Görüş Bildir
Haberler
20 Eylül'de Ne Olacak? Barış Manço ve Atatürk'ün Büyük Sırrın Muhafızı Olduğu İddia Edildi

20 Eylül'de Ne Olacak? Barış Manço ve Atatürk'ün Büyük Sırrın Muhafızı Olduğu İddia Edildi

Nil Dila Şenol
27.08.2023 - 15:57 Son Güncelleme: 19.09.2023 - 10:47

Geçtiğimiz aylarda ortaya bazı iddialar atıldı. Bu iddiaların sahibi gazeteci ve yazar Haluk Özdil'di. Kendisinin çektiği videolar ve ortaya attığı iddiaları destekler nitelikteki belgeler belli bir kitlenin ilgisini çekti. Peki neydi o sırlar?

İçeriğin Devamı Aşağıda

Öyle bir sır ki bu tam 3000 yıl önceki bir Maya tabletinde yer aldı!

Öyle bir sır ki bu tam 3000 yıl önceki bir Maya tabletinde yer aldı!

Öyle bir sır ki bu tam 3000 yıl önceki bir Maya tabletinde yer aldı. İngilizlerin çalmaya çalıştığı o tabletlerden birinde işte şu sözler yer alıyordu: ‘’Bundan 3000 yıl sonra 3 tarafı sularla kaplı ana karada yükselecek bir kayanın üzerinden gümüş kaplı çift yıldız, saldıracak hiç durmadan kara elbiseliler, koruyacak Tanrı gökyüzünden gelenlerin çocuklarını.’’

''Bu sırrı saklamak için yapılan toplantının başında Atatürk vardı.''

''Bu sırrı saklamak için yapılan toplantının başında Atatürk vardı.''

‘’19 Eylül 1923'te Ankara'da bir bağ evinde 9 kişilik toplantı yapıldı. 9 kişilik toplantının başı Atatürk'tü. O toplantıda bir karar alındı ve bu sırrı açıklamak için çok erken olduğuna kanaat getirildi. Açıklandığı zaman, Türkiye Cumhuriyeti büyük bir tehdit altına girecekti. Yok olma tehdidiyle bile karşı karşıya kalabilirdi. Bu sebepten bu sırrın tam 100 yıl saklanmasına karar verildi. Bu süre 2023 Eylül ayında doluyor.’’ diyor gazeteci ve yazar Haluk Özdil.

İngilizler sırrı ele geçirmek için sır muhafızlarının peşine düşmüşler.

İngilizler sırrı ele geçirmek için sır muhafızlarının peşine düşmüşler.

Bu sırrın güvenli bir şekilde aktarılması ve saklanması için bir sır taşıyıcı ve üç koruyucu seçilmiş. İngilizler tarafından sır taşıyıcılardan iki tanesinin öldürüldüğü söyleniyor (50-60-70’li yıllar). Basına ise farklı bir cinayet olarak yansıtılmış ve örtbas edilmiş olduğu iddia ediliyor. İngilizlerin bu çabaları beyhude kalmış ve bu sırrı ele geçirememişler. Her sır taşıyıcı ölümüne yakın bu sırrı bir başkasına aktardı. Bu korumaların ve hatta sır taşıyıcıların bile sırrın olduğu bu mühürlü defteri açmaya izinleri yoktu. Bu nedenle bu sırla dolu defter günümüze kadar güvenli bir şekilde ulaşmayı başarmış.

Atatürk'ten sonraki en büyük muhafız Barış Manço'ymuş.

Atatürk'ten sonraki en büyük muhafız Barış Manço'ymuş.

