Hüseyin Avni Mutlu'nun İfadesinden Öne Çıkan 10 Başlık
Dört yıldan fazla İstanbul valiliği yapan, Gezi eylemleri döneminde sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarla çok konuşulan Hüseyin Avni Mutlu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 'kamu kaynaklarını FETÖ dershanelerine aktarmak' suçlamasıyla gözaltına alındı ve 9 gün nezarette tutulduktan sonra tutuklandı.
Mutlu ifadesinde, 'Suç yapılanmaları ile hiçbir şekilde hayatım boyunca irtibatım olmamıştır' dedi ve cuntacılarla birlikte yargılanmayı asla kabul etmediğini söyledi. İfadesinde Gülen ile yüz yüze bir görüşmesi olmadığını, bir telefon görüşmesi yaptıklarını vurgulayan Mutlu, evinde bulunan Gülen kitaplarının baldızı ya da oğluna ait olabileceğini belirtti.
Mutlu'nun ifadesinden öne çıkan başlıkları derledik.
Darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan eski İstanbul Valisi Mutlu'nun da aralarında bulunduğu 12 şüpheli tutuklama talebiyle Nöbetçi 3. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilmişti.
Hakimlik, aralarında Vali Mutlu'nun da bulunduğu 12 şüphelinin 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan ayrı ayrı tutuklanmasına karar vermişti.
İşte Hüseyin Avni Mutlu'nun bugün basına yansıyan hakimlik ifadesinden öne çıkanlar:
1- 'Meslek hayatıma Kocaeli'de kaymakam adayı olarak başladım'
'Ben daha önce meslek hayatıma Kocaeli'de kaymakam adayı olarak başladım. Bursa Büyükorhan Kaymakamlığı, daha sonra Amerika'da dil eğitimi için bakanlığım tarafından görevlendirildim. Bilahare Silopi Kaymakamı, Şırnak Vali Yardımcısı, Ecabat Kaymakamı, Çanakkale Vali Yardımcısı, Bağcılar Kaymakamı görevlerinde bulunduktan sonra Siirt ve Diyarbakır Valiliği görevlerinden sonra İstanbul Valiliği'ne 2010 Mayıs ayında atandım. 2014 Eylül ayında da Merkez Valiliği'ne tayin oldum. O tarihten itibaren de Merkez Valisi olarak görev yapıyorum.'
2- Gezi'deki tweetleri: 'Bir suç olduğunu kabul etmiyorum'
Mutlu'ya, mahkemedeki sorgusunda sosyal paylaşım sitesi Twitter'da yaptığı paylaşımlar soruldu. Mutlu şöyle konuştu:
'9-13 Haziran 2013 tarihindeki twetter paylaşımları bana aittir. Ben Gezi eylemlerinin olduğu dönemde İstanbul Valisi olarak görev yapmaktaydım. Malumunuz sizlerinde belirttiği gibi atmış olduğum tweetler bellidir. Hiçbir soruşturmaya da konu olmamıştır. O gün itibari ile de suçlama olmamıştır. Aradan 3 yıllık bir süre geçmiştir. Bu tweetlerin bir suç olduğunu kabul etmiyorum. Gerek idari ve adli açıdan bu atmış olduğum tweetlerin bir suç oluşturması halinde o gün itibari ile gerekli işlemlerin başlatılması ve soruşturması icap ederdi diye düşünüyorum.
Hali hazırda bunların bir suç olmadığına inanıyorum. Bu tweetleri paylaşımımdaki amaç, Gezi'de özellikle emniyet güçlerimiz ile çatışan marjinal gruplar ile değil çevreciler ile parkın muhafazasını amaç edinen gençlerin ruhundan bellidir. Dolayısıyla burada Gezi'de eylemlere kalkışan radikal gruplarla ilgili değil onlara ulaşan bir tweet değil, çevreci gençlere atılan bir tweettir. Bu çevreci gençler içerisinde gerçekten olaylara katılmayan gençlerde vardır ve bu twetlerde hiçbir olaya karışmayan gençlere yönelik atılmış bir tweettir.'
3- 'Diyarbakır'da görev yaptığım sürede Akın Öztürk 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'nı yürütüyordu'
Cep telefonunda 'Paşa Akın Öztürk' olarak kayıtlı olan kişinin Akın Öztürk olduğunu belirten Hüseyin Avni Mutlu, şöyle devam etti:
'Diyarbakır Valisi olarak 2007-2010 yıllarında görev yaptım. Görev yaptığım bu sürede Akın Öztürk Diyarbakır'da 2. Ana Jet Üs Komutanlığı'nı yürütüyordu. Bu mesai vesilesi ile kendisini tanırım. Bunun dışında kendisi ile bu soruşturma evrakı içerisinde bahsedildiği şekilde cunta girişimi, ihtilal teşebbüsü konusunda hiçbir temas, ilgi, irtibar söz konusu değildir. Bendeki kaydı 2007 yılılından itibaren vali olmamdan kaynaklı bir kayıttır, yeni bir kayıt değildir.'
