onedio
23. Doğumgününe 23 Erkekle Girecek
ABD’de porno yıldızı Heidi Van Horny 23. yaşgününe 23 erkekler seks yaparak gireceğini açıkladı.Fransız Kanada asıllı porno yıldızı Heidi Van Horny alışılmışın dışında bir doğum günü kutlayacağını belirtti. Heidi 23 farklı erkekle seks yapacağını ve bunları ise canlı olarak internetten yayınlayacağını da bildirmişti. Bir porno şirketinin organize ettiği olayın henüz tam tarihi belli olmadı.
Erkeklerin Farkında Olmadan Çekici Olduğu 15 An
Her ne kadar erkekler çekici olmak için Bruce Willis gülüşü, John Wayne duruşu, Cem Yılmaz Komikliği peşinde koşsa da, çekici oldukları gerçek zamanlar bunun için çaba göstermedikleri anlar. İşte erkeklerin bile farkında olmadığı o anlar.
Evlilik İle İlgili Kimsenin Bahsetmediği Gerçekler
Dünya evine girdikten sonra hepimizin karşı karşıya kaldığı şu aydınlatıcı, şaşırtıcı ve bazen de zor gerçeklere ve sevginin aslında ne anlama geldiği konusunda bize öğrettiklerine bir göz atalım. 'Onlar erdi muradına...' Zekisiniz ve hayatın bir masal olmadığını çok iyi biliyorsunuz. Yine de itiraf edin: bilinçaltınızın derinlerinde bir yerlerde Sindirella'nın, belki de Julia Roberts'ın romantik görüntüleri pusuda yatıyor. Ve batan güneşe doğru ilerleyen Beyaz Atlı Prens... Gerçek hayatta peri masalları, bir anda arka planda kalıp, hayatını kurtarmak için kaçan o güzel kızın siz olduğunuz korku filmlerine benzer bir şekilde sonlanabiliyor. Kabul edelim, evlilik öyle herkese göre bir iş değil. Birbirinize karşı hissettiğiniz saf aşkın sizi her durumdan kurtaracağını düşünüyorsunuz. Kurtarıyor da. Ama her zaman öyle kolay olmuyor. Biraz acımasız davrandığımızı düşünebilirsiniz, ama size bir sır verelim: size kendiniz, partneriniz ve sevginin doğası hakkında en çok şey öğretecek olanlar evliliklerin o hiç de romantik olmayan zamanlarıdır. Gerçek 1 -Yanınızda yatan kişiye bakacak ve ölüm ayırana dek mi? diyeceksiniz. Evlendiğinizde, doğru kişiyi yani ruh eşinizi bulduktan sonra sonsuza değin mutlu bir şekilde yaşayacağınızı düşünürsünüz. Sonra bir gün uyanırsınız ve ne kadar harika biri olursa olsun eşinizin sizi her gün, her an mutlu edemediğini düşünürsünüz. Hatta bazen kendi kendinize evlenmekte neden bu kadar aceleci davrandığınızı bile sorabilir ve ben o imzayı bunun için mi attım? diyebilirsiniz. Cevap: evet! Yalnızca düğün pastasını keserken ya da sizin şarkınızda dans ederken bunun farkında değildiniz. O zamanlar 'iyi günde, kötü günde'nin yalnızca hayat size bir trajedi sunduğu anların olmadığı konusunda herhangi bir fikriniz yoktu. Aslında evlilik şevkiniz, en çok birlikte geçirdiğiniz her günün keskin aynılığıyla test edilir. Kaçıp gitmek istersiniz. İşte bu an, hayal kırıklığın ve belki de belirgin bir yalnızlık ve üzüntü hissinin ortaya çıktığı andır. Bundan sonra evliliğin bir varış değil, eşit oranda heyecan ve sıkıcılığa sahip uzun bir yolculuk olduğunu öğrenirsiniz. Hoş bir rüyadan sabahın o parlak ışığına uyanmak size kutlanacak bir şey gibi gelmeyebilir. Ancak bize güvenin aslında öyle. Çünkü peri masallarının sonsuza dek mutlu yaşadılar hikayesini bir kenara bıraktığınızda evliliğin tahmin edebileceğinizden çok daha zengin ve değerli olduğunu göreceksiniz. Zor, evet. Can sıkıcı, evet. Ancak aynı zamanda evlilik kendi güçlü ve sessiz keyiflerine de sahip ve bu, tüm peri masallarından daha iyi. Gerçek 2 - Hayal ettiğinizden çok daha fazla çalışacaksınız. İlk zamanlarda insanlar 'evlilik çaba gerektirir' dediğinde, çabanın eşiniz klozet kapağını kaldırmadığında sabırlı olmak gibi bir şey olduğunu düşünmüş olabilirsiniz. En saf halinizle hoş olmayan bazı alışkanlıklara alışmak zorunda olduğunuzu düşüneceksiniz. Keşke o kadar kolay olsaydı. Sizin de bildiğiniz gibi insanoğlu basit yaratıklar değiller. Erkeğinizin gizli ve karanlık derinlikleri var -ve onun durduğu taraftan bakınca siz de oldukça karmaşıksınız. Birbirinizi bir zamanlar bilimi ya da dünya coğrafyasını öğrendiğiniz şekilde tanıyacaksınız. Ve evlenmek bu işin sona erdiği anlamına gelmiyor, çünkü karşınızdaki kişiyi ne zaman tamamen tanıdığınızı düşünseniz, o biraz daha değişecek. Ve siz de değişeceksiniz, elbette. İki insan büyüyüp değiştikçe, evliliğin gerçek emeği, bu süreçte o iki insanı birbirine bağlamanın bir yolunu bulur. Bu tıpkı kilo vermek gibi. Başta kilo vermenin anlık bir şey olduğunu düşünürsünüz, ancak daha sonra bunun bir yaşam biçimi olduğunu fark edersiniz. İşte evlilik de böyledir, emek sonsuza dek sürer. Bu yüzden, evlilik yolculuğunuzda bocaladığınızı hissettiğinizde, kendinize ya da ona fazla yüklenmemeye çalışın. Gerçek 3 - Bazen öfkeli yatacaksınız hatta daha da öfkeli kalkacaksınız. Yeni evlilere 'asla yatağa öfkeli yatma' tavsiyesini veren her kimse gözyaşlarının sel olup aktığı ve suçlamaların havada uçuştuğu bir yatak odasını gözünde canlandırmadığı kesin. Bu sahne size de tanıdık geldiyse size tek bir tavsiyemiz var: Sabah ola, hayrola. Sakinleşmeli ve olaylara farklı bir açıdan bakmalısınız. Bize kalırsa, konu ne olursa olsun her türlü anlaşmazlığın, tıpkı bir kadeh hoş şarap gibi nefes almaya ihtiyacı vardır. Tartışmadan bir adım uzaklaşıp, kendinizi dinlemeniz, kızgın mı yoksa üzgün mü olduğunuzu anlamanızı sağlayacak ve anlaşmazlığın asıl kaynağını bulmanıza yardımcı olacaktır. Bazı tartışmaların uyku zamanından önce çözülmeyebileceğini unutmayın. Kavganın ertesi gün yeniden başlaması anlamına bile gelse, duygularınızın ve düşüncelerinizin biraz yatışmasına izin verin. Gerçek 4 - Bazen uzunca bir süre sevişmeye bilirsiniz ve bu normaldir. Sekssiz geçen dönemler evlilik hayatının doğal bir parçasıdır. Çorak dönemler çekiciliğinizi kaybettiğiniz ya da bir daha asla seks yapmayacağınız anlamına gelmez. İşten, bebeğinizi gece yarısı emzirmelerinizden, ev işlerinden sonra o hafta uykuya daha fazla ihtiyacınız olduğunu hissediyor olabilirsiniz. Ayrıca kendinizi kandırmayın. Popüler kültürün sürekli gözümüze gözümüze soktuğu gibi diğer insanlar sizden daha fazla seks yapmıyorlar. Ne sıklıkta seks yapmanız gerektiğini düşünmektense, kendi ritminizi öğrenmeye çalışın. Ve asıl önemli olan, seks yapmasanız bile, bir şeyler yapıyor olduğunuzdan emin olun dokunuşlar, öpücükler, sarılmaların her zaman aranızda olmasına özen gösterin. Uzun ve yorucu bir günden sonra eşinizin size ayak masajı yapması, G noktanızın yakınlarında dolaşmasa bile aranızdaki bağın her zaman taze kalmasına ve güçlenmesine yardımcı olacaktır. Gerçek 5 - Genellikle, kendi bildiğinizi yapmak, birlikte bir yol bulmak kadar önemli değildir. Doğruyu söylemek gerekirse, bazı tartışmalarda doğru ya da yanlış yoktur -yalnızca sizin ve kocanızın bakış açısı vardır. Hayatın siyah beyaz olmadığını aklınızdan çıkarmayın. Siz tamamen haklı olmayabilirsiniz, kocanız da tamamen haksız olmayabilir. Bu bakış açısı size sabrın ve uzlaşmanın değerini öğretecek. Eşinizi her geçen gün daha da iyi tanırken, ona ve görüşlerine saygı duymayı öğreneceksiniz. Ve bu, her konuda aynı fikirde olacağınız anlamına değil, ikinizi de tatmin eden bir denge kuracağınız anlamına gelir. Ona ne kadar haksız olduğunu söylemek yerine, eşinizi can kulağıyla dinleyip, 'ne demek istediğini anlıyorum' ya da 'bunu düşünmemiştim' gibi anlayışlı cümleler sarf ederseniz, o da sizin söyleyeceklerinizi dinleyecektir. Böylece, ne kadar haklı olduğunuzu kanıtlamak için uğraşmanıza gerek kalmayacak! Gerçek 6 - Mükemmel evlilik hiç bir anlaşmazlığın olmadığı evlilik değil; hata yapmamaya çalışan bir çiftin olduğu evliliktir. Tüm bunlardan ve denge konusundan sonra bizlerin eşlerimizle asla tartışmadığımızı düşünmüş olabilirsiniz. Haha! Bizler arada bir şöyle büyük, kocaman tartışmalardan hiçbir zaman kaçmayız. Çünkü tartışırken yalnızca sesinizi yükseltmekle kalmaz, kendinizi, eşinizi ve ilişkinizi daha iyi anlamanız açısından ihtiyacınız olan -belki de derinlere gömdüğünüz- bazı duygu ve düşüncelerinizi de ortaya çıkarırsınız. Eşinizle girdiğiniz tartışmaları dünyadaki hiçbir şeye değişmeyin, çünkü o değerli anlar sizi birbirinizden uzaklaştırmayacak, aksine ilişkinizi daha da güçlendirecektir. Gerçek 7 - Değiştirebileceğiniz tek kişinin kendiniz olduğunu anlayacaksınız. Kadınlar olarak her birimiz hassas, memnun etmeye gönüllü ve dinlemeyi seven ideal erkeği yaratma fantezisi kurarız. Sevdiğimiz insanı değiştirip, mükemmele biraz daha yakınlaştırabileceğimize inanırız. Bunun için destek ve empatiyi ya da kavga ve tehdit etmeyi kullanabiliriz, ama yine de doğru şeyi yaptığımıza inanarak bu büyük sorumluluğun altına seve seve gireriz. Amacımız ne olursa olsun bu konudaki çaba fazlasıyla yorucudur yetişkin bir adamı yılların verdiği alışkanlıklardan, inançlardan ve kendine özgü mizacından tamamen arındırmak gerçekten imkansız bir şeydir. Ve gerçekten şanslıysanız, eninde sonunda ona verdiğiniz tepkileri değiştirmenin karşınızdaki kişiyi değiştirmekten çok daha kolay olduğunu fark edersiniz. Eşiniz mutfağı temizledikten sonra kovayı boşaltmıyorsa, ona neden kovayı boşaltmadığı sormanız, yaptığı işin takdir edilmediğini hissetmesine neden olacaktır. Bunu yerine ona 'harika, mutfak tertemiz olmuş, tek yapmam gereken kovayı boşaltmak' demeyi deneyin. Bu yaklaşım ilişkiniz