiyle birlikte yeni bir tartışma başladı.Bu açıklamanın hemen ardından Türk yetkililer, “tampon bölge” ya da “güvenli bölge” ve bunlara ek olarak “uçuşa kapalı bölge” olasılıklarını gündeme getirdi. Bu kapsamda Türkiye’nin, IŞİD’le mücadeleye ne kadar katkı yapacağıyla ilgili tartışmalar ise daha da büyüdü.2 Ekim Salı günü TBMM Genel Kurulu’na gelmesi beklenen Irak ve Suriye ile ilgili tezkereler de Ankara’nın gündemini oldukça meşgul etmeye başladı. Hükümet, tezkerelerin içeriğine ilişkin net açıklamalar yapmazken, ana muhalefet partisi CHP “tezkerenin içeriğine katkı yapalım” diyerek hükümete çağrıda bulundu.Özcan: Politik hedefiniz, stratejiniz olacakBBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Tezkerenin içeriği de dahil her türlü katkıya hazırız ama öncelikle hükümetin bir talebi ya da teması olması lazım” dedi.Altay, ‘IŞİD’le mücadelede, Kürtlere silah yardımı yapılması’ yönündeki kimi taleplere karşı, “O konuda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yorumu, görüşü önemli. IŞİD’le mücadele etmek için her yol da mubah değildir. İç güvenlik hassasiyetlerimizi de dikkate alarak süreci götürmek lazım” ifadesini kullandı.TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nihat Ali Özcan, ‘tampon’ ya da ‘güvenli bölgeler’in teknik tarifinin birbirinden farklı olduğunun altını çizdi.Özcan, “Tampon bölgede, daha çok sınır güvenliğiyle ilgili ve geride sizin bölgenizin güvenliğini sağlaması açısından talepte bulunuyorsunuz. Güvenli bölgede ise güvenlik kenarda kalıyor, insani amaçlarla bunu yapmak istediğiniz argümanı ön plana çıkıyor. Bu nedenle böyle bir fikri uluslararası alanda daha kolay kabul ettirebilirsiniz” dedi.‘Güvenli bölgeler doğru bir tercih mi’ sorusuna Özcan, “Bu, tek başına hiçbir şeyin çözümü değil. Sizin önce bir politik hedefiniz, onu da gerçekleştirmek için bir stratejiniz olacak. Eğer o stratejinizin bir parçası ‘tampon’ ya da ‘güvenli bölge’, ‘uçuşa yasak bölge’ ise ancak o zaman bunun bir karşılığı, anlamı olur. Yoksa tek başına böyle bir şey yapıyorsanız, ‘neden yapıyorsun’ sorusu sorulduğunda, cevap veremezsiniz. Stratejinizin parçasıyla evet, gerekçesi de kendi içinde tutarlı olur. Tüm bunları gözetmeden, ‘bu mu, bu mu’ yaparak sorunun üstesinden gelemezsiniz” yanıtını verdi.Turan: ‘Tampon’ oluşturmak birkaç yönden güçİstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan ise Türkiye’nin ‘tampon bölge’den beklediği faydayı, “Suriye’den kaynaklanan göçün bu tampon bölgede tutulması ve Türkiye’ye gelmemesi” diye açıkladı.Turan, bunu gerçekleştirmenin ise “birkaç yönden güç olduğunu” ifade etti ve “Birincisi, bir tampon bölge kurulabilmesi ve oraya yerleşecek nüfusun korunabilmesi için siz, o bölgenin saldırıdan korunmasını da temin etmek mecburiyetindesiniz. Bu da ancak sizin oraya karadan silahlı güç göndermenizle mümkün olabilecek bir şeydir. Bölgenin uçuşa yasak ilan edilmesi, oranın yeterince korunmasını sağlamaz. İkincisi, dar olması düşünülen bir tampon bölgede çok sayıda nüfusun barındırılması son derece