Hayatımız da gerçekleştirdiğimiz tüm faaliyetlerin farkında olarak ve keyif alarak yaşamak bizim elimizde. Örneğin karşınızda duran bir masada renkli bir çiçek demeti olduğunu düşünün ve kafanızdaki her şeyi bir kenara bırakıp bu şekilde bakmayı deneyin. Renklerine, şekline, kokusuna dikkatinizi verin. Her zaman kokladığınız gibi mi yoksa farklı mı? Size ne hissettirdi? Olaylara, düşüncelere, alışkanlıklara önyargısızca yaklaşma becerisi belki de bizi otomatik pilota bağladığımız bazı alışkanlıklarımızı daha kolay görebilmemize imkan sağlayacak.
Fark ettiniz mi biraz önce verdiğim örnekte olduğumuz anı daha farkında olarak yaşamaya çalıştık. ‘Anı yaşamak’ hepimizin dilinde olan iki kelime. Peki bizler gerçekten anı nasıl yaşayabileceğimizi biliyor muyuz?
Bu konu üzerinde yoğunlaşan ve son yıllarda daha da fazla popülerlik kazanan ‘Mindfulness’ bu konuda bize bir yol gösterici olabilir. Kelimenin Türkçe anlamına değinecek olursak ‘bilinçli farkındalık’ olarak hayatımıza girmiş olsa da “yargısız farkındalık” olarak da tanımlanmaya başlamıştır. Aslında az çok hepimizin hakim olduğu bir kelime ama çoğu insan bunu hayatı içerisinde nasıl gerçekleştirebileceğini bilmiyor. Gelin şimdi ‘mindfulness’ neymiş ve ne değilmiş bir göz atalım.
Şu anda içinde bulunduğunuz bir anı düşünün ve etrafı yargılamadan, duygu ve düşüncelerinize bir etiket yapıştırmadan tüm odağınızı ve dikkatinizi odaklayarak etrafı izlemeye çalışın. İşte Mindfullness’ın bizden tam da istediği şey bu bizi bulunduğumuz an da farkında olarak bırakmak. Zihnimizdeki etraftan gelen yada iç sesimizden doğan yargılayıcı düşüncelerden tamamıyla arındırmak mümkün değildir. Burada asıl amaç olanı var olduğu gibi kabul ederek akıp gitmesine izin vermektir ve bunu yaparken akıttığımız düşünce, duygu ve yargıları olumsuzluklarla beslemeden yapmayı başarabilmektir.
Bu olumsuzluklarda takılıp kalmak yerine geçip gitmesine alan açmamızla mümkün olmaktadır. Bu bir konsept veya kavramdan ziyade aslında bir deneyimdir ve hayatımız içerisinde uygulayarak asıl bize ne hissettirdiğini anlayabiliriz. Ne kadar hassas, şefkatle ve nazik bir deneyim değil mi sizce de. Sizi bulunduğunuz an da negatifliklerden uzak, detaylarda ve inceliklerde yoğunlaşmanızı sağlayan ve geriye kalan filtrelenmemiş duyguları ve düşünceleri sırtınızın arkasında bırakabildiğiniz bir deneyim.
Bu bir iyi düşünelim de iyi olsun felsefesi değil aksine olayları olduğu gibi görebilme becerimizi geliştirebilmektir. Doğal olarak bu da bizde bir merak ve cesaretin ortaya çıkmasına zemin hazırlamakta. Belki de her gün yaşadığınız en normal anı daha farklı deneyimlemek bize çok başka bakış açıları kazandırabilir. Yapılan araştırmalarda Mindfulness tekniğini düzenli olarak kullanan bireyler geçmiş ya da gelecek odaklı duygu, düşünce ve davranışlarında azalma olduğunu iletmektedir. Bu durumda bulunduğunuz gün ve anlar içerisinde daha yapıcı yaklaşımlar sergilemenize olanak sağlar ve bu birçok farklı sonuç doğurabilir.
Örneğin stresle daha kolay başa çıkmanızı sağlar, empati yeteneğinizin gelişmesine de katkıda bulunur. Daha kaliteli bir hayat yaşamamız demek olmuyor mu bu da. Tabloya baktığımızda denemeye gerçekten değer olan bir resim çıkıyor ortaya. Bunu hayatımızın her noktasında uygulayabiliriz; evde, otobüste, sporda, yemek yerken…
Her şey çok basit siz, zihniniz ve bedeniniz. Bunu deneyimlemek ve akışta kalmak tamamen deneyime dayalı bir yolculuk. Deneyimlerden etkilenmek yerine tam da yaşadığınız deneyimle bir ilişki ve bağ kurmanın zevkini kendimize bahşetmek…
Instagram
Yorum Yazın
Zihnimizdeki o lanet zincirleri kırdık attık bir köşeye bırak mindfullnessi my mind is limitless now editör kardeş 🤪🤪
bırak kelimesinden sonra bende okumayı bıraktım bilgim yetmedi🤣