Görüş Bildir
Haberler
Tarihi Belgelerle Türklerin Hayvanseverliğinin Kanıtı: Yüzyıllardır Süren Bir Bağ!

Tarihi Belgelerle Türklerin Hayvanseverliğinin Kanıtı: Yüzyıllardır Süren Bir Bağ!

Türk tarihinde hayvanlara her daim büyük bir önem verildi. Orta Asya'dan Anadolu'ya Türkler, diğer milletlerin gözünde de hayvanlara gösterdikleri hürmetlere anılıyordu. Camilerde kuşlara saraylar yapılıyor, binek hayvanları hakkında fermanlar çıkartılıyordu...

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Türk toplumları, geçmişten günümüze hayvanlarla iç içe yaşamış, onlara gereken değeri her daim göstermişlerdi.

Türk toplumları, geçmişten günümüze hayvanlarla iç içe yaşamış, onlara gereken değeri her daim göstermişlerdi.

Resmi düzenlemeler olsun olmasın, Türkler hayvanlara karşı her zaman merhametli davranmış, bu durum diğer milletlerin de dikkatinden kaçmamıştı. Atın ehlileşmesini sağlayan Türkler için at, yalnızca binek hayvanı olmanın ötesinde, önemli bir yer teşkil ediyordu.

Türkler hayvanları sanat hayatlarına, tarihlerine, kültürlerine de aktardılar. 12 hayvanlı Türk takvimi de bunun en büyük örneklerinden birisi olsa gerek.

Türkler hayvanları sanat hayatlarına, tarihlerine, kültürlerine de aktardılar. 12 hayvanlı Türk takvimi de bunun en büyük örneklerinden birisi olsa gerek.

Türkler atları yalnızca bir 'binek aracı' olarak görmenin ötesine geçmiş, atlar öldüğünde genellikle onlar için birer mezar yapmışlardı...

Osmanlı'ya geldiğimizde ise hayvan hakları yazılı hale getirilmiş, kedi hastaneleri açılmış, leyleklerin kırılan ayakları tedavi edilmeye başlamıştı.

Osmanlı'ya geldiğimizde ise hayvan hakları yazılı hale getirilmiş, kedi hastaneleri açılmış, leyleklerin kırılan ayakları tedavi edilmeye başlamıştı.

Türk tarihine bakıldığında tek bir hayvan türünün değil, bütün hayvanların büyük bir sevgi ve şefkatle korunduğunu görüyoruz. Öyle ki Türklerin bu sevgisi, Avrupalı gezginlerin bile dikkatini çekmiş, hayvanlar için kurmuş olduğumuz vakıfları ve tedavi merkezlerini, hayvanları korumaya yönelik çıkarttığımız kanunları detaylı bir şekilde anlatmışlardı.

Osmanlı'da yük hayvanlarına haftalık tatil verildiği, güvercinleri beslemek için bir personel tutulduğu, yük hayvanlarına taşıyabileceklerinden daha fazla yük yüklenmemesine dair ferman çıkartıldığı da belgelerde görülmüştür.

Osmanlı'da yük hayvanlarına haftalık tatil verildiği, güvercinleri beslemek için bir personel tutulduğu, yük hayvanlarına taşıyabileceklerinden daha fazla yük yüklenmemesine dair ferman çıkartıldığı da belgelerde görülmüştür.

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığında muhafaza edilen belgelerde, Osmanlı döneminde hayvan haklarına yönelik dikkat çekici maddeler bulunuyor.

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, İslamiyet'in emir ve yasakları ile örf, adet ve geleneklerin hayvanlara zulmetmeyi yasakladığını vurgulayarak konuya dair bir açıklamada bulunuyor;

'Yaratılanı yaratandan ötürü sevme anlayışı her daim Osmanlı toplumunun hakim paradigması olmuştur. Osmanlı Devleti, kendi ülkesinde birlikte yaşadığı diğer canlıların bir hukuku olduğunu kabul etmiş ve buna da sonuna kadar riayet etmeyi bilmiştir.'

"Devlet Arşivleri Başkanlığı Belge Tarama Sisteminde 'hayvan' kelimesi ile yapılan taramada binlerce belgeye ulaşılabilmektedir ki bu belgeler bizlere, hayvanların da Osmanlı gündelik yaşamının önemli bir parçası olduğunu göstermektedir..."

"Devlet Arşivleri Başkanlığı Belge Tarama Sisteminde 'hayvan' kelimesi ile yapılan taramada binlerce belgeye ulaşılabilmektedir ki bu belgeler bizlere, hayvanların da Osmanlı gündelik yaşamının önemli bir parçası olduğunu göstermektedir..."

'Devlet Arşivleri Başkanlığı Belge Tarama Sisteminde 'hayvan' kelimesi ile yapılan taramada binlerce belgeye ulaşılabilmektedir ki bu belgeler bizlere, hayvanların da Osmanlı gündelik yaşamının önemli bir parçası olduğunu göstermektedir...'

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Bugün Osmanlı'dan günümüze ulaşan pek çok mimari eserde ise kuşlar için oldukça ince detaylarla donatılmış 'saraylar' yapıldığı görülür.

Bugün Osmanlı'dan günümüze ulaşan pek çok mimari eserde ise kuşlar için oldukça ince detaylarla donatılmış 'saraylar' yapıldığı görülür.

Ayrıca cami inşaatlarında, yağmur suyunun birikmesi ve sokak hayvanlarının bu suyu içebilmesi için münasip yerlere uygun taşlar konulduğu da görülür. Bu taşlar, yüzyıllar sonra bile sokak hayvanlarını susuzluktan kurtarır...

Castellan 1811’de kaleme aldığı satırlarda, bu eserden şöyle bahseder:

'Bir Türk meskeni inşaa edilirken, güvercinleri ve diğer kuşların susuz kalmamaları için münasip yerlere yalaklar yapmak Türk sivil mimarisinin vazgeçilmez özelliklerindendir'

“Türkleri en çok öfkelendiren şeylerin başında hayvanlara eziyet edilmesi gelmektedir.”

“Türkleri en çok öfkelendiren şeylerin başında hayvanlara eziyet edilmesi gelmektedir.”

Le Bruyn 1732’de, Dr. Brayner 1836’da kaleme aldıkları gezi notlarında Osmanlı'da kuşların azat edilmesi geleneğine uzun uzun yer verirler.

İstanbul’a gelen Alman seyyahlar gibi köpeklere ve kedilere Allah rızası için yiyecek verildiğini, cami çıkışlarında kafeslerdeki kuşların satın alınıp uçurulduğunu ve Türklerin bundan büyük mutluluk duyduğu bilgisi seyahatnamelerde yer alır.

İlginizi Çekebilir

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
102
41
8
3
1
1
1
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
no name

Bastakiler Türk olmadıkları için olabilir mi?

jeolog_30

Osmanlı torunuyuz derler bir de. Osmanlı hayvanlara, doğaya verdiğiniz bu zararları görse yüzünüze tükürürdü. Bir de akıncı ruhu var bunlarda o ruh kim siz k... Devamını Gör

cem72004

o sırada maymunları asan osmanlı: https://amp.onedio.com/haber/tarihimizin-utanc-sayfasi-fuhus-yapiyorlar-diyerek-istanbul-daki-tum-maymunlari-idam-ettiren-m... Devamını Gör

Mona mona

Kardeş biz hâlâ Türk'üz de bazıları değil...