Ekoseksüel: Dağa Taşa, Denize Göle, Ormana Bitkiye Âşık Olup Hallenenlerin Cinsel Kimliği!
Sevgili gençler, değerli okurlar bugün size yurdumuzda pek bilinmeyen bir akımı, bir cinsel kimliği tanıtacağım. Bu içeriğimle cinsel bilgilerinizi arttırmak gözlerinizi belertip size yeni ufuklar çizmek istiyorum.
Evet efendim, meseleye geleyim. Bu içerikteki konumuz: Ekoseksüellik (Ecosexulaity). Dediğim gibi henüz bizde çok bilinmese de yurt dışında her geçen gün kendine yeni üyeler bulan bir cinsel akım.
Madem öyle nedir bu ekoseksüellik, gelin anlatayım. ☺️
Kaynaklar
Evet sevgili gençler, son yıllarda revaçta olan yeni bir cinsel kimliği tanıtacağım size: Ekoseksüel!
Özellikle son 2 yılda küresel çapta büyük ilgi görmeye başlayan ekoseksüellik günden güne daha da bilinir olan bir kavram.
Hatta bu içeriğimizde de size bir ekoseksüeli tanıtmıştık. 👇😁
Ekoseksüellik ya da ekoseksüel hareket, geniş anlamıyla, cinselliği ve doğayı farklı biçim ve farklı bağlamlarda buluşturmayı hedefliyor.
Bu ortak noktada yapılan her türlü cinsel, sanatsal, kuramsal çalışma ile bu doğrultuda yapılan aktivizm ve sosyal etkinlikler ekoseksüellik içinde değerlendirilmeli.
Bazı ekoseksüellere göre ekoseksüellik başlı başına bir cinsel eğilim ya da cinsel kimlik.
Ekoseksüel yaklaşım, cinselliğin varsayılan olarak ekolojik bir yaklaşım olduğunun altını çiziyor; ekolojiye değer vermenin ve ekolojik bağları tanımanın ise cinselliği anlamayı olumlu yönde etkileyeceğini savunuyor.
Nelerin ekoseksüellik olduğuna örnekler vermek gerekirse; ağaçlara sarılıp onlarla sevişen kişiler bu harekete dahil ediliyorken yalnızca sürdürülebilir seks ürünleri kullanan tüketiciler veya çıplak doğa yürüyüşü yapan insanlar da hareketin bir parçası sayılıyor.
Ekoseksüel hareketin hızlı bir şekilde marjinal olmaktan çıkıp ana akım bir hareket olmaya başladığını da söylemek mümkün.
Ekoseksüelliğin hızlı yükselişinde cinselliğin, her konuda olduğu gibi, etkin ve güçlü bir dikkat çekme aracı olması.
Dolayısıyla güçlü bir çevre bilincini oluşturmada ekoseksüelliğin önemli bir işlevi olacağı söylenebilir.
Ekoseksüel hareket büyüme hızını hiç kuşkusuz San Francisco'da yaşayan, performans sanatçısı ve aktivist lezbiyen çift Annie Sprinkle ve Elizabeth Stephens’e borçlu.
Ekosellüellik onların kişisel mücadelesi haline gelmiş adeta...
Çiftimiz, ekoseksüelliği açıkladıkları "Ekoseks Manifestosu"nu yazmış duramda değerli okurlarım. Bununla da yetinmedikleri gibi konuya dair filmler ve bir belgesel de çekmişler.
Sprinkle ve Stephens ekoseksüelliğin yeni bir cinsel kimlik olduğunu öne sürüyor; hatta 2015 yılındaki San Francisco Onur Yürüyüşü kapsamında LGBTQI kısaltma adına resmi olarak “E” harfinin de eklenmesi amacıyla, çeşitli etkinlikler gerçekleştirmişler.
Stephens, daha o dönemlerde dünyada kendini ekoseksüel olarak tanımlayan en az 100 bin kişi olduğunu belirtiyordu.
Sallamayın efendim! 😎
Ekoseksüel harekete katkı yapanlardan biri de yazar Stefanie Iris Weiss oldu.
Bu ekoseksüel yazar 2008 yılında 'Eco-Sex: Go Green Between the Sheets and Make Your Love Life Sustainable' (Eko-Seks: Çarşaflar Arasında Çevreci Ol ve Aşk Hayatını Sürdürülebilir Yap) adlı kitabı için araştırma yapmaya başladı.
Kitap 2010’da yayınlandı ve o sıralar Weiss, Sprinkle ve Stephens'ın çalışmalarından habersizdi.
Şişttt sakin, bu kadın değil. 😁😂
Kitabında kondomlarda, kayganlaştırıcı kremlerde ya da diğer seks ürünlerinde kullanılan materyallerin hem insan sağlığına hem de gezegene zarar verdiğini söyleyen Weiss’in teorik araştırmaları ile sanatçı çiftin pratik çalışmaları örtüşür nitelikteydi.
Sprinkle ve Stephens’ın yaklaşımı daha bütüncül olsa da her iki tarafın amacı da ekoseksüelliği yüceltmekti!
Böylece, Weiss, Sprinkle ve Stephens çifttinden haberdar olduktan sonra onların çalışmalarını da benimsedi.
Peki ne yapıyor bu ekoseksüel kardeşlerimiz? Öncelikle doğayı "sevgilileri" olarak görüyorlar. Denizlere, göllere, şelalelere, toprağa, bitkilere karşı cinsel ve duygusal çekim duyuyorlar.
Onlar da böyle işte...
Tabii bununla da kalmıyorlar; doğayla masaj yapıp sevişiyor; bitkilere ayıp ayıp sözler ediyorlar. Doğa tarafından zevke getirildiklerini söylüyorlar.
+ Beni çok kışkırtıyorsun yakışıklı çam ağacı! 😜
Kendilerine göre bir avuç marjinal değil ekoseksüeller. İş adamı, doktor, avukat, akademisyen, sanatçı vs. her meslek ve katmandan ekoseksüel insanlar bulunuyor.
Amaçları her şeyden önce doğayı korumak. Fakat bunu sevgi ve cinsellik yoluyla ifade ediyor ekoseksüeller.
Ve ekoseksüelliği sonuna kadar bir kimlik olarak benimsiyorlar yukarıda da dediğim gibi sayın okurlarım.
