Zafer Şahin Paylaştı: Aksaray Valiliği'nden Okul Kantinlerinin Fiyatlarına Düzenleme!
Kasım ayında üç haneye aşan gıda enflasyonuyla, Türkiye'de alım gücündeki erime bir yandan sabit ve dar gelirli yani Bakan Nebati'nin deyimiyle 'fakir, fukarayı' etkilerken en çok bu kesimin çocukları ve gençleri bu zorlukların altında eziliyor. Okullardaki kantin fiyatları, beslenme çantaları gündemden düşmüyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, Türkiye'de beslenme bozukluklarına yol açarken, eşitsizliğin okullarda ücretsiz yemek dağıtılmasıyla bir nebze hafifletilmesi de otoritelerce kabul görmüyor. Ekonomi yönetiminin, uzmanların eleştirdiği model nedeniyle enflasyondaki yükselişte odak ve suçlu arayışı sürüyor. Bürokrasiye intikal eden u arayışlarda marketlerin artan denetimleri yanı sıra okul kantinlerinde de maliyet hesabı yapan milli eğitim müdürlükleri görülmeye başlandı.
Enflasyondaki yükseliş herkesin malumu. Son 20 yılın zirvesini aşan enflasyon alım gücünde erimeye yol açınca gençler ve çocukların temel gereksinimleri dahi etkilendi.
Gıda enflasyonunda görülen yükseliş beslenme sorunlarına yol açmaya başladı. Geçen aylarda Meclis'te verilen okullarda ücretsiz yemek önerisi de reddedilmişti.
İktidara yakın yazarların bu dönemde gereğini yaparak yazdıkları tepki çekerken, bugün de yeni bir yazı yine sosyal medyada da tepki çekti.
Gazeteci Zafer Şahin, Aksaray Valiliği'nin yaptığı kantin maliyeti hesabını paylaştı. Bu hesaba göre, valilik kantinlerin fahiş kar etmelerinin önüne geçmişti.
Valiliğin düşürdüğü karlar şu şekilde oldu 👇 Bürokraside ve medyada "sabit maliyet" gibi kavramların belki de bilinmediğinden yol çıkarak kısaca açıklayalım isteriz.
Yapılan her türlü faaliyetten bağımsız olarak düzenli harcamalara sabit maliyet denir. Üretim, hizmet maliyetleri haricinde, bunlardan bağımsız maliyetlerdir. Kira, ihale bedeli, amortisman, sigorta, vergi, maaş, elektrik faturaları gibi giderler sabit maliyetlere örnek olarak verilebilir.
Ulaşabildiğimiz okul kantin ihalelerinden bazılarını aylık kira bedelleri 4 ila 8 bin bandında görünüyor. Bunu içinde ihale bedeli yok. Her ay bu kira bedeline ek olarak kantinlerin enerji masrafları da bulunuyor.
Kapasiteye bağlı olarak kantinde bir kaç çalışan da bulunabiliyor ki bu da asgari ücretten maaş alan biri için işveren 7 bin 603 lira 43 kuruş maliyet demek oluyor. Biz olmadığını varsayıyoruz.
Geçen haftalarda etin fiyatını aşan peynirin kilosunun marka ve malzeme değişirken ortalama 150 TL olması, kıymanın kilosunun 150-200 TL olup, tavuk fiyatlarındaki artışlar da baz alındığında sabit maliyetlerin eklenmesiyle bu gibi hesapları uzmanlarına bırakmak belki de daha önemlidir.
Sosyal medyada da çok ilgi çeken duruma "helal olsun", "her yer böyle olsun" diyenler kadar sorgulayanlar da çok oldu.
Aslında sorgulayanlar da haklı olarak, gençler ve çocukların "sağlıklı" beslenmesi önceliğinden yola çıkmıştı.
Tabi son dönemde bazı iddiaların olduğu konular da hatırlandı.
Sağlıklı beslenme önceliğinde maliyetlerin hesaplanma şekilleri de merak edildi.
Kıymanın inek ve koyun harici olup olmadığı da merak edildi.
Size at etinin daha ucuz olduğunu düşündüren şey neydi?
Ekmeğin toptan fiyatla 3,5-4 TL olduğu iyimserliğinden yola çıksak dahi bizim hesaplamalarımız daha uygun olmadı.
Tabi her şey de para demek olmadığından belki de bu yıl kantin işletmecisinin feragat ettiği kardan gelecek yıl ihale bedelinde indirim yapılırdı. Bilinmez... Siz ne dersiniz?
Yorum Yazın
meclis lokanta fiyatlarını baz aldılar yanlışlıkla her halde