Geçmişte ve Bugün Yaptıklarıyla Türkiye'nin Geleceğini Mahveden 10 İsim
1. Yavuz Sultan Selim
Osmanlı'nın en güçlü ve etkili padişahı olarak bilinen Sultan Selim, bundan tam 500 yıl önce, üzerinde yaşadığımız Anadolu topraklarından hiç eksik olmayacak bir belayı, bu toprakların başına musallat etti. Arap topraklarından Kuzey Afrika'ya kadar çeşitli topraklar fethetti ve hilafeti İstanbul'a getirdi.
O zamandan itibaren kutsal toprakların, kutsal emanetlerin 'koruyucusu' konumuna gelen Anadolu, Ortadoğu'nun bitip tükenmek bilmeyen bataklığına saplandı. Kendisini aşiret ve mezhep savaşlarının ortasında bulan Anadolu, hâlâ bu stratejinin ceremesini çekmektedir.
2. II. Abdülhamit
Türk siyasî tarihinin hâlâ en çok tartışılan isimlerinden II. Abdülhamit, hüküm sürdüğü zamanda uyguladığı istibdat yönetimiyle, halkı fişlemek için örgüt kurmasıyla ve uyguladığı sansürlerle bilinir. Almanlara duyduğu hayranlıkla da tanınan Abdülhamit, o dönemde uyguladığı Panislamizm siyasetiyle, bugünkü siyasal İslam'ın temellerini atmıştı.
3. Enver Paşa
1909 yılına gelindiğinde, güçsüz, zayıflamış ve bitkin bir Abdülhamit vardı. Kendisi yetiştirmiş olmasına rağmen, bir anda kendisine muhalefet olan Enver Paşa ve Jön Türkler, Abdülhamit'i tahttan indirdi. Osmanlı'yı içinde bulunduğu çöküşten kurtarmak ve eski gücüne yeniden kavuşturmak amacıyla fütühata kalkıştı.
Kapıldığı maceralar sebebiyle onbinlerce insanın ölümüne sebep olan Enver Paşa, bugün bile Türkiye'nin önünü tıkayan, kaderini etkileyen önemli sorunların sebebi olmuştur.
4. Adnan Menderes
Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durumun baş aktörlerinden birisi de elbetteki Adnan Menderes'tir... Binbir güçlüklerle, binbir zorluklarla kurulan cumhuriyeti âdeta dinamitleyerek iktidara gelen Menderes, halkı kutuplaştırmış, toplumdaki ayrılıkları daha da derinleştirmiştir.
Aldığı oy desteğiyle, 'Siz anayasayı değiştirip hilafeti bile getirebilirsiniz' diyerek asıl niyetini de belli eden Menderes, sözünün arkasında durmuş ve bu yönde atılımlar yapılmıştır. Menderes de Ortadoğu bataklığından ayağını çekmemiştir, zaten kan gölü olan bölgeyi daha fazla kan gölüne çevirmek için Lübnan iç savaşında bile taraflara silah vermiştir. Suçsuz günahsız halk çocuklarını iktidar hırsı uğruna Kore'ye gönderen Menderes, hamasî politikalar güderek kendi sonunu kendisi hazırlamıştır.
5. Kenan Evren
12 Eylül 1980 darbesinin baş sorumlusu Kenan Evren, bugünkü Kürt sorununun ve siyasal İslam sorununun en büyük sorumlularındandır. İç savaşın içindeki bir ülkenin üzerinden silindir gibi geçen darbe, deyim yerindeyse taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmadı.
Zorunlu din dersini okullara getiren Kenan Evren, tam bir baskı dönemi yaşatmıştır Türkiye'ye. 650 bin kişinin gözaltına alındığı, 1 milyondan fazla insanın fişlendiği, 517 kişiye idam cezasının verildiği, gazetelerin, derneklerin, sendikaların, vakıfların kapatıldığı darbe dönemi en çok gericiliğe, siyasal İslam'a yaramıştır. Hâlâ 12 Eylül anayasasıyla hüküm süren ve ayakta kalan AKP, bugünleri Kenan Evren'e 'borçludur'.
6. Turgut Özal
Darbenin mamulü, 12 Eylül'ün siyasî uygulayıcısı bir lider... Adını Türk siyasî tarihine krizlerle, koruculuk sistemiyle, yedi sülalesini zengin etmesiyle yazmış bir siyasal İslamcı. Turgut Özal, görevde kaldığı süre boyunca 12 Eylül'ün sadık bir destekçisi olmuş ve darbe anayasasını sürdürerek bugünkü AKP'nin palazlanmasını sağlamıştır. Bugün AKP'yi oluşturan yapı, Turgut Özal'ın geleneğinden gelen siyasi partilerin kadrolarındandır.
