Yalnızca Okulunu Uzatanların Karşı Karşıya Kalabileceği 10 Kaçınılmaz Durum
Okulun uzaması, çoğunlukla üniversiteyi ailesinden farklı şehirde okuyanların başına gelen bela bir durumdur. Nedenine ister tembellik, ister şanssızlık, isterseniz de kaderin bir oyunu diyebilirsiniz. Ancak nedeni ne olursa olsun, bu durum ne yazık ki katlanılması gereken bazı sonuçlar doğurabilir.
1. Akrabaların “Okul ne zaman bitecek?” şeklindeki ahiret sorularına maruz kalmak.
2. Ailenizin sizi sürekli olarak yaşıtlarınızla kıyaslaması.
'Nurdan’ın oğlu senden bir yıl sonra kazandı ama şimdi büyük bir şirkette işe başlamış. Senin neyin eksik?” Bu konuşmanın sonu hiçbir zaman lehinize sonuçlanmaz. Siz her zaman haksızsınızdır.
3. Okul uzadıkça artan harç masraflarının belinizi bükmeye başlaması.
Aileye daha fazla yük olmamak için yavaş yavaş yarı zamanlı işlere doğru kayarsınız. Anketörlük, el ilanı dağıtma, basit animatörlük işleri... Hatta bunlar ilk başta size eğlenceli bile gelir .Ama sonunda notlarınızın daha da düşmesiyle, bir koltukta iki karpuzun taşınmayacağını deneyimleyip öğrenmiş olursunuz.
4. Kaç ev arkadaşı eskittiğinizi tam olarak anımsayamamak.
Geçen yıllar içinde siz hep sabittiniz, ama yanınıza taşındıktan sonra mezun olup gidenlerin haddi hesabı yoktu. Hatta öyle ki bazılarının isimleri unutulmuş bile olabilir.
5. Derslere girmeye fena halde üşenmek.
Her sabah çalan alarmı ertelerken aklınızdan hep aynı düşünce geçer: Nasıl olsa geçen yıldan kalan notlarım var, oradan çalışırım.
6. Bütün kağıt oyunlarında ustalık seviyesine erişmek.
Okula gidilmediğine göre nasıl geçecek bunca zaman? Tabii ki kağıt oyunlarıyla.. Batak, yanık, king derken, en az bir kahve müdavimi kadar hakim olursunuz bütün oyunlara. Günleriniz 'Koz ne? As çıktı mı?' gibi cümlelerle geçip gider.
7. Bütün hocalarla çok samimi olunduğu yanılsamasına kapılmak.
Çat kapı odasına gittiğiniz hocanız size çay mı ısmarladı? Hatta finalde iltimas geçip kağıdınıza fazladan not mu verdi? Bilin ki bu samimiyetten filan değil, artık bir an önce sizden kurtulmak istediğindendir.
8. Ortamlarda size sanki okulun demirbaşıymışsınız gibi davranılması.
Siz herkesten kıdemliyim diye sevinirken, insanların artık size ağabey / abla şeklinde hitap etmeye başlamalarıyla acı gerçekler bir bir yüzünüze çarpmaya başlar. “Benim zamanımda...” diye başlayan cümleler de kuruyorsanız vay halinize.
9. Sizin için adeta ikinci bir yuva haline gelmiş olan öğrenci işleri.
Öğrenciliğinizin ilk gününden itibaren sürekli uğradığınız bir yer olduğundan onlar da size çok alışmış durumdadır. Sizi gerçekten karşılıksız olarak seven bu güzel insanlara ne yapsanız azdır.
10. Okulun bittiğine bir türlü inandıramadığınız aileniz.
Günlerden bir gün artık o tek dersi de verip ailenize okulun bittiğini müjdelersiniz. Ancak ailenizi bir türlü inandıramazsınız. Kaç yıldır bu anı bekledikleri için şokta olmaları çok normal. Artık soran akrabalara da göğsünüzü gere gere cevap verebilirsiniz.