Öldüklerini Düşünüyorlar! Yürüyen Ceset Sendromu Olarak da Bilinen 'Cotard Sendromu' Nedir?
Doktorlara göre, nadir görülen ve tuhaf tıbbi sendromlar içeren hastalıklar birçok insan için anlaşılması zor ve genellikle tedavi edilmesi zor olan hastalıklardır. Bu hastalıklardan biri de tıp dünyasında 'Cotard Sendromu' olarak bilinen 'yürüyen ceset' sendromudur. Bu hastalıkta hastalar öldüklerine inanırlar, görsel algılarında ciddi boyutta bozulmalar yaşarlar veya yabancı bir dilde konuşmaya başlarlar ve bunun neden veya nasıl olduğunu anlamazlar. İçeriğimizi merak ediyorsanız sizleri şöyle alalım...👇
Yürüyen Ceset Sendromu olarak da adlandırılan Cotard Sendromu, ilk olarak 1882'de Parisli bir nörolog olan Dr. Jules Cotard tarafından tanımlanan, nispeten nadir görülen nöropsikiyatrik bir bozukluktur.
Cotard Sendromu, bir kişinin "organını veya vücut parçalarını kaybettiği" ya da"ruhunu kaybettiği veya öldüğü" inancından kaynaklanan bir dizi benlik krizini içerir.
Cotard Sendromu, kişinin kendisinin veya vücut parçalarının öldüğünü, ölmekte olduğunu veya var olmadığına dair yanlış bir inançla kriz yaşama durumudur. Genellikle şiddetli depresyon ve bazı psikotik bozukluklarla ortaya çıkar. Diğer akıl hastalıklarına ve nörolojik durumlara eşlik edebilir.
Duygudurum bozuklukları, psikotik bozukluklar ve tıbbi durumları olan hastalarda ilk belirtiler fark edildi.
Cotard sanrının ana semptomlarından biri nihilizmdir. Nihilizm, hiçbir şeyin bir değeri veya anlamı olmadığı inancıdır. Ayrıca hiçbir şeyin gerçekten var olmadığı inancını da içerebilir.
Cotard Sendromuna sahip kişiler, kendilerini ölmüş ya da çürüyormuş gibi hissederler.
Bazı durumlarda, hiç var olmamış gibi hissedebilirler. Bazı insanlar tüm bedenleri hakkında böyle hissederken, diğerleri bunu sadece belirli organlar, uzuvlar ve hatta ruhları için hissederler.
Depresyon aynı zamanda Cotard Sendromuyla yakından ilişkilidir. Cotard Sendromu ile ilgili yapılan bir araştırmanın, belgelenen vakaların yüzde 89'unun depresyon içerdiğini belirtiyor.
Diğer semptomlar şunları içerir:
Endişe
Halüsinasyonlar
Hipokondri
Suçlu hissetme
Kendine zarar verme
Araştırmacılar Cotard Sendromuna neyin neden olduğundan halen emin değiller, ancak birkaç olası risk faktörü var.
Birkaç araştırma, Cotard Sendromuna sahip kişilerin ortalama yaşının yaklaşık 50 olduğunu göstermektedir. Çocuklarda ve gençlerde de ortaya çıkabilir. Cotard Sendromuna sahip 25 yaşın altındaki kişiler de bipolar depresyona sahip olma eğilimindedir. Kadınlarda ayrıca Cotard Sendromu geliştirme olasılığı daha yüksek görünüyor.
Ayrıca Cotard Sendromu, bu davranışlarına kişisel özelliklerinin neden olduğunu düşünen kişilerde daha sık görülmektedir.
Dış dünyanın bu davranışlarına neden olduğuna inanan kişilerin, Capgras Sendromu adı verilen ilgili bir duruma sahip olma olasılığı daha yüksektir. Bu sendrom, insanların ailelerinin ve arkadaşlarının yerini yabancı insanların aldığını düşünmesine neden olur. Cotard Sendromu ve Capgras Sendromu birlikte görülebilir.