Türkiye'de tarikatların bu kadar palazlanmasında çok büyük 'emekleri' olan Özal da, öldükten sonra sırma gözlü olanlardandır.
7. Tansu Çiller
Türkiye cumhuriyetinin başına gelmiş büyük bir felaket, uzmanlık alanı ekonomi olmasına rağmen Türkiye'yi büyük bir ekonomik bunalıma sokan profesör, Türkiye'nin ilk kadın başbakanı.
Ülkeyi ateşin içine atan Çiller, paramiliter güçleri ve milliyetçiliği iktidarını sürdürmek için kullanmıştır. Şu an şu dakika bile ülkeyi kasıp kavuran Kürt sorununun en büyük mimarlarındandır. Adı faili meçhullerle, lümpen milliyetçilikle, uyuşturucu çeteleriyle ve mafyalarla anılacaktır.
8. Necmettin Erbakan
Günümüz kökten dinci siyasi akımlarının vaftiz babası Necmettin Erbakan'dır. Ilımlısından en sertine kadar siyasal İslam'ı teorize eden isim olarak bilinir. Hareketi olan Milli Görüş, İhvan-ı Müslim'in Türkiye kolu gibi çalışır. Recep Tayyip Erdoğan'ın akıl hocalarından biri kabul edilir.
28 Şubat 1997'de askerî müdahaleyle hareket alanı sonlandırılan Erbakan, başka isimlerle başka yapılarla tekrardan faaliyetlerini devam ettirmiştir. Zimmetine 1 milyon dolar geçirdiği için ev hapsine mahkûm olan Erbakan, öğrencisi Abdullah Gül tarafından affedilmiştir. Daima Türkiye'nin yönünü Batı'dan çevirmesi gerektiğini söyleyen Erbakan, bugün Ortadoğu bataklığına saplanmamızda büyük pay sahibidir.
9. Ahmet Davutoğlu
Dışişleri bakanıyken Neo-Osmanlıcılık hülyalarıyla Türkiye'yi maceradan maceraya sürükleyen Davutoğlu, başbakan olunca da aynı serüvene devam etti, ediyor...
'Komşularla sıfır sorun' vaadiyle yola çıkan Davutoğlu, an itibarıyla Türkiye'yi 'Her gün bir komşuyla savaş' politikasına sürüklemiştir. Erdoğan-Davutoğlu arasında Putin-Medyedev ilişkisine benzer bir ilişki vardır. Türkiye'yi büyük bir iç ve dış savaşın eşiğine getiren Davutoğlu, izlediği korkunç dış politikayla Türkiye siyasî tarihine karanlık bir isim olarak geçmiştir.
10. Recep Tayyip Erdoğan
Recep tayyip Erdoğan'ın en önemli özelliklerinden biri geleneği olan Milli Görüş'ün ve siyasal İslam'ın önde gelen stratejisi, takiyyeciliktir. Bu özelliği her zaman kullanan Erdoğan, Makyavelist politikanın en sıkı uygulayıcısı oldu.
Bir dönem, kendi ifadeleriyle, bazı 'kullanışlı' liberallerin ve hatta bazı 'solcuların' da desteğini alan Erdoğan, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en ürkütücü politikacısı olmayı başarmıştır. Muhalif basın ve yurt dışında 'canavar'a varan ifadelerle kendisinden bahsedilmektedir. Onun zamanında yargı politize edilmiştir, askeriye politize edilmiştir, emniyet, adalet, eğitim, sağlık... Her şey politize edilmiştir. Devletin tüm kurumlarında korkunç bir kadrolaşma başlatılmıştır Erdoğan zamanında.
Siyasî tutuklu kavramına yeni bir boyut getirmiştir, sevmediği tüm politik özneler üzerinde yargı ve emniyeti baskı aracı olarak kullanmıştır. Onun zamanında Türk ekonomisi bunalımdan bunalıma koşmuştur. Onun zamanında devlet bizzat kara para aklamış, yolsuzluk devletin tüm hücrelerine sirayet etmiştir.
Onun zamanında Irak'ta ve Suriye'de mezhep savaşı palazlanmıştır. Onun zamanında dünyanın en vahşî terör örgütleri bizzat devlet eliyle, MİT eliyle beslenmiştir. Onun zamanında yozlaşma hiç olmadığı kadar artmıştır.
Adını daima IŞİD'le, El-Nusra'yla, terörle, yolsuzlukla, kaçakçılıkla, diktatörlükle anacağımız Erdoğan, iktidarı kaybetmemek uğruna iç savaşı körüklemekle itham edilmektedir.