İstisnasız Herkesin Birkaç Tanesinden Muzdarip Olduğu 17 Psikolojik Sendrom
Tüm organizmaların genetik kodu olan DNA’nın keşfi ile hastalıkların ve genetik bozuklukların nedenleri, semptomları ve olası tedavilerin saptanma ihtimalleri de yükseldi. Ancak tıp uzmanlarını halen şaşırtmaya devam eden birçok gizemli tıbbi durum var.
Sendrom tıp dilinde, belirgi, nedenleri tek tek açıklanamayan, birlikte rastlanılan bulguları tanımlamakta kullanılır. Psikolojik sendrom, kısaca ve basit olarak, istem-dışı içine düşülen kısır döngü olarak tanımlanabilir.
Sizde de olması muhtemel olan psikolojik sendromlardan en ilginçlerini de bizler, sizin için derledik!
1. Anti-Ego Muhalifliği Sendromu
2. Aşırı Empati Sendromu
Psikolojide 'başkası bu konuda ne düşünür', genel halk arasındaki tabiriyle 'el alem ne der' düşüncesiyle birey, hayatında kişisel olarak yapacağı seçimlerde bulunması ve bir noktada kendi hayatını başkalarının fikirlerine göre yaşamasına sebep olan bir psikolojik rahatsızlıktır.
Kişinin her adımında kendisinin yerine karşısındakinin, etkileşimde olduğu kişi veya kişileri koymasıdır. Bencilliğin minimum düzeyde olduğu durumdur. Bu şekilde kişinin içi rahat edecektir; çünkü davranışlarını iyi niyetli olarak yapmıştır. Bir nevi kendi hayatını başkalarının hayatından üstün tutma ve onların vereceği tepkilere göre davranışlarını şekillendirmedir.
3. Pazartesi Sendromu
Özellikle hafta sonu tatilinden sonra tekrar işbaşı yapmak zorunda olduğunu, daha doğrusu psikolojik açıdan sorumlulukları düşünme yüzünden hafta sonu tatilini psikolojik açıdan tatil değil de sıkıntıya çevirme durumudur. Özellikle işbaşı yapıldıktan sonraki gün unutulsa da tekrar hafta sonu tatili ile bu sorun git gide takıntıya dönüşebilmektedir.
Yapılan işin sevilmemesi, zamanında bitirilemeyen işler, çalışma ortamının ve çalışma arkadaşlarının sevilmemesi, yapı olarak tembel olmak ve yapılan işten tatmin olmamak gibi etkenler pazartesi sendromunun oluşmasını sağlayan nedenler arasında gösterilmektedir.
4. Peter Pan Sendromu
Büyüme korkusu olan çocuklarda ve olgun oldukları halde çocuk gibi davranan (sosyal açıdan) insanlarda görülen davranış bozukluklarına verilen addır. İlk sendrom 1983'de Dan Kiley isimli bir psikanalist tarafından bulunmuştur.
Peter Pan sendromunun özellikle otorite boşluğu yaşanan ailelerde yetişen çocuklarda oluştuğu gözlemlenmektedir. Bu sendrom aslında; çocukluk yıllarında sorumluluk almadan, herhangi bir kısıtlamaya veya kurala maruz bırakılmadan, aşırı özgür ve kontrolsüz bırakılan çocukların, gençlik ve özellikle yetişkinlik döneminde karşılaştığı hayatı zorlaştırıcı sorumluluklar ve mücadeleler karşısında tekrar o eski çocukluk günlerine dönme eğilimini, normal olmayan sınırlarda göstermesi halidir.
5. Munchausen Sendromu
Çevrenizde yalandan yere hastalık hikayeleri anlatan kişiler var mı? Varsa eğer, işte mustarip oldukları sendrom tam olarak bu.
Yapay bozuklukların en uç tipi olan rahatsızlık, ilk kez 1951’de hastane hastane dolaşıp hastalık öyküleri uyduran ve kendilerine gereksiz yere cerrahi girişimler uygulanmasına razı bir grup hastayı belirtmek için kullanıldı. Bu rahatsızlığı bulunanlar doktorun muayenehanesine veya acil servise sıklıkla uydurma hastalık öyküsü ile gidiyor.
6. Porto-Rikolu Sendromu
Kişinin bir sıkıntı ya da bir ruhsal yakınmasının (olasılıkla paranoid sanrılar etkisi ile çevreye zarar verme isteği) olması ile başlayan karşısına çıkana vurması, dövmesi ile beliren bir durumdur. Dürtü kontrol bozuklukları, sanrısal bozukluk ve bazı kişilik bozukluklarında gözlenir.
7. Don Juanizm Sendromu
Karşısına çıkan kişilerle devamlı olarak cinsel ilişkide bulunarak, o kişileri adeta bir eşya yerine koyması ve bu cinsel girişimlerden ötürü gene de sıkıntı duyması ve sürekli olarak eş değiştirmesi dürtüsüne verilen isimdir.
8. Othello Sendromu
Adını ünlü yazar William Shakespeare’in “Othello” adlı eserinden alan bu rahatsızlık, kişinin sevdiği birini hastalık derecesinde kıskanması durumu olarak ifade ediliyor. Eşinin veya sevgilisinin sadık olmadığı düşüncesine kapılan kişiler, kafalarında kurdukları senaryoda ihanete uğradıklarının düşünüp, birlikte oldukları kişilere zarar verebiliyor.
