Öğrendiğiniz Anda Ufkunuzu İki Katına Çıkaracak ve Daha Önce Muhtemelen Duymadığınız 15 İlginç Bilgi
Yeni bilgiler öğrenmek insanların ruhunu besler, ufkunu genişletir... Siz de yeni şeyler öğrenmeyi seviyorsanız bu içeriğimiz tam size göre! Çünkü bu yazımızda çeşitli ilginç bilgileri topladık. Detaylar için buyurun... 👇
1. Yaşlı insanların parmak izlerini almak çok daha zordur.
Parmak izleri aslında zamanla değişmez! Ancak insanlar yaşlandıkça ciltleri esnekliğini kaybettiği için yaşlı bir kişinin parmak izlerini almak çok daha zor olur. Ayrıca çıkıntılar ve oluklar daha az belirgin hale geldiği için izin yakalanması daha zorlaşır...
2. Güneş, sürekli yanan bir ateş topu gibi görünse de aslında yanmaz, sadece parlar!
Günlerimizi aydınlatan ve adeta bir ateş topu gibi görünen Güneş, bir mumun veya kamp ateşinin yandığı gibi yanmaz. Çünkü uzayda oksijen yoktur! Devasa bir gaz topu olarak da bilinen Güneş, hidrojen gazını kaynaştırdığı için aslında parlar.
3. Yakın zamanda nesli tükenen bazı türler bilim sayesinde geri dönebilir!
Dünyayı soyu tükenmiş bir hayvanla paylaşmanın nasıl bir şey olduğunu merak ederseniz bazı bilim insanlarının size iyi haberleri olabilir. Bilim insanları bir süre, soyu tükenen hayvanların bozulmamış DNA'sını klonlayarak bu türleri hayata döndürmeyi hedeflediler. Fakat DNA ömrü 521 yıl olduğu için uzun zaman önce ortadan kaybolan türleri maalesef geri döndürmek imkansızdır.
Ancak bu yöntem nesli tükenmekte olan ve yakın zamanda nesli tükenmiş olan hayvanları kurtarmayı amaçlamaktadır. Araştırmacılar, melez bir yolcu güvercinini diriltmenin 5-10 yıl süreceğini, melez bir yünlü mamutu diriltmenin ise en az 10 yıl süreceğini tahmin ediyor.
4. Kahverengi pirinç de aslında beyaz pirinçten gelir.
Kahverengi pirinç, beyaz olandan daha sağlıklı olarak bilinir ancak gerçek şu ki iki renk de aslında aynı pirinç kökeninden gelir! Kahverengi pirinç yalnızca dış kabuğu çıkarılarak öğütülen tam tahıllı pirinçtir. Beyaz pirinç ise yoğun bir şekilde işlenir. Kahverengi pirinç beyaz pirinçten daha fazla lif ve besin maddesine, daha düşük glisemik indekse ve daha kısa raf ömrüne sahiptir.
5. İnsanlar da evrimleşerek zehirli olabilirler.
Bitkilerde ve hayvanlarda zehirli türler bildiğiniz üzere epey yaygındır. Fakat insanların da evrimleşerek zehirli olabileceklerini biliyor muydunuz? İnsanlar hiçbir zaman çıngıraklı yılanlar veya ornitorenkler kadar zehirli olamayacak olsa da son araştırmalar insanların evrimleşerek zehirli olması için gerekli faktörlere sahip olduğunu gösteriyor. Yani insanların zehirli olması tamamen evrime bağlı...
6. Kara delikler sizi içine çekemez!
Bilim kurgu kitaplarında genellikle kara deliklerin, çevresindeki maddeleri içlerine çekeceği söylenir. Ancak bu durum gerçek değil, sadece bir yanılgıdır. Kara delikler sizi içine çekmez. Diğer nesnelere kıyasla kara delikler daha yoğundur ve daha az yer kaplarlar.
7. Taraklarımızı yanlış kullanıyor olabiliriz...
Saçlarınızı yatay olarak taramak yerine fırçayı dik tutarak taramayı deneyebilirsiniz. Bu yöntem sayesinde saç kılları dikey olarak sıralanır ve saçlarınız daha az kırılır.
