Yıllarca Kandırılmışız! Tarih Boyunca Tüm İnsanlığın Gerçek Olarak Bildiği Hiç Yaşanmamış Tarihi Olaylar
Tarih boyunca tüm insanlığı adeta etkisi altına almış ve gerçek olarak bilinen birçok tarihi olay var. Fakat belki de bu olaylar daha önce hiç yaşanmamıştır kim bilir? Tarih hakkında doğru bilinen yanlışlara gelin bir de beraber bakalım. 👇
Tarih kitapları bizlere birçok şey anlatıyor. Bazen başka bir ulusun tarihini bazen de birçok yaşanmışlıkları...
Fakat bu yaşanmışlıklar yeri geldiğinde yanlış anlaşılabiliyor ya da çok daha farklı bir şekilde yorumlanabiliyor!
Gelin tarihte doğru olarak bilinen bu yanlışlara beraber bakalım... 👇
7. Amerika'yı Kristof Kolomb keşfetmemiştir.
İnternette ufak bir araştırma yaptığımızda 1492 yılında Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfettiğini görürüz. Ama gerçek böyle değil. Washington Post'a göre orada zaten birçok insan yaşıyordu ve Batı Yarımküre'yi çoktan ziyaret etmiş biri vardı. Kristof Kolomb'un Amerika ziyaretinden 500 yıl önce İzlandalı kaşif Leif Erikson çoktan Kuzey Amerika'ya ayak bastığına inanılıyor.
👇
6. Kara Veba'yı sıçanlar yaymamıştır.
14. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Avrasya'ya 75 milyon ila 200 milyonun canına mal olan Kara Veba için sıçanları suçlamalı mıyız? Yaygın olarak bu bilinen bu teoriye rağmen yakın zamanda yapılan birçok çalışmanın bu hastalıktaki tek sorumluların sıçanlar olmadığını gösterdi. Araştırmalar, insan pireleri ve bitleri ile yayılan hastalığın, Kara Veba ölümlerini daha fazla artırdığını ortaya koydu.
👇
5. Newton'ın kafasına elma düşmemiştir.
Sir Isaac Newton her ne kadar yer çekimiyle alakalı bir aydınlanma yaşasa da kafasına elma düştüğü hikayesi tamamen yalandır. 1665 yılında bir salgın nedeniyle Isaac Newton ve öğrencileri Cambridge Üniversitesi'nin yolunu tuttu. Çocukluğunda yaşadığı eve doğru giderken etrafta yere düşen bir elma gördü ve bu elmanın neden yere doğru düştüğünü merak etti. Arkadaşı William Stukeley, Newton biyografisinde bundan kısaca bahsetmiş:
'Elmanın yere düşmesiyle yer çekimi kavramı birden aklına geldi...Düşünceli bir ruh hali içerisinde otururken.'
👇
Isaac Newton Kimdir? Newton'un Hayatı ve İcatları...
4. Vincent Van Gogh kulağının tamamını kesmemiştir.
Aslında kulak kesme mevzusu gerçekten var! Fakat tüm kulağını değil sadece kulak memesinin bir kısmını kesmiştir. Bazı tarihçiler aynı zamanda ressam arkadaşı Paul Gaugin ile sorunlu bir dostluktan sonra duygusal olarak rahatsız olduğuna inanıyorlar. İnanışa göre Gogh'un kulağını Gaugin kesti.
Peki bu olay nasıl yaşandı?
Guardian muhabirine göre 10 yılını polis soruşturmaları ve sanatçıların mektuplarını inceleyen iki Alman sanat tarihçisi, bir eskrim ustası olan Gaugin'in büyük olasılıkla bir kavga sırasında kılıcıyla Gogh'un kulağını kesti ve iki sanatçı da bu konu hakkında konuşmamayı kabul etti.
👇
3. Roma'nın gerçek kurucusunun Romulus olarak bilinmesine rağmen bu konu hakkında net bir kanıya ulaşılamamıştır.
Okuldaki çocuklar eğitim aldıkları esnada Roma'nın kurucusunun Romulus olduğunu öğrenirler. Romulus'un ikiz kardeşi Remus'u öldürmesi ve onları bebekken emziren bir kurt tarafından büyütülmesi ağızdan ağıza dolaşan popüler hikayelerdir. Babaları tanrı Mars'tı ve Romulus'un kendisi, Romalı senatörlerin kıskançlığından kurtarmak için büyülü bir kasırgada kaybolduktan sonra tanrı Quirinus'e dönüştü. Yani Romulus ismini 'Roma'dan alan efsanevi bir figürdü.
👇
Roma Şehri Nasıl Kuruldu?
2. Truva Savaşı kökenini Yunan mitolojisinden alır.
Truva Savaşı hakkında birçok detay var. Ancak hikaye ve detaylar kurguya dayanmaktadır. Hikaye sözlü olarak aktarıldıkça ve farklı bilgi parçaları eklendikçe bu hikaye gittikçe değişmeye başladı. Truva Atı aslında 1186 tane geminin Truva'ya girme hikayesidir. Hikayenin orijinal ise İlyada'ya dayanır.
👇
1. Martin Luther'in yazdığı 95 tez kilisenin kapısına çivilenmemiştir.
Martin Luther, Protestan Reformu'nun mihenk taşı olarak bilinir. İnsanların Katolik Kilisesi hakkındaki algıları üzerinde büyük bir etkisi olsa da, tezleri kilise kapısına asılmamıştır. Bu hikaye 1547 yılında popüler hale geldi. Kesin olan tek şey ise Martin Luther'in bu 95 tezi başpiskoposa postaladığı ve aslında kilise içerisinde bir devrim başlatmayı asla düşünmediğidir. Belki de o zamanlar tezleri panolara yapıştırılmıştı ve bu hikayeye asla tanık olmayan bir kişi tarafından sansasyon haline gelmişti.
Yorum Yazın
Kaynak?