Hayvanların Tertemiz Duygularıyla Oynayan 12 Psikolojik İçerikli Deney
Bildiğiniz üzere deney ve gözlemler çoğunlukla hayvanlar ve böcekler üzerinde yapılır. Ya sonucu kötü olursa ya felç kalırsak veya ölürsek gibi korkulardan dolayı insandan önce hayvanlarda denenir deneyler. Onların da bir canlı olduğu ve hiçbirinin hayatının bizim hayatlarımızdan daha değersiz olmadığı gerçeği gözardı edilerek kafataslarına elektrotlar yerleştirilen maymunlar, canlı canlı derileri yüzülen tavşanlar, sırf nasıl tepki verecekleri merakla gözlenmek için psikolojisinin zerre önemsenmediği köpekler, fareler, boğalar...
Bu yazıda 11 deneyi ele aldım. Merak etmeyin kafatasları delinmiş veya kanlar içerisinde yatan hayvanlar yok aralarında. Tıp, kozmetik veya ilaç için yapılanları değil psikolojik içerikli deney gözlemleri inceledim. Et gösterip vermemeler, yemi bin bir zorluklar sonunda ödül olarak vermeler, elektrik şokuyla test edilenler... Kısaca hayvanların tertemiz ve saf duygularıyla oynayanlar...
1. En bilinen ile başlayalım: Pavlov'un Köpeği
2. Beş Maymun Deneyi
3. Seligman’ın Köpekleri
4. Sahte Anne Deneyi
5. Zıplamayan Pireler
6. Barracuda Saldırısı
Büyük bir akvaryumun ortasında cam bir bölme vardır. Bir yana uskumrular bir yana ise barracuda balığı konur. Barracuda balığı uskumrulara saldırmaya çalıştıkça hep cam bölmeye çarpar. Defalarca denedikten sonra bile hep bir engelle karşılaşır. En sonunda cam bölme kaldırıldığında gözlenen durum şu olur: Barracuda balığı camın olduğu bölmeye kadar yüzüp geri döner. Bu da öğrenilmiş çaresizlik deneylerine örnek olarak verilebilen deneylerden biridir.
7. Zincirlenmiş Filler
Sirklerde kullanılan hayvanların nasıl eğitildikleri bilseniz muhtemelen bir daha sirklere gidip para kazandırmak istemezsiniz. Tonlarca ağırlıktaki bir filin bile nasıl dize getirildiğini anlatacağım şimdi.
Filler henüz yavruyken ayaklarından zincirle bir kazığa bağlanır. Güçsüz bir yavru fil ne kadar çırpınsa da bu zincirden kurtulamaz. Büyüdüğünde ise zincirden kurtulmak için hiç çabalamaz çünkü geçmişte defalarca deneyip başaramamıştır.
8. Tolman’ın Fare Deneyi
Tolman’ın fareler üzerinde denediği bilişsel davranışçılık deneyi bir labirente farelerin konulmasıyla başlar. Fareler başarılı bir şekilde koştuklarında yemekle ödüllendirilmiştir. Zamanla farelerin koşma hızı artmış ve hata sayıları hızla azalmıştır. İkinci gruptaki fareler için labirente herhangi bir yiyecek konulmamıştır. Fareler labirenti birkaç tur dolaştıktan sonra kafeslerine geri dönmüşlerdir. Farelerin hızında ve hata sayılarında bir değişiklik gözlenmemiştir.
Ödülün öğrenme hızını olumlu etkilediğini ortaya çıkaran bu deneyde, ödül verilmemiş fareler bir de ödül verilerek gözlenmek istenmiştir. Kısa sürede hızları artmış hata sayıları azalmıştır. Kullanılan pekiştireç motivasyonlarını arttırmıştır.
9. Uyuşturucu Verilen Örümcekler
Örümcekler bilim insanlarını hep çok zorlamıştır. Çünkü ağlarını sabaha karşı 4’te örerler, bu durumu değiştirmeyi kafasına koyan zoolog Hans Peters, örümceklere uyuşturucu maddeler verildiğinde ağlarını daha geç örüp öremeyeceklerini araştırmak istedi. İlk önce morfin, dekstro ve striknin ile işe başladı, örümcekler şekerli suyla karıştırılmış bütün zehirleri kolayca yiyorlardı. Fakat bu maddeler ağ örme saatlerinde herhangi bir değişiklik yaratmadı. Çok daha ilginci oldu, örümcekler yedikleri uyuşturucu maddelere göre değişen sıradışı ağlar örmeye başladılar.
