Üzdün Be Winnie The Pooh! Aşırı Şöhretin Altında Boğulan Cristopher Robin'in Gerçek Hikayesi
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Üzdün Be Winnie The Pooh! Aşırı Şöhretin Altında Boğulan Cristopher Robin'in Gerçek Hikayesi
Kim derdi ki Ayı Winnie bizi bu kadar üzecek diye... İşte çocukluğumuzun en güzel anılarından bir tanesi Cristopher Robin'in iç burkan gerçek hikayesi.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Çocukluğumuzda en sevdiğimiz çizgi filmlerden biri de Winnie The Pooh idi! Ayı Winnie ve arkadaşları; Tiger, Piglet, Eşek Eeyore hala gülümseyerek hatırladığımız kahramanlar.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Tabii onlar aslında küçük bir çocuk olan Cristopher Robin'in oyuncakları. Bu güzel çocuk her gün o muhteşem hayal gücü ve oyuncakları ile birlikte maceradan maceraya koşar, bizi de peşinden sürüklerdi.
Peki ya size aslında Cristopher Robin'in 1920'li yıllarda gerçekten yaşamış bir çocuk olduğunu söylesek. Ve Winnie The Pooh çizgi romanlarının şöhreti altında ezilip kaldığını.
Winnie The Pooh çizgi romanı ilk kez 1926 yılında yazar Alan Alexander Milne tarafından kaleme alınıyor. Kendisi küçük Cristopher Robin'in babası ve çocuklara yönelik hikayeler şiirler, kaleme alan bir yazar.
Çok sevdiğimiz Cristopher Robin (Milne) 1920 yılında dünyaya geliyor. Ailesi ona ilk yaş gününde oyuncak bir ayı hediye ediyor. İlk önce Edward ismini veriyor bu çok sevdiği oyuncağa.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Ama sonra Londra Hayvanat Bahçesi'nde gördüğü "Winniepeg" isimli siyah Kanadalı bir ayıyı o kadar çok seviyor ki kendi oyuncağının ismini de "Winnie" olarak değiştiriyor.
Çocuğunun oyuncakları ile oynaması, onlarla kurduğu yakınlık ve bağ, babası için büyük bir ilham kaynağı oluyor. İşte bu esinle Winnie The Pooh'un ilk tohumları atılmaya başlıyor.
Hikayeleri yazdıktan sonra baba Milne, ressam bir arkadaşından bu kitabı resimlendirmesini istiyor. Yıllar sonra bunu yaptığı için pişman olacak arkadaşı o zamanlar seve seve kabul ediyor.
İşte Christopher Robin’in edebiyattaki en ünlü çocuk olma hikayesi de burada başlıyor. Babası 1924'te serinin ilk kitabını yayınlıyor. 4 kitaptan oluşan seri 100.000'den fazla satılıyor.
Daha 1929 yılında Londra Üniversitesi’ndeki İngiliz Edebiyatı profesörleri serinin son kitabı olan The House at Pooh Corner’ın edebiyat tarihinin en popüler kitaplarından biri olduğunu söylemişler
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bir anda tüm dünya Cristopher Robin'e ve babasına büyük bir ilgi duymaya başlamış. Herkes onları merak ediyormuş. Basının ve çevrenin bu ilgisine aile de sempati duymuş.
Öyle ki Cristopher Robin'e çocukların yazdığı mektuplar iletiliyor, o da dadısıyla birlikte onlara cevap yazıyormuş. 8 yaşında konuklar önünde Pooh kitabından pasajlar okumuş ve "Arkadaş" şarkısını söylemiş, bir yarışmada ise hikayeleri canlandırmış.
Cristopher Robin'in ünü yazarın yani babasının da önüne geçmişti. Bir gün ondan “Oyunları New York’ta başarılı bir şekilde sahneye uyarlanan İngiliz oyun yazarı. Ve Christopher Robin’in babası.” olarak bahsedildi.
Cristopher Robin'in annesi bir gün hastalandı ve dadısı annesiyle ilgilenmek zorunda kaldığı için yatılı okula yazıldı. Küçük çocuk için asıl kabus burada başlıyordu.
Bir anda etrafındaki tüm çocuklar onunla hem ilgilenmeye hem de onu hor görmeye başladı. Kitapları okuyanlar onu tanıyormuş gibi ön yargılı yaklaştılar. Oyuncakları ve kendisiyle dalga geçtiler.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Daha da kötüsü; kendisi hakkındaki yargılar, onunla hiç ilgisi olmayan bir karaktere dayanıyordu. Komşuları onun seslendirdiği gramofonu çalıyor, bıktıklarında Christopher’a iade ediyorlardı. O ise paramparça ediyordu o plağı.
Babası ise oğlu ile neredeyse hiç ilgilenmiyordu. Bir süre sonra babasının onu sevdiği için değil, kitap çıkarabilmek için kendisiyle oynadığını düşünecekti Cristopher Robin.
O kitap kahramanı Cristopher Robin olmak istemiyordu artık. Bu yüzden ailesi ona bir süre Billy diye seslendi. Kendisine o kitap kahramanı olmadığını hissettirebilmek için.
Babası ile yıldızı hiç barışmadı Cristopher Robin'in. Büyüyüp üniversiteye başladığında bile. Okulu bittikten sonraki iş arama sürecinde babasına karşı asıl gücenme duygusuna kapılmıştı.
Onu, kendisinin “çocuk omuzlarına çıkmak, ismini çalmak ve kendisine oğlu olmak gibi boş bir ünden başka bir şey bırakmamakla” suçladı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Yazar A.A. Milne, yıllar sonra Disney ile yapılan anlaşmalarla ve kitap gelirleriyle hayal bile edemeyeceği bir zenginliğe ulaştı. Fakat bu durum hiç hoşuna gitmiyordu. Ölümsüzlüğü istemişti fakat böyle değil.
Cristopher Robin ise hiç kimseden finansal bir destek almadan yaşadı yıllarca. Babasından kalan mirası da kabul etmedi. O çok sevdiği oyuncakları ise New York Halk Kütüphanesi’ne verdi. Çünkü onları bir daha asla görmek istemiyordu.
Winnie the Pooh kitabının 60. yıl dönümünde edebiyat eleştirmeni Chris Powling, “Christopher Robin kadar acı çeken başka bir çocuk olmuş mudur acaba?” diye yazmıştı.
Pooh Köşesindeki Ev adlı hikayede, “ormanın kenarındaki o büyülü yerde küçük bir çocuk ve ayısı oynuyor olacak hep...” satırlarını yazarken Milne bu ifadenin gerçek olacağını asla bilemezdi.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın
Eee bunun neresi dert. Babasını bazı psikolojik etkenlerden dolayı sevememiş çocuk. Siz hiç babası tarafından sevilmeyen hatta dövülerek öldürülen bi çocuk h... Devamını Gör
Aslında bir yerde (hatırlamıyorum tam) Winnie the Pooh karakterlerinin hepsi ayrı bir psikolojik bozukluğu temsil ettiğini okumuştum. Ama doğru mu bilemiyorum.
doğru okumuşsun ben de hatırlıyorum
Hani la bu herif intihar etmemiş, ölmemiş (yani doğal yollarla ölmüştür herhalde.) İlgisiz baba, popülaritesini kıskanan çocuklar vs ben bunları gördüm.. Mes... Devamını Gör