Sevilen Şef Danilo Zanna'nın Başka Bir Ülkede Aşık Olup Yaşamakla İlgili Düşüncelerini Kendisinden Öğrenelim!
Buna kısaca 'delilik' diyor kendisi...
Kaynak: 196Sekiz
8 yıldır Türkiye'de yaşayan sevilen şef Danilo Zanna, Armağan Çağlayan'ın YouTube'daki Gör Beni programına konuk oldu ve kendisi ile ilgili merak edilen sorulara tüm neşesi ile cevap verdi.
Biz de dikkatimizi çeken bazı soruların cevaplarını derledik.
"Türkiye'ye merakınız nereden başladı?"
Hiçbir yerden. Uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşım beni davet etti kısa bir tatil için. O hafta sonu bu güzel kızla tanıştık, onunla tanıştıktan sonra merakım olmaya başladı. O kadın benim şu anki eşim!
"İtalya'da da yemek işi mi yapıyordunuz?"
Evet, İtalya'da da yemek işi yapıyordum ama istemiyordum. Mezuniyetim İtalyan Edebiyatı. Ancak bütün ailem şef olduğu için, okulum bittikten sonra İngiltere'de yaşayan amcamın yaşadığı hastalık sonucu kendisi de şef olan amcama yardıma gittim. Burada mutfağın başka bir yüzünü gördüm. Bunun sonucunda İtalya'ya döndükten sonra Gastronomi okudum ve aşçı oldum.
"Türkiye hakkında Avrupa'da çeşitli ön yargılar var. Siz buraya yerleşmeye karar vermeden önce bu ön yargılara bakarak ürktünüz mü?"
Hayır, korkmadım. Çünkü aynı şeyler Avrupa içinde bile olsa bizim için (İtalya) var.
"İtalya'ya geri dönmeyi düşündünüz mü?"
Düşündüm, düşünüyorum. Pandemi başladıktan sonra özellikle çok düşündük. Çünkü babam vefat etti, annem tek kaldı orada. Her zaman ailem için dönmeyi düşünüyorum.
"Restoranınız duruyor mu hâlâ?"
Durmuyor. Açıldıktan bir süre sonra bize TV'de her gün katılacağım bir program teklifi geldi. O dönemde TV yeni bir macera olacaktı, restoranı satıp TV'de devam ettim.
"Şu anda jüri üyesisiniz. Seviyor musunuz jüri üyeliği yapmayı?"
Çok güzel. Aslında ben tam jüri tarafında değilim. Çünkü ben çok kıran biri değilim. Gençlere dokunabiliyoruz, bu çok güzel bir şey. Onlara yeni şeyler öğretip öğrenebiliyoruz. MasterChef bizim için çok özel.
"Siz de taraf oluyor musunuz jüri üyesiyken?"
Olmuyoruz. Çünkü herkes yemek sevmeyebilir. Meslek olarak bazı kuralları var ve bu kurallar çok düz, kimse tartışamaz. Ben eti orta pişmiş seviyorum, bana az pişmiş geldi. Orada 'yok bu orta pişmiş' demezsin, belli zaten. Yemeğin geleneksel kuralları çok net. Yaratıcılık üzerinde de üç jürinin kendi vizyonu var, orada bir farklılık ortaya çıkıyor.
"Hiç sevmediğiniz Türk yemeği hangisi?"
Ben her şeyi yiyorum. Yabancı olduğum için bana ilk şırdan, mumbar vs. verdiler. Sanıyorlar ki İtalya'da sakatat yok. Sevmediğim yok ama tercih etmeyeceğim yemek başlarda bamyaydı. Şimdi seviyorum. Sevmediğim yemek ise levrek marine. Yemek istemiyorum, hiç sipariş etmem.
"Başka bir ülkede yaşarken insan bazen çok umutsuzluğa kapılıp geri dönmek istiyor..."
Ben ne zaman bir şey yapıyorum, kendimi yarışmada gibi hissediyorum. Ne zaman bir şeyi beceremez, bunalır ve geri dönmek istersem kendimi mutsuz ve başarısız hissederim. Bunu çok yaşadım ama bu benim karakterim. Kötü yaşarım, ağır yaşarım ama yine de vazgeçmem. Hayat bu, bunu yaşamama ihtimali yok zaten insanın.
Videonun tamamını buradan izleyebilirsiniz:
Bu içeriklerimize de göz atabilirsiniz 🤗👇
👇
Yorum Yazın
Bu adam ne şeker ya, Maşallah diyelim nazar değmesin.