Çare Gezmek! Bu Yıl Seyahat Planınızda Olması Gereken 10 Lokal Deneyim
“Yolculuk bizi kendimize geri getirir' der Albert Camus. Bizce de kendimize gelmeye her zamankinden çok ihtiyacımız var. Ne zamandır birlikte bir şey yapmıyoruz diyenler, üzerimizde bir ölü toprağı var atalım gitsin isteyenler, işten eve evden işe gidiyoruz işte diye dert edinenler olarak kendimize gelmek ve yeni yolculuklarla yeni hikayeler yazmak lazım. Elimizin altında keşfedilecek çok değerin olduğu muhteşem bir coğrafya varken bunu yapmak hiç de zor değil. Formül basit: Lokal ol ve keşfet! Çünkü çare gezmek.
1. Karadeniz'in uçsuz bucaksız yeşilliklerine karşı demli bir çay için
Karadeniz ve çayı aynı cümle içerisinde kurmak son derece normal olsa da aslında bize normal gelen bu ikili başlı başına bir kültür. İnce belli Türk çayı gerçek bir lokal deneyimdir. Her gün yaptığımız için biz bu duruma alıştık ama siz yine de Karadeniz'in sonsuz yeşilliklerine karşı bir çay için. Bu sene hayallerinize, umutlarınıza kaldığınız yerden devam etmek için gidin Pokut'a Gito'ya. Binin gökyüzü salıncağına, sallanın bulutlara. Hatta çaylıklarda gezip, dönemindeyse çay bile toplayabilirsiniz.
2. Dünya gözüyle Mezopotamya'yı seyreyleyin, gözünüzü kapatıp geçmiş uygarlıkları hayal edin
Bunu da en güzel Mardin'de yaparsınız, baştan söyleyelim. Şöyle düşünün... Bir eviniz var. Evinizin boydan boya pencereleri var. O pencerelerden görünen manzara Mezopotamya. Nasıl, kulağa hoş geliyor değil mi? İşte Mardin, sizin pencereleri Mezopotamya'ya bakan eviniz. Eğer ölmeden önce yapılacaklar listeniz varsa ve hala yaşamayı başarmışsanız, öncelikle sizi tebrik ederiz ve hazırsanız bir an önce Mardin'i görmelisiniz. Mardin'in kendine has sokaklarında yürümeli, tarihi İpek Yolu üzerinde, tam 1500 yıllık bir antik kent olan Dara Antik Kenti ile tanışmalı, Kasımiye Medresesi'ndeki felsefeyi öğrenmeli, Midyat'ın zanaatlerini keşfetmelisiniz.
3. Güneydoğu Anadolu'ya giderek Türk mutfağının yöresel lezzetlerini tarihi esnaf lokantalarında tadın
Lokal deneyimlerin içerisine yöresel tatlar keşifleri koymadan da olmaz yani. Bu uğurda birkaç kilo alımını da göze alacağız artık. Örneğin söz konusu Gaziantep ise baklavayı, ali nazik kebabını, beyranı, çelem turşusunu, lebeniye çorbasını, içli köfteyi ve daha nice tatları denememek şu fani hayatta bir eksiklik olur. Sadece Gaziantep değil, GAP'ın birbirinden güzel yerlerinde bölgeye has lezzetleri deneyebilirsiniz. Mesela sadece sular altındaki sakin şehir Halfeti'de şabut balığı yiyebilirsiniz. Ayrıca GAP geziniz size asırlık lezzetlerin hikayelerini keşfetmeniz için de fırsat sunar. Sonuç olarak hedefimiz belli, o kilolar alınacak!
GAP turları ile yöresel tatlarla dolu keşif yolculuğu başlasın
4. Yaşlandığınızda torunlarınıza kadim hikayeler anlatmak için Doğu Anadolu rotası çizin
GAP ismi bize daha alışılmış geliyor değil mi? Ama GAP kadar Doğu Anadolu'nun da keşfedilecek bir çok yeri var. Hiç alakası yokken Muş'a gidin mesela. Doğu Anadolu’nun en büyük 2. ovası olan Muş Ovası'nı görün. ‘Burası Muş'tur yolu yokuştur' türküsünün hikayesini öğrenin. 'Bitlis‘te beş minare'nin nasıl yazıldığını da öğrenin. Çünkü bu hikayeler, ancak lokal bir deneyimle anlam kazanacaktır. Dünyanın en büyük sodalı gölü ve Türkiye'nin de en büyük gölü olan Van Gölü'nü ve nakış gibi işlenmiş Akdamar Adası'ndaki kiliseyi de ziyaret edin. Bir gözü mavi bir gözü kehribar rengi olan Van kedilerini yakından görün, Urartu diliyle yazılan metinleri okuyabilen ve yazabilen nadir kişilerden biri olan Mehmet Amca ile tanışın mesela. Doğu'nun Çukurova'sı olarak bilinen Iğdır'a doğru yola çıkın, Ağrı Dağı'nın eteklerinden süzülün. 'Orada bir köy var uzakta‘ dizelerini yazan Ahmet Kutsi Tecer'in köyüne gidin, Amerika'da bulunan Grand Kanyon'un ardından dünyanın 2. büyük kanyonu olarak bilinen Karanlık Kanyonu keşfedin. Ve yıllar sonra bu yolculuktan belleğinizde kalanları gezgin bir dede ya da gezgin bir nine olarak anlatırsınız torunlarınıza kim bilir?
