Alarm Takılan Prezervatifler, Bebek Mamaları ve Peynirlerden Sonra Sıra Süte Gelince İnsanlar İsyan Etti!
Enflasyondaki yükseliş herkesin sorunu olmaya devam ederken, TÜİK'in verileri matematiksel kıyaslama avantajıyla geriliyor. Ekonomi yönetiminin başarı hikayeleri yazdığı enflasyondaki düşüş, vatandaş için son bir yılda külkedisi masalına dönerken, bir yandan da Açlık Oyunları tadında film oluyor. Eskiden çok pahalı teknolojik aletlerde gördüğümüz sonrasında prezervatiflere, bebek mamalarına ulaşan mağazalardaki alarmlar artık süt şişelerine kadar yayıldı. Et, süt ve ürünlerinde son günlerde bir hareketlilik olduğu kesin.
Enflasyondaki yükselişle vatandaş temel gıda harcamalarında dahi zorlanırken, bir sektör vardı ki hem hayatiydi hem de çok daha zamandır feryat ediyordu.
Hayvancılık ve tarım tarafında yıllardır süren üretici isyanı enflasyonla birlikte anlaşılır oldu. Et fiyatları dönem dönem yükselirken ithalat yolu seçilmişti. Dünyada da enflasyon ve gıda güvenliği, pandemiyle kırılan tedarik zincirleriyle konjonktür de izin vermeyince içeride de üreticinin maliyetlerinde hem sektör özelinde hem de kur nedeniyle görülen sorunlar hayvan kesimlerini kaçınılmaz kıldı. Hayvancılıkta ki bu hamleler etlere alarm takılmasına neden olurken, kıymayı da lüks tüketime taşıdı. Hayvan sayısındaki azalış süt ürünleri basamağına taşındı.
Süt fiyatlarındaki artış doğal bir sonuç olarak misliyle peynir, yoğurt reyonlarında da etiketleri yaktırdı. Mayıs ayında sosyal medyada yayılan bir görsel de aylar sonra yeniden gündeme geldi.
Alarm takıldığı görülen sütler, üzücü bir görüntü olurken, toplumsal değişimlerin hızlandıramadığı küçülen porsiyonlarda enflasyon etkisi bu kez peynirlere de sıçradı.
Dilim halinde satılan peynirler de sosyal medyanın gündeminde isyan ettirdi.
Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince'nin geçen günlerde et fiyatlarındaki artışlara yönelik börek karşılaştırması da gündem olmuştu.
2022'de yıl boyunca görülen yüzde 150 oranında artışın sadece maliyeti karşıladığını bu minvalde fiyatların spekülatif olarak yükselmediğini söyleyen Hacıince'nin söyledikleri içindeyse 'su böreğinin kilosunun 135 TL ve baklavanın kilosunun 350- 400 TL' olması daha çok dikkat çekmişti.
Bu gündemde herkesin isyanı farklı oldu. "RIP Marie Antoinette"ten tutun da,
Big Mac Endeksi yerine Böbrek Endeksinin oluşması da ayrı toplumsal sorundu.
Belki de maaşlar ucuzdur!
O kısma hiç girmesek mi? Çıkamayabiliriz.
Sormayalım bunları, sordukça evren merakımızı gideriyor.
😔
İptal, iptal, iptal...
İşin uzmanlarıysa realizmle bir kez daha düşündürdü.
Salgın bitmişti ama etkileri sürüyordu. Önlem almak için de belki de geç kalınmıştı.
Siz ne dersiniz? Ne pahalı, ne ucuz karıştı ama alarmlı sütler, et fiyatlarının daha da artacağı beklentisi, hayvancılık ve tarımdaki durum sizi korkutuyor mu?
Bu içerikler de tam sizlik!
Yorum Yazın