Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Sonbahar Gelirken Hiçbir Şey Yapmak İstemiyor, Karamsar Hissediyorsanız Yaz Sonu Hüznü Yaşıyor Olabilirsiniz!
Eylül gelirken, hüzünlü sonbahar temalı şiirler okuyup duygulanıyorsanız; cama bir damla yağmur düşse battaniyenizi kahvenizi kapıp bir köşede ağlıyorsanız yaz sonu depresyonuna yakalanmış olabilirsiniz! Bu geçirdiğiniz süreçte karamsar duygulara kapılabilirsiniz, yaşama hevesiniz kaçabilir, yeni dönemde işe ya da okula adapte olmakta zorlanabilirsiniz. Tüm belirtilere sahipseniz sonbaharın gelişi ile yaz sonu hüznü yaşıyorsunuzdur.
Yaz sonu hüznü en az diğer depresif duygular kadar üzücü ve ağırdır. Kişisel anlamda bu dönemi nasıl geçirebilirsiniz, yaz sonu hüznü nasıl atlatılabilir içeriğimiz bunlardan bahsedeceğiz!
Sonbahar dönemi yaşanan bu kaygılı ve karamsar dönem her ne kadar kısa süreli olsa da ruhsal anlamda yorucu bir sürece işaret ediyor. Bu dönemde neler hissedebilirsiniz ve bununla ilgili neler yapabilirsiniz, gelin bir bakalım!
Eylül gelince hüzünlü aşk şairlerini aratmıyor, yeni sezona arabesk şarkılar eşliğinde derbeder bir giriş yapıyorsanız, muhtemelen yaz sonu depresyonu yaşıyorsunuz demektir.
“Eylül toparlandı gitti işte, Ekim filan da gider bu gidişle…” diyen Turgut Uyar, bir anda size çok haklı gelir.
İşte Eylül ayı geldiğinde hissettikleriniz tam da böyledir! Yapmak istediğiniz ancak bütün bir yaz boş vaktiniz olmasına rağmen gerçekleştiremediğiniz onca şey üzerinizde büyükçe bir yük oluşturur.
Tabii Eylül ayı gelirken yalnızca yapamadıklarınızı düşündürtmüyor! Bir de yeni sezonda işinizde, okulunuzda ya da kişisel anlamda yapmanız gerekenleri hatırlatıyor.
Daha bomboş geçen koca bir yazın stresini atlatamamışken, bir de önünüzde kocaman bir yıl ve yeni dönem sorumluluklarınız duruyor. İş yerinde yeni görevler, tamamlanması gereken ödevler, verilmesi gereken kilolar… Tüm bunlar yaz sonu hüznünüzü ağır bir endişe yığınına çeviriyor.
Yani tüm bu yürek sıkan etkilerine rağmen Eylül ayı nasıl huzurlu bir ay olabilir ki yıllardır adına hüzünlü şiirler ve şarkılar yazılıyor!
Yazın tatlı esintisini hissetmenin verdiği mutluluk artık çok uzakta ve aylar boyu bunun tadını yeterince çıkaramamışız bile. Örneğin denize gidememişiz, arkadaşlarımızla eğlenmek için dışarıya çıkamamışız… Ülkemizin ekonomik koşulları, parasal krizler, imkansızlıklar ya da diğer birçok etmen buna sebep olmuş olabilir.
Ama saydığımız hiçbir neden ya da olumsuz koşullar yeterli gelmez. İçerden bir ses hala “Neden bunu yapamadık, neden şunu gerçekleştiremedik ya da keşke şuraya da gitseydik, şunu da görseydik” şeklinde konuşmaya devam ediyor.
Bu ses bastırılması oldukça güç ancak ruhsal anlamda yıpratıcı bir ses! Yaz sonu hissettiğimiz bu hüzünlü süreç iş yerine ya da okula adapte olduktan sonra bir anda bitiveriyor, sanki hiç yaşanmamış gibi ancak hissettirdiği endişe, kaygı ve stres bizimle uzun bir yolculuğa çıkıyor.
Peki, psikologlar yaz sonu hüznünü atlatabilmek için ya da yaz sonu depresyona girenler için neleri öneriyor?
İçimizdeki o mutsuz sese kulak vermeliyiz ancak etkisi altına girmemekte fayda olabilir. “Evet, denize gidemedik ancak bunun yerine şunu yaptık ya da hala yapabiliriz” gibi yoğun duygularımızı telkin edebileceğimiz önerilere ihtiyacımız var!
Bu dönem kendiniz gibi hisseden birçok insan bulabilirsiniz çünkü hiç kimse tatilden döndükten sonra koşarak işine dönmeyecektir. Bunu çevrenizle paylaştığınızda ortak duygu ve düşüncelere sahip olduğunuzu fark edebilirsiniz.
Üstelik çevresel faktörlerin ve koşulların el verişli olmadığı bir süreçten geçiyorsanız kendinizi yargılamamalısınız!
Neden daha fazla gezemedim, niye bunu yapamadım gibi sözcükler pişmanlık içerir ve yargıladığı özne kendinizsiniz. Oysa sebep siz değilsiniz! Bu sizi mükemmeliyetçi birisine dönüştürür ve yeni sezonda tamamladığınız işlerde de aynı şekilde memnuniyetsiz davranabilirsiniz.
Eylül ayı ile birlikte iş yerinizde, kişisel sağlığınız ya da bakımınız ile ilgili ve eğitiminizde yeni adımlar atabilirsiniz.
Bu yenilikler sizin gözünüzü korkutacak ya da kendinizi sınavdaymışsınız gibi hissedeceğiniz yenilikler olmamalıdır. Örneğin yeni dönemde iş yerinde şu fikrimi sunacağım, sabah biraz daha erken uyanıp yürüyüş yapacağım ya da uzun zamandır istediğim bir şeyi alacağım gibi basit ve motivasyon sağlayacak yenilikler yapabilirsiniz. Önemli olan atacağınız bu yeni adımın çok zor olmaması veya gerçekleşmesi için büyük fedakarlıklar yapılmamasıdır.
“Mindset”, denilen kavram ışığında yaz tatilinde hissettiğiniz duyguları ve yaptığınız planları korumaya devam etmelisiniz!
Evet, yaz bitti ancak kış henüz gelmedi. Hala eğlenmek ve yaz tatilinin verdiği ilhamdan faydalanabilmek için vaktimiz var. Evlere kapanmadan, henüz sıcak olan havaları değerlendirebilirsiniz. Planlarınız için şartların ne zaman uygun olacağı hiç belli olmaz!
Yorum Yazın