Doğu Anadolu'nun efsanelerle dolu mistik yolculuğunu bu yıl mutlaka yapın
5. Daha önce hiç duymadığınız otlara merhaba demek için Alaçatı Ot Festivali'ne gidin
Etobur insanı otobur yapar şu Ege. Türkiye'nin kendine has kültürü olan mutfaklarından birine sahip güzel İzmir'e bağlı Alaçatı'da her sene düzenlenen Alaçatı Ot Festivali'nde binin üzerinde ot çeşidi yer alıyor ve giden herkes ister istemez hepsini denemek istiyor. Lakin sanırız ki Egeli olmayanlar için bu büyük bir sınav olacak çünkü çoğumuz en fazla 5 ot çeşidini biliyoruzdur. Bizim aklımıza ilk şevketi bostan geldi mesela. Ya sizin?
Monet tablosu gibi görünen Alaçatı Ot Festivali'ne bu nisan ayında gidiyor muyuz?
6. Türkiye'nin en uzun demir yolu yolculuğunu yapmak için Doğu Ekspresi'ne binin
Türkiye'nin en uzun demir yolu yolculuğu olan Doğu Ekspresi ile Kars'a gitmek her zaman 'unutulmaz' bir deneyim olacaktır. Belki son zamanlarda adını çok duyduk, biraz eskittik onu ama kendinizi popüler kültürün tınılarına kapayın ve bu deneyimi sadece ve sadece kendiniz için yapın. Doğu Ekspresi ile Kars'a gitmeyi Instagram paylaşımından öte bir deneyime dönüştürebilirsiniz. Ki bizce bunu yapmak oldukça kolay. Uzun yolculuğa iyi gidecek yol şarkıları playlist'i, ne zamandır okunmayı bekleyen masanın üzerindeki o kitap ve hiç tanımadığınız insanlarla sıkı bir yol arkadaşlığına dönüşebilecek muhabbetiniz. Hepsi bu!
7. Türkiye'de adeta Rio Karnavalı havası yaşatan Adana Portakal Çiçeği Festivali'ne katılın
Toplum olarak çoşmayı özlemedik mi ya? Biraz stresi, derdi geride bırakmayı şöyle hep birlikte neşelenmeyi özlemedik mi? Türkiye'nin farklı şehirlerinden gelen yüzlerce insan ile bir sokak karnavalına dönüşen Adana Portakal Çiçeği Festivali işte tam olarak 'birlikte güzeliz' mesajını cümle aleme veriyor. Her yıl nisan ayında düzenlenen Adana Portakal Çiçeği Festivali bu yıl 3-7 Nisan 2019 tarihleri arasında düzenlenecek. Festivalin en coşkulu günü ise 6 Nisan 2019 Cumartesi günü olacak. Kostümlü kortejlerin, dansların, müziklerin, portakal kokusunun, kebapların kısacası salt eğlencenin olacağı bu festivale hayatınız boyunca bir kere gidin deriz.
8. Akdeniz'de kral mezarlarının izini sürün ve içinizdeki gezgine okkalı bir Türk kahvesi ısmarlayın
Ege ve Akdeniz hemen herkes için sadece bir yaz rotası olmanın çok ötesinde. Ege'nin saklı köylerinden Akdeniz'in krallıklarla dolu geçmişine doğru yolculuk yaparken kendinizi Indiana Jones gibi hissetmeniz normaldir bu yüzden. Eğer bu yaz tatilde ne yapsam, hem deniz olsun hem gezilecek yerler verin bana diyorsanız işte size iki muhteşem rota. Lahitlerin etrafında yüzebildiğiniz bir yaz macerası için işe kendinize bir Türk kahvesi ısmarlayarak başlayabilirsiniz.
Ege ve Akdeniz rotası ile saklı köyleri ve binlerce yıllık tarihi keşfedin
9. Dünyanın en iyi yürüyüş parkurları arasında yer alan Likya Yolu'na adım atın ve caretta carettaları selamlayın
Alın size hem aksiyon, hem keşif, hem de lokal bir deneyim vadeden muazzam bir rota: Likya... Bu tarihi rota üzerinde kaya mezarları, binlerce yıllık lahitler, oyma taş evler ve birçok tarihi keşif yer alıyor. Tabii bir de doğanın muhteşemliğinin ispatı olan caretta caretta cinsi kaplumbağaları görebilme şansı buluyorsunuz. Dalyan, Kaş, Fethiye derken bu yolculuğun sonunda şuna karar vermiş olabilirsiniz; 'ben buraya yerleşirim'....
10. Lokallik konusunda üzerine tanımadığımız Türk kahvaltısını bir pazar günü doğa ile iç içe yapın
İster Maşukiye, ister Ağva, ister Polonezköy, ister Gölyazı, ister Sapanca... İstanbul'a yakın, Bursa'ya yakın, Ankara'ya yakın... Yani bir cumartesi günü 'sabah kahvaltıyı Sapanca'da mı yapsak?' diyebilecek lokalliğe erişmiş olmamız için biçilmiş kaftan. Birkaç kısa saat sonra yemyeşil ve yansımalarına vurulacağımız göllerle çevrili yerlere gidebilme şansına sahipken kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmadığını da inkar edemeyiz değil mi?
Günübirlik de olsa ben giderim, durmam evde diyenleri böyle alalım
Yorum Yazın
dostum editör dostum o türkü burası muştur yolu yokuştur değil burası huş tur yolu yokuştur şeklinde olacak ve muş değil elazığ türküsüdür bilmeden yazma lüt... Devamını Gör