Vekâletname ilişkisi de tam iki taraflı bir sözleşme ise ipin bir ucu Icardi’de bir ucu da Wanda’da ise “sahiplenme” bakımından bir sınırın aşımı –ki bu da bir şiddettir- söz konusu olmaz mı sizce de? Hazır sahiplenme demişken Icardi’nin kendini, kariyerini ve hayatını yönetmesine resmen ipotek koyan bu hikâyenin bir de özel yaşamın gizliliği boyutu var ve kendini magazin sarmalına kaptıralı oluyor hayli zamanlar!
Wanda Nara kişisinin; futbolcu Maxi Lopez ile evliyken Maxi’nin takım arkadaşı Mauro Icardi’ye, Icardi ile evliyken de Icardi’nin takım arkadaşı Brozovic’e duyduğu yoğun ilgi ayrı bir klasör açtırıyor bizlere. Henüz “Icardi ailesi bir arada” ilanı yapmışken yine Icardi ile çekilen fotoğraflarının şöminede yanışını/yakışını da dünya kamuoyuyla paylaşmaktan çekinmeyen bir futbolcu menajeri var huzurlarımızda! Kusursuz itibar ve vekâletname ilişkisine güveni de oldukça sarsacak tüm bu etkisi giderek kuvvetlenen eylemler; bir yandan da haksız rekabet ve meslek sırlarının ifşasının kuvvetle tutuşmak isteyen ellerini acımasızca ayırıyor.
Bir genelleme bile olsa, evlilik birliği içindeki paylaşımların sır saklama yükümlülüğüne ne denli dayanıklılık gösterebileceği ortada. Adını genel olarak koymadığımız, normalleştirdiğimiz, böyle gelmiş böyle gider dediğimiz yaşanan olaylar hem psikolojik şiddete hem de ekonomik şiddete hizmet ediyor. Yaptığı transfer görüşmelerinin kendisinden kaynaklı olumsuz seyrettiğini bizler gibi izleyen Wanda Nara ve itibarını yönetemeyecek durumda olan Icardi. Yine, eşi ve menajeri tarafından ateşe verilen fotoğraflarını, kız kardeşinin kardeşine olan sitem ve özlemini bizler gibi seyirci koltuğundan izleyen Icardi.
Icardi için çanlar çalıyor, şiddet döngüsünü kırmanın vakti geldi de geçiyor! Bu zincirleme ilişki düğümü, mental yorgunluğunun önüne geçemeyen, işlerini, itibarını ve yakın gelecekte muhtemelen ekonomisini de yönetemeyecek bir yokuştan yuvalanıyor Icardi!
Aynaya baktığında hem fail hem de mağdur Wanda Nara!
“Futbol endüstrisinde kadın olmak” diye başlayan cümlelerimizin öngörülen bir süre örneğini teşkil edecek. Bazen kasten bazen de istemeyerek yaptığı her şey, kendisi gibi yaşamaya çalıştığı hayatının kadın olmasıyla gölgelenmesi de yine yakın bir geçmişe dayanıyor. Çünkü “bir kadın ile hatta bir futbolcu eşi ile futbol konuşmayı düşündüğünde midesine ağrılar giren” erkekler var hâlâ! “Sadece maçın nasıl geçtiği konusunda fikir beyan etmesine “izin verilen” kadınlar… Çünkü futboldan anlamadığına inanılan kadınlar...” diye peş peşe sıralarken cinsiyetçi söylem içeren cümlelerini eski İtalyan futbolcu Fulvio Collovati, İtalya cinsiyetçi söylemin ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın farkında ve ayaklandı! 9 Mart gününe kadar televizyonlardan uzaklaştırılan Collovati’nin kadınlara ait 8 Mart gününde ekranlarda olamayacak olması ile de süslendi mesele.
İşte Wanda Nara ve Icardi’nin hisseli hayat farkındalığı hediyeli hikâyesi, mağduru olduğunu zannettiğimiz şiddetin uygulayıcısı da olabileceğimizi hatırlatıyor. Hayat, dünü ve bugünü ile siyah ve beyazı ile kusuru ve yetkinliği ile başarıları ve hataları ile şiddet uygulayan ve şiddetin mağduru olunması ile tam da bir bütün işte! Hangisini ayırabiliriz ki birbirinden?
Twitter
Instagram
Yorum Yazın
Aşk adamı İcardi
Icardi affetmez o kesin 😀