11 saattir hiçbir şey yemedin, çok açsın. Öyle böyle değil, bayağı açsın!
Seni Tatile Kaçıranlardan Kurtulup Oy Kullanabilecek misin?
Seçim günü geldi çattı, ancak bir sorun var! Ellerin bağlı bir şekilde bir otel odasındasın... Sebep?
Gözlerini açtığında, süper lüks bir otelin suit odasında buldun kendini, ilk hamle olarak ne yapacaksın?
Otelin telefonundan resepsiyonu ara.
Yanında bulunan çantanın içine bak.
Havlu ve terliği alıp havuza in.
Tatil iyi geldi, seçime gitmedin!
Anlaşılan senin uzun bir süredir iyi bir tatile ihtiyacın varmış. Havuzdan çıkmadın, girip çıkmadık bar bırakmadın... Tabii bu esnada da oy kullanmaya gidemedin, bir oyla oy vereceğin parti baraj altında kaldı.
İki kere itiraz ettiler, ama ikisinde de gerçekten bir oyla partin barajın altında kaldı. Tamam baraj iyi bir şey değil keşke olmasa, ama senin bu yaptığın da gerçekten ayıp!
Çeteden kurtulamadın!
Onlar da senden bu hamleyi bekliyordu... Ülke genelinde seçime katılım oranını düşürmeyi amaçlamış, silahlı bir çete otelin lobisinde oturmuş, seni takip ediyordu.
Sen resepsiyonu arayınca ve ne olduğunu sorunca, odaya onlar geldi! Ve gözlerini açtığında kafana dayanmış bir silah gördün. Seni 2 Kasım'a kadar salmadılar, kaçmayı denediğin için tatil de yaptırmadılar. Tüm yemekleri, sınırsız yerli alkolü çete elemanları yedi, sen sadece odanda oturdun:(
Çantanın içinden senin ismine kesilmiş bir uçak bileti buldun. İyi ama bunu kim, neden yapsın? diye düşünürken, birden kapı açıldı!
Hemen bileti koyup çantayı topla ve kapıyı aç.
Telefonun ahizesini al ve kapıyı açıp, çıkan kişinin kafasına indir.
Otel çıkışında çeteye yakalandın!
Saldırmak, koşarak uzaklaşmak çok iyi bir metot değilmiş. Lobiyi de geçmeyi başardın ama otelin kapısında maskeli, silahlı onlarca kişi seni bekliyordu.
Tek amaçları, tek dertleri oyunu kullanmaman. İnsanlar çıldırmış olmalı... Seni 2 Kasım'a kadar alıkoydular!
İçeri giren adam, 'Senin sandığa gitmene izin vermeyeceğiz, her şey dahil 2 gece 3 gün Bodrum tatilin var, ye iç keyfine bak. Ama kaçmayı denersen topuğuna sıkarız' dedi.
'SİZ KİMSİNİZ? AMAÇ NEDİR?'
'Tamam o zaman eyv, ben havuza kaçar.'
Gizemli adam 'Biz dış güçleriz' dedi ve misyonlarının seçime katılım oranını düşürmek olduğunu açıkladı. Burada kalırsan sürprizlerimiz olacak, dedi...
'Abi KYK kredi borcum için bana bi miktar canlı lazım'
'Allah daha çok versin, ama beni burada tutamazsınız. Kaçarım!'
Para için seçime gitmedin!
KYK borcun kapandı, tebrikler!
Ama oy vereceğin parti, meclis'te çoğunluğu yalnızca bir oy ile kaçırdı. Şaka gibi geliyor kulağa ama maalesef gerçek, üç kere itiraz edildi, üçünde de bir oyla gitti.
Eşe dosta rezil oldun, borcu da kapattın madem artık geri dönme. Burada kendine bir hayat kur...
Teklifi geri çevirince, adam sinirlenip odadan çıktı... Şimdi otelden kaçman lazım, planını yap!
Kaçmadan önce havuza inip biraz dinlen, güneşlen.
Otelin önünden kamyon geçerken, zamanı ayarlayıp dampere atla.
Resepsiyonu arayıp otelden kaçış planı iste.
