Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Sanat Tarihçilerinin Dilinden Düşmeyen Ünlü Ressamların Başyapıtlarına Sakladıkları 6 Gizli Mesaj
Michelangelo da Leonardo Da Vinci de sanat meraklılarının hala dilinden düşmeyen isimler. Öyle eserler bırakmışlar ki arkalarında hala üzerlerine tezler yazılıyor, tekrar tekrar analiz ediliyorlar. Mona Lisa gibi komplo teorilerine dahi konu olmuş eserlerin gizli mesajlar içerdiği iddiaları da yeni değil bu bağlamda. Biz de bu iddiaları içeriğimizde derleyelim istedik. Gelin altı büyük başyapıtın içerdiği akıl almaz mesajlara beraber bir bakalım! 👇
Ünlü ressamlar artlarında bıraktıkları başyapıtlar bir yana bir de bunlara sakladıkları mesajlarla kafaları karıştırmaya devam ediyorlar.
Bazıları yüzyıllardır tartışılan Mona Lisa gibi eserlerin sakladıkları mesajlar konusuna her geçen gün yeni bir iddia ekleniyor. Bazıları ise iddia değil gerçekten sanatçıların bıraktıkları muazzam izler. Detaylar için sizi şöyle alalım! 👇
1. Clara Peeters'ın 1615 yılında tamamladığı "Peynir, Badem ve Brezelli Natürmort" adlı eseriyle başlayalım.
Clara'nın hayatı hakkında çok bir şey bilinmese de eserleri günümüze taşınmış en önemli ressamlardan biri. O dönemde daha yaygınlaşmamış olan natürmort türünde yaptığı tablolar yıllar geçtikçe değerlenen paha biçilmez eserler. Yukarıdaki natürmort da bunlardan biri.
Hollanda'nın peynir üretiminde çığır atladığı dönemlerde yaptığı bu tabloda, bölgeye özel olan peynirlerle bezenmiş bir kahvaltı masası görüyoruz.
Cansız nesneleri konu alan natürmort türüne güzel bir örnek olmasının yanı sıra bu tablo aslında oldukça gizemli. Sağ tarafta gördüğünüz sürahinin kapağındaki minik detayı fark ettiniz mi? Orada gördüğünüz detay aslında Clara'nın otoportresi!
Yetenekli ressam otoportrelerini başka birçok eserinde de bir yerlere gizlemesiyle tanınıyor.
Clara'nın farklı bir natürmortundan alınmış bu görselde de yine tablodaki nesnelerden birine kendisinin yansımasını eklemiş.
2. Michelangelo'nun Sistina Şapeli'nin duvarlarına ve tavanına yaptığı freskleri belki bilirsiniz.
Bu freskler küçük meleklerin eşlik ettiği kadın peygamberlerin ve Eski Ahit'te adı geçen elçilerin çizimlerini içeriyor. Bu büyüleyici eser ortaya çıkmadan önce Papa II. Julius aslında Michelangelo'dan sadece İsa'nın on iki havarisini çizmesini istemişti. Dahi sanatçının ise çok daha çılgın fikirleri vardı: İnsanlığın doğuşundan itibaren olan tüm hikayeyi bu duvarlarda anlatmak!
300 farklı insan figüründen ve 175 farklı resimsel alandan oluşan bu eser kelimenin tam anlamıyla nefes kesiyor.
Tüm bu figürlerin arkasındaki hikayeyi aktarmamız imkansız olsa Michelangelo'nun aralara serpiştirdiği küçük sürprizlerden bahsedeceğiz. Bunların gerçekten beklenmedik olduğunu söylesem yeridir. 👇
Örneğin bu freskteki Cumae'lı kadın peygamber tasvirinde arkada iki tane melek var. Bunlardan birinin eline bir bakın.
Bizim kültürümüzde de karşılığı olan bir el hareketi çektiğini görüyoruz bu meleğin. Orta parmak ile işaret parmağı arasında baş parmağı koyarak yapılan bu hareketin antik Roma'ya kadar uzanan bir tarihi var ve küfür anlamı taşıyor. Sanat tarihçileri Michelangelo'nun bu detayın komik olacağını düşünmüş olabileceğini söylüyor.