8. Astronotlar geri dönüştürülmüş idrar içerler.😱
Bu gerçek sizi oldukça şaşırtabilir. Su, oldukça değerli ve sınırlı bir kaynak olduğu için Uluslararası Uzay İstasyonu mürettebat üyeleri kendi idrarlarını kullanarak suyu mümkün olduğunca geri dönüştürüyorlar. Su geri dönüşüm süreci yaklaşık 8 gün sürüyor. Astronotlar bir yıllık görev boyunca 730 litreye kadar geri dönüştürülmüş idrar ve ter tüketebilirler.
9. Bir deniz sümüklü böceğinin kafası kopsa da yepyeni bir vücutla yaşamaya devam eder.
Kulağa korku filminden fırlamış gibi gelse de deniz sümüklü böceği, kafası kopmasına rağmen kendine yeni bir vücut yaparak yaşamaya devam edebiliyor. Japonya'daki Nara Üniversitesi'ndeki ekolojistler, kafaları vücutlarından ayrıldıktan birkaç saat sonra sümüklü böceklerin sanki hiçbir şey olmamış gibi yosunları kemirmeye başladığını keşfettiler. Yaklaşık 20 gün içinde deniz sümüklü böceklerinin üçte biri kalpleri de dahil olmak üzere vücutlarını tamamen geri kazandı!
10. Sakız çiğnemek konsantrasyonu artırır.
Odaklanmakta güçlük çektiğinizde sakız çiğnemeyi deneyebilirsiniz. British Journal of Psychology'de 2013 yılında yapılan bir araştırmada sakız çiğneyen deneklerin sakız çiğnemeyenlere göre daha uzun süre odaklanabildikleri bulundu.
11. Duş almak yaratıcılığınızı arttırır.
Duş almak sadece hijyeniniz için değil aynı zamanda yaratıcılığınız için de önemlidir. Psychological Science dergisinde 2012 yılında yayınlanan bir araştırmada gönüllülere bir dinlenme süresi ve ardından çözmeleri için yaratıcılık sorunları verildi. Bu süre zarfında bazılarına zorlu görevler verilirken diğerleri tıpkı duş almak gibi zihinlerinin dolaşmasına izin veren daha basit işler yaptı. Dinlenme süresi boyunca daha basit görevleri yapanların orijinal yaratıcılık problemlerini çözme olasılıklarının daha yüksek olduğu görüldü.
12. Yunuslar savaşlarda kullanılmak üzere eğitilmiştir.
Yunuslar genellikle sevimli ve zeki hayvanlar olarak bilinir. Fakat yunuslar hakkında bilmediğiniz bir gerçek; yunusların Vietnam Savaşı ve Soğuk Savaş sırasında ABD ve Sovyetler Birliği tarafından kullanılmasıdır! Her iki ülke de mayınları tespit etmek, dalgıçlara ekipman getirmek, kayıp ekipmanları bulmak ve denizaltıları korumak için yunusları eğitti.
13. Suyun sıcaklığına bağlı olarak çıkan ses değişir.
Çok yakından dinlerseniz sıcak su ve soğuk suyun akarken biraz farklı sesler çıkardığını fark edebilirsiniz. Akan suyun çıkardığı sesi, ısısına göre değişebilir. Isı olarak hissettiğimiz şey suyun daha hızlı hareket eden moleküllerinden gelir. Soğuk su ise daha kalındır ve bu nedenle biraz daha yüksek perdeli bir ses çıkarır.
14. Çitalar kükreyemez.
Çitalar aslında kükremezler. Kükremek yerine mırıldanabilir, miyavlayabilir, tıslayabilir ve hırlayabilirler. Bu tür davranışlar aslında evlerimizde beslediğimiz evcil kedilere çok benzer.
15. Uzaydaki astronotlar yüksek miktarda radyasyona maruz kalırlar.
Astronotlar Dünya'dan ayrıldıklarında onları fiziksel olarak etkileyen bir çok faktörle karşı karşıya kalırlar. Bunlardan biri de yüksek miktarda radyasyona maruz kalmalarıdır. NASA'ya göre uzaydaki astronotlar 150 ila 6 bin göğüs röntgenindeki radyasyon ile aynı miktarda radyasyona maruz kalırlar.
Sizi şaşırtan bir bilgi oldu mu? Yorumlarda paylaşın!
Yorum Yazın