için olduğu kadar ikiniz için de daha yararlı olacaktır. Gerçek 8 - Korkularınız ve güvensizlikleriniz ile yüzleştikçe kendinizi ve birbirinizi daha iyi tanıyacaksınız. Hepimizin sorunları var. Güven sorunları, kontrol sorunları ve daha keşfedilmeyi bekleyen bilmediğimiz niceleri. Eşinize sürekli şüpheyle yaklaşmanız ya da ağzından çıkan şakaların kalbinizi kırıyor olması, -ebeveynlerinizle, arkadaşlarınızla ya da eski erkek arkadaşlarınızla olan- önceki ilişkilerinizin üzerinizde bıraktığı etkiden kaynaklanıyor olabilir. İlişkinizdeki birçok derin hayal kırıklıkları kendinizle yüzleşmeniz, kendinizi ve kişiliğinizi keşfetmeniz açısından birer fırsattır. Bunu kabullenmek kolay olmayabilir ve eşinizle mükemmel bir evlilik yaşamanıza engel olan şeyin onun hataları olduğunu düşünmek kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayabilir. Ancak izin verirseniz, bu zorlu kendini tanıma yolculuğu uzun süreli güzel bir ilişkinin en tatmin edici ödüllerinden biri olacaktır garipliklerinizi sevmeyi öğrenecek ve tıpkı eşinize karşı olduğunuz gibi kendinize karşı da merhametli olmaya başlayacaksınız. İşte evliliğin garip güzelliği de burada yatıyor. Evlilik sizi kimsenin hazırlayamayacağı zor zamanlar ve zor derslerle dolu. Ancak sonunda, birlikte geçirdiğiniz ömre zenginlik katacak ve birbirinize duyduğunuz sevginin daha da derinleşip güçlenmesini sağlayacak olanlar işte böyle anlar.
Kronik Yalnızlık İnsan Ömrünü Kısaltıyor
ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, kronik yalnızlık insan ömrünü kısaltıyor T24 ABD’de gerçekleştirilen bir araştırma, 50 yaş üstü grupta kronik yalnızlığın obeziteden bile daha zararlı olduğunu saptadı. Kalp krizi ve yüksek tansiyonu tetikleyen yalnızlığın, insan yaşamını yüzde 14 kısaltabildiği belirtiliyor. NTV'de yer alan habere göre, ABD’de Chicago Üniversitesi'nin yürüttüğü araştırma, özellikle ilerleyen yaşlarda yalnız olmanın obezite gibi ömrü kısalttığını ortaya koydu. Araştırma kapsamında , 50 yaşında üstü 2 bin kişi 6 yıl boyunca izlendi. Sonuçlar, kronik yalnızlığın sabahları stres hormonu Kortisol'un salgılanmasına neden olduğunu gösterdi. Bu durumun kalp kriziyle yüksek tansiyon riskini arttırdığı ve bağışıklık sistemini zayıflattığı saptandı. Araştırmaya göre , kronik yalnızlık uyku kalitesini de etkiliyor. 50 yaş üstü yalnız insanların, derin uykuya dalmakta güçlük çektiği ve uyku sırasında sıklıkla uyandığı görüldü. Tüm bu tespitlerin sonucu olarak yalnızlığın insan ömrünü, tıpkı obezite ve yoksulluk gibi, yüzde 14 oranında kısaltabildiği sonucuna varıldı.
Reklam
Düğün Fotoğrafı Geleneğinde Ezber Bozan 14 Yaratıcı Çift
Evlendiğiniz gün muhtemelen hayatınızın en mutlu günü olarak aklınızda kalacaktır. Bazı çiftler bu günü daha anlamlı hale getirmek için düğün fotoğrafı geleneğini biraz fantastikleştirmişler. İşte bu ilginç çiftlerin fantastik düğün fotoğrafları...
Sevdiğine Aşkını Anlatmanın En Keyifli Yolları
Seni Seviyorum demek için, sevgilinizin ofisine ya da evine çiçek göndermek yerine, çok daha farklı, yaratıcı alternatiflere yönelebilirsiniz. Küçük bir sürpriz yaparak onu ziyaret etmek, kahvaltıda kalp şeklinde atıştırmalık bir şeyler hazırlamak, en sevdiği şarkıları bir albümde toplamak ve daha fazlası. 1- En sevdiği kahveyi ve pastayı alıp onun ofisine gidin. Öğle arası yorgunluğunu birlikte atın. 2- İnsanın içine işleyen aşk romanı olan Masumiyet Müzesi'nin aynı adı taşıyan müzesine giriş bileti alın. Füsun ve Kemal'in bu muhteşem aşkının izlerine bakarken, kitaptan şu cümleyi de unutmayın: Masumiyet Müzesi, İstanbul'da öpüşecek bir yer bulamayan âşıklara sonsuza değin açık kalacaktır. 3- Her dinlediği zamn onu çok mutlu eden şarkıları bir CD'de toplayın. 4- Cemal Süreyya'nın dediği gibi 'Kahvaltının mutlulukla bir alakası olmalı.' Tabii onunla birlikte yapacağınız kahvaltı size daha büyük bir mutluluk kaynağı olacaktır. 5- Sevgilinizin hem midesini şenlendirecek hem de kalbini kazandıracak olan Seni Seviyorum pastası yapın. 6- Birlikte romantik bir film izlemekten daha güzel ne olabilir? 7- Birlikte ilk buluştuğunuz yeri ziyaret edin. O günü yeniden yaşamak, her detayını hatırlamak ikiniz için de harika olacaktır. 8- Şekerlemeleri çok seven bir sevgiliniz olabilir. Kendi elleriniz ile hazırlamış olduğunuz özel bir kavanozun içini şekerlemeler ile doldurun. Tabii küçük küçük notlar iliştirmeyi de unutmayın. Küçük bir hatırlatma: Sevdiğinize sevginizi göstermek için sadece bir günü beklemek gerekmiyor, bu önerileri yılın her günü yapabilirsiniz. Beklenmedik anda gelen sürprizler her daim çok daha güzeldir.