4- 'Hüseyin Nakiboğlu'na okul için teşekkür ettim, tanışıklığım bundan ibaret'
'Hüseyin Nakipoğlu'nu tanırım. Kendisi ile sık görüşmem, tanışıklığım İstanbul'da kendilerinin özürlü çocuklara yaptırmış olduğu bir okul vardır. Devlete aittir. Bu okulda engelli çocukların yapmış olduğu bir programa iştirak ettim. Bu program esnasında da okulu yapan hayırsever olarak kendisi de orada bulunuyordu. Orada tanıştım. Kendilerine bu okul için teşekkür ettim. Tanışıklığım bundan ibarettir. Bunun ötesinde bütün telefon kayıtlarım açıktır. Bunlar gibi tanışıp görüştüğüm pek çok kişi vardır. Dolayısıyla Hüseyin Nakipoğlu'nun diğer görüştüğüm kişilerden hiçbir farkı hususiyeti yoktur.'
5- 'Dostlarımı aramak örgüt mensubu olarak nitelendiriliyorsa bu ülkede herkes FETÖ mensubudur diye düşünüyorum'
Ayşegül Jale Saraç'ı Diyarbakırda görev yaptığı dönemde tanıdığını söyleyen Mutlu'nun, 'Kendisi Dicle Üniversitesi rektörüdür. Açığa alındığını duyunca geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Bunun insani bir duruş olarak değerlendiriyorum. birlikte çalıştığımız ve tanıdığımız bir insana geçmiş olsun dileklerimi iletmek FETÖ terör mensubiyeti olarak nasıl değerlendiriliyor anlamış değilim. Dostlarımı aramak terör örgütü mensubu olarak nitelendiriliyorsa bu ülkede herkes FETÖ terör örgütü mensubudur diye düşünüyorum' dediği öğrenildi.
6- 'Kitaplar bana ait değil'
Evinde ele geçirilen 2 adet Gülen hareketi ve Türk okulları kitaplarına ilişkin Mutlu, şu beyanlarda bulundu:
'Kitaplığımda bu yapı ile ilgili bütün kitapları özellikle 17-25 Aralık hukuk darbesi sonrasında kaldırdım ve kitaplığımda bu yapının fikrini düşüncelerini ifade eden kitaplarımı kitaplığımdan çıkarttım. Ben evimde aynı zamanda baldızım ile de kalıyorum. Kendisi 2 çocuğu ile birlikte bizim yanımızda kalırlar eşinden ayrıdırlar. 4 yıla yakın bir süredir yanımdadırlar. Gerek kendisi gerekse üniversite okuyan çocuğu kitaba düşkündürler, okumaya meraklılar ve kitaplığımızı da evimiz gibi paylaşıyoruz. Muhtemelen baldızım veyahut oğluna ait olabilir, bana ait değildir. Bana ait olsaydı zaten daha öncede arz ettiğim gibi evimde bu tarz kitapları çıkarttım'
7- 'Hakkımda herhangi bir fezleke düzenlenmemiştir'
Diyarbakır'da görev yaptığı dönemde hakkında FETÖ silahlı terör örgütü yapısı ile ilgili hakkında herhangi bir adli ve idari bir işlem yapılmadığını ifade eden Mutlu'nun, 'Hakkımda herhangi bir fezleke düzenlenmemiştir. İstanbul Valisi olduktan sonra Sodes kapsamında emniyet yapmış olduğu öğrencilere yönelik üniversiteye hazırlık eğitimi maksadıyla destek hakkında bir ön inceleme yapıldı ancak herhangi bir aykrılık tespit edilmedi' şeklinde konuştuğu öğrenildi. .
