Bu Psikoloji Testi, Acı Gerçekleri Suratına Vuracak!
Kaçtığın bütün gerçekler er ya da geç karşına çıkacaktır...
1. İlk olarak, cinsiyetini söyler misin?
2. Şimdi de yaşını söyle bakalım.
3. Hayallerinin gerçekleşmesi için sonuna kadar savaşanlardan mısın?
4. Peki çok yakın olmadığın insanların senin hakkında ne söylediği çok önemli midir?
5. Imm... İşler istediğin gibi gitmediğinde nasıl davranıyorsun?
6. Hayatınla ilgili önemli kararları kiminle birlikte alırsın?
7. En yakın arkadaşına bahsetmediğin bir sırrın var mı?
8. Son olarak, hayatı tek bir renk olarak görebilseydin bu hangisi olurdu?
Hayallerini ertelemeyi bırakıp, harekete geçmelisin!
Çoğumuz ya hayallerimizi ya planlarımızı ya da düşüncelerimizi dile getirmeyi erteleriz. Hep bir kaçış söz konusudur. Tam anlamıyla cesaretimizi toplayıp istediğimiz hedefe ulaşmak için harekete geçmiyoruz. Şimdi kalsın sonra yaparım diye diye her şeyi en sona erteliyoruz. Fakat bazı şeyler vardır ki, ertelenmeye hiçbir zaman gelmez. Elimizde tek bir şansı göz göre göre mahvetmek gibi bir şeydir bu. Bunu çoğumuz yaşamışızdır. Özellikle gelecekte olmasını istediğimiz şeyler için şimdiden çabalamamak, hep söylenmek yani 'hayallerini ertelemek' her şey için çok geç olabilir. Hiçbir zaman işini son ana bırakma dostum. Bu yaşayacağın hayat senin hayatın. Seni ayakta tutan hayallerin için hayatın boyunca savaşmalısın. İster genç ol ister yaşlı ol bu fark etmez. İnsan hayalleri uğruna yaşar ve ayakta kalır. Eğer seni ayakta tutan şeyler için çabalamazsan yıkılırsın. Hep son ana bıraktığımız şeyler için şikayet etmeye başlar, hayata karşı isyan dolu olursun. Aslında bu durumdan kaçarken hem sırtına yük oluyor hem de ayaklarına bağlanıyor. Yani kaçamıyor daha çok dolanıyorsun. O yüzden her ne olursa olsun hayallerini ertelememelisin. Bi bakmışsın her şey için geç kalınmış ve hayallerin yarım kalmış. Yarım bırakma, sende hayallerini gerçekleştirecek güç var...
İnsanların düşüncelerine değil, kendine odaklanmalısın!
Yıllardır hepimiz etrafımızdaki insanlara kendimizi beğendirmek için olduğumuz kişiden uzaklaşmak zorunda kaldık. Gerek ailemiz gerek arkadaşlarımız gerek patronumuz gerekse aşkımız. Hep onları memnun etmek için farklı karakterlere bürünmek zorunda kaldık. Bunu ne yazık ki, çoğumuz yaşıyoruz. Hem de bu durum o kadar çok yerleşmiş ki artık farkında bile olmuyoruz. Tek başımıza kaldığımızda asıl 'ben'in kim olduğunu bilmiyoruz. Ne istediğimizi, neyi sevdiğimizi veya sevmediğimizi bile cevaplayamıyoruz. Bu noktada kendimizden çok uzaklaşmış başkalarına da daha çok yaklaşmış hissediyoruz. Sanki karakterimizi onlar oluşturuyormuş gibi hissediyoruz. O yüzden de içten içe mutsuzluk yaşıyoruz. Bu mutsuzluğa artık bir son vermek lazım değil mi? Etrafındaki insanların seni yönlendirmesine artık bir son vermelisin. İçinde bulunduğun hayat senin hayatın. Kim olduğunu, ne istediğini ve nereye varacağını sadece sen bilirsin. Tabii ki herkesin bir fikri olacaktır ama sadece saygı duy gerisi senin bilebileceğin bir iş olmalı. İstediğin hayatı yaşabilmek, mutlu olabilmek ve özgür hissedebilmek senin elinde dostum. Bunu sakın unutma! Başkaları bırak kendi hayatını yaşasın, seninkini yaşatmalarına izin verme. Kendine odaklan, kendini tanı, kendini sev... İnsan kendini sevdikçe dünyayı sever, hayaller, güzelleşir ve öz güveni yerine gelir. Bu gerçekleri söylemek bazen akışı değiştirir. Umarız kendinle ilgili güzel şeyler için adım atarsın...
Her şeyi takıntı haline getirmekten vazgeçmelisin!
Hayatımızdaki insanlar bizim hakkımızda bir sürü şey söyler. Davranışlarımız, sözlerimiz veya yaptıklarımızla ilgili olur. Sürekli bir eleştiri alırız. O kadar çok şey söylenir ki, insan ne kadar duymak istemese de bilinçaltına yerleşir. Kendimizi sorgulamaya başlarız, yaptıklarımızı eleştiririz ve kendimize olan özgüvenimizi zedelemeye başlarız. Oysaki hepimiz olduğumuz kişiyiz ve bu halimizle mutlu olmalıyız. İnsanların yaptığı acımasızca eleştiriler bizim için düşürücü bir etki olmamalıdır. Bazen etrafında değer vermediğin insanların düşüncelerine bile takıldığın oluyor değil mi? Derin düşüncelere dalıp, kendimizi üzdükçe üzüyoruz. Havada uçuşan onlarca sözü artık takıntı haline getirmemelisin. Yalnız başına kaldığında içine attığın bu düşüncelere artık bir son vermelisin. Sen olduğun halinle iyisin, çünkü asıl sen bu. Bırak insanlar söylenip dursunlar. Herkesin kendince fikri var ve sadece konuşuyor. Yaptıkları en iyi şey her zaman bu oluyor. Bu konuşmalar seni güçsüz bir insan haline dönüştürmemeli. Aksine daha da güçlenmelisin, seni sen olduğun için seven insanların yanında olduğunu görmelisin. O zaman çok daha mutlu olacaksın. Yalan yanlış insanların söylediklerini takıntı haline getirmen ne kadar doğru ki? O yüzden şimdi takıntılarını bi kenara bırak ve olduğun halinle yolunda ilerlemeye devam et...
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Hayallerini ertelemeyi bırakıp, harekete geçmelisin
Hayallerini ertelemeyi bırakıp, harekete geçmelisin!
Çok saçma....