9. Yabancı El Sendromu
Beynin iki yarısı arasında ilişkinin zayıflaması veya bozulmasından kaynaklanan bu rahatsızlıkta, insan, bir eliyle tuttuğu nesnenin şeklini bile algılayamıyor. Daha ileri hallerde de ellerden biri tamamen kontrolden çıkıyor ve iradeyle hükmedilemez hale geliyor.
10. Huzursuz Bacaklar Sendromu
Sık görülen rahatsızlığı yaşayanlar genellikle yatağa girip hareketsiz kaldıklarında bacaklarında fark ettikleri, ancak tam olarak da tarif edemedikleri rahatsız edici hislere kapılıyor. “Baldırlarım ağrıyor”, “bacaklarıma derinden bir şeyler batıyor”, “yanıyor” gibi çok farklı şekillerde şikâyetlerini tarif ederken, bu hislerin tümü istirahat halinde ortaya çıkıp, hareket ile kayboluyor.
11. Capgras Sendromu
Sendromun başlıca özelliği, kişinin çevresindekilerin gerçek olmadığına, başkalarının onların yerine geçtiğine inanması olarak tanımlanıyor.
Kadınlarda biraz daha fazla görülen bu sendrom sanrısal bozukluklardan biri olarak sınıflandırılabileceği gibi şizofreninin bir belirtisi olarak da görülebiliyor. Hasta, kendisini oldukça karmaşık bir komplonun içinde hissediyor ve çevresindekilerin farkında olmaksızın değiştirildikleri düşüncesinin rahatsızlığını yaşıyor.
12. Olfaktör Referans Sendromu
Çevresine katlanılmaz ölçüde kötü bir koku yaydığına inanan kişi, beden kokusuyla aşırı meşgul olurken ve bundan dolayı kendilerini suçluyor. Gerçekte var olmayan bir koku için sık sık çevrelerinden özür dileyen kişiler, dişlerini fırçalayarak veya sık sık elbise değiştirerek kokudan kurtulacaklarını düşünüyorlar.
13. Moebius Sendromu
Son derece nadir bir nörolojik hastalıktır. Kişi doğuştan yüz felci ile doğar. Kişi gözlerini kapatamaz veya hiç bir yüz ifadesini gerçekleştiremez. Bu kişiler çoğu zaman donuk veya arkadaş canlısı olmayan insanlar sanılırlar. İfadesiz yüzleri onların garip kişiler olarak görünmelerine neden olur.
14. Stockholm Sendromu
Psikiyatr Nils Bejerot tarafından adlandırılan sendrom, ismini 1973 yılında İsveç'in başkenti Stokholm'de yaşanan bir olaydan almaktadır. Banka soyguncusu tarafından 6 gün boyunca rehin tutulan bir kadın, soyguncuya duygusal olarak bağlanır. Serbest kaldığında soyguncuyu savunmakla kalmaz, nişanlısını terk ederek kendisini rehin alan banka soyguncusunun hapisten çıkmasını bekler.
Sürekli şiddet yaşamanın bir sonucu olarak kurbanlar saldırganla özdeşleşmeye ve bir hayatta kalma stratejisi olarak onun için hareket etmeye başlayabilir. Kurbanın iradesinin saldırgana bağlı olması gönüllü bir karar değil, şiddetin doğrudan bir sonucudur.
15. Alice in Wonderland Sendromu
Bu sendromda kişinin algılama yeteneği bozulur. Nesneleri olduklarından daha büyük ya da daha küçük görmeye başlarlar. Bir binayı minyatür gibi görebilir, bir karınca ise onlara dev bir canavar büyüklüğünde görülebilir. Etraflarındaki şeyleri yanlış algılamaya başlayabilirler ve bazıları halüsinasyonlar görmeye başlar.
16. Dunning-Kruger Sendromu
Dunning–Kruger etkisi ya da Dunning–Kruger sendromu, Cornell Üniversitesinin iki psikologu Justin Kruger ve David Dunning’in tanımladığı bir algılamada yanlılık eğilimidir.
Cornell University’de görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning’in tarihe geçmelerine ve 2000’de Nobel almalarına neden olan tanı, “Cahil cesareti” olarak tanımlanıyor. Teorileri özetle, “cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır” diyor.
17. Tükenmişlik Sendromu
Tükenmişlik sendromu, yaygın olarak insanların yüz yüze çalıştığı mesleklerde bireylerin, duygusal yönden kendilerini tükenmiş hissetmeleri, işleri gereği karşılaştıkları insanlara karşı duyarsızlaşmaları ve kişisel başarı duygularında azalma şeklinde görülen bir sendromdur.
Yorum Yazın
Kardeş sen buna don juanizm demişin ama bu bildiğin orospu çocukluğu
Kendime ismi güzel bir hastalık seçeyim dedim ama bunlar olmaz hayır
#1 için şunu diyim. toplumun beğendiği bişeyi beğenmeme durmu demiş de, toplum salaksa ve gerçekten kötü şeyleri beğeniyosa? ve bu inanılmaz yaygın. sebebi d... Devamını Gör