Ona Magic Johnson diyorlar, çünkü kendisi gerçekten sihirli!
Ona Magic Johnson diyorlar, çünkü kendisi gerçekten sihirli!
Ona Magic Johnson diyorlar, çünkü kendisi gerçekten sihirli!
Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi basketbolcuları listesine ismini kazıtan Earvin Johnson yani Magic Johnson, sadece basketbol severlerin değil, tüm dünyanın ilgisini çeken başarılı bir isim oldu. O sihirli bir adam. Sihiri altın kalbinden ve içimizi ısıtan kocaman gülümsemesinden geliyor. Kendisi hem efsane bir basketbolcu, hem HIV taşıyan AIDS savaşçısı, hem de ırkçılık ile savaşmak için attığı adımları, yaptığı yatırımları, yönettiği şirketleri, insanlara yardım etmek için başlattığı kampanyaları ile herkesin ilgisini ve sevgisini kazanmış bir insan.
Daha lise yıllarında takım içerisindeki başarısı ile göz dolduran magic, 13 yıl boyunca Los Angeles Lakers takımı ile birlikte büyülü başarılara imza atmıştır. Kariyer başarıları arasında üç NBA MVP Ödülü, dokuz NBA Finali, 12 All-Star maçı ve 10 All-NBA ilk ve ikinci takımları kadrosuna seçilme başarısı var! 1991-1992 sezonu oynandığı esnada kendisine AIDS teşhisi konan Johnson, basketbolu bırakma kararı aldı ve bunun sebebini kamuoyu ile açık yüreklilikle paylaştı. 1996 yılında takıma tekrar dönüp Los Angeles Lakers ile 32 maç oynasa da, artık hiçbir şey eskisi gibi olamıyordu. Kendi belgesellerinde izleyiciler ile duygularını paylaşan Johnson, AIDS olduğu için takım oyuncularının ona savunma yapmadığından, saha içerisinde uzak durduğundan bahsediyor. 1996 yılında NBA'in 50 yılı anısına seçilen NBA Tarihinin En İyi 50 Oyuncusu listesine seçildi ve 2002 yılında Basketball Hall of Fame'e girdi. Ayrıca 2007 yılında ESPN tarafından NBA tarihinin en iyi oyun kurucusu seçildi.
Başarılı bir basketbolcu olmasının yanı sıra, o bir halk kahramanı. Irkçılığa karşı sergilediği sert tavır sayesinde ezilen siyahi halkın ve ırkçılık karşıtı olan beyazların kalbini kazandı. Irkçılığın çok sancılı hissedildiği o dönemlerde, Los Angeles siyah ve beyaz bölgeler olarak birbirinden ayrılıyordu. Bu duruma çok üzülen Johnson, beyaz iş adamlarının siyahi insanların yaşadığı bölgelere yatırım yapmamasını, kimsenin oraya adım atmamasını ve o insanları unutmak istemesinden ötürü duyduğu üzüntüyü girişimci ruhu ve ticari zekası ile birleştirdi. Emekli olduktan hemen sonra, siyahi semtlere yapacağı yatırımlar ile kendine apayrı bir dünyanın içinde bulacaktı Johnson. Siyahi insanların yemek yemek için, cafe'de oturmak için, alışveriş için ve sinema için dışarı bölgelere çıktığını gözlemledikten sonra, siyahi bölgenin merkezine bir sinema yapmaya karar verir. Kendine uzun süre ortak bulamaz, projede yer alacak insanları bir türlü toplayamaz.. Hatta, karşısındaki beyaz iş adamından, 'neden sizin için yatırım yapayım ki?' sözlerini duymasına rağmen asla pes etmez ve hayalini gerçekleştirir.
Sinema inşa edilirken, yağma ve haraç ile uğraşan genç çeteleri bile kendini sevdirmeyi başarmıştır. Suç oranı yüksek ve düzene karşı sinirli çetelerin şantiyeyi basması sonucu onlar ile bir konuşma yapmış, çeteyi ikna edip inşaatta işe almıştır. Graffiti ve harap edilmiş yapıların çokça rastlandığı semtte, Magic'in yaptığı sinemanın duvarlarına asla bir şey yapılmaması onu öyle duygulandırıyor ki, anlatırken gözleri doluyor. Bu sinemanın ardından, dünyanın en çok tercih edilen dev iki markası ve diğer pek çok markanın işletme hakkını alıp siyahi semtlere kuran Johnson, ırkçılığa karşı savaşın en büyük umudu olmuştur. Korkularımızla yüzleşmeyi, engelleri aşma gücünü kendimizde bulabilmeyi, ne olursa olsun asla vazgeçmemeyi öğreten Johnson; AIDS ile savaşan, kitap yazan, gelmiş geçmiş en iyi basketbolcular listesine adını yazdıran ve aynı zamanda ırkçılığın karşısında, eşcinselliğin yanında bir adam. Eşcinsel oğlunun sonuna kadar destekçisi olduğunu 'Oğlumu yüzde bir milyon destekliyorum!' sözleriyle dile getiren Johnson, tüm bunların yanında harika bir baba. Keşke tüm insanlar onun kadar sihirli olsa..