Ayrıca dahi ressam tavana çizdiği fresklere insan anatomisine ait şekilleri saklamış!
Örneğin yukarıda gördüğünüz ünlü Tanrı figürünün insan beynine benzer bir kümenin içinde yer aldığını fark edebilirsiniz. Michelangelo üzerinde çalıştığı tüm anatomi çizimlerini kendi elleriyle yok etmiş olsa da başeserine bunları başeserinde saklamaktan çekinmemiş.
Aşağıdaki kesitte de böbreği andıran bir şekil olduğu iddia ediliyor.
Böbrek hastalıklarında uzman olan Garabed Eknoyan adlı bilim insanının 2000 yılında yayımladığı makalesi bu kesit hakkındaki incelemeler içeriyor. Bunun gibi başka örneklerin de olduğu eserin insan anatomisini yansıtan büyük bir çalışma olduğu da söyleniyor.
3. Üçüncü durağımız Sandro Boticelli'nin "La Primavera" adlı eseri.
Bu eser Rönesans döneminde Floransa'da bu kadar büyük ölçekli tuvale yapılmış ilk tablo olarak anılıyor. Eserin kısaca baharın ya da sonbaharın gelişini temsil ettiğini söylemek mümkün. Siz de resmi yakından incelerseniz bitki detaylarını görebilirsiniz.
Uzmanların söylediğine göre eser 500'den fazla bitkiyi ve 200'den fazla farklı bitki türünü içinde barındırıyor.
Bu derece geniş çaplı bir botanik bilgisini içermesinin büyüleyici olduğunu söylemek gerek. Bunların 15. yüzyıl Floransa'sında ilkbaharda görülen bitkiler olduğu düşünülüyor.
Aşk ve evlilik tanrıçası Venüs'ü merkeze alan bu tabloda çiçekler ve ilkbaharın tanrıçası Flora'yı da görebiliyoruz.
Flora'nın etrafındaki isimlerini sayamayacağımız kadar çeşitli olan çiçekler sadece dekoratif olarak algılanmamalı. Bu bitkilerin hepsi Hristiyanlık ve Pagan öğretilerinde farklı farklı yorumlamalara açık olan anlamlara sahip. Ayrıca Boticelli'nin bu tabloda kullandığı Venüs figürü başka birçok çalışmasında farklı hallerde karşımıza çıkıyor. Bunların en ünlüsü de 'Venüs'ün Doğuşu' adlı eseri.
4. Her daim tartışma yaratan Leonardo da Vinci'nin "Mona Lisa" eserinden de biraz bahsedelim.
Mona Lisa hakkında söylenebilecek belki birçok şey vardır ama burada İtalyan araştırmacı Silvano Vinceti'nin iddialarından bahsedeceğiz. Vinceti'ye göre Mona Lisa'nın gizemi gözlerinde yatıyor. Kendisi bu sonuca eserin yüksek çözünürlüklü kopyalarını inceleyerek ulaşmış.
Araştırmacının iddiasına göre Mona Lisa'nın gözlerinde sayılar ve harfler gizlemiş Da Vinci.
Bu gizli mesajlardan biri Mona Lisa'nın sağ gözündeki 'LV' harfleri. Vinceti'ye göre sol gözünde de harfler bulunuyor ama bunları net olarak seçmek zor. Ayrıca kadının arkasındaki köprünün üstünde de '72' ya da 'L2' yazdığını da iddia ediyor.
Vinceti bu bulgularının modelin kim olduğuna ve resmin ne zaman yapıldığına dair fikir verebileceğini düşünüyor.
Arıca Leonardo Da Vinci'nin mistisizm ve dinle olan ilişkisine de anlam kazandırabileceğine inanıyor. Neden orijinal resme bakınca bunları göremiyoruz diye sorarsanız da bunun sebebini çok ince bir fırçanın kullanılmasına bağlıyor. Yıllar geçtikçe de silikleşen bu yazıları çıplak gözle görmek imkansız hale gelmiş.
