Ekonomistleri Duvara Toslatan Gazeteciler! ABD'de Banka Batıran Faiz Artışı Yorumları Dikkat Çekti
ABD'de SVB'nin batışı, yeni bir bankacılık krizi korkularını gün yüzüne çıkarırken, faiz artışlarının yan etkileri olarak yorumlanıyor. Ancak ekonomi bilmeyenler, bankaların batışını, Türkiye'de önemli ekonomistlerin 'faiz artışı' olarak aslen Ortodoks ekonomi politikalarına yönelik yorumlarına yontuyor. Ekonomi, bu kadar kolay bir mekanizma olsaydı zaten bütün ülkeler düşük faizle yaşar, herkes gelişmiş ekonomi olurdu. Türkiye'de her dönem herkesin, özellikle gazetecilerin her şeyi bildiğini sanma arzusuyla yaşaması, ekonomistlerin giderek işlerinin daha da zorlaşmasına yol açacağı kesin. Ancak asıl anlatılması gerekenin, 'her düşük faiz gelişmiş ekonomi değil, her yüksek faiz kriz demek değil' kısmına evrilmesiyle uzmanlara daha çok iş düşüyor. Bu bağlamda yine bir gazetecinin konumu gereği yaptığı ekonomi yorumu sosyal medyada gündem oldu.
ABD'de son günlerin manşet konusu SVB'nin batışı. 2008 sonrası en büyük banka batışı olan olay, aslen bankanın ekonomik ve finansal konjontürde kendi risk yönetimini yapamamış olması.
Gelelim medyaya; Türkiye'de medya durumu faiz artışına bağladı. Olayın temeli faiz artışı ancak bu mantığı şu şekilde algılayalım: Her aşı bir hastalık mikrobudur. O zaman biz sağlamken aşı olmak kendimizi hasta etmek midir?
Zafer Şahin, bilindiği üzere hükümete yönelik desteğini gönülden ve gizlemeden paylaşan eğitimi ve tecrübeleriyle bir Ankara 'gazeteci'si.
Tabi bu paylaşıma "ekonomi bilmeden, ekonomi fikri" olan özellikle para hesaplamayı çok iyi bilen kesimlerden olumlu yorumlar gelirken, bir kesimden de özellikle bilenlerden yorumlar da yapılmış.
Anlaşılır olup olmayacağını tam öngöremesek de "Faiz lobisine" karşı açtığımız savaşta geçen yıl tüm Türkiye'de özellikle halk fakirleşirken, bankacılık sektörünün nasıl yüzde 366 oranında kâr ettiğini sormak da isterdik.
Bunları da geçelim "risk yönetimi" diyelim, "enflasyon muhasebesi" diyelim. Daha anlaşılır olsun "30'lu yumurtayı tek sepete koymayalım, sepetin altı çıkarsa da 30'u da kırılır" da derdik ama yumurtalar shrinkflation eşliğinde 20'li oldu.
Shrinkflation: Enflasyonla fiyat etiketlerinde yükseliş yaratmamak amaçlı malzemenin kötüleşmesi, gramajın/porsiyonların küçülmesi.
Kısaca enflasyonun 30'lu yumurta fiyatını yükselttiğini de anlatmalıydık belki de.
Ancak faiz konusuna girmemiz gerekirse, çok uzun bir anlatım gerekiyor malumunuz 4 yıllık lisans eğitimi verilen bir alan.
Kısaca faizin artışı ve inişi ikisinin de yan etkileri, zamanlaması vardır. Türkiye'deki faiz indirimleri bu bağlamda uzmanları tarafından sorgulanmıştır.
Türkiye Ekonomi Modeli'nde hedeflenen değerlerin hiç birine piyasa mekanizmalarıyla ulaşılamazken,
Model çerçevesinde "sadece sayısal" verilerle yani "mantık ve bilim" içinde "verileri çarpıtmadan" bakıldığında hedeflenin tam aksi yönde gerçekleşmelerle karşılaşıldığı da görülmektedir.
Düştü denilen enflasyonun fiyat yükselişler değil "geçen yıla oranla" olduğu bilinirken, dolar yükselmiyor denilen kur ortamında da yurt dışında gelen her kuruşun pardon cent'in önemi bilinmektedir.
Siz ne dersiniz? Faiz artışları ABD'yi de batırır mı? Fed'i yöneten "5 büyük aile" belki de bunu istemektedir. Biraz da büyük resmi biz görelim mi?
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın