Kafa Nakline Giden Yolda 'Öldürdüğümüz' Çift Başlı Köpekten Sonraki İlk Canlı: Çift Başlı Sıçan
Bilimsel devrimle birlikte insanlık olarak bilim alanında kayda değer gelişmeler sağladık.
Sanayi devrimiyle başladığımız bilimsel alandaki gelişme sahası, her geçen gün bir yenilikle karşımıza çıkar oldu.
Özellikle son 80 senelik periyotta insanlık olarak, pek çok önemli başarıya imza attık.
Teknoloji alanında yakaladığımız ivmenin yanı sıra, insan bedeni ile alakalı arayış ve geliştirme arzumuz son hızla devam etmekte.
Bu süreçte ise Homo Sapiens olarak sürekli kendi geleceğimizi düşünmenin getirdiği bazı zorluklar yaşadık.
Bu zorlukların faturasını ise insandan ziyade genel olarak hayvanlar ödedi malesef.
Özellikle Nazilerin insanlar üzerinde yaptığı akıl almaz deneylerin açığa çıkmasından sonra denek olarak hayvanlar kullanılmaya başlandı.
İnsan bedenini sonsuza dek yaşayabilecek bir makinaya çevirme isteğinin yanında, duygu ve düşünce dünyamızı anlamlandırma yolunda da ‘kurbanlarımız’ maalesef masum hayvanlardı.
Psikoloji dünyasının en önemli denekleri maymunlar oldu, onların davranışsal sistemlerini çözümleme yolunda her daim onlara başvurduk.
Örnek olarak şu içeriğimizde bahsettiğimiz deneye bakabilirsiniz:
Tarihin Ölümle Sonuçlanmış Deneylerinden: Sahte Anne Deneyi
Zihne yapılan yolculuklardan sonra da sıra beden üzerinde yapılan çalışmalara geldi.
Ve insan bedeninin gelişimi safhalarındaki deneklerimiz de hayvanlar oldu.
Muhtemelen kulağınıza defalarca çalındığı gibi, kafa nakli, son dönemlerde bilim insanlarının en çok uğraş verdiği konulardan birisi.
Bu konudaki çalışmalar ise yaklaşık 110 sene önce başladı.
İlk olarak Charles Claude Guthrie adındaki bir fizyolog, bir köpeğin başını kafa nakliyle başka bir köpeğin boynuna yerleştirdi.
Ortaya çıkan çift başlı köpek ise birkaç saat sonra öldü.
Kafa nakliyle alakalı çalışmalar o noktada sona ermedi elbette.
Delilik ile dahilik arasında gidip gelen Vladimir Demikhov adındaki bilim insanı, bizlerin hayvanlar üzerinde yaptığı acımasız deneylerin en ünlüsünü gerçekleştirdi.
Demikhov bu deneyde, bir köpeğin kafasını kesip başka bir köpeğe naklederek çift başlı bir köpek yaratma amacını gütmüştür.
Demikhov ilk iş olarak bir köpek yavrusunun başını, ön ayaklarıyla birlikte yetişkin bir köpeğe nakletti. Nakledilen köpek yavru olduğu için yetişkin ev sahibi köpeğin kalbi iki başa da yeterli kanı pompalayabilmekteydi. Her iki baş da ayrı ayrı süt içebilmekte, hatta birbirlerinin kulaklarını ısırabilmekteydi.
Köpek ise yalnızca 1 ay sonra öldü.
Hayvanlarda kafa nakli ile alakalı son haber ise Çinli bilim insanlarından geldi.
Çin’de bir sıçanın kafası kesilerek, başka bir sıçanın kafasına nakledildi ve iki kafalı bir sıçan yaratıldı.
Bu deneydeki amaç ise, insanlar arasında gerçekleştirilen kafa nakli operasyonu esnasında beyne zarar verebilecek miktarda kan kaybının önüne nasıl geçileceği.
Şu an için olası kafa nakli operasyonlarındaki en önemli engellerden birisi, beyne zarar gelecek kadar kan kaybı yaşanması. Ve bilim insanları da bu operasyonlarda daha yüksek başarı sağlamak adına, bu deneyleri sıçanlar üzerinde gerçekleştirdi.
Kafa nakli operasyonlarının etik açıdan yaratabileceği sorunlar ise halen çözüme kavuşturulmayı bekliyor.
Pek çok insan bu operasyon sonunda hayatına devam edecek kişinin ciddi fizyolojik ve psikolojik sorunlarla baş etmek zorunda kalacağını düşünüyor.
Etik tartışmalar süregelirken, bilim insanları da boş durmayarak kendi alanlarına giren konulardaki problemlere çözüm arıyor haliyle.
Çözüm için ise masum canlıları kullanıyor.
Bu arada, daha önce de duyurduğumuz gibi ilk kafa nakli ameliyatı bu senenin sonlarına doğru gerçekleşecek.
Bilim insanları da bu operasyon öncesinde edinebildiği kadar çok bilgiyi edinmek, hataları tespit etmek istiyorlar.
Fakat, bu yolda başka bir canlının hayatına son verme konusunda hiçbir çekinceleri yok.
Bu arada bir durumu unutmadan belirtmekte büyük fayda var.
Çin'de yapılan deney sonunda ortaya çıkarılan çift başlı sıçan, deneyden sadece birkaç gün sonra öldü…