Her Şeyin Ardından Sapkın Bir Tarikat Çıkmış: "Evdeki Düşman" Filminin Tüyler Ürpertici Gerçek Öyküsü
2009 senesinde vizyona giren Evdeki Düşman (Orphan) filmi, en etkileyici korku-gerilim yapımlarının başını çekiyor. Filmin bu kadar ilgi toplamasını sağlayan ise çocuk görünümlü yetişkin birinin korkunç manipülasyonları. İzlerken hepimizin gerim gerim gerildiği bu hikâye, aslında Çek Cumhuriyeti'nde yaşanan bir olaydan esinleniliyor. Gelin, bu tüyler ürperici olaya birlikte bakalım.
Sürpriz misafir, bir ailenin hayatını değiştiriyor.
Kurim Davası olarak geçen olay, 2005 yılına dayanıyor. Klara adındaki bekar anne, 2 oğluyla mutlu bir yaşam sürüyor. Bir gün kardeşi Katerina'nın eve Anicka isimli bir kız getirmesiyle hayatı tümüyle değişmeye başlıyor. Anicka, Norveç'ten gelen istismar mağduru ve lösemi gibi çeşitli hastalıklarla mücadele eden bir yetim olduğunu söylüyor. Klara da kıza merhametli davranıp onunla ilgileniyor.
Gizemli doktor, manipülasyonlarıyla her şeyi yaptırıyor.
Anicka sürekli hastaneye gidiyor ve onu hastaneye yalnızca Katerina götürüyor. Hiçbir zaman Anicka ile hastaneye gitmeyen Klara, biraz zaman geçtikten sonra tanımadığı bir doktordan mesajlar alıyor. Doktorun kim olduğu hiçbir zaman tam olarak öğrenilemese de Anicka'nın babası Josef Skrla olduğu tahmin ediliyor. Gizemli doktor, Anicka'nın tedavisinin nasıl yapılacağını sadece kendisinin bilebileceğini iddia ediyor. Anicka'nın durumunun kötü olduğuna dair sürekli olarak mesajlar atıyor ve Klara bu duruma oldukça üzülüyor. Bir süre sonra aralarında anne-kız ilişkisi oluşmaya başlıyor fakat Klara'nın Anicka hakkında bilmediği bir sorun var: O sevimli küçük kızın aslında 31 yaşında olması!
"Oğullarının şeytani ruhu tedavi edilmeli."
Anicka'nın hasta olduğuna inanarak çok fazla kaygılanan Klara, onu evlat edinmeye niyetleniyor. Fakat bu kararını gizemli doktora söylediğinde doktor: 'Evde iki oğlun varken böyle bir şey mümkün değil. Çocukların Anicka'ya kötü davranır, otoriteler buna izin vermez. Eğer oğlanlarının şeytani ruhu tedavi edilirse o zaman Anicka'yı evlat edinebilirsin.' diyor. Bu da yetmezmiş gibi çocukları disipline etmenin yolunun fiziksel şiddet olduğunu söylüyor. Klara da doktorun dediklerine uyarak çocuklarını dövmeye başlıyor. Onları banyoya kilitleyip uzun süre orada bırakıyor. Daha sonra doktor bu yöntemin faydasız olduğunu, çocuklarını şok terapisine götürmesi gerektiğini söylüyor.
Tedavi adı altında işkence görüyorlar.
Doktorun tüm önerilerine uyan Klara, çocuklarıyla beraber ormanın içinde bir kulübede yaşamaya başlıyor. Aralarında Anicka'nın kardeşi Jan Skrla'nın ve Katerina'nın da olduğu 4 kişi, oğlanları tedavi edeceklerini söyleyerek iki erkek kardeşi kafeslere koyuyorlar. Bu süreçte Klara'dan istedikleri ise çocuklarından uzak durup onlara anne gibi davranmaması. Zavallı kardeşler günler süren çeşitli işkenceler görüyor. Tedavi adı altında dövülüyor, elleri bağlanıyor, vücutlarına kesikler atılıyor ve ses çıkarmamaları için ağızları bağlanıyor. 8 günün ardından anne ve çocukları eve dönüp Anicka'yı evlat edinmek için gereken işlemleri başlatıyor.
Her şeyden habersiz bir şekilde şeytanı evlat ediniyor.
Evlat edinme işlemleri için gereken adımlardan biri Anicka'nın DNA örneğinin alınması. Bunu öğrenen doktor hemen Klara'yı, DNA örneğini verirse Anicka'nın hastalıklarının ortaya çıkacağını ve süreci kötü etkileyeceğine inandırıyor. Kardeşi Katerina da başka birinin DNA örneğini alarak sorunu çözüyor. İşlemler tamamlanıyor, nihayetinde Klara ve Anicka anne-kız oluyor.
Gizemin ardından sapkın tarikat üyeleri çıkıyor.
Tüm bu yaşananların ardından komşuların ihbarı üzerine polis bir gün eve baskın yaparak Katerina ve Klara'yı tutukluyor. Katerina her şeyi itiraf ediyor. Josef Skrla ve diğer isimlerin sapkın bir tarikat hareketinin üyeleri oldukları ortaya çıkıyor. Gerçek ismi Barbora olan Anicka'yı üniversiteden tanıyan Katerina da Barbora'nın anlattıklarına inanarak bu tarikata giriyor.
Barbora, resim dersinde kendini ele verdi.
İtiraflardan sonra Klara dahil tüm suçlular cezalarını alıyor. Bu sırada çocuklar da bakımevine gidiyor. Tabii Barbora ilk gece oradan kaçmayı başarıyor. Oslo'ya giderek Adam isminde 10 yaşında bir erkek çocuğu kimliğine bürünüyor. Küçük çocuklarla okula giden Barbora, çizdiği resimler sayesinde bir gün yakalanıyor. Öğretmeni, Barbora'nın elleri bağlı ve suratları kanlı çocuk resimleri çizdiğini görünce polise haber veriyor. Gerçek kimliği ortaya çıkan Barbora sadece 5 yıl hapis cezası alıyor. Çocuk taklidi yapmasının altındaki sebep hiçbir zaman net bir şekilde anlaşılmasa da bir Barbora'nın zamanlar babası tarafından işkence gördüğü biliniyor.
Yorum Yazın
Sözde anne tarikattakilerdrn.daha hastaymış. Biri dedi diye onları yaptıysa ruh hastsı bir mnykmis zaten
olan çocuklara olmuş, acaba ne haldeler şu an?
sözde doktoru görmüyor mesajlar üstünden adama inanıp çocuğunu dövüyor falan... mal bunlar ya