Reklam
Erkekleri Sinirlendiren ama Kadınların Israrla Yapmaya Devam Ettiği 50 Hareket
Kimi erkek vardır, çok kolay sinirlenir, hemen parlar ve etrafına korkulu anlar yaşatır. O anlarda onunla konuşmak imkansız hale gelir. Kimileri de vardır şeker gibidir. Çok sakindirler ve onları kolay kolay sinirlendiremezsiniz. Bazen sinirlenseler bile bunu pek belli etmezler. Sakinliklerini korurlar ve ona göre tepki gösterirler.Söz konusu kadınlar olunca işer biraz değişebiliyor. Nasıl bir erkek olursa olsun bir kadın, karşısındaki erkeği çıldırtmayı başarabilir. Bunun için çok fazla zahmet göstermesine gerek de olmaz. İster kabul edin ister etmeyin, kadınların erkekleri çileden çıkarma gibi bir özellikleri vardır. Özellikle ilişkilerde yaşanan bu durumlar, büyük sorunlara yol açabiliyor. Siz siz olun bu durumlardan kaçının, erkekleri sinirlendiren şeyleri daha az yapmaya çalışın. Erkekler nelerden mi nefret eder? İşte 50 maddelik o liste; Yapmayın Demiyoruz, Az Yapın Diyoruz :)
Burçlar Aşk Acısını Nasıl Yaşıyor?
Aşk acısı hepimiz için zor ama bazılarımız bunu daha zor yaşarken bazılarımız çok daha kolay atlatıyor. Bunun sebebi burçlarımız olabilir mi? Hangi burç aşk acısını nasıl yaşıyor hiç merak ettiniz mi?İşte bu sorunun cevabı…KoçTerk edilen Koç en kısa süre içinde kendine başkasını bulacaktır. Bu sizi üzmesin. Onun yapısı böyledir. Eğer ilişkiyi siz bitirirseniz Koç hemen en tatlı tavrını takınacaktır. Amacı sizi yeniden elde edip edemeyeceğini görmektir. Koç avlanmayı sever. Âmâ ilişki bittiğinde yeni bir zafere doğru yola çıkar. Onun yeni birini bulmakta aceleci davrandığını düşünüp aslında sizi sevmemiş olduğunu sanabilirsiniz. Ama bu yanlıştır. Sizi sevmiştir. Ancak Koç için bir ilişki bitince biter. Geçmişe takılmanın anlamı yoktur. Şimdi yeni kişilerle tanışma zamanıdır.BoğaAsla vazgeçmez. Sevdiği kişileri kendi malı gibi düşünür. Eğer terk eden sizseniz, tüm iletişim bağlarını kopardığınıza emin olur ve asla yeniden birleşme ümidi vermeyin. Ayrılık sonrası dost kalamayacağınız bir burçtur. Boğa’lar ikinci bir şans umuduyla yıllarca bekleyebilir. Sabırlıdırlar ve arzuladıkları şeylere bağlılıkları çok derindir. Eski sevgiliniz hala size âşıksa başka kimseyle çıkmayacaktır. Bu yüzden ya kesin ayrıldığınızı anlamasını sağlayın ya da sizinle ilgili planlarından vazgeçmeyen Boğa’ya katlanın.İkizlerTerk edilen İkizler hayatına devam eder ama sizinle ilgili duygularında zaman zaman gelgitler yaşar. Size dost kalmayı teklif edip sonra soğuk bile davranabilir. Ona değer vermediğinizi hissederse hakkınızda küçük bir dedikodu başlatabilir. Kesin olan şu ki, herkes ayrıldığınızı duyacaktır. Bunu ilk anlatan o olacaktır. İkizler ayrıldıktan sonra kendini en hızlı toparlayan burçtur. Aşkta havai olduğu için en kısa süre içinde yeni birini bulacaktır.
Yatakta İstediğinizi Elde Etmenin Yöntemleri
Tatmak, koklamak, dokunmak…Cinselliği bütün duyularınızla yaşamak istiyorsunuz. Birbirinizin vücudunu, arzularını keşfetmek…Havaya sokmak için Gün içinde ufak tefek adımlarla onu istediğiniz kıvama getirebilirsiniz. Bunun için, başka şeyler peşinde koşmanız gerekmeyen hafta sonlarını tercih etmelisiniz. Sabah birlikte duş almak, saunaya gitmek, omuzlarına masaj yapmak yumuşak seks için güzel birer hazırlık.İpek ve saten Baş başa kalmadan önce uygun müzik ve mumlar sayesinde rahat ve çekici bir ortam yaratın. Saten ya da ipekten yapılmış gecelikler giyin, bırakın bu çekici kumaşları sizin üstünüzden o çıkarsın. Bu kumaşların verdiği hissi hem siz hem de o çok seveceksiniz.Adım adım erotizm Erotizmin havada hissedilmesini sağlayın. O konuşurken siz kendinizi okşayın. Bakışlarını istediğiniz vücut bölgelerine doğru yönlendirin.Isınma programları Zevki yaşamak istediğiniz tarafa doğru yönlendirin. Köpüklü bir banyo mu? Su küvete dolarken, siz ipek kimononuzla ortalıkta dolaşıp etrafa tütsüler yardımıyla aromatik kokular yayılmasıyla ilgilenin. Odanın içinde ihtiyacınız olan her şeyin hazır bulunmasını sağlayın. Kumaşlar, kayganlaştırıcı jeller, losyonlar, masaj yağları, tüyler…Değişiklik Bilinmeyen yüzlerinizi göstererek sizi yeniden keşfetmesini sağlayın. Daha önce yapmadığınız ufacık bir şey: Hep gözleriniz kapalı mı öpüşürsünüz, açık tutun ya da normalde yüksek sesli mi sevişirsiniz, sessiz olun. Sonra da bunu nasıl bulduğunu sorun: Hoşuna gitmiş mi? Böyle mi devam etmelisiniz? Sonuç: Duyularınız bu ufacık değişiklikle tam uyanıklığa geçecek.Yönetmen asistanlığı Kendinize yakın arkadaşlarınız arasından bir yardımcı seçin. Sevgilinize romantik bir sürpriz hazırlamak istediğinizi söyleyin ve bir film seti yaratırmış gibi organize olun. Siz yokken, evinizde atmosfer yaratma işiyle ilgilensin: Banyoyu suyla doldursun, mumları yaksın, dans edebilecek bir alan için eşyaları kenara çeksin. Ayrıntılardan bahsetmeseniz de olur.