Birinin Cotard sanrı geliştirme riskini artırabilecek diğer zihinsel sağlık koşulları şunları içerir:
Bipolar bozukluk
Doğum sonrası depresyon
Duyarsızlaşma bozukluğu
Dissosiyatif bozukluk
Psikotik depresyon
Şizofreni
Cotard Sendromunun ayrıca aşağıdakiler de dahil olmak üzere belirli nörolojik durumlarla ilişkili olduğu görülmektedir:
Beyin enfeksiyonları
Beyin tümörü
Demans hastalığı
Epilepsi
Migren
Parkinson hastalığı
Felç
Travmatik beyin yaralanmaları
Cotard Sendromunu teşhis etmek çoğu zaman zordur çünkü birçok tıp kuruluşu bunu bir hastalık olarak kabul etmez. Bu, tanı koymak için kullanılan standart bir tanı listesi olmadığı anlamına gelir.
Cotard Sendromuna sahip olabileceğinizi düşünüyorsanız, belirtilerin ne zaman ortaya çıktığını ve ne kadar sürdüğünü not ederek belirtilerinizin bir günlüğünü tutmaya çalışın. Bu bilgi, doktorunuzun Cotard Sendromu dahil olası belirtilerin teşhisini koymaya yardımcı olabilir. Cotard Sendromunun genellikle diğer akıl hastalıklarıyla birlikte ortaya çıktığını ve bu nedenle birden fazla tanı alabileceğinizi unutmayın.
Cotard Sendromu genellikle diğer hastalıklarla birlikte ortaya çıkar, bu nedenle tedavi seçenekleri büyük ölçüde değişebilir. Bununla birlikte, 2009'da yapılan bir araştırma, elektrokonvülsif (elektroşok) tedavinin en sık kullanılan tedavi olduğunu gösterdi.
Bu aynı zamanda şiddetli depresyon için kullanılan yaygın bir tedavi yöntemidir. Elektrokonvülsif tedavi, anestezi altındayken küçük nöbetler oluşturmak için beyninizden küçük elektrik akımları geçirmeyi içerir. Ancak bu, hafıza kaybı, kafa karışıklığı, mide bulantısı ve kas ağrıları gibi bazı potansiyel riskler taşır. Bu tedavi, genellikle aşağıdakiler de dahil olmak üzere diğer tedavi seçeneklerini denendikten sonra düşünülür;
Antidepresanlar
Duygudurum düzenleyiciler
Psikoterapi
Davranışsal terapi
Zaten ölmüş gibi hissetmek çeşitli tıbbi komplikasyonlara yol açabilir. Örneğin, bazı insanlar banyo yapmayı veya kendilerine bakmayı bırakırlar, bu da etraflarındakilerin kendilerini uzaklaştırmaya başlamasına neden olabilir.
Bazı insanlar vücutlarının ihtiyacı olmadığına inandıkları için yemek yemeyi ve su içmeyi bırakırlar. Ağır vakalarda, bu yetersiz beslenmeye ve açlığa neden olabilir. Cotard Sendromuna sahip kişilerde intihar girişimleri de yaygındır. Bazıları tekrar ölemeyeceklerine inanarak zaten öldüklerini kanıtlamanın bir yolu olarak görür. Diğerleri, gerçek görünmeyen bir beden ve yaşam içinde kapana kısılmış hissederler. Tekrar ölürlerse hayatlarının daha iyi olacağını veya duracağını umarlar.
Cotard Sendromu nadir görülen ancak ciddi bir akıl hastalığıdır. Doğru tanı ve tedaviyi almak zor olsa da, genellikle terapi ve ilaç kullanımı olumlu yanıt verir.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Bu içerikler de ilginizi çekebilir. 👇
'Obezofobi' Olarak da Bilinen Kilo Alma Korkusu Nedir?
68 Yıl Boyunca Hıçkırığını Durduramayan Adamın Akılalmaz Hayat Hikayesi
Yorum Yazın
Hoşgeldin yeni sendromum…
ülkecek ne yaşadığımızı şimdi anladım..
Yıllar önce bir belgeselde sağ bacağının kendisine ait olmadığını hisseden bir adam vardı. Hatta mikrop kapsın da kesilmek zorunda kalsın diye küçükken biler... Devamını Gör