Herkes Erkek Sanıyordu! Vasa Savaş Gemisinde Ölen Gizemli Kişinin Yüzü Yeniden Canlandırıldı
Vasa Savaş Gemisinin derinlerinde kalan bir denizcinin yüzü, modern teknoloji sayesinde yeniden hayat buldu. Bilim insanları, 17. yüzyılda batan bu gemide yaşamını yitiren denizcinin kalıntıları üzerinde yaptıkları araştırmalar sonucu, onun yüz hatlarını yeniden oluşturmayı başardılar.
Detaylar aşağıda 👇
Kaynak: 1
Bilim insanları, 17. yüzyıla tarihlenen bir gemi enkazında keşfedilen iskeletin ilk araştırmalarını yaptıklarında bunun bir erkeğe ait olabileceğini düşündüler.
Ancak bu yılın başlarında gerçekleştirilen genetik bir inceleme, bu bireyin kadın olduğunu açığa çıkardı.
1960'ların ilk dönemlerinde Stockholm limanının derinliklerinde 17. yüzyıla ait İsveç savaş gemisi olan Vasa'nın kalıntılarına rastlandı.
Araştırmacılar bu tarihi batığın içerisinde yaklaşık 20 adet iskelet buldular. Araştırmacılar, bu iskeletlerden birine 'G' kod adını verdi ve detaylı incelemeler sonucunda bu iskeletin bir erkeğe ait olduğunu, iskeletin isminin ise Gustav olduğunu belirlediler.
Bu yılın ilk dönemlerinde bir genetik inceleme sonucunda G'nin aslında bir erkek değil bir kadın olduğu ortaya çıktı.
Şimdi, Gertrude olarak yeniden adlandırılan G'nin yeniden yapılanması, 1628 yılında geminin batışından önce kadının nasıl göründüğünü betimledi.
İsveç merkezli adli tıp sanatçısı Oscar Nilsson tarafından gerçekleştirilen rekonstrüksiyon çalışması, genetik analiz sonuçlarına dayanarak bir bireyin hayatının son evresindeki fiziksel özelliklerini ortaya koydu.
Analize göre bu bireyin hayatının son anlarında 25-30 yaşları arasında olduğu ve mavi gözlere, sarı saçlara ve solgun bir tene sahip olduğu görüldü.
Nilsson aslında bu canlandırmayı 2006 tarihinde gerçekleştirmiş ancak Gustav'ın kadın olduğunu öğrendiği zaman büyük bir şaşkınlığa uğramıştı.
Nilsson, bu durum karşısında şaşkınlığını gizleyemese de Stockholm'deki Vasa Müzesi için bu durumu düzeltmeye yardımcı olabilecek yeni bir rekonstrüksiyon fırsatı bulduğunda oldukça memnun oldu.
Nilsson, elinde bilgisayarlı tomografi taramasını ve G'nin 2006'da yapılan yeniden yapılandırmasından kalma üç boyutlu plastik kafatası baskısını tutuyordu.
Nilsson, Gertrude ile benzer yaş ve kiloya sahip olan modern İskandinav ve Kuzey Avrupalı kadınların bir grafiğini kullanarak Gertrude'un doku kalınlığını belirlemeye çalıştı. Bu veriler, Nilsson'ın çalışmasının temelini oluşturdu.
Bu doku analizleri, replika kafatasına yerleştirilen mandalların yüksekliğini tespit etmek için kullanıldı.
Daha sonra, bu mandallar kafatasına kil hamurundan oluşturulan kas tabakalarını eklerken bir rehber olarak işlev gördü. Bilimsel yaklaşımlar burun, göz ve ağızın boyutlarına ve şekline yön verdi.
Nilsson'ın ifadelerine göre kulakların boyutu genellikle spekülatif olarak değerlendirilir.
Bununla birlikte, kulakların arkasında yer alan mastoid çıkıntının büyüklüğü ve yüzeyi ile kulakların boyutu arasında belirgin bir ilişki bulunmaktadır. Büyük bir mastoid çıkıntı, genellikle büyük bir kulakla ilişkilidir. Bu bağlamda, Gertrude'nin kafasında yer alan mastoid çıkıntılarının belirginliği onun büyük kulaklara sahip olduğunu göstermektedir.
Gertrude, genç yaşına karşın belki de zorlu bir yaşam sürdü.
Onun omurga analizi, ağırlıklı objeleri defalarca taşıdığını ortaya koyuyor. Dolayısıyla, sadece 25-30 yaşlarında olmasına rağmen, yüz ifadesi ağır iş yükünün etkisini yansıtır.
Nilsson, Vasa Müzesi'ndeki tekstil uzmanı Anna Silwerulv ile birlikte kadının kalıntıları arasında bulunan koyu gri ceket ve şapka parçalarını yeniden oluşturmak için işbirliği yaptı.
Mikroskopik inceleme sonucunda ise şapkanın aslında parlak kırmızı renkte olduğu belirlendi. Nilsson, 'Orijinal tasarım gerçekten göz alıcıydı; bize İsveç ve Sami köylülerinin geleneksel festival kıyafetlerini anımsatan yüksek bir şapka.' şeklinde konuştu.
“Anna ve ben parlak kırmızı uzun şapkayı Gertrude’un kafasına geçirdiğimizde Gertrude’un ciddiyeti daha da arttı. Ama Gertrude’un bu rekonstrüksiyonda ne düşündüğüne gelince, bunu müzenin tüm ziyaretçilerine bırakıyorum.”
Gertrude, 28 Haziran tarihinde Vasa Müzesi’nde sergilendi ve bir süre sonra müzenin yeni “Yüz Yüze” sergisi açıldığında ana ilgi odağı olacağı düşünülmektedir.
Yorum Yazın