güçtür” yorumunu yaptı.Turan ayrıca tampon bölgenin gerçekleştirilmesi için uluslararası işbirliği yapılması gerektiğini de ekledi ve Suriye’nin “böyle bir tampon bölge kurulmasını kendi egemenlik hakkının ihlali olarak göreceğini” söyledi.Kaplan: Çözüm sürecini dinamitlerHalkların Demokratik Partisi (HDP) ise ‘tampon bölge’nin “fikrine” bile karşı. HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ‘tampon bölge’ kurulması durumunda Suriye'nin kuzeyinde Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Rojava bölgesindeki “direnişin de kırılacağı” yorumunu yaptı ve 'Tampon bölge kurulma fikri, çözüm sürecini dinamitler' dedi.Kaplan, çözüm sürecinin, “Türkiye'deki Kürtler açısından olduğu kadar, Rojava ve Irak'taki Kürtler açısından da geçerli, birbiriyle bağlantılı bir süreç” olduğunu savundu ve “Kimin arasına tampon kuruyorsunuz? Bunların hepsi akraba' diye konuştu.Gazeteci Semih İdiz ise ‘tampon bölge kurulması yönündeki tartışmaların çözüm sürecine zarar vereceği’ ve ‘sınırın diğer tarafındaki Kürt halklarını dağıtacağı’ yönündeki yorumlar için “Bunlar biraz yakıştırma. Çünkü şimdi ilk etapta herhalde Kürt Devleti, Türkiye gibi konularla meşgul değiller. Şu anda kendilerinin halklarının güvenliklerini sağlamakla meşguller” dedi.Bu yöndeki yorumlar için “spekülatif kalıyor” ifadesini kullanan İdiz, “Şu anda bölgede sadece Kürtler değil, bir koalisyon var. Hem Özgür Suriye Ordusu, hem de ılımlı ve Batı'yla işbirliği yapan İslami Cephe var. Bu tip yorumlar mevcut durum karşısında biraz prematüre gibi geliyor bana” yorumunda bulundu.Sinan Onuş | BBC Türkçe
Aslında Hangi Partiye Oy Vermelisiniz?
Bildiğiniz üzere 30 Mart'ta yerel seçimler olacak. Herkesin de aklında mutlaka bir parti var; kimisi 'tatava yapmadan basıp geçecek' kimisi de her şeye, her söze rağmen aklındaki partiye oy verecek! Bakalım sizin aklınızdaki parti neymiş?
"HDP, AKP ile İşbirliği Yapıyor"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'daki seçim turu sırasında yaptığı 'bozkurt' işaretini, 'Bana bir ülkücü kardeşim bozkurt işareti yaparak, 'ben ülkücüyüm oyumu size vereceğim, Mansur Başkana vereceğim' dedi ben de bozkurt işaretiyle jest yaptım' diye açıkladı. Kılıçdaroğlu, HDP ile işbirliği için görüştüklerini ancak kabul etmediklerini belirterek, 'Bugün HDP, AKP ile işbirliği yapıyor' ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, Kral FM'de 'Mehmet'in Gezegeni'ne konuk oldu. Bazı yerel televizyon kanallarından da yayınlanan programda Kılıçdaroğlu, vakit buldukça müzik dinlediğini söyledi. HDP Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in, 'Biz seçim döneminde en başlarında 30 Mart seçimlerine beraber girelim teklifinde bulunduk, Sayın Kılıçdaroğlu'na, kendisi kabul etmedi. Pensilvanya Sayın Kılıçdaroğlu'nu Başbakan yapacak zannediyor' dediğinin hatırlatılarak, 'Böyle bir teklif geldi mi?' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 'Doğru öyle bir teklif geldi ve biz bu teklifi uygun görmedik. Ben siyasete atıldığım zaman şunu söyledim; halka doğruları söyleyeceğim. Geldiler işbirliği önerdiler kabul etmedik. 