Son Dönemin En Çok Konuşulan Dizisi Normal People'a Neden Hemen Başlamanız Gerektiğini Anlatıyoruz!
Aynı adlı romandan uyarlanan Normal People dizisi son dönemde en çok rağbet gören, en çok konuşulan dizilerin başında geliyor.
Bir anda bir fenomen haline gelen Normal People dizisine biraz yakından bakalım.
Kendine has iki karakter olan Marianne ve Connell'ın hikâyesini anlatan Normal People yayınlandığı ilk günden beri gerek hikâyesi gerek sahneleriyle sıkça konuşulan dizilerin başında geliyor.
İlk bölümü itibarıyla bir hayli sevilen bu dizi Sally Rooney'nin 2018 Booker Ödülü'nde adaylığa görülen aynı adlı romanında uyarlandı.
Genç kuşağın en başarılı yazarlarından biri Sally Rooney, dizinin senaryo ekibi içerisinde de yer alıyor.
Romanın ve haliyle dizinin iki ana karakteri var: Marianne
Marianne, İrlanda'nın küçük bir şehrinde, aralarının da pek de iyi olmadığı annesi ve ağabeyiyle yaşıyor. Lise hayatı içerisinde akademik olarak oldukça başarılı olsa da sosyal olarak buna eşdeğer bir durum yaşanmıyor. Oldukça içedönük ve akranları tarafından sevilmeyen, tuhaf bulunan biri. Çocukluğundan lise yıllarının sonuna kadar oldukça yalnız ve bir başına bir hayat geçiriyor desek yeridir.
Dizide Marianne karakterine Daisy Edgar-Jones hayat veriyor.
ve Connell...
Connell, yine aynı küçük İrlanda şehrinde yaşayan başka bir genç. Marianne ile okul arkadaşı ve annesi Marianne'in evinde çalışıyor. Lise hayatında Connell'ın pozisyonu Marianne'dan oldukça farklı. Akademik olarak benzer şekilde başarılı ve sosyal ilişkileriyse oldukça iyi. Popüler, sevilen ve insanların yanında istediği bir isim.
Connell rolüyle Normal People'da seyirci karşısına Paul Mescal çıkıyor.
Birbirlerinden çok farklı noktada görünseler de, temelde benzer zeminlere ayak basan Marianne ve Connell'ın küçük bir sohbetle başlayan yakınlıkları yıllar içerisine yayılan bir hikâyeye dönüşüyor.
Bu hikâyeye aynı zamanda bir büyüme hikâyesi demek de mümkün!
İlk gençlik yıllarıyla başlayan bu hikâye lise ve üniversite süreciyle devam ediyor. Marianne ve Connell'ın hayatları dizi boyunca onları tanıdığımız gibi kalmıyor. Yıllar içerisinde birçok yapıcı ve yıkıcı dönüşüm geçiyorlar ve bir şekilde ayrı kalamayan, kenetlenmiş iki parça haline geliyorlar.
Hikâyeleri bireysel olduğu kadar toplumsal notalar da barındırıyor. Kendi hayatlarında tutunmaya çalışırken aynı zamanda geleneksel bir toplumda kendi kişilikleriyle yer edinme ve özgürleşme mücadelesi veriyorlar.
Aralarındaki çetin sevgi sınavı romanı da, diziyi de oldukça yürek burkucu bir hale getirirken dizi bu iki karakterin cinselliği keşfetme ve hayatlarına yansıtma biçimini oldukça başarılı ve etkileyici şekilde ekrana yansıtıyor.
Dizinin çekici yanlarıysa saymakla bitmiyor. Daisy Edgar-Jones ve Paul Mescal karakterlerine oldukça başarılı şekilde hayat verirken...
Oscar adaylığına sahip isim Lenny Abrahamson'ın dizideki yönetmenliği tam anlamıyla büyülüyor.
Dizinin bir diğer alametifarikası sahnelerle büyük bir ahenk içerisinde olan müzik kullanımı. Dizi için seçilen şarkılar Abrahamson'ın yönetmenliğiyle etkileyici bir uyum içerisinde.
Evde çokça vakit geçirdiğimiz bugünlerde kendinize bir güzellik yapın ve 12 bölümlük bu şahane diziye bir şans verin! 😍
Yorum Yazın