Sadece Hayatının Bir Döneminde Kitapçılık Yapmış Olanların Anlayacağı 18 Şey
Bu içeriğimiz kitapları sevip de zamanını onlara feda etmiş olanlar içindir. 🌸
1. Öncelikle, çalışma alanınız sizin için bir ütopyadan farksızdır.
2. Kitapları adeta evlatlarınız gibi seversiniz. Onları korur, kollar tek bir sayfasına bile zarar gelsin istemezsiniz.
3. Kitaplarla uğraşırken beyninizin içerisinde sizi mutlu eden melodiler çalar.
4. İnsanların yeni bir kitap aldıklarında burunlarına çektikleri kokuyla, siz hep haşır neşirsinizdir artık. Onunla uyanır, onunla yemek yer, o kokuyla uyursunuz.
'Şuradan bir porsiyon fantastik edebiyat kokusu rica edebilir miyiim?'
5. İlginizi çeken ya da çekmeyen her kitabı tanır, yazarları hakkında fikir sahibi olursunuz.
6. Bir süre sonra orada satılan bütün kitapların yerlerini ezberlersiniz. Çünkü raflarına yerleştirirken ya da düzenlerken en az bir kere elleriniz değmiştir her birine.
7. Öğle aralarında ve molalarda herkesin elinde akıllı telefon varken sizin elinizde kitap olur. Bu yüzden başkalarının anlamsız bakışlarına maruz kalırsınız.
8. Bir kitap hakkında fikir sahibi olmak için şöyle bir göz atmaya başladığınızda, bir saat boyunca kendinizi ondan alamadığınız zamanlar olur.
Sonra etrafınızdaki herkes sizi izliyormuş hissi uyanır içinizde. Kafanızı kaldırdığınızda gerçekten de uzun süredir o kitabın içerisinde kaybolduğunuzu anlarsınız.
9. Maaşınız yattığında; paranızın çoğunu yine kitaplara yatırırsınız. Bir, iki derken ay sonunda bir düzine yeni kitap almış olursunuz.
Çünkü hiçbirini diğerinden ayıramazsınız. Hepsini okumak, kapaklarının içerisindekilere hakim olmak istersiniz.
10. Her ne kadar kitapçıda çalışsanız da, yeterince kitap okuyacak zamanınız olmaz hiçbir zaman aslında.
Okuyacak kitaplar çoğalırken zaman daralır. Kitap yerleştirmekten ve müşterilere yardımcı olmaya çalışmaktan okumaya fırsat kalmaz çoğu zaman...
11. Bu yüzden bazen mesainiz bittikten sonra bile orada kalıp, göz atamadığınız kitapları okumak istersiniz.
12. Bazen, yalnızca bir adet kalan ve sizin de gözünüzün olduğu bir kitabı, müşteri gelip isteyince eliniz gitmez satmaya.
13. Müşterilerin de genelde nazik insanlardır. Bu yüzden daha çok yardımcı olmak gelir içinden.
14. Hatta bazen güzel bir kitap hakkında, dakikalarca süren sohbetler edebilirsiniz müşterilerle. Satış yaptığını unutup, arkadaşınızla sohbet ettiğinizi düşünmeye başlarsınız artık.
15. Bazen de her zaman o kadar nazik olmaz müşteriler. Adını sanını, yazarını bile bilmediği bir kitabı sorar. Bunu yaparken de sizi aşağılar. Kitabı bulduğunuzda kafasına fırlatmak istersiniz, ama kitaba kıyamazsınız.
Dikkat! Aşağıda geçen diyalog; yaşanmış bir olaydan alıntıdır.
'-Böyle kırmızı kapaklı bi kitap varmış öğretmen istemiş bizim çocuktan. Var mı sizde?
-Kırmızı kapaklı bir sürü kitap var da beyefendi sizin istediğiniz hangisiydi?
-Ya öğretmen istemiş işte. 100 - 150 sayfa bir şeymiş yok mu? Bak işim gücüm var benim. Oyalama beni. Varsa getir kitabı işte.
-Beyefendi kitabın adını ya da yazarın adını bilsem yardımcı olayım da, bu durumda bulmam zor kitabı.
-Ya sen nasıl kitapçısın? Bulamıyor musun şimdi kitabı?
-Bir dakika biraz bekleteceğim sizi. Aklıma gelen bir kaç kitap var onları getireyim.
-Bu mu beyefendi kitap?
-He işte bu. Bak buluyormuşsun işte. Niye uğraştırıyorsun beni bu kadar saat anlatmaya? Ne kadar bu?
-Ücreti kasaya ödüyorsunuz beyefendi. İyi günler. '
16. Sevdiğiniz yazarın yeni bir kitabı çıktığında ya da hiçbir yerde bulunmayan bir kitabı rastgele sizin elinize geçtiğinde duyduğunuz mutluluk tarif edilemez.
Evrende solucan deliği bulmuşçasına sevinebilirsiniz belki de. 😄😄
Yorum Yazın
Ya bak işte böyle içeriklerle gel bize onedio, ne kadar iyi geldi sabah bunu okumak 👍