Görüş Bildir
Haberler
Dört Polise 'Nihat Kazanhan Cinayetini Niye Bildirmedin' Davası

Dört Polise 'Nihat Kazanhan Cinayetini Niye Bildirmedin' Davası

FreiGeist
13.03.2015 - 09:39 Son Güncelleme: 13.03.2015 - 12:18
İçeriğin Devamı Aşağıda

Cizre'de 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın arkadaşlarıyla oyun oynarken polis ateşiyle vurulması sırasında olay yerinde bulunan dört polise 'kamu görevlisinin suçu bildirmemesi' suçundan dava açıldı.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Ocak 2015 tarihinde mahalledeki arkadaşlarıyla oyun oynarken polisin pompalı ateşi sonucunda 12 yaşındaki Nihat Kazanhan kafasından vurularak hayatını kaybetmiş, olay sonrasında polis memuru Hayri Vural kasten adam öldürmek suçuyla 27 Ocak 2015 tarihinde tutuklanmıştı. 16 Şubat’ta Vural Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ek ifadesinde üzerine zimmetli olan pompalı tüfekle polis memuru Mehmet Nurbaki Göçmez’in Kazanhan’a ateş ettiğini söyleyince tahliye edildi.

16 Şubat’taki ek ifadesi sonrasında Vural serbest bırakılırken, Kazanhan’a ateş eden Göçmez ise kasten adam öldürmek suçu iddiasıyla tutuklandı. Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı Vural için kasten adam öldürmek iddiasıyla açılan soruşturmaya takipsizlik kararı verdi. 

Radikal'den İdris Emen'in haberine göre, Kazanhan’ı vurulurken olay yerinde bulunan Vural ve diğer üç polis memuru hakkında Cizre Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ‘ kamu görevlisinin suçunu bildirmeme’ suçuyla dava açıldı.

Polis memuru Hayri Vural ifadesinde ne demişti?

İlk olarak 27 Ocak 2015 tarihinde Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ifade veren Vural ifadesinde kendisinin ve arkadaşlarının Kazanhan’a ateş etmediklerini, ancak Mehmet Nurbaki Göçmez’in Nihat ve arkadaşlarına gaz attığını söyledi. Ancak Vural kasten adam öldürme iddiasıyla tutuklanınca 16 Şubat’ta Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’na ek ifade verdi.

O ifade şöyle: 

'Olay günü arkadaşlarım U.İ., O.Ç. ve M.N.G. ile birlikte Hayati Bilgin Karakolu'ndaki görevimize başladık. O.Ç. araçta bulunan sabit silahı kullanmakla, U.İ. cobra isimli aracın şoförü ve unsur amiri olarak, ben ve M.N.G unsur personeli olarak görevliydik. Göreve giderken Mardin Özel Harekat Müdürlüğü'nce tarafıma zimmetlenen ancak ekipteki tüm arkadaşların kullanabileceği, ismini shotgun olarak bildiğim pompalı av tüfeğini ve 25 adet bu tüfeğe ait 12 kalibrelik av fişeğini yanıma aldım. Ayrıca yanımızda altında 37-38 mm'lik gaz atmaya yarayan langher takılı sigsauer vardı. Ayrıca arkadaşlarım ile bende şahsi tabancalarımız vardı. Görev yerinde bir ara birkaç çocuk yanımıza geldi ve sohbet ettik. Daha sonra 10-15 kişilik çocuk grubu bize taş atmaya başladı. Unsur amirimiz U.İ. bana ve M.N.G'ye çocukların bulunduğu tarafa aşırtmalı gaz atmamızı söyledi. M.N.G. aracın sol tarafındaydı. Benim başımda siyah bir bere vardı. M.N.G. çocukların üzerine aşırtmalı bir gaz attı. Bu atıştan sonra M.N.G aracın arka tarafına gelerek burada bulunan av tüfeğini aldı. Kendi silahını bıraktıktan sonra benim arka tarafımdan aracın ön sağ tarafına geçti. Ben de gözetlemek için M.N.G.'nin bulunduğu yere doğru geçtim. Çocukların bulunduğu yere aşırtmalı bir şekilde gaz attım. Daha sonra M.N.G. pompalı tüfeğiyle çocuklardan tarafa hedef gözetmeksizin 3-4 el ateş etti. Ateş ettiği esnada M.N.G.'nin başında siyah bir bere vardı. Ateş etmesiyle birlikte yolun karşısında duran bir çocuk yere düştü. Çocuğun vurulduğunu ve M.N.G.'nin ateş ettiğini, ben ile birlikte U.İ. de net şekilde gördü. O.Ç. ise kameradan çocuğun net bir şekilde düştüğünü gördü. Çocuğun yere düştüğünü gören U.İ. aracın sol tarafından M.N.G'ye hitaben 'atma atma ne yaptın sen' dedi. Daha sonra çocuğun düştüğü yere iki kişi geldi. Birisi çocuğu kucağına alıp gitti. O sırada M.N.G. elindeki silahı araca bıraktı ve biz de karakola geri döndük. Ancak M.N.G.'nin karakola nasıl döndüğünü görmedim. Karakola döndükten sonra unsur amirimiz bizden sorumlu kişi ile görüştü. Bu görüşmeden sonra M.N.G. başına bir kar maskesi taktı ve ateş ettiği noktaya gitti. Buradan langher ile attığımız gaz kapsülleri ile kendisinin pompalı tüfek ile attığı boş gaz fişeklerini toplayıp getirdi ve karakolun içine bir yere gömdü.'

'KİMSENİN TUTUKLANMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORDUK'

Olaydan sonra amirleri tarafından karakol bahçesine toplandıklarını belirten H.V., 'Olayın detaylarını anlattıktan sonra benim üzerime zimmetli olan pompalı av tüfeği ve kalan fişekler diğer görevli arkadaşlara devredildi. 19 Ocak'ta görevimiz bittikten sonra Mardin'e döndük. Göreve geldikten sonra bana verilen av tüfeğini depodaki görevli arkadaşa teslim ettim. Sonuç itibariyle hem arkadaşımız M.N.G.'nin yanmaması, hem de ekipten herhangi bir arkadaşa zarar gelmemesi için bu ifadeyi verdim. Ben tutuklanınca her şey değişti. Çünkü biz bu dosyada kimsenin tutuklanmayacağını düşünüyorduk. Yapmadığım bir suç için cezaevindeydim. Bu nedenle ifademi değiştirdim ve tüm yönleriyle olayı size anlattım. Kesinlikle Nihat Kazanhan'ı ben öldürmedim. Nihat Kazanhan'ın ölümünden sorumlu kişi M.N.G.'dir. Olayı ilk günden beri bilip söylemediğim için pişmanım.'

Kaynaklar: İdris Emen | Radikal | Felat BOZARSLAN | DHA

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0