Reklam
'Aşkı Anlatan En Güzel Kısa Film!'
'Menüde Aşk Var' ve 'Aşkı Anlatan En Güzel Kısa Film' isimleriyle sosyal medyada en çok paylaşılan kısa filmler arasında yer alan 'Kısmet Diner' adını kısa filmde kullanılan restauranttan alıyor.Yapım : 2013 / İngiltereYönetmen : Mark NunneleyOyuncular : Ilinca Rae, Matt Kyle, Jean Paul Dal Monte, Ian Chaplain, Alim Jayda
14 Şubat Sevgililer Günü: 19. Yüzyıldan Tuhaf Aşk Hikayeleri
19. yüzyılda aşk, gazetelerde yayımlanan sansasyonel haberlere bakılırsa son derece dramatik ve tehlikeli olabiliyordu. Jeremy Clay (*) gazete arşivlerinden BBC için bu tür 10 aşk hikayesi seçti. Ömrü boyunca talih Jack McKenna'nın yüzüne gülmemişti. Karısı en iyi arkadaşıyla Amerika'ya kaçmış, kızı gribe yakalanarak hayatını kaybetmişti. Derken kendisi de grip oldu. Açlıkla arasında sadece cebindeki bir kaç şilin (o dönemin bir kaç kuruşu) kalmıştı. Sonunda şansı döndüğünde de, başına gelenler daha ziyade kötü bir şakayı andırıyordu. 1892'de Londra'nın Deptford mahallesindeki yoksullarevine gelen iyi giyimli bir kadın, Jack'i sordu. Jack'in odasına götürüldüğünde, Leeds Mercury gazetesinin haberine göre, ayaklarına kapanıp ondan kendisini affetmesini istedi. Bir zamanlar en iyi arkadaşıyla kaçan karısıydı bu. Birlikte kaçtığı adam altın arayıcılığından iyi bir servet edinmiş, sonra ölmüştü. Kadın geri dönmek ve ilişkilerine bıraktıkları yerden yeniden başlamak istiyordu. Fakat, hikaye Thomas Hardy romanlarına yakışacak bir sürpriz ile sonlandı. Geri döndüğü hasta kocasına bakarken kendisi grip olan kadın, hastalık zatürreeye dönüşünce öldü. Vasiyetinde 62 bin sterlinlik dev servetini kocasına bırakmıştı. Mahkumla sevgilisi, bir gece yarısı, cezaevi hücresinin parmaklıkları arasından birbirinin elini sıkıca tutarak evlendi. Kadın, aşkına kavuşmak için karanlıktan yararlanarak, cezaevi duvarının dibinde erkek kardeşinin omzuna basmak suretiyle sevgilisinin hücresinin penceresine erişebilmişti. North Eastern Daily gazetesinin 1885 tarihli bir sayısında bildirildiğine göre, tam rahip nikahı kıymışken 'küçük bir sıkıntı' yaşandı. 80 kiloluk gelin damadın parmaklıklar arasından uzattığı elini öperek ağlamayı sürdürürken, onu omzunda taşıyan kardeşi 'artık dayanamıyorum' demişti. 18 yaşındaki Mollie Downes, onun aşkı uğruna bir rakibini öldürmeye teşebbüs ile suçlanan sevgilisi James Fauntleroy'un karısı olmuştu artık. Bu durumda ertesi gün yapılacak duruşmada, öldürme teşebbüsünün tek tanığı olarak, kocası aleyhine ifade veremeye zorlanamayacaktı! Virginia'daki Marion kasabasında Fauntleroy'u yakalayan polis komiseri ertesi gün gizli nikah yoluyla nasıl faka bastırıldığını öğrenince yataklara düşmüş ve habere bakılırsa, 'alınan son bilgilere göre hâlâ koma sınırında' yatmaktaydı. 1892'de Las Vegas'da bir Meksikalı ile bir Amerikalı aynı kadına aşık olunca araları çok kötü bozuldu. Yangına körükle gidercesine, Meksikalı aşık bir de rakibini 'korkak bir milletin mensubu' olmakla suçlamaz mı? Büyüyen husumeti kökünden çözümlemek ve 'kızı kimin kapacağını' belirlemek üzere bir düello yapılacağı duyuruldu. Fakat bu öyle sıradan bir silahlı düello olmayacaktı. Amerikalı Meksikalıyı, kimin daha cesur olduğunu daha iyi ölçmek için, karanlık ve tarantulalar ve akrepler ile dolu bir odada kendisiyle başbaşa kalmaya davet etmişti. Western Mail gazetesi 'Meksikalı aslında reddetmek istiyordu, fakat korkak diye damgalanma kaygısı ağır basınca kabul etti' diyor. Ve irade savaşı başladı. Western Mail, 'Kapılar kapatıldı ama kısa bir süre sonra Meksikalının 'Isırıldım, ölüyorum' çığlığı duyuldu. Kapılar açılınca Meksikalı sendeleyerek çıktı ve yere devrildi' diyor. Amerikalı sapasağlam ve muzaffer bir şekilde odadan çıkarken Meksikalının da aslında ısırılmadığı sadece elini duvardaki bir çiviye taktığı anlaşılmıştı. Gelin öpülmedi, balayına çıkılmadı. İlelebet mutluluk içinde yaşanmadı. Kasvetli nikah törenini cenaze töreni izledi. 1881 yılında Bradley adlı bir kişi Florida'da bir cesetle evlendi. Bradley, Utahlı bir gezgin satıcıydı. Seyahatleri sırasında rüyalarının kadınıyla tanışmıştı, fakat kadın ölüm döşeğindeydi. Bu durum Bradley'i yıldırmadı, evlilik teklif etti, kadın da kabul etti, hemen düğün planları yapıldı. Ne var ki, kadın nikah günü gelmeden ölüverdi. Illustrated Police News adlı dergi, 'İşte hikayenin en ilginç ve doğruyu söylemek gerekirse en tatsız ve uygunsuz kısmı da burada başlıyor' diyor. Bradley aşkının mezara evlenmeden gitmesine izin vermeyeceğini söylemiş. Bu durumda tabut taşıyıcıların omuzlarında ve nedimeler eşliğinde kiliseye götürülüyor, rahip ölen kadını Bradley ile karı koca ilan ediyor. Büyüklük