Antik Yunan'da Kendi Yaptığı Heykele Aşık Olan Bir Garip Heykeltıraş: Kıbrıslı Pygmalion
Aşk... Dünyadaki bütün imkansızlıkların içinden doğmuş, en güzel, en mucizevi his olabilir. İnsana umut aşılar, yeniler ve tazeler. Size her şeyi yapabilecek ve her zorluğa göğüs gerebilecek kuvveti verir. Evrenseldir, ne dili ne dini ne de ırkı yoktur. Ve aşk öyle büyük bir duygudur ki, kudretiyle cansız bir bedene bile nefes üfleyebilir.
Yunan mitolojisinde aşkın ne denli büyük bir duygu olduğunu kanıtlar nitelikte bir efsane vardır. Kıbrıslı heykeltıraş Pygmalion ve onun eseri olan güzeller güzeli heykel Galatea'nın imkansızlıklarla örülü aşkını anlatır bu efsane. Gelin, aşka olan inancınızı bir nebze olsun perçinleyecek bu efsaneye birlikte göz atalım.
(İçerikte yer alan bilgiler, Adem Suad'ın Mitolojik Aşk Efsaneleri kitabından derlenmiştir.)
Bir zamanlar Kıbrıs adasında, Pygmalion adında bir heykeltıraş vardır. Bu adam, mesleğine tam anlamıyla aşık biridir. Hayattaki tek zevki, yaptığı bu cansız ve dilsiz heykelleriyle ilgilenmektir.
Bir gün, içten gelen bir dürtüyle mi yoksa tanrıların isteği üzerine mi bilinmez, kusursuz bir kadın heykeli yapmaya girişir. Fil dişinden yaptığı bu heykel o kadar güzel o kadar etkileyici olur ki Pygmalion, kendi yaptığı bu heykele aşık olur.
Pygmalion, heykelin canlanıp da kendisine karşılık verdiğini görünce hayrete düşer. Sonunda hayalleri gerçek olan Pygmalion, sevinçten ne yapacağını şaşırır.
Bu mitolojik efsanenin, antik yazarlardan Ovidius tarafından anlatılan bir başka versiyonu da bulunmaktadır. Hikaye, Pygmalion'un kadınlara duyduğu nefretle başlar...
Pygmalion'un bu kararı vermesinin sebebi bilinçaltının onu yönlendirmesi midir, yoksa kusursuz bir kadının nasıl olduğunu insanlara gösterme arzusu mudur bilinmez...
Heykeli gören herhangi biri onun canlı olduğuna yemin edebilir, heykel o kadar gerçekçi olmuştur. Bu benzersiz güzellikteki heykele Galatea adını verir, Pygmalion.
Aşk Tanrıçası, bütün bu olanları sessizce izlemektedir, daha önce hiç görmediği bu değişik sevda oldukça ilgisini çeker. En sonunda da kendi mutsuzluğunda boğulmakta olan bu delikanlıya yardım eli uzatmaya karar verir.
Boynu bükük evine dönen Pygmalion, her zaman yaptığı gibi yine heykelinin karşısına geçer, uzun uzun onu seyreder ve Galatea'yı dudaklarından öper.
Efsanenin her iki versiyonu da Pygmalion'un 'Uyuyan Aşk'ını sonsuz sevgisiyle uyandırması ile bitiyor. Belki yalnızlığının körüklediği birine ait olma isteği ile belki de nefretin içinden bile doğmayı bilen aşkının etkisiyle uyandı Galatea...
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Sen git aştan kadın yap sonra vay anasını daş gibi yapmışım de aşık ol. Sonra bizim romantik milletimiz duygulansın. Yap bakayım sen bunu 2018'de. Sapık heyk... Devamını Gör
Daha bugün karakalem çizdiğim karaktere aşık olmuştum, Afrodit bi el atsan hanım ablam?
acikcasi bir eser yapmak farkli bir duygu. hissiyatini ancak yapan bilir. ortaya biraz guzel bir sey ciktiginda insan gercekden yaptigi esere asik oluyor, ot... Devamını Gör