Son zamanlarda bu iddialara bir yenisi eklendi. İddialar göre Barış Manço bu zamana kadar şarkıları ve karakteriyle hepimizin gönlünde yer edinmiş olsa da o sadece bir sanatçı değildi. O da bu sırrın muhafızlarından sadece biriydi. Atatürk’ten sonra gelmiş en büyük sır muhafızı olduğu iddia edildi. Ve her şarkısının bir anlam ifade ettiği söylendi. Şarkılarının içerisine bir çok sır gizlemiş. Manço soyu aslında ‘’Karamançolar’’ dan gelmiştir ve ‘’Karamanoğulları’’nın yönetici takımıdır. Buna ayrıca binlerce yıldır taşınan sır sahipleri ve sır muhafızları olduğu iddia edildi. Hüseyin Hakkı Kahveci’nin ‘’Sır Muhafızı: Barış Manço 2023’’ kitabında yazdıklarına göre ‘’2023 İlk Yolculuk’’, ‘’2025 Son Yolculuk’’ ve ‘’Kayaların Oğlu’’ şarkılarında 20 Eylül 2023’ü işaret ederek gizli şifreler yaymış ve müzikle beraber frekans olarak yaymış.

Sırf defterinin açılmasına çok az kaldı. ''Dünyayı etkileyecek mucizeler için geri sayım çoktan başladı.''

Sırf defterinin açılmasına çok az kaldı. ''Dünyayı etkileyecek mucizeler için geri sayım çoktan başladı.''

Peki Eylül ayında ne olacak? Haluk Özdil, geçmişte bu koruyuculardan biriyle karşılaştığını ve bilgilerin bir kısmını bu sayede edinmiş olduğunu söyledi. Bilgilerin bir kısmınının da kendi fikirleri ve kendi çabasıyla edinmiş olduğu bilgiler olduğunu söyledi. Bildiği tek şeyin 20 Eylül 2023 tarihinin Türkiye için kritik bir gün olduğunu ‘’Öyle şeyler olacak ki yaşadıklarınıza inanamayacaksınız. Sır defteri açıldığında dünyayı şaşkına uğratacak gelişmelere şahit olacaksınız.’’ sözleriyle belirtti. Ardı ardına mucizeler geleceğini de belirtti ve bu mucizelerin de yeraltından çıkan mucizeler olacağını söyledi. ‘’Geri sayım çoktan başladı.’’

İçeriğin Devamı Aşağıda

Mucizeler en alt tabakadan, en üst tabakaya kadar herkesi etkileyecek!

Mucizeler en alt tabakadan, en üst tabakaya kadar herkesi etkileyecek!

Şimdi o defter nerede? Gitmesi gereken adrese ulaştığı söyleniyor ve güvenli bir yerde geri sayım için bekliyor. Defterin üstünde kırılması kolay basit bir mühür var. Ancak koruyanlar ve taşıyıcılar aldıkları eğitimle, erken açılırsa sadece açana değil bütün ülkeye zarar vereceğine bildiklerinden  tek hedefleri ve düşünceleri bu defteri muhafaza etmek olmuş. Yaklaşık 8 yıl önce defter son koruyucusuna teslim edilmiş. Dünyadaki bütün güç dengelerini değiştirebileceği söyleniyor. Özel hayatımıza da etki edeceği söyleniyor. Birçok sıkıntının ortadan kalkacağını ve bu gelişmenin en alt tabakadan, en üst tabakaya kadar herkesi ilgilendireceğini söylüyor, Haluk Özdil. Bolluğun, bereketin geleceği ve Türkiye’nin o gün şikayet edilen birçok sıkıntısının kalkacağını ancak bu değişimin gökyüzünden değil, yeraltından geleceğini de ekliyor. ‘’ Ben rüyada mıyım?’’ dedirten mucizeler zincirine tanık olacakmışız.

Bu sırrın Tevrat, İncil ve Kur’an-ı Kerim’de de bahsedilen 'Ahit Sandığı' olduğu iddiaları da konuşuluyor.

Bu sırrın Tevrat, İncil ve Kur’an-ı Kerim’de de bahsedilen 'Ahit Sandığı' olduğu iddiaları da konuşuluyor.

Akıllara Tarsus kazısı geldi!

Akıllara Tarsus kazısı geldi!

Hatırlarsanız Ankara’da oluşturulan 20 kişilik özel tim tarafından mit ve özel harekat polisleri gözetiminde Mersin/Tarsus 82 Evler Mahallesi’nde başlatılan kazı 3 Kasım 2017’de sonlanmıştı. Resmi açıklamalara göre kazı çalışmalarına ilişkin 2 Kasım 2017 tarihli uzman raporunda kazı çalışmalarında bir adet bronz sikke, kırık sütun parçası, etütlük durumda seramik parçaları haricinde envanterlik nitelikte taşınır, taşınmaz kültür varlığına rastlanmadığı vurgulanmıştı.