önemli değil. Yeni evli Hedley çiftinin bu görüşte olduğu kesin. Adam 1.80cm boyunda, eşi 80cm. Kayıtlara göre 1891'de Amerika'da South Shields'de, ateşle kıvranan bir bir hastanın kabuslarından fırlamışı andıran bir düğünle evlenmişler. Nedime, 250 kiloyu aşkın Satanella adında 'ateşyiyen' bir kadındı. Damadın nikah şahidi 2.13cm idi, nikahtaki en küçük boylu davetli ise 72cm boyunda bir kadındı. Aslında davetlilerin tümü gelinle damat gibi, turneye çıkmış bir sirkin çalışanlarıydılar. Bazen ne yapsanız olmaz. Hangi klişeyi tercih ettiğinize bağlı olarak ilk heyecan söner, alevler sönükleşir, ateş küllenir. Aşkın kötü bir özelliğidir sönümlenmek. Fakat Victoria dönemi İngilteresi'nde çok zengin değilseniz boşanma bir seçenek değildi. Lancashire bölgesinden bir demiryolu işçisinin bıktığı karısından kurtulmak için neden bu eski İngiliz adetine başvurduğu haklı çıkarılamazsa da bu bağlamda açıklanabilir. Karısını en yüksek teklifi verene satmak üzere açık artırmaya çıkardı. Daha da aşağılayıcı olan açık artırmayı kadınla paylaştığı evde yapması oldu. Rotheram Independen t 1879 tarihli haberinde, 'İncil'de Süleyman'ın bir kadının yakuttan daha kıymetli olduğunu söylemesine ve izleyicilerin sayısının kabarıklığına rağmen, en yüksek teklif yalnızca 4 peniydi' diyor ve sürdürüyor: 'Açık artırmayı düzenleyen kadını alana üç çocuğu da verebileceğini söylediyse de alıcı kabul etmedi ve çocuklar satılmadı. Kadının ise yeni evine giderken halinden gayet memnun göründüğü dikkat çekti.' Alıcı, çiftin kapı komşularıydı. Eski hikaye. Oğlan kıza rastladı, birbirlerine aşık oldular, evlendiler. Ama bundan sonrası farklı. Kiliseden eve kadar öfkeli bir kalabalık tarafından kovalandılar. Damat seyyar kömür satıcısıydı, eşi bir kaç hafta önce ölmüştü. Manchester Courier , 1890 tarihli sayısında 'Adamın ölen eşinden çocukları yeni evliliği onaylamadı' diyor, ama bu cümle duyguları ifade etmekte yetersiz kalıyor gibi. Çift kilisedeki nikah töreninden çıktıktan sonra kendilerine konfeti yerine çürük yumurtalar fırlatan ve hakaretler yağdıran bir kalabalığın hücumuna uğruyor. O itiş kakış içerisinde damat yüzüne bir yumruk da yiyor. Bir kadın, gelinin başlığını çekip koparıyor. Damat gelini kucağında taşımaya falan imkan olmadığını kavrıyor, çift mümkün olduğunca hızla kaçmaya başlıyor. Gazete, sokaklarda sabaha kadar olayların devam ettiğini yazıyor. Hamelin, 1893'de Madagaskar'a göçettiğinde aklında yalnızca orkidelere duyduğu aşk vardı. Bu merakı yüzünden yerli bir kabilenin şefinin kardeşini orkideler konusunda kendisine rehber edinmişti. Bir gün orkide aramak üzere vahşi ormanlara gittiler, ama sadece Hamelin dönebildi. Liverpool Echo gazetesinin haberine göre rehberi vahşi bir hayvan tarafından öldürülmüştü. Kabile şefinin olayların gelişiminden memnun kalmadığını söylemek yanlış olmaz. Şef orkide aşığı İngilize iki seçenek sundu. Ya ölen kardeşinin yastaki eşiyle evlenecek ya da yağlara bulanarak yakılacaktı. Hamelin'in çok düşünmesi gerekmedi, ama o da bu anlaşmaya bir koşul ekledi. Artık kayınbiraderi olacak olan şefin, krallığını kendisinden başka bütün Avrupalı orkide meraklılarına yasaklamasını sağladı. ''Trajik ve gülünç'' arasındaki çizgi çok incedir. 1888'de çok aşık ama çok zeki olmayan iki genç bu çizgiyi aştı. Oğlan 17, kız 13 yaşındaydı. Gençliğin o aşırı sabırsızlığıyla evlenmeyi beklemektense ölmenin daha iyi olduğuna kanaat getirmişlerdi. Budapeşte'deki gümrük binasının arkasında birliktelerine veda öpücüklerini verdikten sonra bu tutkulu aşkın sonunu getirmek üzere Tuna nehrine doğru yürüdüler. Kız kendisini nehre attı, oğlan tabancasını çekti. Fakat kız, nehre düşünce yüzebildiğini hatırladı. O yüzerek kıyıya yaklaşırken, kalbi kırık sevgilisi de silahı kendisine doğrultmuş, üç kere ateş ettiği halde hiç birini tutturamamıştı. Tamworth Herald gazetesinin haberine göre bahtsız çift 15 dakika sonra ailelerine teslim edildiler. Eski İngiltere krallarından 8. Henri'yi saymazsak, beş evlilik hakikaten ciddi bir rekor. 19- yüzyıl kapanırken Fransa'da bir kadın beşinci kez dul kalıyordu. Her bir kocasının başına bir felaket gelmişti. Birincisi kendini asmış, ikincisi kendini yakmış, üçüncü suya atlayarak intihar etmiş, dördüncü de birinci gibi kendini asmıştı. Kadınla beşinci evliliği için nikah kıyan adamın bu durumda biraz kaygılanmış olması muhtemel. Ve öyleyse haksız da değildi çünkü 1901'de o da kendini astı. Neden hepsi de ölmek istemişti? Western Gazette 'de yer alan haber buna bir açıklama getirmiyor. (*) Jeremy Clay, Burglar Caught by a Skeleton (İskelet tarafından yakalanan hırsız) romanının yazarıdır.BBC Türkçe
Onu Kışkırtın!
Yüksek topuklu bir ayakkabı giyin ve ayağınızın teki ile diğer bacağınızı okşayın. Ama bunu farkında değilmiş gibi yapın. Giydiği pantolonu belli belirsiz elleyin ve iyi durdukları kadar, kumaşının da ele güzel gelen bir dokusu olduğunu söyleyin. Sonra da gözlerine imalı bakın. Göbeğinizi açıkta bırakan bir tişört giydiğinizde, üst raflardan bir şey almak için uzanabildiğiniz kadar uzanın.HABERİN DEVAMI İÇİN: Onu Kışkırtın! | AŞK - CİNSELLİK - COSMOTURK
Reklam
Sevgililer Gününde Kadınları Baştan Çıkarma Rehberi
İşin doğrusu, yukarıda başlık biraz aldatıcı görünüyor. Kadınları etkilemenin en güzel zamanı sevgililer gününün gerçekleştiği gün değildir. En güzel zamanı sevgililer gününü yaşadıktan sonraki gündür. Birkaç ay önce bir arkadaşım bana “Geleneksel Tepki Günü” denen kültürden bahsetmişti. 15 Şubat’a verilen bir isimdi. Bu tabii ki Türkçeye çevrilmiş halidir. Kelimenin orijinalini Alman dilinde öğrenmiştim. Sevgililer günü geleneğinin tarihine kısaca bir bakalım. Eminim ki çoğunuz bu romantik günün tarihine şaşıracaktır. Öncelikle Sevgililer gününün İngilizcesini bilmeyen varsa söyleyeyim, Valetine’s Day Valentine ismi, Hıristiyan bir azizin isminden yayılmaya başlamıştır. Zamanla Valentine ismi, Şubat aylarında kuşların çiftleşme dönemine verilen bir isim olmuştur. Yıllar ilerledikçe, durum iyice ahlaksızlaşmış ve Valentine ismi, ilginç bir ritüel haline gelmiştir. Erkeklerin kavanozlardan rastgele seçtiği kadın isimleriyle, o gece sevişebileceği seks partnerini seçtikleri bir ritüel haline gelmiştir. Yüz yıllar sonra da İngiliz kültürüyle yola çıkarak tüm dünyaya yayılan romantik bir gün ilan edilmiştir. Bu hikayeyi okuduktan sonra bazılarınızda “Keşke o günleri geri getirebilseydik.” Düşüncesi oluşabilir ama merak etmeyin. İşin gerçeğine gelince, sevgililer gününden sonraki gün, bu ritüeli bize biraz olsun hatırlatabilecek bir gündür. Sevgililer günü kadınlara çok karmaşık duygular yaşatabilir. Herkes için mutlu (ya da tatmin edici) bir gün olmayabilir. Ciddi bir ilişkisi olan kadına özgüven patlaması yaşatacak bir gündür çünkü “doğru yolda” olduklarını hissederler. Fakat birine duygusal bağı olmayan ya da hiç ilişkisi olmayan kadınlar için acı verici bir gündür. 14 Şubat, “uyan artık” dedirtecek bir anlam da kazanabilir. Sevgililer günü, toplum tarafından duygusal anlam yüklenmiştir ve insanların bu zamanda aşkı kutladıkları bir gün olmuştur. Bu yüzden bir sevgiliyle duygusal bağı olmayan hatta hiç ilişkisi olmayan kadınlar için ızdırap dolu bir gündür. Belki biriyle birliktedir ama duygusal bağları yok diyelim… Bu çoğu kadın için daha da acı vericidir. Sonuç itibariyle sevgilisi olsun ya da olmasın… Her kadının sevgililer gününde mutlaka vereceği bir tepkisi vardır. Bekar Kadınlar Sevgililer Gününde Nasıl Tepki Verirler? Bu özel günde bekar kadınların verdiği 3 çeşit tepki vardır. Bunların hepsini sırayla inceleyelim: 1)Hüzünlü: Bu kategorideki kadın daha da sessizleşirler ve kendi başına takılmayı tercih eder. Sevgililer gününde iyice hüzünlenen kadın, eline bir çikolata alıp tüm gün evinde vakit geçirir. Sevgilisiz olmasını negatif bir durum olarak algılar ve kendini kötü bir ruh haline sokar. “Neden benim de bir sevgilim yok?” düşüncesiyle savaşır. 2)Muhalefet: Muhalefet ile karşılık veren kadını sevgililer gününde bu sözlerle fark ederiz: “Sevgililer günü mü? Hahayt! Kimin ihtiyacı var böyle bir şeye? Yılın en gereksiz kutlaması!”. İnsanların böyle bir günü kutlamasını, kendilerine karşı bir saygısızlık olduğunu düşünürler. Bu gün için paylaşılan hediyeleri (kalpleri ve gülleri) iğrenç ve çocuksu bulabilirler. 3)Aydınlanmış: Bu kategorideki kadına aydınlaşmış diyorum çünkü bu kişi hayatının büyük bir bölümünü belirli bir işe adamıştır (kariyere, araştırmalar, projelere, hobilere, tutkulara…). Bu süreçte romantizmi ve saf duygularını tamamen görmezden gelmiştir ve hayatında önemli bir parçanın eksik olduğunun farkında değildir. Fakat bir sevgililer günü daha gelir ve kadınımız bir anda aydınlar. “Belki artık hayatımın erkeğini bulmalıyım.” Düşüncesi zihnini sarıverir. Bir erkeğe duygusal yatırım yapmak için kendini açar. Şimdi düşünmeni istiyorum. Bu 3 tip bekar kadınlardan hangisi, sevgililer gününde çekici bir erkekle birlikte olmak için daha uygun olacaktır? İyi düşün! Yazının devamı için tıklayın
Reklam
Çiftlerin En Ama En Sinir Bozan 5 Huyu
Sevgililer günü, sevgililik çok güzel hey hoy höy falan filan. Aslında öyle değil. Sevgili sevgililer, bazen o kadar çirkin oluyorsunuz ki, kusmak istiyorum.
