Pınar Deniz'in Kırmızı Oda'da Başarıyla Canlandırdığı Nazlı Karakterinin Gerçek Hikayesini Biliyor musunuz?
Kırmızı Oda dizisinde başarılı oyuncular, gerçek hayatta yaşanmış hikayelere ışık tutuyorlar. Bakalım Nazlı'nın hikayesi nasılmış?
Pınar Deniz'in başarılı oyunculuğu ile birlikte Nazlı'nın hikayesi de Kırmızı Oda'da başladı.
Nazlı, Recai ile son derece uyumsuz bir evlilik içinde ve bu evliliği kurtarmak için Doktor Hanım'dan danışmanlık almak istedi.
Nazlı iyi bir eğitim almış ve iyi bir aile geçmişi var gibi görünüyor ancak Recai'ye olan aşırı düşkünlüğü onunla ilgili soru işaretlerine sebep oldu.
Bu takıntılı halleri dizide nereye bağlanacak merak konusu...
Gelelim gerçek hikayesine... Gülseren Budayıcıoğlu'nun Camdaki Kız kitabındaki Nalan aslında bizim Nazlı. Ancak kurguda bazı değişiklikler yapılmış.
Kitapta Nalan ve Hayri evli değil. Nalan iyi bir ailenin, tanınmış bir aileye gelin gitmiş kızı. Hayri ise bu evde Nalan'a şoförlük yapan, Türkan ile evli ve bir kız çocuğu olan bir adam.
Dizide Nazlı ve Recai bir arkadaş ortamında tanışıyor ve Nazlı başta Recai ile olmayı hiç istemiyor.
Kitapta da Hayri başlarda ilişkileri için dizide olduğu gibi Nalan'ı zorluyor. Nalan evliliğinde mutsuz, hatta eşi de babası tarafından kabul görmemiş sevilmemiş bir adam ve sevgisini göstermeyi de bilmiyor. Nalan da bakıcılarla büyüdüğünden sevgi görmemiş.
Hatta Nalan'ın anne ve babası da gerçek anne babası değil. Nalan'ın gerçek annesi, kendisi çocuk yaştayken üniversitede okuyan dayısı ile ensest bir ilişki yaşıyor ve Nalan'a hamile kalıyor. Ancak doğum yaparken öldüğü için, Nalan'ın anneanne ve dedesi onu kendi üstlerine alıyor ve kendi çocukları gibi büyütüyor.
Anneanne ve dedesi de ona her baktıklarına küçük yaşta ölen kızlarını gördüklerinden, Nalan'a sevgi göstermiyor ve pek de görmek istemiyorlar. Nalan tüm bu gerçekleri evlendikten sonra öğreniyor.
Tabii eşinden de sevgi görmeyince, bu sevgiyi Hayri de buluyor. Nazlı nasıl dizide camdan izlediği çocukları Recai'ye benzettiyse, Nalan da her gece tek başına camda otururken izlediği Sarhoş Muharrem'e benzetiyor Hayri'yi. O da Hayri gibi neşeli ve hayatı anlık yaşayan bir adammış. Yani çocukluğuna inildiğinde ilk karşılaşılan benzerlikler bunlar oldu dizide de.
Dizide de kitapta da hikaye tam da Hayri'nin (Recai) Nalan'ı (Nazlı) terk etme isteği ile başlıyor. Kitapta Hayri eşinden ayrılmıyor, eşi de Nalan ile olan ilişkisini biliyor ama sessiz kalıyor. Bunu Nalan da sevgiye olan açlığından kabul ediyor.
Ama hal böyleyken, Hayri'nin belki de Nalan ile birlikte kendince sınıf atlamış ve statü kazanmıştı. Ama kendine layık bulmadığı yeni statüden ziyade geçmişini hatırlatan Laz Kızı ile bir ilişkiye başlıyor, bu yüzden de Nalan'dan ayrılmak istiyor. Bunun üzerine birlikte terapiye geliyorlar. Dizide de Recai'nin hayatında başkası olduğundan şüpheleniyor Nazlı.
Terk edilmeyi ölmekle bir tutuyor Nalan da Nazlı da. Bu da kendi değerini bir erkeğin sevgisi ile ölçtüklerinin bir göstergesi aslında.
Kitapta Hayri, Nalan ile birlikte terapiye devam etme kararı alıyor ancak en sonunda Nalan'dan ayrılmamaya karar verse de, aynı zamanda birlikte olduğu bütün kadınları yine elinde tutmak istiyor.
Ancak bu akılalmaz tutumunun sonunda Laz Kızı tarafından öldürülüyor. Tüm bu yaşanılanların ardından Nalan kendine değer vermeyi öğrenerek mimarlık mesleğine geri dönüyor.
Dizide Nazlı aslında doktor. Bakalım Nazlı'nın hikayesi de Nalan'ın hikayesi gibi mi son bulacak?
Yorum Yazın
Hiçbir şey anlamadım. Karman çorman bir şey olmuş. Ya diziyi ya gerçek öyküyü anlatmalıydın bence...
nazlı hayri ile evli, pınar osmanla, sonra cengizle sibel kaçıyo sanırım doğrumu anlamışım? çok karman çorman, kimin kim olduğu belli olmayan bir içerik olmu... Devamını Gör
hiçbir şey anlamadım vallahi. dizideki ve kitaptaki isimleri karman çorman anlatılmış.
Zaten bu hikaye yeni dizi oluyor. Nalan ile hayrinin hikayesi değil