Yalnızca Güçlü Olanın Hayatta Kaldığı Bir Dönemde Kendini Yoktan Var Eden Bir Kraliçe: Anne Boleyn
Güzelliği ve zekasıyla İngiltere Kralı VIII. Henry'nin aklını başından alan, meşhur Anne Boleyn'in hikayesine az çok aşinasınızdır. Kendisi ile ilgili bu güne kadar pek çok kitap yazıldı, diziler çekildi ve hayatı beyaz perdeye aktarıldı. Ancak bu çekici ve bir o kadar da korkutucu kadının hakkını kimse tam olarak verebilmiş değil. Yalnızca güçlü olanın hayatta kaldığı acımasız bir dünyada kuralları yeniden yazan Anne Boleyn'in hayatının bilinmeyen yönlerini sizler için derledik.
1. Anne'in kardeşi Mary'nin, daha önce VIII. Henry'le bir ilişkisi vardı. O dönemlerde, aynı kişinin iki kardeşle birlikte olmasına ensest ilişki gözüyle bakılıyordu.
Bu yüzden Kral Henry kiliseden Anne ile ilişki yaşamasında bir sakınca olmadığına dair onay aldı. İlginçtir ki, Henry ensest ilişki olayını karısı Catherine'i boşamak için bahane olarak kullanmıştı. Çünkü Catherine'in ilk kocası Henry'nin erkek kardeşiydi.
2. Anne, Henry'nin kendisine yüz çevirmemesi için kuzenlerinden yardım aldı. Kralın yatağına girebilmek için pusuda bekleyen diğer güçlü ailelerin kızları yerine kendi kuzenlerini Henry ile bir araya getirdi.
Kulağa çok tatsız geldiğinin farkındayız, ama kraliyet ailesinde işlerin nasıl döndüğünü az çok biliyorsunuz. Kadınlar ne yazık ki ellerindeki gücü kaybetmemek ve kralın gazabına uğramamak için bu tarz ilişkilere göz yummak zorunda kalıyordu. Anne ise kendi çıkarını korumak adına böyle bir yola başvurmuştu.
3. Anne Boleyn'in annesinin de Kral Henry ile ilişki yaşadığına ilişkin bazı söylentiler vardı. Anne'den nefret eden insanlar, Anne'in aslında Henry ile Anne'in annesi Elizabeth Boleyn'in çocuğu olduğunu bile iddia etmişlerdi.
Böylesi bir dedikodunun insanı ne kadar yıpratacağını tahmin edebilirsiniz. Bu iddiaları doğrulayan bir kanıt yok, anlaşılan tek amaç Anne Boleyn'i zayıflatmak ve küçük düşürmekti.
4. Anne Boleyn'in VIII. Henry'nin ilk karısına olan nefreti herkes tarafından biliniyordu. Aragonlu Catherine'in ölümünden sonra mezarının başında Anne'in dans ettiği ve Henry'nin zafer çığlıkları attığı söyleniyor.
Aragonlu Catherine, yaşadığı süre boyunca zaten kocası ve Anne Boleyn'den çok çekmişti. Zavallı kadının ölümünden sonra bu denli sevinmeleri, gerçekten insanın yüreğini acıtıyor.
5. Anne, VIII. Henry'nin tacıyla kraliçe ilan edilmişti.
Kendisinin kural yıkan ve oldukça aykırı bir kadın olduğunu söylemiştik, nitekim Anne Boleyn'in kraliçe ilan edilişi bile farkını ortaya koyuyordu. Normalde kralın taktığı taç ile 1533'te kraliçe ilan edilen Anne'in gücünün büyüklüğünü buradan da anlayabilirsiniz. İlerleyen yıllarda kendisi için yeni bir taç yaptırdı ama o da en az kralınki kadar görkemli bir taçtı.
6. VIII. Henry, evlenmeden önce Anne Boleyn'e bir erkeğin unvanını verdi. Pembroke Marki'si ilan edilen Anne'in aslında 'markiz' olması gerekirdi.
Kendi hakları olan ve yeni unvanıyla babasından bile güçlü bir hale gelen Anne'e bu unvanın verilmesinin bir başka nedeni daha vardı. İngiltere'nin ezeli düşmanı Fransa ile resmi görüşmeler sırasında Anne'in de orada bulunabilmesi için Henry ona böyle bir unvanı layık görmüştü.
7. Kral Henry, Anne'in idamı için özel bir cellat getirtmişti. Karısının idam edilirken acı çekmesine 'gönlü el vermeyen' Henry'nin, Anne Boleyn'e yaptığı son iyilik buydu.
Anne'in ise idam edileceği gün oldukça neşeli olduğu ve yanındakilere şakalar yaptığı söyleniyor. Hatta kendisinin bundan sonra 'Kafasız Anne' olarak hatırlanacağını söyleyip kahkahalarla gülmüş.
8. Anne'in Henry'i büyülediği, bir insana benzemediği ve aslında bir cadı olduğuna dair söylentiler de mevcuttu. Ancak Anne ile ilgili farklı olan tek şey, bir elinde 6 parmağının olmasıydı.
Bir de kendisinin vücudunda çok fazla beni olduğu söyleniyor. Ama bütün bunlar sizi bir cadı veya yaratık yapmak için yeterli mi, ondan pek emin değiliz.
9. Ailesinin bağlantıları, özellikle de babasının diplomatik ilişkileri sayesinde Anne çok iyi bir eğitim almıştı. Yüksek mevkideki insanlarla sürekli birlikte vakit geçiren Anne, kendi döneminin en donanımlı kadınlarından biriydi.
Bu yetenekli ve iyi eğitimli genç kadının özellikle akıcı Fransızcası, zarafeti ve zehir gibi aklı ile VIII. Henry'nin gönlünü fethettiği söyleniyor.
10. Anne, bir zamanlar gerçek aşkından ayrılmaya zorlanmıştı. İngiltere'nin en güçlü hanelerinden birine mensup olan Henry Percy ile nişanlı olan Anne, babasının düşük rütbeli oluşu yüzünden Percy'i bırakmak zorunda kaldı.
Aşık olduğu adamdan Kardinal Thomas Wolsey'in zorlamalarıyla ayrılan Anne, kendisine bu acıyı yaşatan insanları affetmedi ve özellikle Percy'e layık olmadığını söyleyen Wolsey'den intikam almaya yemin etti. Kralın gözdesi olmayı başaran Anne, sonunda intikamını aldı ama karşılığında canından oldu.
11. Anne ve ailesi, koyu Protestan idi ve Henry üzerindeki güçlerini kullanarak Katolik Kilisesi'nde reform yapılmasına ön ayak oldular. Hatta Boleyn'ler için Luther'dan çok Luther'cı deniliyordu.
12. Anne'in diğer kadınlara kıyasla klasik bir güzelliği yoktu, ama cazibesini ön plana çıkarmayı çok iyi bilirdi. Özellikle uzun siyah saçları ve iri gözleri ile dikkat çekiyordu.
Henry'nin birlikte olduğu kadınlar, Anne'den çok daha güzel olsalar da hiçbiri Anne'in cazibesiyle boy ölçüşemezdi. Anne'i çekici kılan bir diğer şey ise sivri dilli oluşu ve kıvrak zekasıydı.
13. Anne, bir dönem Fransa Kraliçesi Mary'nin hizmetindeydi. Mary aynı zamanda VIII. Henry'nin de kız kardeşiydi. Boleyn kızlarının her ikisi de Kraliçe Mary'nin nedimeliğini yapmıştı.
Tabii, o zamanlar hiç kimse Anne Boleyn'in gelecekteki görümcesine hizmet ettiğinin farkında değildi. Anne'in akıcı şekilde Fransızca konuşabilmesinin en büyük sebeplerinden biri de bu vazifesiydi.
14. Anne'in hayaletinin büyüdüğü evde dolaştığına dair rivayetler bulunuyor. Bu söylentilere göre, Anne'in çocukluk hali kalenin içinde yaşamaya devam ediyormuş.
Bu konuda bir diğer söylenti ise Anne'in ruhunun idam edildiği yerde görüldüğü ve zaman zaman inleme şeklinde garip sesler çıkardığı yönünde. Gerçi insanların hayalet hikayelerine olan merakları malum. O yüzden çok da ciddiye almamak lazım.