Okuma Alışkanlığı Olmayanların Bile Bir İki Satır Bir Şeyler Okuduğu 11 Mekan
Çok okuyan bir toplum olduğumuzu söyleyemeyiz; tamam... Ama cilt cilt kitap bitirmesek bile milletçe bir şeyler okumadan geçemediğimiz yerler olduğu da gerçek. En azından kayıtlara geçmesi, okuma alışkanlıklarına dair yapılacak müstakbel araştırmalara ilham vermesi açısından, bunların bir kısmını değerli bilim insanlarıyla birlikte sizlerin de kullanımına sunalım. Ve cidden, akıllı telefonlara rağmen, haydi 'Bir nebze madde 1 hariç' diyelim, aşağıdaki örnekler geçerliliklerini hâlâ korumaya devam ediyorlar.
1. Tuvalet, adeta bir ilim irfan yuvasıdır
Hiçbir şey bulamazsak deterjan, şampuan, diş macunu, yumuşatıcı ambalajı okuyanlarımız var.
2. Diş klinikleri birer sahaftır aslında
Beklerken imkânı yok alamayız kendimizi o yıllar öncesinin dergilerini incelemekten.
3. Berber, kıraathane hizmeti de görür
Ne anlıyorsak o içi dışına çıkmış gazetelerden... Ana gazeteyi de komşu esnaf almıştır çoğunlukla. Biz eklere kalırız.
4. Vapur, 20 dakikalık keyiftir
Hah!.. Bu, aslında keyifli... Kim sevmez ki Beşiktaş vapurunda kalabalığın içinde bir mizah dergisine bakıp bakıp tek başına gülmeyi?
5. Plaj, edebiyat âşıklarının yeridir
O şezlonga yatıldıysa, o krem sürüldüyse, o sırtlık dikleştirildiyse o kitap da alınacak ele. Bir sayfadan diğerine asla geçilemese bile... En azından güneşi kesiyor kanımızca.
6. Kafeler, entellerindir
Kahve mis, havada hafif yağmur, ortam sıcak, etraf kalabalık. Aç kitabı, koy önüne!
7. Kütüphane, çaresiz bırakır
Bizim millet, kütüphaneden kitap ödünç almaz. Gider, okur, kalkar. Birincisi, kitabı geri getirmekle uğraşmak istemez; öyle bir huyu da yoktur zaten. İkincisi de okumaya değil ki, soğuktan kaçmaya gelmiştir.
8. İş mülâkatı, okumaya sevk eder
Başvuruyu yapıp CV'yi yollamışız. Çağırmışlar, biz de gitmişiz ama şirketin ne olduğundan haberimiz yok. İK'cı ablaların (genellikle), bizi davet etmelerini beklerken, artık kurum dergisi mi olur, duvardaki levha mı her şeyi okuruz. Oradan şirketin ne iş yaptığını anlamaya çalışırız. Hiç değilse vizyonla misyonu kapsak yeter!
9. Uçak, bedava dergi demektir
Uçağa binildi mi o dergi anında alınıp kurcalanacak. Bununla yetinilmeyip bulmacalardan bir, iki tanesi çözülecek ve tabii ki yemek tarifleri bulunan sayfalar yırtılacak! Börek açmanın aile birliği için şart olduğu bir ülkede yaşayınca böylesi zaruri.
10. Otobüs durağı, tahrik eder (Gazete başkasında olmak kaydıyla)
Göz, mutlak surette yanındaki kişinin okuduğu sayfaya kayar. İstediği kadar fark edip baksa da 'Bir rahat versen?' diye, oralı olmaz, kafamızı çevirmeyiz. Maazallah, o an çeviriverir sayfayı da öğrenemeyiz Kim Kardeshian'ın Kanye'dan gece kaçta çıktığını. Tabii global gündemi kaçırmamak gerek.
11. Bekâr sofrası, beslerken öğretir
Masa örtüsü yokmuş ne gam! Anında gazete kağıtları devşirilir ve hemen kendilerine 'masa örtüsü', hiç değilse 'Amerikan servis' hüviyeti kazandırılarak tabaklar veya paket kutuları üstlerine yerleştirilir. Karınlar doyurulurken de o gazeteler ne kadar eski olurlarsa olsunlar, okunurlar.
