Film ve Dizi Tutkunları Buraya: Tekrar Tekrar İzlemekten Bıkmayacağınız O Sahneler
Bazı filmler ve diziler vazgeçilmez olurlar ancak bazılarının öyle sahneleri vardır ki filmin veya dizinin kendisinden çok daha büyük etki bırakırlar. Çoğunuzun aklında böyle favori sahneler vardır diye tahmin ediyoruz ama tam olarak aklıma gelmiyor diyenlerin varlığını da yok saymıyoruz tabii ki. Hem henüz o favori sahnesini keşfedememiş olanlar hem diğer ikonik anların neler olduğunu merak edenler için küçük bir derleme yaptık. Haydi, nutkunuzun tutulmasına sebep olan o sahneleri hep beraber inceleyelim!
Denizin Dişleri: "Daha büyük bir tekneye ihtiyacın olacak"
Küçük bir tatil kasabasında büyük olaylara yol açan bir köpekbalığı ve onu yakalamaya çalışan bir ekip. Okyanusta köpekbalığını görebilmek için çabaladıkları sırada Brody'nin köpekbalığının ne kadar büyük olduğunu görüp içeri girerek 'Daha büyük bir tekneye ihtiyacın olacak' demesi sinema dünyasında kendine yer edindi. Hem de söylenenlere göre bu replik senaryoda bile yokmuş. Doğaçlamayla yakalanan bir başarı!
Esaretin Bedeli: Andy'nin kaçışı
Sinema tarihine damga vuran filmlerden biri olan Esaretin Bedeli, hem izleyici hem eleştirmenler tarafından tam not aldı desek yalan olmaz. Herkesin izlemesi gereken filmler listelerinin başında gelen bu film, vizyona girdiği günden beri hem hikâyesi hem usta oyunculukları hem görüntüleri sayesinde dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Hatta çoğu kişi film dünyasının en ikonik sahnesinin filmin başrollerinden Andy Dufresne'nin hapisten kaçtığı an olduğunu düşünüyor. Gerçekten ruha dokunan bir sahne!
Ölü Ozanlar Derneği: "Oh captain! My captain!"
Abraham Lincoln için yazılan bir şiirden yapılan alıntılar bu filmin en etkileyici anlarını oluşturuyor. Film süresince öğrencilerle Keating arasında bağ kuran bu şiir final sahnesinde kendini en can alıcı şekliyle gösteriyor. Okuldan uzaklaştırılan öğretmenleri John Keating için bu şiiri okumaya başlayan öğrenciler teker teker sıraların üzerine çıkıyor ve şiirden birer dize söylüyorlar. Onlara teşekkür edip ardından veda eden Keating'in görüntüsü ise gözlerden birer damla yaş süzülmesine sebep oluyor.
Yağmur Altında: "Singin'in the Rain"
1952 yapımı olan film, zamansız senaryosuyla en sevilen müzikallerden biri olmayı başarıyor. Hâlâ kendini izlettirebilme becerisine sahip bu film sadece bir sahnesiyle bile izleyenler için merak uyandırabiliyor. O sahne de Gene Kelly'nin 'Singin'in the Rain' şarkısını seslendirdiği sahneden başka bir sahne değil tabii ki. Filmi izlememiş olanların bile bir yerlerde rastlamış olabileceği bu sahne sinema dünyasında bir ikon olarak kabul ediliyor.
Baba: "Reddedemeyeceği bir teklif"
Elimizde yine akıllara kazınan bir filmin hiç unutulmayacak bir sahnesi var. Baba filmi kendi başarısını çoktan kanıtlamış ve bizlere söylenecek söz bırakmayan filmlerden biri. Birçok sahnesiyle beğeni toplayan seri, hepimizin ezbere bildiği bir repliği de barındırdığı sahneyle ikonik hâle geldi diyebiliriz. Başkarakterlerden Don Vito'nun 'Ona reddedemeyeceği bir teklif sunacağım' repliği hem teklifin devamıyla hem usta oyuncunun ağzından dökülme şekliyle epey ilgi çekiyor.
Taksi Şoförü: "Benimle mi konuşuyorsun?"
Bir cümleyle klasikler arasında yerini almayı başaran bu sahne, başrolünde Robert De Niro'nun yer aldığı 1976 yapımı Taksi Şöförü filminde yer alıyor. Bugüne kadar görülen en başarılı monologlardan olan bu sahne, taksici Travis'in ayna karşısında konuşurken 'Benimle mi konuşuyorsun?' demesiyle bir efsane hâline geldi. Daha sonra yüzlerce film ve dizide de bu repliğe göndermeler yapıldı ancak en başarılısını hepimiz tahmin edebiliyoruz!
Elm Sokağında Kâbus: küvet sahnesi
Filmin başkarakteri Freddy Krueger'ı hepimiz tanıyoruz. Bazılarımızın çocukluk korkusu bazılarımızın gençlik kâbusu olan bu karakter zamanında uykularımızı sık sık kaçırdı. Bunu yapabilmesi de filmin başarılı olduğunu kanıtlıyor diyebiliriz. Film birçok sahnede kanımızı dondursa da küvet sahnesinde bizlere yeni bir fobi kazandırdı. Küvette her şeyden habersiz yatan bir genç kız görüntüsüyle birlikte küvetin içinden yavaşça çıkan o pençe... Düşününce bile iç ürpertiyor.