'Bize zarar verir' dedik bu. Aynı düşüncemi bugün de söylüyorum, zaten. Bugün HDP, AKP ile işbirliği yapıyor. Onu gayet iyi biliyoruz zaten. Çünkü sadece bizi eleştirerek, siyaset yapıyorlar. Yolsuzluğu, AKP'yi, diğer partileri eleştirmek konusunda bir çabaları yok. Eleştirebilirler, benim her partiye saygım var. Bizi Pensilvanya'yla beraber tutmalarını, ellerinde varsa bir bilgi, belge varsa getirsinler öğrenelim, nasıl bir işbirliği kurmuşuz acaba. Eğer bu ülkede kul hakkı yiyenleri eleştirmekse, bunu Pensilvanya'yla ne ilgisi var. Bir Başbakanın oğlunun evinde 30 milyon avro çıkacak da ben bunu eleştirmeyecek miyim? Rıza Sarraf dört bakanı satın alacak parayla, ben bunu eleştirmeyecek miyim? Bunun ne ilgisi var Pensilvanya ile. Baktığınız zaman ben bu ülkenin insanlarının çıkarlarını savunuyorum.' 'Cemaat ile ilgili görüşünüz nedir?' Kılıçdaroğlu, 'Cemaat ile ilgili görüşünüz nedir?' yönündeki bir soru üzerine ise 'Görüşüm şu, CHP'nin bakışı şu: İnsanlar belli bir inanç çerçevesinde bir araya gelebilirler, bunun adı cemaat, tarikat olur... Biz bunlara saygı gösteririz. Hiç kimsenin inancına karışmayız. Allah'la kul arasına birinin girmesi zaten inancımızda da yoktur. O zaman olması gereken şudur; herkesin inancına saygılıyız, cemaatse cemaat, tarikatsa tarikat, buna karışmayız ama siyasete karışmamak kaydıyla. Dinin siyasete girmesini istemeyiz' diye konuştu. Ergenekon operasyonuna atıfta bulunarak, 'Bu delillerin cemaat tarafından toplanıp hükümete verildiği, bu kumpasın cemaat tarafından yapıldığına inanıyor musunuz?' sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, muhataplarının hükümet olduğunu söyledi. 'Bu davaların savcılığını üstlenen kimdi?' diye soran Kılıçdaroğlu, 'Recep Tayyip Erdoğan. 'Ben bu davanın savcısıyım' dedi. Geçen gün bir istihbarat şefi televizyonlara çıktı, 'Ben 35-40 kez Başbakanla görüştüm, makamında görüştüm' dedi. Bir ülkenin Başbakanı, istihbarat şefiyle 35-40 kez değil, bir kez bile görüşmez. Eğer iş o noktaya gelmişse zaten işbirliği vardır orada. O davaların tamamen göstermelik olduğunu, masum insanların hapse atıldığını defalarca söyledik. Ben bunu söylediğimde 'Ergenekoncu' diye suçluyorlardı. Şimdi kendisi suçluyor. Ama ben hiç bir zaman o davaların savcısıyım demedim' ifadesini kullandı. 'Özel hayatla ilgili dinlemeler dünyanın her tarafında suçtur' Başbakan'a 'TİB kayıtlarını yayınla' dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili bazı sorular yönelttiğini belirterek, bu sorularını yineledi. Dinlemeleri mahkeme kararıyla polislerin yaptığını değerlendiren Kılıçdaroğlu, kendilerinin dinlemeler konusunda daha önce defalarca hükümeti eleştirdiğini bildirdi. Hükümet kanadından bu eleştirilerine karşılık, TBMM'de 'verilmeyecek hesabınız yoksa rahat rahat konuşun' dendiğini savunan Kılıçdaroğlu, 'Özel hayatla ilgili dinlemeler dünyanın her tarafında suçtur ve bende asla kabul etmem. Ama toplumu ilgilendiren dinlemeler hiç bir zaman suç değildir. Yasa dışı olsa bile suç değildir, çünkü bunlar toplumu ilgilendirir' açıklamasını yaptı. Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine şunları kaydetti: '17 Aralık Operasyonu'nu devletin vicdanı yapmıştır, bu devlet sahipsiz değildir. Olay devleti koruma iç güdüsüyle yapılan bir şeydir. Rıza Sarraf devletin dört bakanını satın almıştır ve devletin sırlarını satmaktadır. İşin özünde bu vardır. Devlet buna tepki göstermeyecek mi? Türkiye Cumhuriyeti gelenekleri olan bir devlettir, biz bin yıllık devletiz. Devletin kendi vicdanı kendini korur. Başbakan geldi diye, her istediğini yapacağım diye bir kural yoktur. Devletin örfü, kuralları vardır.' 'Bu operasyonlar neden dershane tartışmalarından sonra başladı?' sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, 'Hayır, Kapıkule'de 202 kilogram eroinin bulmasıyla başlamıştır süreç. Olay büyümüştür, MİT raporunu vermiştir, mahkeme dinleme kararı almıştır, asıl failleri bulmak için. Operasyon çok önce başlamıştır ama düğmeye basılma ne zaman olmuştur kendilerinin takip edildiğini öğrendikleri andan itibaren' değerlendirmesini yaptı. Twitter'a tedbir amaçlı erişim engelinin hatırlatılarak, 'Türkiye'nin mahkemelerini twitter neden tanımaz?' sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, şu açıklamalarda bulundu: 'Keşke Erdoğan burada olsaydı da söyleseydik, demiyor muydu 'ben dünya lideriyim...' 'Twitter merkezi bile seni tanımıyor' Neden? Asıl sorulması gereken soru bu. Çünkü bu ülkede demokrasinin olmadığını dünyanın her tarafı biliyor. Erdoğan'ın yargıya nasıl müdahale ettiğini, herkes izliyor. Hiç bir zaman özel hayatla ilgili bir olayın twitter veya başka bir şey olur, yayınlanmasına karşıyız. Hiç bir zaman benim ağzımdan bir şey çıkmadı. Pek çok milletvekiliyle de ilgili özel şey çıktı, bir şey demedim. Kim girdi buna Erdoğan girdi. Baykal dolayısıyla. 'O özel değil, o geneldir, genel' dedi. Allah büyüktür ya şimdi o'nun başına geliyor. Büyük lokma yutabilirsin ama büyük laf etmeyeceksin. Öyle büyük laflar etti ki şimdi başına geliyor.' Kılıçdaroğlu, tapeleri yayınlarken özel hayat olan bölümleri de hep çıkardığını savundu. Yaptığı konuşmalarda Türkiye'nin Suriye ile savaşa sokulmak istendiğini ileri sürmesi hatırlatılarak, TSK tarafından düşürülen Suriye uçağının sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, 'Bütün bu olayları örtmek için 'Suriye ile savaşırsam, ben kahraman olurum, bu olaylar örtülür, yolsuzluklar unutulur' diye düşüncesi var. Daha önce söyledim, 'hırsızdan kahraman olmaz.' Bizim itiraz ettiğimiz nokta, Genelkurmayın açıklamasından önce Erdoğan'ın bunu miting meydanında açıklaması. Savaş, miting meydanlarında açıklanmaz, savaş acıdır, göz yaşıdır. Siz burdan nema toplamaya çalışıyorsunuz. Kendisini kahraman ilan ettirmeye çalışıyor, hırsızdan kahraman olmaz, şaibeli bir kişiden kahraman çıkmaz' ifadelerini kullandı. Adım adım iktidara yürüdüklerini ve bunu meydanlarda gördüklerini savunan Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine ise 'Başörtüsünü siyaset ortamından çıkardık, her tarafa gidiyoruz, her inanca saygılıyız, 53 kadın başkan adayımız var bunlardan bazıları başörtülü' dedi. Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül'e dönük yolsuzluk iddialarına ilişkin olarak da 'evet yolsuzluk dosyaları iddiasıyla suçlanıyordu, araştırdım zaten bir kısmını İçişleri Bakanlığını doğru değil diye işleme koymamış, bir kısmını savcılık 'bunlar soruşturulamaz' diye karar vermiş, bir dosyası dolayısıyla davası devam ediyordu o dosyadan da nihai beraat kararı çıktı ve partiye geldi' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Sarıgül'ün İstanbul'dan aday gösterilmesinin 'O'ndan kurtulma operasyonu' olarak değerlendirildiği yönündeki soru üzerine ise bunun gerçeği yansıtmadığını dile getirdi. 'Bozkurt işaretiyle jest yaptım' Ankara'daki seçim turu sırasında yaptığı 'Bozkurt' işaretinin hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, 'Bana bir ülkücü kardeşim bozkurt işareti yaparak, 'ben ülkücüyüm oyumu size vereceğim, Mansur Başkana vereceğim' dedi ben de bozkurt işaretiyle jest yaptım' ifadesini kullandı. 'Peki, Rabia işareti yapar mısınız?' şeklindeki soru üzerine de Kılıçdaroğlu, 'Rabia'yı yapıyorum tabi '4 bakan, bir başçalan' şeklinde' diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, kendisinin bir kadın Cumhurbaşkanı düşüncesi olduğunu hatırlattı. Kılıçdaroğlu, bir ismin olup olmadığının sorulması üzerine, 'İsim yok, kadın olmasını şunun için istedim. Kadınlar bu ülkede gerçekten siyaset açısından baktığınızda çok daha başarılı olabiliyorlar, geçmişte bunun örnekleri de var. Bir cumhurbaşkanlığına da yabancı dili çok iyi olan iyi eğitim almış, siyasi kimliği çok öne çıkmamış , bir kişinin cumhurbaşkanı olmasını isterim' yanıtını verdi.Halkın talebi olması durumunda İlker Başbuğ'un Cumhurbaşkanı olmasına sıcak bakıp bakmayacağı yönünde bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, 'Elbette halkın nabzını tutarsınız, İlker Başbuğ çok saygıdeğer bir insandır, mağdur edilmiştir. Devletin bütün sırlarına vakıf bir kişiye terörist muamelesi yapılmıştır. Ben beraat edeceğine inanıyorum ama bugünden insanların isimlerini telaffuz edip onları yıpratmayı doğru bulmuyorum doğrusunu isterseniz. Ama zaman ne gösterir önümüzdeki süreçte göreceğiz' açıklamasını yaptı.CNN TÜRK
Bülent Arınç: 'Merkez Bankası'nı Tehdit Etmek Doğru Değildi'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Merkez Bankası’nı tehdit etmek doğru değildi. Cumhurbaşkanı belki sadece yol göstermekle kalmalı' dedi. Arınç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Abdullah Gül'ün olası adaylığı ile ilgili ise ''İsabetli olur, güzel olur'' sözlerine ilişkin ''Cumhurbaşkanımızın sözleri bir ümittir ışıktır. Şık olanı kendisinin bizzat davet edilmesidir. Henüz o noktada olmadığımızı düşünüyorum. Eğer Başbakan olmayacaksa Abdullah Gül için gönlümden geçen Meclis Başkanlığıdır' açıklamasında bulundu.Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, NTV canlı yayınında Oğuz Haksever'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün olası adaylığı konusunda ''Güzel olur, isabetli olur'' demesini nasıl yorumlarsınız?Abdullah Gül ile dava arkadaşıyız çok başarılı bir siyasetçidir. Cumhurbaşkanlığında çok başarılı bir performans sergiledi. Görevi büyük bir şerefle arkadaşına devretti ve İstanbul'a gitti. Şu ana kadar adaylık söz konusu değildi. Cumhurbaşkanımızın sözleri bir ümittir ışıktır. Kendileri bu konuda bir görüşme yaparlar siyasete devam etmek isterlerse biz sevinç duyarız. Cumhurbaşkanlığı başbakanlık yapmış olması 6 bin adaydan biri gibi karşılanmamalıdır. Gönülden arzu ediliyorsa şık olanı kendisinin bizzat davet edilmesidir. Henüz o noktada olmadığımızı düşünüyorum.Partideki dengeler açısında meselenin boyutları ne olabilir?Bizim partimizde her şey fedakarlık üzerine kurulmuştur. Eğer Başbakan olmayacaksa Abdullah Gül için gönlümden geçen Meclis Başkanlığıdır. Meclis Başkanı olursa Türkiye' de kazanır Meclis de kazanır. Seçimi kim kazanırsa Başbakan o olur. 7 Haziran'dan sonra Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'dur.DOLARDAKİ YÜKSELİŞ2002'den bu yana iç kaynaklı ekonomik kriz yaşamadık. Merkez Bankası hükümete karşı sorumlu senede 2 defa bize hesap veriyor ama bağımsız bir kuruluş, dikkatli gidiyor ve üzerine düşeni yapıyor. Bize diyor ki sadece faiz düşürmekle olmaz başka parametreler de var onlara da bakmak zorundayız. Sizi dinliyoruz ama biz bildiğimizi yapıyoruz diyorlar.''MERKEZ BANKASI'NI TEHDİT ETMEK DOĞRU DEĞİLDİ''Merkez Bankası'na bu noktadan sonra bir şey söylenmemesi gerekir. Neden? Üzerlerine aldıkları görevleri yapıyorlar. Sen yanlış yapıyorsun diyerek görevlerine müdahale etmek yasal sınırları dışında hatta onları tehdit etmek onları küçültmeye çalışmak bence doğru değildi. Bu, psikolojik bir rahatsızlık meydana getirdi.''CUMHURBAŞKANI BELKİ SADECE YOL GÖSTERMEKLE KALMALI''Cumhurbaşkanı belki sadece yol göstermekle kalmalı. Cumhurbaşkanı'nın sözleri farklı anlaşılabilir. Batı mentalitesi tartışmadan endişeleniyor 'Bunlar Merkez Bankası'nın başını yiyecekler' herhalde diyor bağımsızlığı elden gidecek herhalde diyor.CHP'NİN KAPATILACAĞINA DAİR İDDİALARÇok yanlış bir şey. Bunların hiçbirisi ciddi değil, iddialar deli saçması. Twitter'daki o şahsın (Fuat Avni) söyledikleri üzerinden yorum yapmak yanlış bir şey. Bazen doğru çıkabilir bazen de zarf atabilirler. Kılıçdaroğlu adeta istihbaratçı kimliği ile konuştu.ÇÖZÜM SÜRECİÇözüm sürecini destekleyenlerin başında gelirim. Eski, yeni siyasetçilerle aram iyidir. Sayın Demirtaş'ın 'Çözüm sürecinin önündeki en büyük engel Arınç'tır' sözüne üzüldüm. Bu noktaya kolay gelinmedi, önemlidir. Sözlerin tutulmasından örgüt sorumludur. Çözüm süreci silahlı kişilerle yürütülemez. Demirtaş siyasette olabilecek bir kişidir.''BURADA BARIŞ ÇUBUĞUNU TÜTTÜRÜYORUM''Sen partnerine bu işi beraber götürdüğün hükümete güvenmiyorsun öyle mi? Güvenmediğin için de çözüm sürecini baltalamaya çalışıyorsun. Sen bana güvenmeye mecbursun. HDP ben sana güvenmek mecburiyetindeyim. HDP'nin İmralı heyetine sürecin iyi çalıştığına biz inanıyoruz güveniyorum. Demirtaş ile bu atışmamızı burada sonlandırmış olalım. Burada barış çubuğunu şimdi tüttürüyorum. Bundan sonra mecbur kalmadıkça hiçbir zaman Demirtaş'ın şahsı ile ilgili söz söylememeye çalışacağım.