Kişisel Onay Teorisi Kendinizi Nasıl Görmek İstediğinizi Ortaya Çıkarıyor!
Bildiğiniz tüm psikolojik bilgileri kenara atın. Self-Verification Theory, yani Türkçe adıyla Kişisel Onay Teorisi, size kendinizle ilgili daha önce hiç duymadığınız bir şey söylüyor.
Hanımlar ve beyler, bu hayatta en çok kendinize güvenmelisiniz çünkü siz asla sizi yanıltmazsınız. Neden mi, böyle diyorum? Aslında bunu ben değil, Self-Verification Theory ya da Kişisel Onay Teorisi söylüyor.
Kişisel Onay Teorisi, bireyin aslında farkında olmadan kendi kendini doğruladığını gösteriyor. Bunu yaparken de çevresine tıpkı kendisine benzeyen kişilikleri topladığından bahsediyor.
Daha açık olmak gerekirse, siz kendinizi nasıl biri olarak görüyorsanız başkalarının da sizi öyle görmesini istiyorsunuz. Dolayısıyla sizi kendiniz hakkındaki düşünceleriniz konusunda onaylayacak kişiler ile yakın ilişkiler kuruyorsunuz.
Biraz düşünelim, eğer bir kişi kendi ile ilgili olumsuz fikirlere sahipse ve devamlı aklından kendisini mutsuz edecek düşünceler geçiyorsa muhtemelen çevresindeki insanlar da onu eleştirecek bir şeyler mutlaka buluyorlardır.
Örneğin kendinize sürekli 'Sen başarısızsın! Ne kadar güçsüzsün! Yine şansım yolunda gitmedi! Başıma hep kötü şeyler geliyor!' gibi evhamlı ve serzenişte bulunan cümleler kuruyorsanız ya da günün çoğunluğunda aklınızdan böyle şeyler geçiyorsa başkalarının size davranışları da benzer şekilde olabilir.
Diğer bir seçenek daha var! Eğer kendinizi oldukça seven ve beğenen biriyseniz bu kez yakın ilişkilerinizde de aynı şekilde başarılı, güzel/yakışıklı ya da kendini öyle hisseden ve size de öyle hissettirecek kişileri seçiyorsunuz.
Örneğin görünüşünüzü seven ya da bedenine yatırım yapan biriyseniz karşı tarafta sizin kendinize değer verdiğiniz ölçüde size değer vermeye başlıyor. Böylece kendinizi seviyor olmanız, aşk ya da arkadaşlık ilişkilerinizde size hayranlık duyulmasına sebep oluyor.
Bu durum bize şu sözü hatırlattı:
'Düşüncelerine dikkat et, sözlerin olur. Sözlerine dikkat et, davranışların olur. Davranışlarına dikkat et, alışkanlıkların olur. Alışkanlıklarına dikkat et, kaderin olur.'
-Mahatma Gandhi
Dışarıdakilerin size nasıl davrandığının en güçlü sebebi sizin kendinize nasıl davrandığınızda saklı. Eğer onaylanmadığınızı düşündüğünüz bir ilişkideyseniz ya da insanların sürekli sizi kıracak şekilde davrandığını düşünüyorsanız öncelikle benliğinize doğru bir yolculuğa çıkıp, iç görü sağlamanızda fayda var.
Eğer manipülatif ya da narsistik bir kimseyle karşı karşıya değilseniz ve sorun kendinize davranışınızsa yapabileceğiniz şey çok basit: Kendinize değer vermek.
İlişkinizin boyutunu anlamak ve kaygılarınızı ayırt edebilmek için bir uzmana başvurmanızı tavsiye ederiz.
Kişisel Onay Teorisi'ne göre kişinin benliğine duyduğu olumlu ve olumsuz görüşler bulunmaktadır. Benlik görüşleri arasındaki farkı kişinin sözlerinden ölçebileceğimiz gibi davranış ve alışkanlıklarından da ölçebiliriz. Bu durumda kendinize söylediğiniz şeyler, yani içsesiniz kadar, hayatta yaptıklarınız da önem taşımaktadır.
Tüm gün hareketsiz kalarak ve tembellik ederek kendinizi sevdiğinizi söylemeniz benliğiniz için pek inandırıcı olmayabilir.
Hayata karışmak, sosyalleşmek ve hareketli bir gün geçirmek benliğinize duyduğunuz saygıya iyi gelebilir. Çünkü yaşamda birçok olasılık bulunmaktadır, kendinizi bir odaya kapatırsanız tüm olasılıklardan kaçmış olursunuz. Sizi iyi ya da kötü hiçbir şey bulamaz.
Üstelik bu sizi daha büyük rahatsızlıklara itebilir. Örneğin bir araştırmaya göre depresif insanların düşük benlik saygısından yakındığı ortaya çıkmıştır.
Fakat diğer yandan tüm gününüzü evde geçirmekte benliğinize saygısızlık olmaz eğer ki üretken olabilirseniz. İnsan doğasının yadsınamaz bir özelliği düşünmek ve gerçekleştirmektir. Yeni fikirler ve yaratıcılık bizi diğer canlılardan ayırmaktadır. Yaratıcılığınızı harekete geçirin ve doyum sağlayarak yaşamaya bakın.
'Sanat evden çıkmadan evden kaçmanın tek yoludur.'
-Twyla Tharp
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Ortodonti Nedir? Hangi Hastalıklara Bakar?
Yorum Yazın