Kamyonun arkasına atlamayı başardın! Ufak sıyrıkların var ama ciddi bir şey yok. Kaçtığın fark edildi, peşindeler!
'Kaptan S.a' diyerek içeri gir ve durumu anlat.
Kumların içinde gizlen ve kamyonun uzaklaşmasını bekle.
Kamyoncu seni ele verdi!
Otelden henüz çıkmadan kamyoncunun yanına gidince, panik yapmandan durumu anladı ve otel güvenliğine bilgi verdi...
Sonrası da malum. Hemen odana götürüldün, cezalandırıldın. Oy vermeye gitmene izin verilmedi!
Kamyon çevirmeye girdi, üstünde ince bir branda var. Ses yaparsan fark edileceksin. Bir memur şoföre 'arkada ne var, sıkıntılı bir şey var mı?' diye sordu.
Polislere güven ve 'Hocam merhaba' diyerek çıkıp kendini tanıt.
Hiç ses çıkartmadan beklemeye devam et.
MİT kamyonunda yakalandın!
Eyvahlar olsun! Kamyon MİT kamyonuymuş, ABD'nin ünlü üniversitelerinden emayti'nin deney yapmak üzere bir damper kum getirdiği kamyonmuş...
Polisler hemen kimliğini sordu, kimlik taşımıyordun. Seni merkeze kadar götürüp sorguladılar, ondan sonra da MİT seni sorgulamak için ABD'ye aldırdı.
Kısacası bir çuval incir yine berbat oldu, oy kullanamadın. Aylar geçti, kimse senden haber alamadı. Neredesin yürekli çocuk? Seni özledik!
Gözünü açtığında Afyon Kolaylı Tesisleri'nde kendini buldun. Kamyon ne yöne gidecek bilmiyorsun, Cumartesi akşamı, saat 22:17... Zaman daralıyor!
Son 16 liranla sucuk ekmek - yayık ayran söyle.
'Kamyon damperine çok alıştım, ben buradan çıkmam abi'
Gizlice çıkıp 16 liranın 1 lirasıyla çay söyle, bir gazete bul.
Paranı bitirdin! Yolda kaldın!
Yahu insan son parasıyla eve dönmeyi denemek varken, gidip sucuk ekmek, yayık ayran mı söyler? Bari açlığını bastırıcak bir gofret, çubuk kraker filan alsaydın...
Amma keyif insanı çıktın! Yemeği yedikten sonra İstanbul'a gitmek için otostop çektin, nitekim gidebildin de. Ama şehir içi ulaşımda yolda kaldın.
Kimse sana akbil basmadı, evine yürümeyi denedin ama yürüyemedin. Yediğin sucuk ekmek yüzünden, oy kullanamadın!
Oy kullanmaya gidemedin!
Sabaha karşı gözünü açtığında Polatlı'daydın... Anlaşılan kamyondan inmeyerek ciddi bir yanlış yaptın.
Son anda atlayıp kurtulmayı düşünsen de, Kırıkkale'ye kadar 90'la giden bu kamyondan artık inme şansın yoktu. Seni artık bambaşka bir hayat bekliyor, belki de şehrin ışıltılı yaşamından, iddialı caddelerinden sıyrılıp kamyon damperlerinde sakin bir hayat yaşamak senin için daha iyi olacak, kim bilebilir ki...
Gazetenin manşetinde haberini gördün! Tam nasıl yapsam da eve dönsem diye düşünürken, sana bakıp 'BU OOO' diye bağırıp polisi arayan güvenlik görevlisini gördün!
Tribe girip aniden kalkıp kaçmaya başla.
Tam kaçarken, 'Ben niye kaçıyorum ki ya' deyip dur ve gelenlerle konuş.
Kaçarken yaralandın, hastanedesin!
Sana doğru bakıp bağıran adamı görünce hemen kalktın ve koşarak izini kaybettirmek için önce kişisel gelişim kitaplarının olduğu raflara, oradan da hediyeliklerin olduğu kısma yardırdın. Düşen bir 'canım yengeme' havlusu ayağını kaydırdı ve tam o anda 'yılın en iyi kuzenin' plaketi sallandı ve kafana düştü...