Ancak bazı tarihçiler ve bilim insanları bu 'sembollerin' varlığına pek ihtimal vermiyor bu yüzden Vinceti'nin söylemleri iddia olarak kalmış durumda.
5. Sırada Van Gogh'un hakkında ilginç bir iddia ortaya atılmış olan "Kafe Terasta Gece" adlı eseri var.
Vincent Van Gogh tarafından 1888 yılında tamamlanan bu tablo ressamın en bilinen eserlerinden biri. Üzerinde Van Gogh'un imzası bulunmamasına rağmen sanatçı yazdığı mektuplarda bu tablodan bahsettiği için onun olduğunu biliyoruz.
Bu tabloyla ilgili ilginç olan ise bir uzmanın Van Gogh'un burada "Son Akşam Yemeği" eserinden etkilendiğini iddia etmesi.
Leonardo Da Vinci, Son Akşam Yemeği eserinde İsa ve çevresinde de 12 havarisi resmetmişti. Ayrıca İsa'ya ihanet edecek olan Yehuda da bu tabloda yerini alıyordu. Jared Baxter adlı uzman Van Gogh'un kafe resminin İsa'nın bu son akşam yemeğine referansta bulunduğunu iddia ediyor.
Baxter'a göre beyaz önlük giyen garson İsa'yı ve etrafındaki insanlar da 12 havariyi temsil ediyor. Soldaki karaltı da Yehuda.
Gerçekten de sayınca kafede oturanların sayısı örtüşüyor ve Van Gogh'un eserindeki gizem gerçekten bu olabilir gibi duruyor. Ek olarak Baxter İsa olduğunu iddia ettiği figürün tam arkasına da bir haç işaretinin denk gelmesini ilginç bulduğunu belirtiyor. Sizce de Van Gogh böyle bir göndermede bulunuyor olabilir mi?
6. Son olarak Jan van Eyck'in "Arnolfini'nin Evlenmesi" adlı eserindeki gizli mesajlardan bahsedeceğiz.
Bu resme ilk baktığınızda sadece zengin bir tüccar ve eşini görüyor olabilirsiniz fakat burada daha fazlası saklı. Jan van Eyck bu eserinde kullandığı sembollerin yanı sıra kendisinden izler de bırakmış.
En çarpıcı detaylardan biri arkada duran aynadaki yansıma. Burada anlıyoruz ki çift aslında odada yalnız değil, iki kişi daha kapıdan giriyor.
Bazı uzmanlar kapıdan giren kişilerden birinin Eyck'in kendisi olduğunu söylüyor çünkü aynanın üstündeki yazıda da 'Jan van Eyck buradaydı, 1434.' yazdığı biliniyor.
Burada ilginç olan diğer bir konu ise tablodaki tüccarın eşinin 1433'te ölmüş olması.
Ya Eyck resmi yapmaya tüccarın eşi ölmeden başlamıştı ya da o öldükten sonra. Eseri incelediğimizde ise sonradan yapmış olabileceğine dair sembollere rastlıyoruz. Örneğin yukarıda gördüğünüz avizedeki mumlar; tüccarın üstündeki yanarken eşinin üstündeki sönük.
Buna dair diğer bir işaret ise tüccarın eşinin eli sanki onun elinden kayıp gidiyormuş gibi görünmesi.
Ayrıca tüccarın melankolik bir ifade taşıyor olduğunu söyleyenler de var. Ayrıca yine arkadaki aynanın çerçevesine baktığımızda sol tarafta İsa'nın doğuşunu, sağ tarafta da ölümünü anlatan işaretler olduğunu görüyoruz. Tüm bunlar Eyck'in tüccarın eşine olan özlemini yansıtmak istediğini gösteriyor olabilir.
Eserlerdeki bu gizli mesajlar hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım! 👇
Bu içerikler de ilginizi çekebilir:
'Venüs'ün Doğuşu' Tablosu Neden Bu Kadar Popüler?
Yorum Yazın