8- 'Gülen ile yüzyüze bir görüşmem yoktur, bir telefon görüşmemiz vardır'
'FETÖ silahlı terör örgütünün elebaşısı Fetullah Gülen ile yüzyüze bir görüşmem yoktur' diyen Mutlu, şöyle devam etti:
'Bir telefon görüşmemiz vardır, şöyle vuku buldu; İstanbul Valiliğim dönemimde ziyarete gelen pek çok kişi kurum kuruluşlar oluyordu. Bu ziyarete gelen şimdi tam hatırlayamadığım bir sivil toplum kuruluşu bu ziyaretleri sırasında ABD'ye yakında gideceklerini ve orada bir geçmiş olsun dileğinde bulunacaklarını ifade ettiler. O günlerde önemli bir rahatsızlık geçirdiği hatta hastaneye kaldırıldığı konusunda çok yoğun bilgi paylaşılmıştı. Tarihini hatırlamıyorum 2011 ya da 2012 yolları olabilir beni ziyarete gelen kişiler hastalık konusunda konuşuldu. Bu maksatlı ziyaret yapılacağından geleneklerimizeden gelen bizim geçmiş olsun dileklerimizi iletiniz şeklinde çok doğal her öllünün arkasından başsağlığı, her hasta olan kişiye geçmiş olsun dileğinde bulunmak örf adetlerimizde var olan bir uygulamadır. Ben bu gaye ile hareket ettim. Bir müddet sonra ifadem de de belirttim telefonumdan Zaman Gazetesi Genel Müdürü Ekrem Dumanlı direkt olark kendisi çıkarak Amerika'dan aradığını ifade ettiler. 'Sizin geçmiş olsun dileklerinizde iletilmiş bu vesile ile Fetullah Gülen de size bir teşekkür de bulunmak isterler' diyerek telefonu Fetullah Gülen'e vereceğini söyleyerek bir görüşme yaptırdırlar. Fetullah Gülen ile tek görüşmemiz budur. Çok kısadır, 'bana göndermiş olduğunuz geçmiş olsun dileklerinizi aldım, teşekkür ederim' dedi. Bunun dışında görüşmede başkaca hiç bir husus olmamıştır. Benim de bir talebim olmamıştır.'
9- 2012'deki MİT krizi: 'Bu kumpasın başında Ali Fuat Yılmazer olduğunu biliyordum, zaten onu da görevden aldık'
7 Şubat 2012 tarihinde MİT Başkanı Hakan Fidan'ın KCK soruşturması kapsamına alınması ve bu yönde bir kumpas kurulması olayından sonraki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki İstihbarat Terör ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne yapılan atamalara ilişkin soru üzerine Mutlu'nun soru üzerine şunları söylediği öğrenildi:
'Hatırladığım en önemli değişiklik orada bu kumpas girişiminin başında İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ile ilgili bir değişiklik yaptık ve sayılmış olan bu isimlerde değişiklik listesinin içerisinde bulundu. Zira bize söylenen bu kumpası yürüten kişinin Ali Fuat Yılmazer olduğu bilgisiydi. Bu nedenle il müdür yardımcılığı görevinden kendisini bir gece onayı ile aldık, bunun ekinde de il emniyet müdürümüz Hüseyin Çapkın'ı ekinde getirmiş olduğu bu atamalara ilişkin oluru verdim. Ben bu kumpasın başında Ali Fuat Yılmazer olduğunu biliyordum, zaten onu da görevden aldık.'
10- 'Bu leke benim üstümde durmaz'
'Soruşturulursunuz tekrar göreve iade edilirsiniz bunların hepsini memuriyet içerisinde kabul edebilirim. Ama 246 vatan evladığını, 2500'e yakı insanımızın yaralanmasına ve milli irademize silah çekilmesine sebebiyet veren ihlal kalkışmasının ardından iki gün sonra açığa alınmayı bin yıl ömrüm olsa bin yıl boyunca reddederim. FETÖ terör örgütü ve bütün terör örgütlerini ile 17 yaşımdan beri mücadele ediyorum. İstanbul'da kaldığım yerler, yurtlar bellidir. karakterim bellidir, inançlarımın ne olduğu bellidir. Bir tek cemaatim var ümmetim, bir tek önderim var peygamberimdir. Bunun dışında önder ve cemaat tanımam beni bu şerefsizlerin arkasında takıp cuntacılarla birlikte yargılanmayı asla kabul etmiyorum. Sabaha kadar bununla ilgili konuşabilirim. Benim aziz devletim şayet benim üniversite yıllarımdan itibaren duruşumu, fikriyatımı , gönül bağımı tespit edememişte 15 Temmuz gecesi tespit etmişse ve beni FETÖ Terör örgütü olarak ilan etmişse söyleyeceğim şudur;
80 milyon vatan evladı 24 saat FETÖ terör örgütü diye bağırsa başımı bir santim öne eğmem, bu leke de benim üstümde durmaz. FETÖ terör örgütü ile diğer terör örgütlerini lanetliyorum. Ayrıca ben darbenin olduğu gece Twitter hesabımdan darbeyi lanetlediğimi, hukuk önünde hesap vermeleri gerektiğini, açık ve net bir şekilde belirttim. Benim 2 milyon takipçim vardır. Bunların hepsi darbeye karşı duruşumu görmüşlerdir. Ayrıca o saatlerde hiçkimse erkenden ve darbenin en yoğun saatleriydi. Hiçbir kimse benim kadar net duruş sergilemiş midir, mukayese edilmesini istiyorum.'
Serpil Kırkkeser, Mehmet İlkay Özer - DHA