Yaralandığın için hemen devlet hastanesine kaldırıldın, hemen ailen çağrıldı. Onlar da oy kullanamadı. Ne gerek vardı ki böyle heyecanlar aramaya!
İnsanlar nasıl olduğunu sordu, bir problem yok değil mi dediler... İçlerinden bir tanesi seni gittiğin yere bırakabileceğini söyledi.
Adamın önerisini kabul et ve arabasına bin.
Adama güvenme, otobüslerin arasında gezin.
Yakalandın! Tatil başlasın!
Senin peşine düşen ve gittiğin yerleri az çok tahmin eden çete üyeleri kamyonda olduğunu anlamıştı. Tesislerde sana arabayla seni bırakayım diyen adam da çete üyesiydi!
Zaten dikkat edersen nereye gideceksin, yolumun üzerinde mi bile demedi. Direkt sordu, sen de maşallah direkt atladın.
Hadi bakalım şimdi terlikleri giy ve havuza in! Oy kullanamayacaksın!
Otobüsün yatak bölmesinin kapağı açık kalmış, binersen sabaha karşı İstanbul'da olacaksın! Bu arada reddettiğin adam da seni takip ediyor olabilir.
Adam gelmeden hemen yatak bölmesine gir ve kapat.
Hemen orta kapıdan gir ve tekli koltuğun birine çök.
Oy vermeye gidemedin!
Biri omzuna hafifçe değdi, korktuğun olmuştu. 'Karşim, pencere bizim' dedi, dönüp baktığında birkaç kişi hemen yaka paça seni otobüsten aldı ve arabaya bindirip Bodrum'a, tatile götürdü.
Oy kullanmaya gidemedin... Kaçmayı denediğin için her şey dahil 2 gece üç gün tatilde kahvaltısını, öğle yemeğini ve sınırsız yerli alkolünü hep çete üyeleri götürdü. Sana odandan çıkma yasağı verildi!
Sonunda İstanbul'dasın! İlk iş olarak ne yapacaksın?
Ailenle buluşup oy vereceğin okuluna git.
Hemen TV'leri ara 'kaçırılan genç döndü, uyarsa röportaj filan veriyim' de.
Röportaj verirken yine kaçırıldın
Röportaj, reyting, hayranlar, prim, şov... İnsan kaçırılmış, bir ailesine haber verir, arkadaşına haber verir... Hemen gazeteye dergiye haber veriyorsun! Sen arayınca onlar da Twitter'dan 'kaçırılan gençle röportaj az sonra' yazdı, çete üyeleri de hemen bina girişinde pusuya yattı.
Tam içeri girerken kolundan çektiler, bayılttılar ve arabaya bindirip Bodrum'a geri götürdüler. :(
Oy kullanacağın sınıfta sandık görevlisi, başkanı ve müşahitler tanıdık geldi! Hepsi seni kaçıranlar! İki seçeneğin var...
'YETER BE' deyip, mührü bas ve koşarak sıyrılıp oyunu ver!
Sıkıntı çıkıcak ben daha sonra geliyim deyip kaç!
Okuldan kaçarken yakalandın!
Sınıfta seni bekleyenler, sence okulun kapısını boş mu bırakmıştır? Oy kullanmaktan korkup kaçmayı denerken kapıda seni bekleyen 21'i bıçak ve sopalı 28 kişi ile karşılaştın.
Seni bu sefer Bodrum'a götürmeyecekler, zaten birkaç saat sonra oy verme işlemi bitecek. Seni bu sefer akşama kadar bir bodrum katına kitlediler!
Son anda oyunu kullandın!
Türlü dalavereye karşı yılmadın, tatil teklifini, para teklifini reddettin ve sonunda oyunu kullanmayı başardın. Senin için söylenecek o kadar çok şey var ki...
Oy kullanmanın ardından okulun kapısında seni yüzlerce kişi bekledi, seni görünce herkes alkışlamaya başladı. Demokrasi adına ülkede bir umut ışığı olarak gördükleri seni sırtlarda taşıdılar...
Herkes 'cumhurbaşkanının, başkakanın' değil, senin oy kullandığın sandığın sonucunu merak etti!
Tebrikler...
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın