Tek Yuvamızı Kaybediyoruz! Dünya Günü'nde Hepimizin Farkındalık Kazanıp, Harekete Geçmesi Gerekiyor
Sahip olduğumuz tek yuvayı kaybediyoruz! Hem de göz göre göre, kendi ellerimizle. Peki, yuvamıza verdiğimiz zararlar ve bu zararların önüne geçmek için farkındalık yaratan Dünya Günü hakkında neler biliyoruz? Gelin bir bakalım!
Dünya İklim Örgütü, geride bıraktığımız 2018 yılı ile ilgili geniş bir iklim raporu yayınlamıştı:
2018 Küresel İklim Raporu Yayınlandı: 'Artık Ertelemeye Vaktimiz Yok'
Maalesef, bu raporun gözlerimizin önüne serdiği tablo hiç mi hiç iç açıcı değildi.
Rapora göre 2018 yılında su sıcaklığı seviyesi bir rekor kırmış, sera gazına sıkışan enerjinin %90'ı denizlere ve okyanuslara uzanmıştı. Su seviyesi ise 3,77 mm artmıştı.
İklim değişiklikleriyle birlikte ortaya bu durumdan etkilenen afetler çıkmış, 62 milyon insan etkilenmişti. Bu afetler arasında kasırgalar, fırtınalar, orman yangınları, sel ve yağışlar vardı.
Fakat neydi dünyaya verdiğimiz zarar?
Daha önce bu konuyu açıklayan çeşitli içeriklerimizi sizlerle paylaşmıştık:
Fakat özetlemek gerekirse:
Ekim 2015 verilerine göre, sıcaklık 1880 yılından bu yana 1 santigrat derece arttı. Ufak gibi görünen bu oran, aslında oldukça yüksek! Ayrıca dünyamız en son bu kadar sıcak olduğunda tarih 125,000 yıl öncesini gösteriyordu.
Sera gazlarının neden olduğu bu sıcaklık artışının devam etmesi durumunda, gezegenimizin pek çok kısmı maalesef yaşama elverişsiz hale gelecek.
İnsanlık olarak küçük şeylerden vazgeçmememizin sonucu olarak yuvamızı öldürüyoruz.
Bilindiği üzere küresel ısınma, sanayi devriminin ardından her yıl katlanarak artan etkilere sahip oldu. Bu demek ki, aslında hayatımızı kolaylaştıran teknolojiler ve yenilikler, dünyamıza zarar verebiliyor. Fakat bu demek değil ki, teknolojiyi geride bırakmalıyız, mağara günlerine dönmeliyiz...
Aslında hayatınızda yapacağınız küçük değişiklikler, küresel çapta yaygınlaştığında evimizi yeniden eski görkemine kavuşturacak bir etkiye sahip olabilir. Bu değişiklikler tasarruflu ampul kullanmaktan, toplu taşımada seyahat etmeye, hayatınızdan plastiği mümkün olduğunca çıkarmaktan, daha az et tüketmeye, çevreyi kirletmemeye kadar minik şeylerden oluşuyor. Yani aslında hiçbiri hayatınıza engel olacak şeyler değil, sadece daha bilinçli olmak gerekiyor! Ülkelerin karbon ayak izini azaltması, yenilenebilir kaynaklar kullanması ise oldukça büyük önem taşıyor.
Dünyamızın geleceği bizim ellerimizde...
Dünyamızı iyileştirmek kolay bir süreç değil, bu doğru. Dünya üzerindeki her insanın bilinçlenip yuvamıza zarar vermeyecek hayat stilleriyle yaşamaya başladığını düşünelim. Bu durumda iyileşmeler görmek birkaç yılımızı alırdı, fakat dünyamızın iyileşmeye başladığı zaman oldukça güçlendiğini ve iyileşmesinin hızlandığını daha önce birçok örnekte görmüştük. Mesela Yeni Zelanda'da gerçekleştirilen okyanusu iyileştirme çabaları resiflerin canlanmasıyla karşılığını bulmuştu.
Oysa bizler pervasızca yuvamızı zehirlemeye devam ediyoruz.
Küçük önlemlerin alınması yerine, her yıl daha fazla plastik okyanusa dökülüyor, sera gazları ve karbon ayak izinin iklime verdiği zarar artıyor, içme sularımız kirleniyor, toprak ölüyor. Bunların kaçınılmaz sonucu olan yoksulluk, kıtlık, toplu hastalıklar ve ekonomik krizler ise ufak ufak kendini göstermeye başlıyor... Eriyen buzullar ve kaybettiğimiz onca türün yanında!
Dünyamız, adeta çürüyor.
Dünya Günü ise, bu senaryoların gerçekleşmemesi için farkındalık yaratmayı umuyor.
İlk olarak 1969'da John McConnell tarafından San Francisco'da, dünyamızın güzelliğini ve yaşamı kutlamayı amaçlayan bir fikir olarak ortaya çıkarılan Dünya Günü, daha sonraları yuvamızın karşılaştığı tehditlerle savaşmak için bir farkındalık günü haline geldi. Her yıl dünya çapında çeşitli kuruluşlar bu gün için etkinlikler düzenliyor, kimi zamansa çeşitli projelere imza atılıyor. Fakat asıl amaç, dünyamızın bir gün değil, her gün özenle korunması ve önemsenmesinin aşılanması.
Dünya Günü ile ilgili daha fazla bilgiyi bu içeriğimizde bulabilirsiniz:
Unutmayın, yalnızca bir adet yuvamız var.
Dünya dışında başka bir gezegen bulmak konusunda çeşitli çalışmalar devam etse de, henüz başka bir gezegene kaçıp, yeniden bir dünya kurmamız gibi bir ihtimal yok. Ayrıca bilim insanları gezegeni kurtarmak için yaklaşık 12 yılımız olduğunu söylüyorlar, üstelik hemen başlarsak! Bu demektir ki, küresel ısınmanın etkilerinden yalnızca gelecek nesiller değil, bizler de etkileneceğiz. Sıcaklık ise Dünya çapında 3 ila 5 derece arasında artacak, 2100 yılına kadar ise deniz seviyesi 3 metre kadar yükselecek, bu kıyı şeridindeki birçok şehri, hatta bazı ülkeleri yok edecek. Sonucu ise basit, sadece diğer türler değil, bizler de yok olacağız. Artık nefes alınmaz hale gelen atmosferde, yavaş yavaş boğulacağız...
Hepsi de hayatımızdaki küçük şeylerden vazgeçmediğimiz için olacak!
Görmezden gelmeyin, Dünyamızı kurtarın, çevrenizi bilinçlendirin!
Dünya Günü kutlu olsun!
Bu içerikler de ilginizi çekebilir!
Yorum Yazın