Cinnet: "Heeeere's Johnny!"
Bu film, metafiziksel olayların yaşandığı birçok sahneyle izleyenleri etkilemeyi başardı ancak hem başroldeki Jack Nicholson'ın en iyi performanslarından biri olarak görülen hem filmi izleyen herkesin aklına kazınan ikonik bir sahnesi var. Bu sahnede yaşadıkları ve hissettirdikleri ona fazla gelen Jack, yavaş yavaş delirmeye başlıyor. Elinde baltayla kapıyı kırıp kafasını uzatarak 'Heeeere's Johnny!' diye en ürpertici ses tonuyla sesleniyor! İşte burada korku, acı, endişe, çaresizlik ve daha fazlası hissediliyor.
Matrix: mermi sahnesi
Hâlâ dillerden düşmeyen bu film, felsefi alt metinleriyle ve gerçeklik hakkında yarattığı algıyla dikkatleri çekmeyi başardı. Hepimizin bir yerlerde denk geldiği bu film özellikle mermilerin öne çıktığı sahnelerde gözlerimizi kamaştırıyor. Trinity ve Neo'nun terasta dövüştüğü sahneye ajan Jones'un gelmesi ve Neo'yla aralarındaki mermi sahnesi oldukça ilgi çekiyor. Mermileri atlatmak için yaptıkları hareketlerle hafızalara kazınan bu ikili sinema tarihine de damga vurmayı başarıyor.
300 Spartalı: "This is Sparta!"
Oldukça düz bir bilgilendirme cümlesi gibi görünen bu replik Kral Leonidas'ın ağzından çıktığında etkileyici bir film sahnesine dönüşüyor. Gelen Pers elçisinin gözlerine bakarak söylediği 'Burası Sparta' cümlesi ve ardından elçiye attığı tekmeyle onu dipsiz kuyulara göndermesi gerçekten insanı etkiliyor. Bazen bir cümle bile sinema dünyasında iz bırakabiliyor. E sonuçta ne dediğin değil nasıl dediğin olay!
E.T.: uçan bisiklet sahnesi
Bilim kurgunun başyapıtları arasında sayılan bu film, bir insan ve uzaylı arasında kurulan bağı anlatıyor. Elliot ve E.T.'nin birlikte yaşadıkları, aralarındaki bağ sonucunda gelişen ve ilginçleşen olaylar izleyenleri etkiliyor. Genel olarak birçok duyguyu art arda yaşatan bu film, E.T. ve Elliot'un birlikte bisikletle uçtukları ve ayda silüetlerinin göründüğü sahneyle hafızalarda yer ediyor. Bu sahne bazılarımız için umut bazılarımız için dostluğu resmediyor.
Iron Man: "I am Iron Man"
Bu replik sinematik evrende Tony Stark'la özdeşleşen sözlerden biri olarak biliniyor. Her söylendiğinde farklı bir etki bırakan bu replik, ilk kez 2008 yapımlı Iron Man filminin kapanış sahnesinde duyuldu. İzleyiciyi daima şaşırtmayı başaran Marvel, 2008'de her şeyi başlatmak için kullandığı bu sözü 2019 yılında vizyona giren Avengers: Endgame filminde her şeyi bitirmek için kullanıyor. Bu replik her seferinde tüylerimizi diken diken yapmayı başarıyor.
Titanik: kapı sahnesi
Hepimizin belki onlarca kez izlediği bu film, her anıyla bir efsaneye dönüştü diyebiliriz. Tabii ki gözyaşlarımıza hâkim olamadığımız ve bizi daha derinden etkileyen sahneleri es geçmemek gerekiyor. Özellikle Rose ve Jack'in tahta bir kapı üzerindeki sahnesi kalbimizin acımasına sebep oluyor. Rose'u kurtarmak için onu tahta parçasının üstüne yatırıp suyun içinde yavaş yavaş can veren Jack ve onu izlemek zorunda kalan Rose!
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği: "You shall not pass"
Yüzüklerin Efendisi film üçlemesi dünya genelinde en çok sevilen serilerden biri olarak biliniyor. Filmin birçok unutulmaz sahnesi var ancak içlerinden biri oldukça öne çıkıyor. Yüzük Kardeşliği filminin yaklaşık 94. dakikasında yer alan bu sahne neredeyse filmi izleyen herkesin bildiği bir replikle taçlanıyor. Gandalf'ın köprü üzerindeyken asasını yere vurarak Balrog'a karşı 'You shall not pass' diye bağırdığı bu an oldukça tüyler ürpertici.
Yeşil Yol: "Execution"
Hapishane görevlisi ile idam mahkûmu bir adamın arkadaşlık hikâyesini anlatan bu film, tüm zamanların en iyi filmlerinin arasında yer alıyor. Her sahnesiyle içimizde farklı hisler uyandıran bu film, özellikle John Coffey'in idam edilme sahnesinde içimizi parçalıyor. Hapishane görevlilerinin üzüntüsü, Coffey'nin söylediği sözler ve verilen idam emri... Her anıyla fark yaratan bu sahne sinema dünyasındaki en ikonik film sahnelerinden biri olarak yerini koruyor.
Yorum Yazın