Aşk İçin Ölümü Göze Alan Bir Kadını Anlatan John William Waterhouse’un Shalottlu Leydi Eserini İnceliyoruz
John William Waterhouse’un 1888 yılında yaptığı Shalottlu Leydi adlı eser, internette muhakkak karşınıza çıkmış olabilecek bir tablo. Genç bir kadının kayıkla seyahatini gösterse de aslında aşk için ölmeyi göze almanın ilk betimlemesi olarak geçen Shalottlu Leydi'yi sizler için inceledik!
John William Waterhouse’un 1888 yılında yaptığı Shalottlu Leydi adlı eser aslında çok hüzünlü bir aşk hikayesini anlatıyor.
Alfred Lord Tennyson’un Kral Arthur efsanesinden yola çıkarak yazdığı ‘Shalottlu Hanımefendi’ adlı şiirinden çok etkilenen ressam Waterhouse, bu eseri ortaya çıkardı. Peki bu eserin hikayesi nedir?
Resmi anlamak için öncelikle şiirin esinlendiği efsaneye odaklanmalıyız.
Efsaneye göre resimdeki leydi nehrin ortasında yer alan bir kulede uzun süredir hapistir ve tek yaptığı şey dokumadır. Lanetlenen leydi pencereden dışarı bile bakamaz çünkü baktığı an ölecektir. Bu yüzden bir ayna aracılığıyla dışarıyı izler.
Günlerden bir gün Kral Arthur efsanesindeki Yuvarlak Masa Şövalyeleri'nden Sir Lancelot, Shalottlu Leydi'nin kulesinin yanından bir şarkı söyleyerek geçer.
Leydi hem şarkıdan hem de aynadan gördüğü Sir Lancelot'tan çok etkilenir ve o anki heyecanla pencereye koşar. Pencereden dışarı baktığı için üzerindeki lanet harekete geçen leydinin ölmek için sayılı saatleri kalır.
Zaten öleceğini bile Shalottlu Leydi, son anları için kuleden kaçar ve bir kayıkla beraber nehirde Sir Lancelot'u aramaya başlar.
Sevdiği adamın peşinden ölüme doğru bir yolculuğa çıkan Shalottlu Leydi, John William Waterhouse'un betimlemesiyle günümüze kadar gelir.
Waterhouse'un oluşturduğu kompozisyona baktığımızda ümitsizlik ve ölümü temsil eden pek çok sembol görüyoruz.
Kayığın ön tarafından üç mum figürü yerleştiren Waterhouse, ikisini sönük birini ise yakın zamanda sönecek şekilde betimliyor.
Bu mumlar kadının kat ettiği mesafeyi ve artık yolun sonuna geldiğini gösteriyor.
Mumların yanına baktığımızda bir haç göze çarpıyor.
İsa'nın çarmıha gerilmesini temsil eden haç, bu genç kadının aşkı uğruna kendini feda etmesini betimliyor.
Kayığın üzerine baktığımızda bir örtü dikkat çekiyor.
Örtüye yakından bakıldığında daire içerisinde yer alan motifte Sir Lancelot net bir şekilde görülebiliyor.
Sağ elinde bir zincir tutan kadın bu zinciri bırakmak üzeredir. Bu da kuledeki esaretinden sonunda kurtulduğunu gösteriyor.
Shalottlu Leydi sonu ölüm olan bir yola çıktığı için Sir Lancelot'a kavuşamasa da 'aşk için ölmek' sözünün sanat tarihindeki ilk örneklerinden olabilir.
Yorum Yazın