İÇ GÜVENLİK PAKETİ DEĞİŞECEK Mİ?Maddelerin yeniden görüşülmesi şu anda düşünülmüyor.HAKAN FİDAN'IN ADAYLIĞISayın Cumhurbaşkanımızın duygusal yönü çok güçlü. Duygusal planda olaya bakmamak lazım. Ben de bir televizyonda o saatlerde yayındaydım. Arkadaşlar dediler ki, 'Hakan Fidan adaylığını koymuş.' Ben şahsen kendi tepkimi ortaya koydum. Ne söylediğimi herkes biliyor. Dedim ki, yaptığın iş çok önemli bir iş, çok önemli işler yaptığın için sana koruma zırhı da getirdik o zaman bu işine devam etmen lazım. Neden? Çünkü milletvekili olmak bu görevlerden daha üstün değil. Sen şu anda 100 milletvekilinin yapacağı işi yapıyorsun. Sadece milletvekili bazında baktığımız zaman.550 milletvekili var. AK Parti'nin diyelim ki 350 milletvekili olacak 400 milletvekili olacak sen onlardan birisi olacaksan hiç milletvekili olma bu israftır dedim. Dilim de durmuyor. Neden? Çünkü MİT çok önemli bir kurum. Bırakma neden bırakıyorsun dedim.''BİR MİT MÜSTEŞARINDAN DA HER TÜRLÜ BAKANLIK OLMAZ''Sonra ikinci bir şey daha ekledim, eğer bakan olmayı düşünüyorsan bir MİT Müsteşarından da her türlü bakanlık olmaz. Mesela sen bir Dışişleri Bakanı olacak olsan ben karşı tarafın Almanya'nın Dışişleri Bakanı olsam 'Bu adam her şeyi bilir kardeşim. Ben bununla nasıl konuşacağım?' diye düşünebilir. Belki yanlış söylüyorum. Ama şahsı ile ilgili hiçbir sıkıntı hiçbir şikayetin olmaması lazım. Çok iyi yetişmiş, çok başarılı, çok güzel bir insan.Aday olursa siyasi ayrışma demeyeceğiz buna. Hakan Fidan'ın MİT Müsteşarı da olması kolay olmadı birilerine rağmen. Artık bir gerçek var, Hakan Fidan AK Parti'nin Ankara milletvekili aday adayıdır. Bundan sonra gazetecilerden ricam bu konuyu sormasınlar. Hakan Fidan'ı üzecek bir hareketi bir sözü bundan sonra da lütfen sarf etmeyelim.Kaynak: NTV
'Yalova'yı CHP 28 Oy Fark ile Aldı'
CHP’li İnce bir oyla AKP’nin seçimi aldığı belirtilen Yalova’da, CHP 28 oy önde olduğunu duyurduCHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce adaylar arasında 1 oy fark olduğu açıklanan Yalova’da belediye seçimini CHP’nin kazandığını belirterek, “Bunlar AKP’nin meydanda kaybettiği seçimi masa başında alma çabaları. Bizim zafer sevincimize mani olmak için yapılmıştır. Yalova’da seçimi AKP 1 oyla almadı. 28 oyla CHP aldı” dedi. İnce, şu bilgileri paylaştı, “1137 nolu sandıkta CHP’nin 154 oyu 1 olarak yazılmış. Yine 1070 nolu sandıkta 135 oyu 0 olarak yazılmış. Dolayısıyla 289 oyumuz yok. AKP’nin 1036 nolu sandıkta 136 oyu 0 olarak yazılmış. 1045 nolu sandıkta da 123 oyu 0 yazılmış. AKP’nin de burada 259 oyu eksik yazılmış. Çıkardığınız zaman 28 yapıyor. Yani biz 28 oyla seçimi aldık. Sadece ilk birleştirme tutanaklarına 1 oy diye yazıldığı için böyle bir sonuç çıktı. İtiraz süresi henüz gerçekleşmediği için kafa karışıklığına gerek yok.'T24