Sevgililer Günü’nde Yalnız Olanlara Özel
Sevgiliniz yoksa aslında sizin için Sevgililer Günü de yoktur. Siz de olmayanın adıyla anılan bir güne girme ya da o günden çıkma gibi bir durum mümkün olamaz. Sevgiliniz var mı? Yok. O zaman niye yaşamak zorunda olduğunuz bir Sevgililer Günü’nüz olsun, o da yetmezmiş gibi bu günü yaşamak sizin için bir yüke dönüşsün. Tabii bu işin teorik kısmı. Biliyoruz ki pratik de işler o kadar da kolay olmuyor, o gün akmıyor. Yanınızdan geçen her çifti ellerindeki kırmızı objelerle ağır çekimde algılıyorsunuz. Günü biraz kolaylaştıracak ve ister boşluk deyin ister yalnızlık ister çok da umrumda değil aslında, yaşamınızdaki o tanımlayamadığınız duyguyu kolay atlamanızı sağlayacak ufak tavsiyeleri listeledik.
Kim Aldatıldığını Bilmek İster ki?
Önemli bir projedesiniz kilit bir noktada astlarınızdan birine süreç hakkında soru soruyorsunuz. ”Tamamdır, harika gidiyor, sorun yok gibi “ cevaplar alıyor ve gayet keyifli bir şekilde işlerinize devam ediyorsunuz. Bu kilit noktadaki yalandan dolayı proje hüsranla tamamlanıyor. Eşiniz veya sevgilinizle konuşurken aldığınız cevaplar içinizde bir şüphe bırakıyor, doğru mu yalan mı söylüyor bilemiyorsunuz. Çok sevdiğiniz bir politikacıdan tutunda en yakın arkadaşlarınıza kadar insanların size doğru mu yalan mı söylediğini merak edersiniz. Ya da bir poker oyunundasınız ve rakibinizin hareketlerini algılamak o an için size dünyanın en önemli işi gibi görünüyor. Peki, bu ve benzeri durumlar gibi aldatılma riski olan, pazarlık sırasında blöf yapıldığı 100.000 USD’ lık bir iş anlaşmasını gerçekte 80.000 USD’ ye de bağlayabileceğimizi anlamak mümkün mü? Prof. Dr. Paul Ekman, iddiaların aksine yüz ifadelerinin kültürel kökenli olmadığını, aksine tüm yüz ifadeleri ve mimiklerin evrensel olduğunu ortaya çıkarmıştır. İlk aşamada gözlemlenen en temel evrensel yüz ifadeleri (mimikler) şöyle olmuştur; kızgınlık (sinirlenme), iğrenme (tiksinme), korku, zevk, üzüntü ve şaşırma olmuştur. Bunların dışında, aşağılama (hor görme) ifadesi diğerlerine göre daha zayıf belirginliğe sahip olmasına rağmen evrensel kabul edilen bir başka ifade olarak tespit edilmiştir. Paul Ekman, Monika Lewinsky skandalıyla ilgili röportajında, eğer Bill Clinton’u ben sorgulasaydım yalanını hemen yakalardım demiştir, bunu da Bill Clinton’un Monika Lewinsky’den bahsederken kendinden uzaklaştırıcı lisan kullanmasını tespit ederek desteklemiştir. Eğitimleri tüm dünyaya hızla yayılan Paul Ekman International eğitimleri Nisan ayında Türkiye’de de açılıyor olacak. Eğitimlere katılanlara yapılan testlerde eğitim öncesi anlama oranları % 50′den % 90′lara kadar çıkabiliyor. Tabi bugüne kadar kullanan sektörler daha çok Satış Temsilcileri, Doktorlar, Üst Düzey Güvenlik Görevlileri, Öğretmenler ya da Üst Düzey Yöneticiler gibi görünüyor. İlginç bir şekilde bu yetkinlikleri Poker oynayanlar da önemseyebiliyor. Bilinçaltı iletişim transferleri konusunda doktora çalışmalarını yürüten Sola Unitas CEO’su Umut Kısa, Paul Ekman’ın dünya psikoloji tarihinde önemli bir çığır açtığını ve birçok ülkeden sonra Türkiye’de bu eğitimlerin ilginç etkileri olacağını savunuyor. Kısa’nın en ilginç yorumlarından bir tanesi ise Paul Ekman’dan yaptığı alıntı. “Güvensiz ortamlarda bize yalan söylendiğini bilmek gerçekte bizi ne kadar mutlu edecek?”
Reklam