Örümceklere LSD, kafein, marihuana, luminal, valium gibi çeşitli ilaçlar içirildikten sonra gözlemlenmeye başlandı.
Sonuç: En güzel ağlarını marihuana etkisinde, en karmaşık ağlarını kafein ve ecstasy etkisinde, en düzenli ve simetrik ağlarını ise LSD etkisinde örüyorlar.
10. Uzaktan Kumandalı Boğa
İspanyol sinir bilimci Jose M. R. Delgado, Cordoba arenasına daha önce hiç denenmemiş bir deney için çıkacaktı. Bir elinde kırmızı pelerin diğerinde uzaktan kumanda… Boğa, pelerine koştuğu anda kumandanın tuşuna basıp onu durduracağını ve ikinci kez tuşa bastığında da hayvanın kaçıp gideceğini söylüyordu. Nitekim böyle de oldu. Fakat izleyenlerin sandığı gibi psişik güçlerle değil boğanın beynine yerleştirdiği elektrotlarla belli davranış biçimlerini kazandırması sonucu meydana gelmiş bir durumdu bu.
11. Skinner’ın Güvercin Deneyi
Skinner’ın edimsel koşullanma deneyinde güvercin bir kafesin içine konulur, kafeste yem kutusu ve bir buton bulunmaktadır. Güvercin butonu birkaç kez gagaladıktan sonra yem kutusuna yem düşmektedir. Başlarda güvercin butonla yem arasında hiçbir bağ kuramazken birkaç denemeden sonra butona basıldığında yem verildiğini kavrar.
12. Schrödinger'in Kedisi
Öncelikle bunun bir zihinsel deney olduğunu vurgulamalıyım, yani hiçbir kediye zarar verilmemiştir. Avusturyalı fizikçi Schrödinger, kuantum fiziğiyle gerçek dünyanın fiziği arasındaki zaman farkını, geçiş sorununu anlatabilmek için böyle bir deney tasarladı.
Kuantum evrenine göre bir gözlemcinin bulunması ve varolan deneyi gözlemlemesi, gözlemlenen olayı bozar. Bu durum şu soruların sorulmasına sebebiyet verdi. Gözlediğimizde bozuyorsak neyi gözlemiş oluyoruz? Bozmamak için gözlemememiz gerekiyorsa nasıl bileceğiz?
Deneyde sağlıklı bir kedi, şişe içerisinde bulunan zehirli bir gaz, bu gazın kutuya dökülmesini sağlayan bir mekanizma ve bu mekanizmayı kontrol eden bozunma ömrü 1 saat olan bir radyoaktif parçacık bulunmaktadır. Kuantum fiziğine göre radyoaktif parçalar olasılık çiftiyle donatılmıştır, yani radyoaktif madde 1 saatin sonunda hem bozunur hem bozunmaz. Bu da zehirli maddenin kutuya yayılıp yayılamayacağını ve kedinin ölüp ölmeyeceğini de belirsiz hale getirir. Schrödinger'in iddiası da bu yöndedir: 'bir saatin sonunda kedinin canlı kalma veya ölme olasılığı eşittir.' Schrödinger bu deneyiyle mikroskobik dünyanın fiziğini makroskobik dünyaya uygulayarak dalga fonksiyonunun doğal bir sonucu olan ölçme hipotezini de öne sürmüştür. Eğer dalga fonksiyonu doğruysa kedi aynı anda hem ölü hem de canlı olmalıdır.
Yorum Yazın
Schrödinger'in Kedisi hangi hayvanın tertemiz duygularıyla oynamış? Laf olsun torba dolsun...
İNSANOĞLU DÜNYADAKİ EN ACIMASIZ İĞRENÇ VARLIKTIR ADLI LİSTE OLMALIYDI BAŞLIK !!!!!
Maymunlara yapılan çok üzücü ve acımasız