Kazı çalışmalarına ilişkin resmi kayıtlarda hiçbir şey bulunamadığı açıklandı.

Kazı çalışmalarına ilişkin resmi kayıtlarda hiçbir şey bulunamadığı açıklandı.

Yapılan resmi açıklama halkı tatmin etmedi. Çünkü kazı bir sene boyunca büyük güvenlik ve gizlilik önlemleriyle devam etti. Çatılara pusuda beklemeleri için silahlı ekipler görevlendirildi. Bulunması gereken her neyse incelenmesi için yurt dışından bilim insanları getirtildi. Bu kadar çabanın sonucunda resmi olarak hiçbir şey bulunamadığı açıklansa da geçtiğimiz aylarda gündeme bomba gibi itiraflar düştü. Kazıda görev aldığını söyleyen iki arkeolog, araştırmacı- yazar Haluk Özdil’e kazıyla ilgili ilginç açıklamalarda bulundu.

İddialara göre yapılan kazıda başka boyuta açılan bir geçit bulundu!

İddialara göre yapılan kazıda başka boyuta açılan bir geçit bulundu!

Arkeologların sesleri, yakalanmamaları için bir yazılım programıyla değiştirildi. O ses kaydında şunlar söylendi ‘’Buldular, görenler hiçbir şey söylemiyorlar. Kimseden ses çıkmıyor. Emniyetten gelen görevlileri ve Mersin milletvekilini dahi yanaştırmadılar. Almadılar içeri, silahlı adamlar çevirdi. Bize verilen bilgi yanlış ev, doğru evi biz bilmiyoruz.Ancak çok şeyler bulundu orada.’’ İddialara göre yapılan kazıda başka boyuta açılan bir geçit bulundu. Arkeolog, Haluk Özdil’e şunları söyledi: ''Telefonlar orada kesiliyor, kazı boyunca bu sorun devam etti. Oranın altıyla ilgili olayı bütün Tarsus biliyor.''

İçeriğin Devamı Aşağıda

Buraya 12 yıl önce de kazı ekibi gelmiş ancak kaybolmuş ve bir daha bulunamamışlar.

Buraya 12 yıl önce de kazı ekibi gelmiş ancak kaybolmuş ve bir daha bulunamamışlar.

Arkeologlar ayrıca 12 yıl öncede buraya 15 kişilik bir ekibin kazı amacıyla girdiğini ve ortadan kaybolduğunu iddia etti. Kazdıkları yerlerin açık olmasına rağmen ne kendileri ne de cesetleri bulunamamış. Kazıda herhangi bir yıkımın da olmadığı belirtiliyor. O bölgede çok bilinen ‘’Donuktaş’’ın olduğu yerde geçit kapısı olduğu söylentileri dolanıyormuş. Herkesin o kapının peşinde olduğu, başka bir boyuta geçmek için kullanıldığı ancak o kapıdan başka boyuttaki varlıkların da buraya geçebileceği söyleniyor.

Bir başka iddia da yerin altında ne olduğuyla ilgili bilgi sahibi olan Polis Memuru Mithat Erdal'ın öldürüldüğüydü...

Bir başka iddia da yerin altında ne olduğuyla ilgili bilgi sahibi olan Polis Memuru Mithat Erdal'ın öldürüldüğüydü...

Gizemli kazı hakkında fazlasıyla bilgi sahibi olan 22 yıllık Polis Memuru Mithat Erdal'ın, 2012 yılında beylik tabancasıyla ensesinden vurularak öldürüldüğü iddia edildi. Kayıtlara ise arkadaşlarıyla şakalaşırken vuruldu şeklinde düşülmüş. Ancak eşi Sibel Erdal’a göre bu bir cinayetti.

Biz sadece iddiaları derledik. İnanıp inanmamak size kalmış... Sizce bunlar saçmalık mı? Gerçek olabilir mi? Detaylı bilgiye sahip olmak isterseniz;

Bu İçerikler de İlgini Çekebilir;

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
173
53
40
17
11
9
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın