Yazın Geldiğini Gösteren 14 Şey
Yaz bu ya, gelir ve de geldiği gibi biter! Bize, arkasında yanmış (çoğunlukla soyulan) ve sivrisinek ısırığıyla dolu vücutlar, onlarca çekilen deniz fotoğrafı, (şanslıysak) yaz aşkı ve kendine has ritüellerini bırakır. Bunların hepsi, seneye tekrarlanmak suretiyle okullar açılınca ya da tatiller bitince anlatılmak üzere kısa süreli hafızalara atılır.
Deniz kokusunu içine çekmeden, çekirdek çitlemeden; okey atmadan geçen bir yaz şüphesiz eksiktir. Hatta sadece bunlar da değil; biz saydık 14 madde çıktı. Bakın bakalım, tam teşkilatlı bir yaz için geçerli olan maddeler neymiş. Eksiği yok, fazlası var!
Bakkalların dondurmayla dolması
Yazın en önemli sembollerinden biri kesinlikle dondurma! Kışın dondurma yemek isteyenler için hüsranla sonlanabilen bu durum; yazın, kışın acısını çıkartmakla geçebiliyor. Annelerin 'onların içinde gerçek süt yok, süt tozu onlar çocuğum' hezeyanları bir yana, hakikaten nefis bir şey!
Kahvelerden yükselen okey ve tavla sesleri
Bu, 'çıt çıt çıt' gelen sesler yüksek dozda kumar içeriyor! Eğer taze bir ekipmanla oynanıyorsa; iskambil destesi gıcır ve beyaz, tavlalar parlak ve güzel olur; sesi de daha gür çıkar sanki. Bunun yanında içilen oraletin tadı da bir farklıdır. Yazın habercisi, bu oyun seslerinin -özellikle masaya atılan pulların- cırcır böceği gibi sabah-akşam susmayı bilmemesindendir.
Sadece sıcaklıktan bahsedilen haber bültenleri
Sıcaklıklar niyeyse sürekli 'mevsim normallerinin üzerinde' son yıllarda. Dolayısıyla boş kalan haber bültenlerini doldurmak için iyi bir malzeme olsa gerek. Habire, yaşadığımız sıcaktan bahsediyor ve bültenlerde de izliyoruz. Algımızı başka bir yere çekme şansımız yok, ama güneşe ateş ederek rahatlamamız mümkün.
Eriğin pazarlarda yer alması
Yazın sevilen çocuğu kesinlikle erik! Pazarda, markette görüldüğü anda herkeste bir hararet yaratıyor. Eve gidene kadar pis bile olsa yeniyor. Üstüne üstlük buz gibi eriklerin dağıtıldığı misafirlikleri sevmeyen var mı? O komşuyu öpüp başa koymak gerek!
Güneş kremi ve türevlerinin kasa yanına gelmesi
Alışverişin son ayağında pamuk eller cebe gitmeden, sakız ve şeker almayı hayal ettiğiniz kasa yanında, kilitli cam dolapların içinde güneş kremlerinin yer aldığını görürsünüz. Eğer sayfiye yerindeyseniz bu daha önce gerçekleşir ve sinekle böcek kovucuların da yer alması söz konusudur. Eğer şehirdeyseniz, bu süreç daha sonra gerçekleşir; siz de ödeme için sıra gelene kadar 'ya bu 50 faktör de çok be arkadaş, 30 üstüne gerek yok' diye kendinizi goygoylarsınız.
Gün içinde çekirdek çitlemek
Çekirdek, yazın çat diye her an, bir tanıdığınız tarafından önünüze konabilir. Eğer bunu koyan kişi, mutfak işlerinde liderlik eden biriyse çöpünü düşünerek gelecektir. Eğer değilse, bunu getiren kişiye kabukları atmak için gazete ayarlayarak yardım edersiniz. Dedikodu ya da çay yanında çitlemekle beraber, akşam televizyon karşısında diziyle de götürülmektedir. Bağımlılık mı yapıyor, bizlere mi öyle geliyor; o kısmı kendi gizemi olarak kalsın.
Karpuz çekirdekleri
Bakın, yalnız karpuz değil; karpuz çekirdekleri! Neden mi, çünkü Kaz Dağları'nda bir su kenarında aklınızı kaçıracağınız güzellikteki bir yerde de; parkta, çimenlere yayılmaya gittiğinizde de bunlardan görürsünüz. Sebebi de ortada: insanımız bu çekirdekleri kavanozda biriktirmekte; biriktirmiyorsa da etrafa fütursuzca bırakmakta çok iyi. Hatta 'çog eyi'!
Parmak arası terlik ve atletin ortaya çıkması
Evet, sevsek de sevmesek de atlet ve parmak arası terliğin karınca gibi her yerde görüldüğü bir zaman dilimi yaz. Bundan ve Meksika dalgası gibi oynatılan parmakları görmekten hoşlanmıyor olabilirsiniz ama azıcık serinlemek için daha iyi bir öneriniz yoksa susun ve bunları giymeye ya da giyenlere saygı göstermeye devam edin.
Sabahlara kadar oturmak
Sıcakta uyumak kolay değil. Bu da 'akşam yatmak bilmez, sabah kalkmak bilmez' denilen eylem. Eylem dediysek, sabaha kadar oturup konuşmak ve birilerini çekiştirmekle geçirilir genelde. Sadece film gecesi diye de başlanan türleri görülmektedir.
Timeline'ın deniz-güneş ve bacaklardan oluşan fotoğraflarla dolması
Yazın herkes tatile gidiyor; gidenler de sağ olsunlar, bacakları nasıl diye merak eden kimseyi habersiz bırakmıyorlar. Bronzlaşmış ve renkli ojelerle süslenmiş tırnaklarla her yerden pörtleyen bu fotoğraflardan dönem dönem sıkılsak da tatile gidince biz de çekmekten kendimizi alamıyoruz. Sosyal medya adeta bir bacak kataloğuna dönüyor. Bunda katkısı olan herkesi öpüyoruz.
Sahillerin oturma item'larıyla dolması
Yaz gelince, 'ne yudumluyorsanız' koymanızı sağlayan oturma elemanları ortaya çıkıyor. Bu sene parklarda, bir çeşidine daha rastladık; air lounge özelliği olan bir oturmalık, sadece siz değil arkadaşlarınız da oturabiliyor (havayla şişirilen oturma aleti için, millet deli gibi koşuyor parkta). Marketlerin yazın çok sattığı oturmalıkların daha dayanıklı olmaları için kumaşları değiştirilerek daha uzun kullanılması da sağlanıyor(muş). E, demokraside çareler tükenmez.
Sivrisineklerin ortaya çıkması
Sürekli kaşınmak, sulu yaralar oluşturmak yazın vücudun alıştığı bir tepki. Büyüklerin söylediği gibi limon ya da kolonya sürülse belki problem biter ama sivrisinek popülasyonu ve sesleriyle beraber bir süre yaşamak olayı çekilmez kılıyor.
Sadece yazın albüm çıkaran sanatçıların varlığı
Onları her yaz anıyor ve istemesek de dinliyoruz. Çünkü onlar adeta 'yaz mafyası'! Peki ne yapıyor bu yaz mafyaları? Her yaz albüm çıkararak onları dinlememe şansımızı ortadan kaldırıyor ve bizleri müzikleriyle pistlere davet ediyorlar(!)
Merak edenler için: Diğer aylarda kazandıklarından yiyor ve mutlu kalmaya devam ediyorlar; çünkü biliyorlar ki her kışın sonu bir yaza çıkıyor.
Gazetelerde Eda Taşpınar ile karşılaşılması
Milenyumdan önce mi yoksa sonra mı kendisiyle tanıştık bilmiyoruz ama sadece müzisyenler değil; Eda Taşpınar da yazı bekleyenlerden. Yanmayı ve yanık tenleri o kadar çok seviyor olmalı ki kendisini hiç boğazlı kazakla görmemiş olmamıza rağmen, bitter çikolata gibi plajlarda gezindiğini biliyoruz üç ay. Ayrıca kendisinin yanında da genelde hep yanık tenli insanlar var. Ya bir tarikatlar ya da yazı gerçekten dibine kadar yaşamayı seviyorlar (nasıl oluyorsa).
Yorum Yazın